Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@mavperikal

(9) Senin Karın Değilim

 

Olay anı

 

Bir şeyler oluyor ancak ne olduğunu bilmediğin bir çizginin üzerinde yürüyordun. Sonunu bilmediğin bir yolda, özellikle başı da düzgün değilse endişeye kapılmak olası bir son muydu?

 

Altın varaklı boy aynasının karşısında tüm çıplaklığımda dururken bakmaya bile utandım.

 

"Ne yapıyorsun sen? Hemen bırak beni?"

 

"Şşt aynaya bak bebeğim. Aynaya bak ve kimin karısı olduğunu gör."

 

"Sen kimsin?" diye güçsüzce yeniledim sorumu.

 

"Ben Alexander Harvey. Basillan'ın kuzey kanadındaki Vatov'da, ejderlerin alfası, senin kocan ve," dediğinde eli arkamdan karnımda birleşip okşadı. "Karnındaki çocuğun babası..."

 

Yazardan

 

Lily, kendi olmayan bedeninin önünde çıplak bir şekilde aynaya bakarken, utanmanın en uç noktasındaydı. Gözleri karnına kitlendiğinde gerçekten orada kendini belli eden bir çıkıntı gördü. Başkasının karısıydı, başkasının çocuğunu taşıyordu, teoride her şey netti. Gerçekte ruhunun ıstırabı fırtınaya tutulmuş bir ağaç gibi sallanıyordu.

 

Adamın karnındaki elini tırnaklarını ona geçirerek itti. Ne olduğu önemli değildi isterse kral bile olabilirdi ancak bir daha ona dokunmayacaktı. Net ve tane tane bir sesle tekrardan bağırdı.

 

"BEN SENİN KARIN DEĞİLİM."

 

"Benim karımsın ve konu tartışmaya açık değil. Bir gece de ne olmuş olabilir? Yoksa yine gördüğün saçma rüyalardan birinde, bir kadınla konuştuğum için bana tavır mı alıyorsun?"

 

"Ne laf anlamaz adamsın sen?"

 

"Bağırıp durma bir şey olduğunu sanacaklar."

 

Lily sakinleşmek için derin bir nefes aldı ve daha fazla çıplak kalmamak için üzerinde giyinecek bir şeyler aradı. Adamın yerde gördüğü büyük tişörtünü bir çırpıda üzerine giyindi. Ancak ıslık sesiyle birlikte adamın onu süzmesini beklemiyordu.

 

"Bebeğim, ne kadar seksi olduğuna da bir bak. Neden daha önce bunu yapmadın? Artık sana da birkaç parça tişört alsam iyi olacak," derken çapkın gülüşü dudaklarındaydı.

 

"Bak, ben senin karın değilim, başka biriyim, adım Lily White."

 

Adam kadını uzunca bir süre inceledikten sonra düşündü. "Şu geçen gün çocukların oynadığı oyunu mu oynuyorsun? Bir başkasının yerine geçtikleri hani?"

 

Hala onu dikkate almadığı için eline geçen ince ve uzun vazoyu adama doğru fırlattı. Ancak adam elinden çıkardığı ateşle vazoyu hapsedip yok etti. Bunu görmek şapkadan tavşan çıkaran sihirbaz kadar etkilemişti onu.

 

"Ne o, ilk defa mı ateş büyüsü görüyorsun?"

 

"Ateş büyüsü mü?"

 

"Hala oyun oynamaya devam mı ediyorsun Valeri? Sıkıldım."

 

"Sen, az önce ne yaptın? O ateşle, ateşle..."

 

Alexander bıkkın bir nefes vererek karısının yanına gitti. "Bu tavırların hiç hoşuma gitmedi Valeri, birileri tarafından duyulmamalı. Otur ve baştan neler olduğunu anlat. Sanırım bir rüyanın etkisindesin."

 

Lily daha önce de büyüden bahsedildiğini duymuştu ama belli bir boyuttaydı bu, kahinler büyücüler dışında böyle bir şey görmemişti.

 

Burası Basillan'dı. Buradaki tek gerçek büyüydü. Basillan, dağlarıyla ve ovalarıyla oldukça geniş ve büyük bir bölgeydi. Kuzey kanadında Vatov, güney kanadında Lithas, doğu kanadında Avala ve Batı kanadında Wehland vardı.

 

Kuzey kanadında ateş hükümdarı ejderhalarıyla ünlüydü. Bir ejderhaya sahip olman için ateş gurubunda olman gerekliydi ancak her ateş, bir ejderle bağ kuramazdı. Bağ kuran şanslı kişilerdenseniz aranızdan bir de alfa seçilirdi; ejderlerin baş sorumlusu. İgnisler...

 

Güney kanadında su hükümdarı bulunurdu. Bağ kurduğu canlısı ise denizkızlarıydı. Denizden gelen her fısıltıya kulak verir ve bunu size aktarırlardı. Üstelik suya hükmedenlerden bazıları dönüşüm geçirip bağ kurduğu canlı gibi kuyruğu olan bir varlığa dönüşebilirdi. Aqualar...

 

Doğu kanadı toprağa hükmederdi ve canlısı yılandı. Toprağın derinlerinde daha bir ağaç tohum olmadan olacağı bilir, bazen kendine saklar, bazen bağ kurduğu insanla paylaşırdı. Bağlar karaktere göre gelişirdi ve yine herkesin bir canlısı olmazdı. Terralar...

 

Batı kanadının hükmü havaydı. Canlısı ise anka kuşları, ankalar büyüleyici yaratıklardı. Bir bakarsın gökte, bir bakarsın yerde, ya da sinsice arkandan gelip izini sürüyor olabilirdi. Aerlar...

 

Her kanadın bir alfası ve bir hükümdarı vardı ancak kral ve kraliçe bir taneydi. Burası anaerkil bir toplum olduğu için kadınlar asla geri planda olmaz aksine önde tutulurdu. Problemler önce kraliçeye iletilirdi.

 

Bölgeler arası bazı güç savaşları ve anlaşmalar olsa da bu zamana kadar aşılamayan hiçbir pürüz oluşmamıştı. Bundan sonrası ise tanrının insafıydı.

 

Lily, kocası olduğunu iddia eden adamın karşısına oturup derin bir nefes aldı. "Buradan çok uzak bir yerde yaşıyordum ve bir ailem vardı," dedikten sonra gözlerine çöken hüzünle duraksadı. "Hala var. Kitap okumayı çok sevdiğim için sürekli kendime yeni kitaplar alırım," dediğinde Alexander ona alay dolu bir bakış attı.

 

"Bir gün aldığım kitapların arasına kırmızı, eskimiş, deri kaplı bir kitap karıştı. Açıp inceledim ama ne olduğunu anlamadım. Sonra kitabı aldığım yere geri götürmek istedim fakat uyuyup uyandığımda evimde değil, bir ormanın içindeydim. Yağmur deli gibi yağıyor ve gök gürlüyordu. Ben daha ne olduğunu anlamadan birkaç adam çevremi sardı ve beni avladıklarını söyledi."

 

Alexander'ın suratındaki alaylı ifade kaybolup yerini ciddiyete bıraktı. Karısı acaba bir öykücü mü olsaydı diye düşündü. Tüm bunları rüyasında görmesi de elbette mümkündü. Onu dinlediğini belli eder gibi başını salladı.

 

"Zamanda geriye gitmişim," derken müdahale etme arzusuyla doldu taştı.

 

"Öyle bir büyü yok, bu mümkün değil. Asırlar önce yasaklandı ve formüller yakıldı."

 

"Dünyada yaşadığım yerden, zamanda o kadar geriye gitmişim ki bir köle tüccarının eline düştüm."

 

"Dünya mı? Öyle bir yerde yok! Tanrı aşkına Valeri sen ne anlatıyorsun?"

 

"Sus ve dinle artık be adam! Bana göre de burası yoktu ama geldim." Hırslı bir şekilde söyledikten sonra parmakları tişörtün etekleriyle oynamaya başladı. Tişörtte bu kas kafalı adamın parfümü vardı ve hiç hoşuna gitmemişti. Kaşlarını çatarak baktığı adamı incelerken saçının altının kel olduğunu, ortasından ise at kuyruğu gibi uzayıp kalın bir örgüyle aşağı doğru indiğini gördü. Cam gibi yeşil keskin gözleri merakla ona bakıyordu.

 

"Köle tüccarı beni bir kafese koyup satmaya çalıştı, topladığı diğer kadınları da öyle. Paramı o kadar yüksek tutmuş ki bir süre kimse bakmadı bile. Sonra ben bir ışık huzmesi fark ettim, ip gibi dalgalanıp uzayan ışık tekerlekli bir adamın etrafında durdu. Adam otuzlu yaşlarında duruyor ancak hiçbir kadına bakmayıp, köle olarak almıyordu. Ben de tüm çaresizliğimle bir ışığa inanarak adamın iyi biri olduğunu düşündüm."

 

Alexander dirseklerini dizlerine yaslayıp bunun sonucunda ne çıkacağını düşünmeye çalışıyordu. Lily alışık olmadığı kızıl saçlarını kulağının arkasına alarak anlatmaya devam etti.

 

"Kafesimin yanından geçerken ondan yardım istedim hem de defalarca. Ancak arkasına bile bakmadan gitti. Sonra beni kafesten çıkarıp satıldığımı söylediklerinle tüm öfkemi onlara kustum ama yapabileceğim başka bir şey yoktu, kaçmam imkansızdı. Bir at arabasına bindiğimde yardım istediğim adamı orada görünce sakinleştim ancak tanımadığım hiç kimseye güvenemezdim."

 

"Kimdi o adam Valeri? Seni bir köle gibi sattılar yani kulaklarım doğru mu duyuyor? Astral bir seyahat mi yapıyorsun rüyalarında?" Artık o da sinirlenmişti çünkü böyle bir şeyin gerçeklik ihtimali, ona bunu yapanları bitirme ihtimaliydi.

 

"Ben Valeri değilim, adım Lily. Yani satılan senin karın değil benim gerçek benliğimdi. Kendi bedenimdeydim. Adamın tek isteği bana yardım etmekti ve ne olursa olsun gideceğimi biliyordu. Bu yüzden beni güvende tutabilmek adına onunla evlendik," dediğinde adam koca bir kahkaha attı.

 

"Hangi erkek bunu yapar ki, aptal mısın sen? Seni parayla satın almış birine nasıl iyi diyebiliyorsun?"

 

"Kes şu sinir bozucu sesini ve beni dinle! Adam zengin ve önemli birinin oğluydu, yani kaçıp yeniden yakalanırsam otomatik olarak ben de önemli biri olduğum için beni satmaya çalışmazlardı."

 

"Yani senden hiç faydalanmaya çalışmadı ve dibine kadar karakterli bir adamdı öyle mi?"

 

Alayla söylediği sözler Lily'nin gözlerini doldurmaya yetmişti. Ruddy iyi bir insandı ve bu karşısındaki alfa bozuntusunun ona hakaret etmesine izin vermeyecekti.

 

"O hasta, ailesinden dışlanmış ve sakat bir insandı..."

 

Loading...
0%