@mavperikal
|
(36) Grefiam Su Akademisi
"Sen kimsin ve Valeri nerede?"
Korku dolu bir soluk alan Lily istemsizce elini karnına götürdü. Gırtlağında bir hançer varken gözleri nasıl ıslanmazdı? Bir Profesör ne hakla böyle davranabilirdi? Tedirgin Lily düşüncelerini kontrol altına alıp sakinleşmeyi denedi.
"Profesör Laith ne yapıyorsunuz?"
"Sana Valeri nerede dedim? Yaptığın aptallıkların onunla uzaktan yakından alakası yok!"
Hay aksi, hangi aptallıklardan bahsettiğini bir türlü çözemedi Lily. "Ne söylediğiniz hakkında en ufak bir fikrim yok. Bu yaptığınız hiç etik değil!"
"Etik olan nedir? Alevli bir hançeri bana saplamaya çalışman mı?"
"Yanlışlıkla oldu," derken nefes almaya çalışan Lily bu durumdan çok sıkılmıştı.
"Elbette yanlışlıkla oldu, yoksa bunu neden yapasın ki?" diyerek biraz daha bastırdı hançeri. Gözleri dehşetle açılan Lily artık daha çok korkmaya başladı. "Odamın yolunu biliyordun, defalarca geldin! Ancak şimdi bir aptal gibi yönünü bulmaya çalıştın. Son kez soruyorum Valeri nerede? Ona ne yaptın?"
"Hiç, hiçbir şey."
"Gerçekten sana zarar vereceğimi mi düşünüyorsun? Gözlerindeki bu korku da ne?"
"Lütfen uzaklaşın ben hamileyim, bebeğimi kötü etkilemek istemiyorum."
Laith biraz geri çekildi, sinsi gözleri olanları tartmaya çalışıyordu. "Ürkek bir kuş gibisin şu haline bak!" deyip tekrar ona doğru bir adım attığında Lily ellerini öne doğru uzattı. "Hafızam, hafızamın bir kısmını yitirdim dur artık."
Şokla açılan gözleriyle bu durumu hiç beklemediğini belirtti Laith. "Bu nasıl olur?" diye sorduğunda anlamaya çalışıyordu.
"Bilmiyorum, sizi de hatırlamıyorum. Ben evli bir kadının bu şekilde burada görünmem hiç iyi bir fikir değil, lütfen bu saçma anın tekrarı olmasın," diyen Lily şaşkın adamı orada bırakıp hızla soluk soluğa o karanlık koridordan geri döndü. Gördüğü görüyü gerçek haline getirecek diye ödü kopmuştu. Ancak şimdi onun geçmişten bir kesit olduğuna daha da emindi. Aralarındaki şey eskiye dayalı olabilir diye düşünürken yolun yarısını geçti.
Laith, Raegiams Rasa'da profesör olmadan önce karşılaşmıştı Valeri'yle. O zamanlar Valeri bekardı ve yaşı şimdikinden çok daha küçüktü. Ondan yaşça daha büyük olan bu adam kendinden emin duruşu ve gözleriyle birçok kızın kalbini çalacak kadar etkileyiciydi. Esmer ve kavruk teniyle suyun içinde görmüştü onu ilk. Yamuk burnu yüzündeki simetriyi bozmasına rağmen sürmeli gözleri tüm ilgiyi üzerine çekiyordu.
Valeri alfanın kızı olduğunu öğrenirse ondan uzak duracağını bildiği bu yabancıyla normal bir şekilde konuşmak istiyordu. Kalbinin hızını arttıracak bir görüşme yapmayalı oldukça uzun bir süre olmuştu. O yüzden aklından geçen en kurnaz numarayı yapmaya koyuldu. Suyun içine girmeden önce üzerindeki dut ipeği elbisesini çıkarıp bir kenara koydu. Suyun içine daldığında sanki onu görmemiş gibi yapacak ve ürkek bir kız gibi davranacaktı. Oysaki ürkek kızlardan nefret ederdi. Ona göre hepsi bu rolü hakkıyla oynuyordu.
Denizin bu kısmı ilginç bir şekilde deniz hayvanlarından yoksundu. İleriden gelen kulaç seslerine kulak verdi genç Valeri. Sonrasında kendini suyun yüzeyine çıkardı ve gözlerini kapatıp dinlenmeye başladı. Laith ise sudaki bedeni görüp dalgalar aracılığıyla onun su grubuna ait olmadığını anladı. Öyleyse ne zamandır kız böyle duruyordu? Yoksa bir cesede mi yaklaşıyorum diye düşündü.
"Bayan?" diyerek Valeri'nin koluna dokunduğu an açılan gözlerinin içinde ateş kıvılcımları oluştuğu için Laith sakinleşti. "Boğuldunuz sandım, uzaktan görüp yardım etmeye gelmiştim." Sözde çekingen kız rolünü oynayacaktı ama gözlerindeki sinsi parıştının baş gösterdiğine emindi.
"Hayır sadece dinleniyordum, huzuru aramak bazen zıt şeyler yapmaktan geçer."
"Anladım, iyiyseniz sorun yok demektir, iyi günler."
"Burada yeni misiniz? Sizi daha önce gördüğümü sanmıyorum, görsem kesin hatırlardım." Yerinde düzelen kadın bir yandan adama doğru yüzmeye başladı. Esmer teninde süzülen su damlaları izlenecek en güzel manzara gibiydi ona göre.
"Evet, Grefiam Su Akademisinden buraya nakil oldum."
"Öyle mi bu duruma çok memnun oldum. Uzun zamandır böyle yakışıklı öğrenciler görmüyordum," derken bu sefer gözleri kol kaslarında dolandı.
"Yanlışınız var küçük hanım, ben bir öğrenci değil eğitmenim," dediği an Valeri'in açılan ağzının kapanmasını beklemeden geride doğru yüzdü ve suyun içinden tek hamlede çıktı. Geriye kalan bu utanç verici anın zihninden silinmesini sağlamaktı ama sandığı kadar kolay olmadı.
Eğitimlerde geride duran Valeri yaptığı hatayı anlamış ve ondan uzak duruyor gibi davranmıştı ancak sonra öz savunma dersinde kendini yeteri kadar savunamadığını ama herkese üstten bakışlar atan bu küstah kızı eğitmeye karar verdi.
"Valeri meydana çık!" Gür sesi diğer öğrencilerin dikkatini çektiğinde Valeri tüm bu hamleler normalmiş gibi kuşağının içinden ona göre havalı bir hareketle hançerini çıkardı. Suya hükmeden adam ise kendini bu basit hamlelerden kolaylıkla koruyordu. Valeri karşılık olarak kendi gücünü kullanmaya çalıştığında ise su ateşi söndürdü ve etkisiz hale getirdi. "Üstten baktığın bu gücün olmayınca hiçbir şey yapamıyorsun demek. Öz savunmanı geliştirmelisin çaylak," diyerek dersi bitirip giden Profesörün ardından bakakaldı. Kafasını ona çoktan takmıştı.
Grefiam Su Akademisi Basillan'ın güney kanadı Lithas'ta bulunuyordu. Burada her şey daha duru ve berraktı. Akademinin şatosu özel bir büyü sayesinde su dalgalanıyormuş gibi görünmesine yol açıyordu. Raegiams Rasa gibi karma bir okul olmadığından burada pek fazla kavga olmazdı. Türler çoğaldığında üstünlük kavgası başlardı.
Her okulda bulunan alfanın dışında Regiams'da bir alfa daha bulunuyordu. Karma okula tek bir alfanın yetersiz kalacağı büyücüler tarafından onaylanmıştı. Ayrıca aralarında haksız rekabetler oluştun istemiyorlardı.
Yasak büyülere merakı olan Valeri uslu kız rolünde kütüphanede dolaşır ve bir bir hepsini aklına kazırdı. Bunlardan biri çekim iksiriydi. Çekim iksirini bir parfüm gibi süngerle bedenine sürüyor bir damlasını da bu çekimi hissetmesini istediğin kişinin içeceğine ekliyordun. Valeri günler süren bu iksiri zorlu bileşenleri bile bularak tamamlamış ve sonunda zafere ulaşmıştı.
Profesörün odasına gizli gizli girip matarasının içine bir damla iksir bırakıp ardından hızla ayrıldı. Günlerdir göz takibine aldığı profesörün bu saatlerde ormanda koşu yapmaya çıktığına emindi. O da kendini özel kıyafetlerinden arındırıp daha sade şeyler giyerek öylesine dolaşıyormuş izlenimi verdi.
Boynuna sürdüğü iksir her yerini şaha kaldırıyor ve yaşanacakları aklına getirdikçe iştahlanıyordu. Kendi kendine ota böceğe bile gülmeye başladı. Nihayet duyduğu çıtırtıyla kendine çeki düşen verdi ve öylesine dolanmaya devam etti. Ancak adım sesleri ondan git gide uzaklaşıyordu.
"Kahretsin be adam bu tarafa dönmen gerekiyordu!"
Laith başka bir yere giderken hayallerinin suya düşmesine izin vermeyip bir anda bağırmaya başladı. Kendini yere attığında düşüp bileğini incitmiş gibi davranacaktı. Yaklaşan sesi duyduğunda amacına erişmenin hazzı tüm yüzüne yayıldı ve anında rolüne devam etti.
"Öğrenci, iyi misin?"
"Ah, Profesör burada ne arıyorsunuz?"
"Ben de sana aynı şeyi soracaktım," diyen Laith temkinliydi."
"Yürüyüş yapıyordum ama taşa takılınca bileğim burkuldu sanırım, canım çok yanıyor," diye acı dolu ifadesini ona sundu. Biraz daha yaklaşmazsan her şey boşa gidecek işte gel ve bak şu bileğime diye içinden geçirirken adam buna kayıtsız kalamadı ve yaklaştı.
"Size böyle büyüleri öğretmiyorlar mı? Bu kadar basit-"
"Ahg, tam orası çok acıyor dokunmayın lütfen."
"Tamam sakin ol birazdan dinecek," diye tüm konsantrasyonunu bileğine vermişti. Önünde eğildiği için Valeri bir anda doğruldu ve adamla yüz yüze geldi. Esen rüzgar Valeri'den taraftaydı. Koku Laith'in burnuna dolar dolmaz gözlerindeki temlinli ifade kaybolmuş ve karşısında arzuladığı bir kadın varmış gibi değişmişti.
"Profesör, artık bileğim acımıyor," dedi kısık ses tonuyla.
"Tamam," diyen adam hipnoz olmuş gibi kalakalmıştı. Bu yüzden ipleri onun eline alması gerekirdi. Omuzlarına doğru elini gezdirdiği adamın biraz daha kıvama gelmesini istiyordu.
"Ne istiyorum biliyor musunuz Profesör, sadece bir öpücük. Böylece zihnimde dolanmaya devam edemeyeceksiniz. O ilkel değerlerinizle birlikte sonrasında ne yapıyorsanız yapabilirsiniz. Sadece birini kendim olarak etkilemek istemiştim ama siz beni kamçıladınız," derken adama biraz daha yaklaşıp fısıltılarını kulağına taşıdı.
Kendine karşı koymaya bile takati olmayan Laith burnunu kokuyu daha derin alabileceği bir yere götürdü. Valeri'nin boynuna... Öpücüklerin büyüyle harmanlanan dansı tutkunun doruğa çıkmasını sağlıyordu. Laith kendine hakim olmak gibi bir terimin farkında olmadan zaten yerde oturan Valeri'nin üzerine çıktı ve nihayet ona istediği öpücüğü verdi.
Sakallarının bedeninde dolaşmasının nasıl bir duygu olduğunu anlayan Valeri bu tehlikeli oyunu biraz daha devam ettirme kararı aldı. Onun gibi karizmatik bir erkek tarafından kim beğenilmek istemezdi ki? Gerçi bunun beğenmeyle alakası yoktu ama biraz olsun ilgi istemişti Valeri. Ancak bedeninde dolaşan elleriyle ileri bir boyuta gitmeden hemen ateş büyüsüyle durdurdu olanları. Profesörler büyüye karşı hassas oldukları için zaten uzun süre devam edemezdi.
Valeri'nin üzerinde kendine gelen Laiht ise nasıl bu halde olduğunu anlamadan öfke dolu gözlerle karşısındaki öğrenciye baktı. Okul kuralları netti, bir eğitimci bir öğrenciyle asla beraberlik yaşayamazdı yoksa sonuçları ikisi içinde çok ağır olurdu.
Aşklarım selaam💙
Sizce bizi nasıl bir gidişat bekliyor?
Laiht ile olan durumun bu şekilde olduğunu tahmin edebilir miydiniz? |
0% |