@mavperikal
|
(49) Ay Dönümü
Odanın içinde bir o yana bir bu yana giden James abisi ve Valeri arasında ne varsa düzelsin istiyordu. Bunun için ufak bir oyun oynama kararı almıştı. Abisinin ejderhasının kanat seslerini duyduğu an kulak kabartmıştı ama merdiven çıkan hiçbir adım sesi duymadı. Bu yüzden aşağı inip bakmaya karar verdi. Abisi başını elleri arasında almış ve dizlerini kendine çekerek eşikte oturuyordu. Üzerinde bu kadar yük olmasına içten içe üzülse de elinden o an bir şey gelemezdi. Oyununa başladı vakit kaybetmeden.
"Abi? Yorgun görünüyorsun, iyi misin?"
Alex kafasında şöyle bir tarttıktan sonra kaşlarını havaya kaldırdı. "Değilim."
"Kendime su almıştım, iç istersen iyi gelir?"
Alex yek kelime etmeden suyu alıp tepesine dikti ve farklı bir kokusu olduğunu hissetti. "Ne var bunda?"
"Rahat uyumak için bir karışım koymuştum," diyerek yanıtladı James. İçinden de ne kadar rahatlamak sana kalmış artık diyerek ayağa kalktı. "Odadan ağlamayla karışık sesler geliyordu, Valeri iyi mi baktın mı? Hamile kadın bir şey olmasın?" deyip şüphe tohumlarını da abisine yüklendikten sonra iyi geceler dileyerek uzaklaştı. Tüm görevleri yerine getirdiğine göre mışıl mışıl bir uykuya teslim olabilirdi.
Alex başka herhangi bir şeyi umursamadan uzun bacaklarıyla doğruca odasına doğru koşmaya başladı. Merdivenleri üçer üçer çıktığına göre korkusu ağır basmıştı. Kapıyı hızla açtı ama içeride bulmayı umduğu kişiyi bulamadı. Daha sakin adımlarla banyoya yöneldi ve birkaç kez tıkladı. "Lilium?" Cevap veren olmayınca kapıyı sakin ama korkulu bir şekilde araladı. Tekrar adını seslendi ama Lily onu duyacak gibi değildi. Akvaryumun içinde oturmuş suyla oynuyordu.
Seslenmekle olmayacağını anlayan Alex kendini de suyun içine attı. "Lilium?" Koluna dokunarak kendine getirmeyi isterken dokunduğu an farklı bir duyguyla dolacağını bilemedi. "İyi misin?"
"Değilim."
"Neden?"
"İçim yanıyor." Söyleyebileceği tek şey oydu. Alex'in gözleri üzerindeki yeni fark ediyordu, ağladığını düşünüp koşarak yukarı çıkmıştı ama beklediği manzara bu değildi. Su yüzünden ıslanmış beyaz tül tüm bedenine yapışmıştı ve bu tıpkı kum masajındaki açılan boşlukları hatırlatıyordu ona. Elbisenin içindeki sütyen gereksiz bir bez parçasından ibaretken bunu düşünmemek elde değildi.
"Seni yıkayım ister misin?"
"Olur," diye mırıldandı Lily. Alex eline aldığı sabunla birlikte Lily'nin saçlarına dokundu. Aslında karısının olan kızıl saçlara. Saç diplerine masaj yapmaya başladıkça gözleri kapanıyordu hoşuna gittiğini düşündü, sonra boynuna ve ensenine kadar indi. Masaj yapar gibi kollarına doğru geçti. Lily kıpırtısız bir şekilde duruyordu. Alex onu durularken beyniyle düşünmeye çabaladı çünkü bedeninden akan köpükler akıl kârı değildi. Boynundan süzülüp göğüs ucuna sızan köpüğün yolculuğunu gözleriyle saniye saniye takip etti.
"Beni yıkamaya devam et," diyen Lily heyecanlı bir rüyanın içinde gibi hissediyordu. Bedenindeki yangın onun dokunmasıyla daha da artıyordu. Elbisenin bacaklarına yapışan ıslak tülünü tek hamlede kaldırdı ve Alex'in yıkaması gereken yerleri vurguladı. Özel bir süngerle birlikte tenine değen elleri düşündükçe hoşlanıyordu. Alex bacaklarının arasına gelince iki bacağıyla birden kıstırdı onu.
Alexander'ın yukarı çıkmamasının iki nedeni vardı; birincisi ay dönümlerinde alfa ve eşine özel sihir işlerdi. Alfa soyu önemli olduğu için ay dönümlerinde ikisinin de ihtiyacı artar ve birbirlerinde soluklanırlardı ki bu da çocuk ihtimalinin artması demekti. Çünkü bunun aşk evliliği olmadığını onlarda biliyordu. İkincisi ise yine tam da bu konu yüzündendi. Bu odadan son çıktığında bile zorlanmıştı, şimdi yeniden yüksek duygularla girmek bir şeyleri değiştirir miydi diye düşünüyordu?
Etik ve ahlaki değerler açısından bunu yapmak istemiyordu, onun karısı olmadığını bir tek o bilirken bu özel durumdan faydalanmak istemiyordu. Lanet olası sadakate uymak zorundaydı. Valeriyle birlikte verdiği sözü bozarsa her şey düzeldiğinde yeniden yüzüne bakabilmek isterdi. Öte yandan bunu ona yaptığı için öyle çok öfkeleniyordu ki... Kim kendi yerine başka bir kadının geçmesini isterdi?
Lily eğer rol yapsa bunu bir süre sürdürebilirdi. O süre boyuncaysa istediğini yaptırırdı. Ama o durumun absürtlüğünden çığlık çığlığa kaçmıştı, her aklı başında kadının yaptığı gibi. Şimdi ise tüm hisleri cayır cayır yanıyordu. Sihir her şeyle birleşince akıl almaz bir açlık oluşturdu.
Lily'nin uçurumun kenarında içtiği içecek su değil ferndü. İçtiği içki yetmezmiş gibi bir de James'in verdiği karışımı içmişti. James abisi ve Valeri'nin arasında uzun zamandır yolunda gitmeyen bir şeyler fark ettiği için biraz gevşemelerini istedi. Karı koca için seksten daha iyi bir şey düşünemiyordu. Bu yüzden planını devreye koyarken çok mutluydu. Ancak ay dönümünden ve içilen içkilerden onun da haberi yoktu...
Alex eli bacakları tarafından kıstırılınca ne yapacağını bilemedi, zihni bulanıklaşıyor ve bu yaptığı en doğal şeymiş gibi görünüyordu. Bir hamle, devam etmek için tek bir hamle bekledi. Lily gözlerinin içine bakarak bacaklarını araladığında hiç almamış gibi derin bir nefes aldı. Elindeki lifi artık daha özel yerlerde gezdirmeye başladı. Lily suyun içinde yeni bir girdap oluşturdu ve ikisini birden ıslattı.
Alex yutkunarak lifi yukarı doğru çıkardı. Köpüklü lif karnından göğsüne doğru uzanırken Lily çenesini dikleştirip ona baktı. Bu yangın neyse bir an önce sönmeliydi yoksa çıldıracaktı. Lifi elinden alıp kenara doğru fırlattığında onun yerine ellerinin gezmesini istediğini belirtti. Kendi ıslanmış bir tülün arkasındayken onun fazla giyinik olması sinirlerini bozdu. Tenini görmek ve dokunmak istediği için bir çırpıda üzerindekinden kurtuldu. Zihnindeki isimler harfleriyle birlikte birbirine karıştı ve artık ne o Alex'ten ibaretti ne de Lily kendinden.
Alex'in bir parmağını tutup üzerindeki tülün üzerinde hareket ettirdi. Zihninde geçen gece dönerken tırnağının ucundaki ateşle tülü eritip yırttığını hatırlıyordu, bunu yeniden yapmasını istedi. Alex'in bunu hatırlayan gözleri parladı. Tırnağını Lily'nin istediği gibi tam iki göğsünün arasında gezdirirken aşağı doğru indiler ve o elin tekrar yukarı çıkmasına izin vermedi. Saniyelerin arasında sıkışıp kaldığını hisseden çift kendine hakim olamadı. Suyun hâlâ tenlerine çarpması onları kamçılamaktan başka bir şey yapmadı. Parmakları oraya geldiğinde sert bir nefes verdi Lily. İstediği tam da buydu, hayır daha fazlası. Tenine çarpan su ıslaklığıyla karışırken aldığı yüz ifadesini bir an bile kaçırmadan izledi Alex.
Elleri hızlandığında omuzlarına dokunan narin patiler keskin bir pençeye dönüp onu tırmalamaya başladı. Nihayet damarlarında fokurdayan kanı rahatlamaya başlamıştı. Nefes sesleri birbirine karışırken Lily istediğini aldı ve alır almaz da nefes nefese kalarak kucağına tırmandı. Su sanki onlardan yanaymış gibi seviyesini biraz daha alçalttı. Bu atlamayla sırt üstü geriye düşen Alex inanılmaz gözlerle onu izlemeye devam etti. Kolları ve dirseklerinin üzerinde durup üzerine oturan kadının tadını çıkarmak istedi ama Lily eğildiği an dikkati dağıldı. Yırtılan tül iki yana ayrılarak göğüslerini gözler önüne sererken odaklanmak imkansızdı.
Dudaklarını dudaklarına yaklaştırarak bekledi Lily, ilk hamleyi onun yapmasını ister gibi. Kimsenin kibarlıkta gözü yoktu bu yüzden Alex minik bir sürtünme sonrası aylardır aklından çıkmayan görüntüler için açlıkla öpmeye başladı yumuşacık dudakları. Lily ise freni boşalan kamyon gibi kendini durdurmak aklına bile gelmeden aynı şekilde karşılık verdi ona. Hamile olduğunu unutmadan hızlı ama narin bir şekilde yerlerini değiştirdi Alex.
Manzarasına bir kez daha doya doya bakıp bu sefer öpücüklerinin tadını çıkardı. Lily'nin elleri Alex'in göğsünde ve kaslarının arasındaki boşluklarda dolanıyor ardından pazularına çıkıp izlerini bırakıyordu. Bir kedi tarafından tırmalanmak Alex'in hoşuna giderken bedenlere çarpan su tarafından ekstra rahatlıyorlardı. Bu sanki sahil kenarında sevişmek gibi hissettiriyordu.
Su onlara göre çekilip artarken dudakları Lily'nin teninde gezindikçe duyguları arşa çıktı. Özellikle kumun içine saplanan iki minik çıkıntıyı dudakları arasında hissedince ikisi de yüksek sesle inledi. Kendinden geçen Lily ve Alex nihayet yeniden bir bütün olmaya hazırdı. Akvaryumun içinde, köşesinde, birbirlerine fısıldadıkları her an akan zamandan ve birbirini kovalayan akrep ve yelkovandan haberleri olmadı. Banyoda bulunan büyük pencereden içeri sızan pembe gün ışığı tenlerine dokununca kendilerini kutsanmış gibi hissetmekten geri kalmadılar.
Günlerdir kendilerini ne kadar tuttularsa o kadar patladılar ve tenleri birbirlerine o kadar karıştı. Zamanı hatırlatan pembe gökyüzü yeniden yıkanmalarına neden oldu. Alex elleriyle önce Lily'i daha sonra kendini kurulayıp giydirdikten sonra bedenlerindeki ve ruhlarındaki tüm rahatlamayla yumuşacık yatağın içine girip saten örtülerle örtündüler. Ne yazık ki içtikleri karışımlar ve ay dönümü zihninlerini bulandırdığı için yaşanan anları ertesi gün ikisi de hatırlamayacaktı... |
0% |