Yeni Üyelik
42.
Bölüm

42. Bölüm

@mavperikal

(42) Gümüş İplikli Motifler

 

Masajı tam ortada bitirdiğimi sorgulamasın diye yeniden başa kadar çıkacağım sırada "Dur, dur lütfen," diye panik ve nefes nefese kalmış şekilde itiraz etti. Ayağa kalkıp ne yapacağını bilmezmiş gibi yataktan indiğinde üzerindeki tül parçasının düşmesine ramak kala onu yeniden bedenine sabitledi. Tek eli göğsünün üzerinde elbiseyi tutmaya çalışırken parmağıyla aynaya dokunmayı denedi. Geçebileceğini anladığında ise bana daha fazla minnet etmek istemez gibi hızla aynanın diğer ucuna geçti.

 

Arkasından ne kadar baktım bilmiyorum. Bu garip durumdan kurtulmanın bir yolu yoktu ve ikimiz de yakında delirecek gibiydik. Gözlerim kalktığı yere takıldığında ise mum ışığının yansımasında gördüğüm derinlikler yutkunmamı sağladı. Siktir! Siktir kere siktir!

 

Sertleşmiş ve kabarmış göğüs uçları kumun içine bile delik açmıştı. Hamilelikten dolayı gittikçe dolgunlaşan göğüsleri kumun üzerine iz oluşturmuştu. Bu kumun üzerine bir kedi gibi kıvrılırlen böyle bir şey olacağı aklıma gelmemişti. Karnının hafif kabarık oyuntusu ve elleriyle kumu kavramaya çalıştığının tırnak izlerini baştan sona yavaş yavaş inceledim.

 

Dudakların değdiği yerde oluşan çukurun içine sürekli bıraktığı nefeslerin nemliliği vardı. Ve lanet olsun ki bu nemlilik başka bir yerde daha vardı. Elim o kıvrımın üzerinde dolaştığı an yapma dedim kendi kendime, o bundan kaçtı sen devam edemezsin. Sil aklındaki bu düşünceleri, o senin karın değil, seni istemiyor, sen evli bir adamsın, karın sana danışmadan bir haltlar yeyip ortalıktan kaybolsa da ona sadık olmak zorundasın. Onun için ona bile dokunamazsın çünkü asıl sadakat şimdi başlıyor. Bu siktiğimin çıkmazında karımın bedenine bile dokunmam yasak! Yasak elma karımın kendisi. Evlilik dövmelerimiz hâlâ bedenimizde dolansa bile bunu yapmamalısın. Sonunuzu göremiyorsun, ne olacağı belli değil!

 

Kendim ve iç sesimle ilgili girdiğim münakaşayı kumu avuçlarım arasına alıp sıkarak bitirdim. Sanki her şey bu kumun suçuymuş gibi bir de avuçladığım gibi sağa sola fırlatmaya başladım. Toz havada yayılıp yeniden yatağa gelince okkalı bir küfür daha ettim. Büyülü kum sayesinde ağız tadıyla odayı bile dağıtamıyorduk.

 

"Ahh! Sikeceğim böyle işi! Bir evliliğin içine üç kişi tutsak olduk, ne boka yaradı ha!" Hırsla savurduğum tekme kum yatağını sadece dalgalandırınca daha da sinir oldum. Gerginliğim had safhadaydı. Bu aptal durumu kendi içimde çözmem ve Liliuma bir şey belli etmeden odadan ayrılmam gerekiyordu. Eminim şu an kendini çoktan banyoya kilitmemişti.

 

Derin nefesler alıp aynanın içine daldığım gibi kendimi odada buldum. Sonra da kısa bir büyüyle orayı eski haline getirdim. Banyonun kapısını tıklayıp çıktığımı haber vermem gerekiyordu, aksi halde sabaha kadar orada kalabilirdi.

 

"Acil bir işim çıktı ben çıkıyorum, beni beklemeden uyu lütfen," dediğimde cılız da olsa tamam sesini duymuştum. Artık suyu ve ayarını öğrendiği için akvaryumdan korkmama gerek yoktu.

 

Sürekli köşe kapmaca mı oynacaktık? Daha geçen gün benden uzaklaşmak için James'in odasını bile kullanmıştı. Basillan aşkına annemin kopardığı yaygara ne olacaktı? Olayın çirkinliği akla mantığa sığmazken bunu dile getirecek olması acınasıydı. Sonrasında gerekli bir konuşma ve yeterli uyarıyı yapmıştım.

 

"Pearlynine!"

 

Zihnimdeki kuvvetli kükremesi yaklaştığının işaretiydi. Beni anlayan bir ejderhaya sahip olduğum için şanslıydım. Malikanenin arkasındaki geniş açıklığa indiği an üzerine tırmandım ve derisinde benim için ayrılan çıkıntıya oturdum.

 

"Çok hızlı uç, öyle bir uç ki hiçbir şey düşünemeyim!"

 

Öyle bir uç ki içimin yangınını rüzgarlar söndürsün demek istedin sanırım.

 

"Pearlynine!"

 

Evet evet tamam, tam adımı kullandığına göre işler sandığım kadar iyi gitmiyor?

 

"İşler mi, işler boktan gidiyor. Karım, beni ve bebeğimizi terk edip gitti mi yoksa başka bir halt mi çeviriyor çözemiyorum. Karımın bedeninde bir başkası var ve onunla baş edemiyorum. Hayat alfa olduğumdan beri yeteri kadar zor değilmiş gibi gittikçe seviye atlıyor!"

 

Anladım, biraz bağırmaya ne dersin koca oğlan?

 

Ejderhamın alayla çıkan sesine sinir olsam da çocukluktan beri yaptığım bir şeyi dile getirmişti. "Valeri her neredeysen çıkıp gel artık!"

 

"Bebeğimizi bir başkası taşıyor, bir başkası doğuracak ve bir başkasına anne diyecek! Tüm bunları nasıl kabul edebilirsin! Bunun bakire bir kadına da haksızlık olacağını düşünmen gerekirdi!"

 

Bakire mi? İşte bu dostum işleri biraz karıştırıyor. Bakire bir kadını doğum yapmaya hazırlayacaksın öyle mi? Tıpkı efsanelerdeki gibi!

 

"Hiç yardımcı olmuyorsun İnci?"

 

E uçuyorum ya?

 

"Bu hep yaptığın bir şey?"

 

Ama senin değil. Hem yaklaşan zamador yarışına da alıştırma yaparız fena mı?

 

"Siktir! Bir de yarış var evet!"

 

Panik yapma, bu zamana kadar kazanmadığımız bir yarış olmadı delikanlı.

 

⚜️

 

 

Gittiğini anladığım andan beri akvaryumun dibinde oturuyordum. Kenardaki kalın camın içindeki balıklar beni neşelendirmek ister gibi garip hareketler yapıyordu. Özellikle kırmızı etli balığın taklalar atıp durduktan sonra bana bakması çok enteresandı. Su seviyesini omuzlarıma gelene kadar artırıp kapattıktan sonra büyük akvaryum havuzunun içinde yüzmeye başladım. Su ne zamandan beri bana böyle iyi geliyordu? Buradaki dertleri daha önce çekmediğim için mi sudan bile medet umuyordum yoksa?

 

Parmaklarımın arasından dans ederek akan su döndüğüm an bir girdap oluşturarak sanki dalga vurur gibi bedenime çarpıyor ardından hemen düzeliyordu. Zihnimi toplamak için bu hareketi kaç kere yaptım sayamadım. Sonra kırmızı balıkla birlikte diğer balıkların senkronize olmuş hareketlerini takip ederken garip bir şey dikkatimi çekti. Akvaryumun camında sanki saydam ve simli iplerle özenle oluşturulmuş motifler vardı. Yüzerek oraya kadar gidip parmağımın ucuyla onlara dokundum ve dokunduğum an aynı motif parmak ucumdan bileğime kadar serpildi.

 

"Hey, bu muhteşem. Sihirin olduğu bu tuhaf evren aslında bazı yönlerden oldukça hoşuma gidiyor Kımkım biliyor musun? Senin adın kımkım olsun mu?" Aslında sormak için sormuştum ama kırmızı etli balığın başını sallayacağını hesaba katmamıştım. Şaşkın gözlerle ona bakarken yeniden takla attı. "Tamam balık beni duyuyor ve burada gayet normal olmalı. Adın için şimdiden üzgünüm ağzımdan bir anda öyle çıktı," dedikten sonra kıkırdadım. "Ben de kendi adımı kullanamadığım için biraz mutsuzum Kımkım ama bundan sana ne değil mi?"

 

Motifler her dokunduğumda bedenimin farklı bir yerinde belirdi. Simli kabarık bir baskı gibi duruyor ve oldukça hoşuma gidiyordu. Sanırım sudan çıktığım an kaybolacaktı ama sorun değildi, biraz da olsa eğlenmiştim.

 

"Sence yanlış anlar mı Kımkım?"

 

Kımkım bu kez boş boş yüzüme baktı. Bu konuda bir fikri olmaması doğaldı, ne diyebilirim ki? Bir balıktan medet umacak kadar delirmiş olmalıydım. Kadın ve erkeğin yaradılış fizyolojisi açısından birbirinden etkilenmesi oldukça doğaldı. Kaçtıkça kovalanan ateş böcekleri değildik ama ateşle barut gibiydik. Bir araya geldiğimizde sanki ufak bir esinti bizi tutuşturacak ve birbirimize karışıp ortalığı patlatacak gibiydik. Bunun tanışma şeklimizle büyük bir alakası vardı tabii. Ancak ben de o pozisyondan sonra rol yapıp ertesi gün senin karın değilim diyemezdim. Zaten yakınlaşacağımız kadar yakınlaşmıştık ancak o bir kazaydı. Bundan sonra ise bir hata olur bu yüzden bu hataya yol açacak en ufak bir esintinin bizzat önünü kesmeliydim.

 

Akvaryumdan çıktıktan sonra gelen Ella tüm bakımları yapmış ve bir bebek gibi rahatlayıp örtünün altına girmiştim. Rahatlayan şey sadece bedenimdi, zihnim değil.

 

Sabaha kadar gözüme uyku girmezken acaba anladı mı, nasıl karşılacak, ilk önce o mu konuşacak diye kendi kendimi bunalttım durdum ama gelmedi. Hatta sonraki gün ve bir sonraki gün de gelmedi...

 

Loading...
0%