Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Kalbimdeki Harabelerin Mimarı

@maximoff

Beni hatırladın mı?


Kalbimdeki parıldayan o elması..


Hatırladın mı?


Nasıl söküp aldığını?


Beni hatırladın mı?


O rengarenk rüyalarımın hırsızı..


Hatırladın mı?


Bıraktığın kabusları..


İnsan en çok kaçtığına yakalanır derler.


En korktuğuna tutulur.


İnci'nin elindeki neşterin yere düşmesi ile çıkan ince ses dışında bir ses yoktu.


Morg hep sessiz olurdu lakin bu defa sessizlik bir ölüyle değil;aksine İnci'de asla ölmeyen biriyle yaşanıyordu.


İnci elbette hazırlamıştı kendini onu görmeye.Annesi yarın akşam yemeği için onları da çağıracağını demişti zaten iki ailenin hep birlikte olduğu düşüncesini bilerek,kabullenerek gelmişti İnci.


Ama ilk onu görmek:Agah'ı.


Ne yapacağı bilmeyen adımlarını karşısındaki adam yönlendirdi.


İki adım attı.Sımsıkı sarıldı İnci'ye.


İnci dayanamayıp sardı kollarını Agah Arslan'ın boynuna.


Burnuna gelen o tanıdık koku ile dolan gözlerini kapattı ve sessizce bekledi.


Agah'ın çekilmesini.


Agah Arslan geri çekildiğinde en az onun kadar şaşkın olduğunu gördü İnci.O da beklemiyordu demekki.Zaten ne zaman her şey beklendiği gibi olurdu ki?


Agah Arslan:Sen,burada mı çalışıyorsun?


İnci gülümsemeden edemedi.Yıllar sonra bunu mu soruyordu.Her zamanki Agah Arslan ve beklenmeyen tepkiler.


İnci:Evet bugün başladım Arslan.Sen de sanırım beklediğim başkomisersin?


Agah Arslan:Evet.


Agah Arslan ne diyeceğine karar veremez halde baktı İnci'ye.İnci de onun kararsız haline baktı.Bu durumdan kurtulmak istedi.


İnci:Başlayalım mı?Biraz geciktik.


Agah Arslan:Tamam o zaman.


İnci yere düşen neşteri aldı.Beyaz örtüyü kaldırdı.Tamamen aldı örtüyü.Agah Arslan sessizce izledi.Özlemişti.


İnci:Not alacak mısın?


Agah Arslan:Evet.


İnci:Masaya geçebilirsin.Kalemler orada var.


Agah Arslan masaya ilerledi sandelyeyi çekti ve oturdu.


Ardından kalem aldı bir tane.Ona bakan İnci'ye döndü.Gülümsemeden edemedi.


Agah Arslan:Merak etme.Çok bastırmam.


Bu cümle geçmişin bir kapısıydı.


9 SENE ÖNCE LİSE ZAMANLARI


İnci ağlamaklı sesi ile konuştu.


İnci:Ya Agah kırıldı ucu.Neden bastırdın bu kadar?


Agah Arslan:Ne bileyim ben kırılacağını.Onun alacağı kalem de bu kadar olur zaten.Hem niye kalem alıyor o sana?


İnci:Kendine alıyormuş.kalem sevdiğimi bildiği için almış Arslan.Çok da güzel yazıyordu.Arslan ya bilerek yaptın di mi?


Agah Arslan sinirle ellerini saçlarından geçirdi.Sınıflarındaki Yunus denen şerefsiz İnci'ye kalem hediye etmişti.İnci Hanım da bayılmıştı kaleme.Ondan başka birinin İnci'ye bir şey alışına mı yoksa İnci'nin sevincine miydi bu kızgınlık bilemiyordu.


Agah Arslan:Bilerek yaptım evet.Ayrıca hiç de güzel yazmıyordu.Bir sürü kalemin var ne meraklıymışsın onun aldığı kaleme.


İnci:Peki Arslan.Seninle tartışmayacağım daha fazla.Kırmaktan başka bir şey yapmıyorsun.İşine nasıl geliyorsa öylesin Arslan.


Agah Arslan:Bana Arslan deme.


İnci sinirle dönü çantasından kitabını çıkardı.Agah Arslan'la daha fazla tartışmayacaktı.


İnci:Kusura bakma,şu an hiç Agah değilsin.


O gün boyunca İnci konuşmamıştı Agah Arslan ile.Eve dönerken bile kız arkadaşlarıyla gitmişti.Agah Arslan'ın hiçbir aramasına da cevap vermemişti bütün gece.


Ertesi gün sabah ilk ders bitiminde sınıftan çıkmak için hareketlenen İnci'nin kolundan tuttu Agah Arslan.


İnci:Ne var Agah Arslan?


Agah Arslan elinde tuttuğu hediye paketini verdi İnci'ye.


Agah Arslan:Özür dilerim Gün güzelim.Biliyorsun beni sinirlenince...


İnci:Beni bile görmüyor gözün evet.Nedir bu?


Agah Arslan:Açsana kızım.Allah Allah.


İnci nazikliği 3 dakika süren Agah Arslan'la gözlerini devirdi ve paketi açtı.


10'lu kalem seti ile gözleri ışıldadı İnci'nin bunu uzun zamandır istiyordu ancak kitap almaktan onları alamamıştı.


İnci:Agaaaah.


Agah Arslan güldü bu tepkisine.


Agah Arslan:Agah'a döndük sonunda.


İnci gülümseyerek sarıldı ona.


Geri çekildiğinde suratındaki gülen ifade gitmişti.


İnci:Sen nasıl aldın bunu?Çok pahalıydı.Sen...Agah telefon alacaktın neden biriktirdiğini harcıyorsun?


Agah Arslan:Babamın yanında çalışırım haftasonu.Sorun olmayacak merak etme.


İnci:Ama...


Agah Arslan:Güngüzeli tamam dedim.Sıkıntı yok.Ama anlaşıldı senin kalemlerine nazik davranacağız.


GÜNÜMÜZ


İnci aklına gelenle gülümsedi.Ancak kendini toparlaması uzun sürmedi.Geçmişti.Üstüne düşünüp kendini umutlandırmak istemiyordu.


İnci:45'li yaşlarda orta boylu erkek.İlk izlenim zehirlenme.


Agah Arslan:Zehirlenme mi?


İnci:Evet.Tırnaklarının içinde,saçında kalıntılar var.Saçları dökülmüş.


Agah Arslan karşısında bunu sakince anlatan kadına baktı.Kendinden emin duruşu Agah Arslan'ı hayran bırakıyordu.


İnci:Yazdıysan eğer açacağım.


Saatler süren otopsi.Hala bitmemişti.Darp,zehirlenme,kesici alet..hepsi ile ilgili bir bulgu vardı.Ancak ölüme sebep veren ilk hangisiydi?


Agah Arslan saatlerdir sessizce çalışan İnci'ye baktı.Seneler İnci'ye sessizlik getirmişti anlaşılan.Ya da onun yanında konuşmak istemiyordu.Dalmış bir şekilde çalışan İnci'yi inceledi.


Çok daha güzelleşmişti.Saatlerce baksa bitmeyecek yok olmayacak bir güzellik.Çocukken de güzeldi diye düşündü Agah Arslan.


"Ama artık çok daha güzel bir kadın."


O sırada İnci biraz ara vermeye karar vermiş olacakki yanına geldi.


İnci:Daha sürecek.Acıktım bir şeyler yiyelim devam ederiz.


Agah Arslan:Tabi olur.


Agah Arslan yüzünü buruşturdu.Ardından sordu.


Agah Arslan:Burada mı yiyeceğiz?


İnci bu sorusu ile gülüşünü gizleyemedi.Adam zehirlenerek öldüğü için morg en kötü kokulardan birine sahipti şu an.


İnci:Ben yerim ama sen pek öyle durmuyorsun.Karşıdaki kafeye geçebiliriz.Denemedim henüz aancak buradan iyidir eminim.


Agah eliyle kapıyı gösterdi."Çıkalım o zaman."


Yemek yerken süregelen bir sessizlik vardı.Dayanamadı Agah Arslan daha fazla.


Agah Arslan:Beğendin mi hastaneyi?


İnci:Açıkçası hastanenin herhangi bir yerine gidemedim kimseyi de görmedim.Başhekimin yanından çıktım direkt morga gönderdiler beni.Acil bir vaka malum.


Agah Arslan:Neyse buradasın zaten.Vaktin bol.Ama bir tedirginlik var üzerinde.


İnci:Onu da nerden çıkardın?


Agah Arslan:Sahiden mi İnci,tanıyorum seni.Bir şey var.Söyle.


İnci:Hastane değil de...şehir yabancı geldi.


Agah Arslan histerik bir gülüş sundu.


Agah Arslan:Normal değil mi?7 Senede kaç defa geldin 2 mi 3 mü?


Agah Arslan'ın sesindeki sitemi duydu İnci.Duymazdan geldi.


İnci:Derslerim yoğundu Agah Arslan.


Agah Arslan:Sen en yoğun zamanında bile ailesine vakit ayıran birisin.Bilmiyor muyum bunu ben.


İnci:Arsla-


Agah Arslan'ın masaya sertçe bıraktığı su bardağı ile sustu İnci.Daha fazla dayanamadı Agah Arslan.İnci kaldığı yerden devam ediyordu duvarları örmeye.Ancak bu defa müsade etmeyecekti Agah Arslan.Saklamayacak,tutmayacaktı içinde.


Agah Arslan:Bilmiyor muyum benim yüzümden gelmediğini?Kaçar gibi gittin seneler geçti İnci.3 defa yüzünü görebildim.Buna hakkın var mıydı sahiden?Çocukluk arkadaşımı almaya hakkın var mıydı?Sebebini söylemedin.Gitme dedim gittin.Ne yaptığımı da söylemedin.Bu kez izin vermem İnci.Duvar örmene bu defa izin vermem.


İnci dolan gözleri ile gülümsedi.Hala onu anlamayan adama baktı uzun uzun.Araladı dudaklarını.


İnci:Senden izin alacağımı düşünmen ilginç.


Agah Arslan İnci'nin kendinden emin tavrına baktı.


Agah Arslan:Öreceğin her duvarını yıkmayanın yedi sülalesini siksinler İnci.


İnci bunun üzerine tek kelime etmedi.Yemeklerini yediler.Hasteneye geçtiler.2 Saat sonunda bitmişti işleri.Şimdi İnci'nin imzalayıp Agah Arslan'a vermesi gereken evraklar vardı.İnci de onları hallediyordu.Camı açtığını gördü Agah Arslan'ın.Kaşları çatılsa da bir şey demedi.Ardından gördüğü ile kırık bir gülümseme sundu Agah Arslan'a.Agah Arslan anlamamazlıktan geldi.


Agah Arslan:Neden böyle bakıyorsun?


İnci:Söz vermiştin,sigara içmeyecektin.


Bir yandan konuşup diğer yandan evrakları imzalıyordu İnci.


Agah Arslan:Sen de söz vermiştin.Saçlarını boyatmayacaktın.


8 SENE ÖNCE


İnci:Beğendin mi gerçekten?


Agah Arslan:Yani güzel duruyordu.


İnci bu sözlerle daha da üzüldü ancak belli etmedi.Sınıflarındaki Eylül adındaki kız saçlarını boyatmıştı.Gelip Agah Arslan'a sormuştu nasıl diye.Güzel cevabını alınca da tabiri caizse havalara uçmuştu.


Sessizce devam ettiler yollarına.İnci Agah Arslan'ın sorduğu sorulara cevap verip onun haricinde sessiz kalıyordu.Dikkatini çekmişti bu durum Arslan'ın.


Agah Arslan:Bir şeye mi üzüldün sen?


İnci:Hayır onu da nereden çıkardın?


Agah Arslan:Sesin çıkmıyor İnci.


İnci:Ben de saçlarımı boyayacağım.


Agah Arslan tepki veremeden devam etti İnci.


İnci:Hatta şuradaki marketten alayım bekle sen.


Gitmeye çalışan İnci'nin kolunu tuttu Agah Arslan.


Agah Arslan:İnci ne oldu birden bire ne gerek var ayrıca?


İnci:Niye ben güzel olmaz mıyım saçlarımı boyayınca?


Agah Arslan bu sözlerle gülümsedi.İnci'si çocukluktan bu yana tanıdığı kız hep aynıydı.Kıskanç,Agah Arslan'ı paylaşmak istemezdi kimse ile.


Agah Arslan da farklı değildi ondan.Ama İnci gibi içine atmazdı üzüntüsünü.


Agah Arslan:Olmazsın.


İnci'nin dolan gözlerini gördüğünde devam etti hızla.


Agah Arslan:Çünkü bu halinle çok güzelsin zaten.İhtiyacın yok o boyalara.Hem ben sana sarışın diyorum.Boyatırsan ne diyeceğim kahve mi?


İnci kıkırdarken konuştu.


İnci:Ya Agah dalga geçmesene.


Agah Arslan:Dalga geçmiyorum kızım valla bak boyatmak filan yok.Sen sarışın kal.


GÜNÜMÜZ


İnci:Aynı şey değil.


Agah Arslan:Gayette aynı.


İnci'nin imzaladığı dosyaları eline aldı.


Agah Arslan:Ben senin gidişinin cezasını çekmek için sigaraya başladım.Sen de beni gitmene sebep olduğum için cezalandırdın;saçlarını boyatarak.Biliyordun çünkü.Bunu yaparak beni nasıl yakacağını biliyordun.Gördüğün üzere ikisi de beni cezalandırmak için yapılmış.


Elindeki dosyalarla morgtan çıktı.Koridorda ilerlerken mırıldandı kendi kendine.


"Anasını satayım zaten giren hep bana giriyor."


Dosyayı danışmaya bıraktı.Gelen polislerin alacağını söyledi.Ardından geri morga indi.Sinirle aklından çıkmıştı.


Kapıyı açtığında İnci'nin hazırlandığını gördü.


Agah Arslan:Seni de bırakayım eve yalnız gitme.


İnci:Ters kalır sana,git sen.


Agah Arslan:Yok ebesinin a- karşı evde oturuyorsunuz İnci.Dalga mı geçiyorsun?


İnci koridorda ilerlerken konuşmaya devam etti sakince.


İnci:Hayır dalga geçmiyorum.Her zaman annemlerde kalmayacağım.Buralarda bir ev kiraladım.


Agah Arslan:Neden görmek istemediklerin mi var?


İnci gözlerini devirdi.


İnci:Hayır.Annemi biliyorsun.Yani ben gecenin bir vakti hastaneye gittiğimde annemin vereceği tepkiyi düşünebiliyor musun?


Agah Arslan:Tamam geç arabaya,evine bırakacağım bakalım nerdeymiş bu ev.


İnci:İyi gidelim.


Agah Arslan şaşkınlıkla döndü yüzünü.


Agah Arslan:Sen az önce karşı çıkmadan kabul mu ettin?


İnci yan koltuğa binerken söylendi.


İnci:Sanki karşı çıksam bir şey değişecek de.


Agah Arslan:Bazı şeyleri unutmaman güzel.


İnci ona herhangi bir cevap vermeden yolu izledi.


Yarım saat sonra İnci'nin tarif ettiği adrese geldiler.Agah Arslan kafasını kaldırıp apartmana baktı.


Agah Arslan:Son kat mı?


İnci:Evet.Gelmek ister misin?


Agah Arslan cevap veremeden çalan telefonunu açtı.


Agah Arslan:Ne var?


Agah Arslan:Çağan bak küfür etmek istemiyorum.Kapat geliyorum kapat.


Agah Arslan telefon konuşmasını sonladırıp.Sinirli haliyle döndü İnci'ye.İnci anlamıştı zaten.


İnci:İşin çıktı sanırım.


Agah Arslan:Öyle oldu.


İnci:Tamam.Müsait olduğunda gelebilirsin.


Agah Arslan kafasını sallamakla yetindi.


İnci inmeden son kez konuştu.


İnci:Yarın görüşürüz yemekte.


Agah Arslan:Görüşeceğiz.


İnci apartmanda girdiği anda Agah Arslan geri aradı Çağan'ı.


Agah Arslan:Benim şansımı sikeyim.Senin beni çağıran ağzını sikeyim Çağan.


Çağan:Abi telefonda sansür yiyeceksin bi dur.Ne bu sinir?


Agah Arslan:Kapa.Gelince sıçacağım zaten ağzına.


Ertesi Gün Akşam


İnci elindeki salatayı da masaya bıraktığında çalan kapıyı duydu.Eve geldiğinde ailesiyle biraz hasret gidermiş ardından annesiyle mutfağa girmişti.Annesi onu ne kadar özlerse özlesin,misafir geliyordu ve onun güzel annesi telaş yapmadan duramazdı.


"İnci kapıya bak kızım bekletmeyelim."


İnci:Bakıyorummm.


İnci kapıyı açtığında kendisine sarılan kollar ile gülümsedi.Melek Teyzesi hala bildiği gibiydi.


Melek:Oyyyy yavrum benim.Hoşgeldin kuzum.


İnci:Hoşbuldum Meleğim.Siz de hoşgeldiniz.


Elif:Kızım alsana içeri insanlar kapıda bekliyor.


Melek:Komşum hasret gideriyoruz hem yabancı mıyız biz?


Agah Arslan elindeki tatlıyı kız kardeşinin eline tutuşturdu.Ardından Elif Teyzesine ilerledi.


Agah Arslan:Gel sultanım gel.Bırak onları gelirler birazdan.Neler hazırladın bakayım bana?


Elif Hanım kahkaha atarak sarıldı ondan uzun adama.


"Gel deli oğlum.Hepsi senin sevdiğin şeyler."


Hep birlikte içeri geçtikleri İnci 2 kişinin olmadığını fark etti.


İnci:Babamlar geliyor muymuş?


İdil Zümra:Geliyorlarmış İnci Abla.Evden çıkmadan önce konuştum babamla.


Melek:Arslan İnci'e hoşgeldin dedin mi oğlum sen?


Agah Arslan gözlerini gezdirdi İnci'nin üzerinde.


Altında siyah kotu,üzerinde bordo rengi kazağı ve alelade topladığı artık kahverengi olan saçları,makyajsız yüzüyle isminin hakkını veriyordu.İnci gibiydi.İnci'nin ona baktığını fark ettiğinde annesine çevirdi gözlerini.


Agah Arslan:Biz önceden görüştük anacım.


Melek Hanım:Ne zaman?


Agah Arslan:Dün işim çıktı dedim ya.Adli tıp kurumuna gittim Çağan'ın yerine.Doktor da İnci kızınmış.


İdil Zümra:Abla Adli Tıp mı seçtin?Vay bee.


İnci gülümseyerek baktı kıza.Kapının çalmasıyla ayağa kalktı.


Babası ve Arslan Amcası geldikten sonra masaya geçtiler.


Yemekler yenirken keyifler yerindeydi.Melek Teyzesi sürekli İnci'ye mi bakıyordu yoksa ona mı öyle geliyordu anlayamadı İnci.


Yemekler yendikten sonra çay demlemek için mutfağa geçti İnci.Agah Arslan'ın su içmek için peşinden geldiğini duydu.


Agah geldi.Dolabı açtı.İnci'nin en sevdiği bardağı aldı.Su doldurdu.Bunları nispet yapar gibi sakince yaptı.Biliyordu,İnci dayanamazdı.


İnci:İlla o bardağı alacaksın değil mi?İyi ki gördün en önde.


Agah Arslan: Hâlâ aynısın hâlâ bardakların kalemlerin,benimsediğin her şey senin.


İnci ona yaklaşan adamla gerildiğini hissetti.Mırıldandı.


İnci: Öyle.


Agah Arslan:Peki ben?


İnci:Sen?


Agah Arslan: Öncesinde benimsediklerin arasında vardım.Hâlâ var mıyım?


İnci:Benim benimsediklerim,beni benimseyenlerdi Arslan.Sen yanlış anlamışsın.


İnci,Agah Arslan'ın bir şey demesine izin vermeden omzundan itti adamı.


İnci:Salona geç artık.


Agah Arslan salona geçerdi söylendi sinirle.


Agah Arslan:Bu kızla arana duvar ören ellerini sikeyim Arslan.


Çaylar içilirken Agah Arslan mutfağa geçti.Sigara içmek için.Daha sakindi artık salondaki muhabbete katılmış,kafasını dağıtmıştı.


Mutfağa gelen İnci ile dağılan kafasının her bir parçası tek noktada toplandı.


İnci'de.


İnci,Agah Arslan'ın elindeki sigaraya baktı.Bir şey demedi.Karışmasının bir anlamı yoktu.


Adamın boşalan bardağını gördü.


Adımladı, bardağı aldı.Demli bir çay doldurdu.Tek şeker attı.


Agah Arslan, önüne geri koyduğu çayı gördü.


Şekeri aradı gözleri.İnci anladı.Araladı dudaklarını.


İnci: Tek şeker.Kattım ben.


Agah Arslan gülümsedi hafifçe.


"Eyvallah."


İnci'nin sigaraya baktığını gördü.


Agah Arslan:İçtin mi hiç?


İnci balkondaki sandalyeye oturdu sakince.


İnci:İçtim.Denedim yani.


Agah Arslan:Beğenmedin sanırım.


İnci: İhtiyaç duymadım diyelim.Senin de beğendiğin için içtiğini düşünmüyorum.


Agah Arslan: Öyle,beğenilecek bir yanı yok zaten.İçmesi güzel.


İçeriden gelen seslere inat sessizce izlediler birbirlerini.Agah Arslan,geçen senelerinin hıncını almak ister gibi izliyordu İnci'yi.


İnci'yse içindeki sinir harbiyle kalmıştı.


Buraya gelirken Agah Arslan ile mesafeli olacağım, doğru düzgün iletişim kurmayacağım diyerek gelmişti.Ancak geldiğinden beri bir mıknatıs gibi adamın dibinde kalmıştı.


İçinde bastırmadığı duygularla devam etmek zordu.Hele konu Agah'ken daha da zordu.


Adamın ellerine indi gözleri.Onu gördü.


8 sene önce aldığı yüzüğü.


8 Sene Önce


İnci:Agah tamam artık bir haftadır yüzüğü anlatıyorsun.Başka bir yerde de satılıyordur alırsın oradan.


Agah Arslan:Yok sarışın hiçbir yerde yok.


Sadece o dükkanda vardı.O da satılmış.


İnci:Zaten bu yüzük merakı nereden anlamadım ki.


Senden.Sen demedin mi?Erkekler yüzük taktığı zaman çok güzel duruyor diyen?Sen değil miydin gelen garsonun yüzüğünü beğenen.


Diye geçirdi içinden ancak dışa vurmadı Agah Arslan.


Agah Arslan:Bir filmde gördüm.Yüzük takmak istiyorum işte.Ama satılmış.


Evlerinin önüne geldiklerinde Agah'ın onun için verdiği eldivenleri geri verdi.


Sabah acele ile çıktığı için almamıştı eldivenlerini.Bunu gören Agah Arslan,kendi eldivenlerini vermişti.


Elbette büyük olmuştu ellerine ama Agah Arslan'ın avuç içlerini hissetiriyormuş gibi geldiği için sesi çıkmadan takmıştı.


İnci:Üzülme olmadı internetten bakarız sonra.Hadi görüşürüz.


Agah Arslan: Görüşürüz Sarışın.


Akşam 9.30


Agah Arslan mesaj gelen telefonunu eline aldı.


Sarışın:Sizin bahçedeyim.


Agah Arslan:Ne işin var bu soğukta orda?Gelsene eve.


Sarışın:Ya sen gel.Hem hava güzel.


Agah Arslan:İnciii


Sarışın:Hadi Agah hadii.


Agah Arslan montunu giydi.Bahçeye ilerledi.İnci ayakta bekliyordu onu.Burnun ucu kızarmıştı bile.


Agah Arslan: Soğuk değil diyorsun bir de.Üşümüşsün işte.


İnci konuşmadan küçük kutuyu uzattı.


Agah Arslan elindeki kutuyu açtı.


İnci:O gün gerçekten beğendiğini hissetmiştim.Okul çıkışı gidip aldım ben de.


Agah Arslan:İnci güzelim...teşekkür ederim.


İnci:Ben teşekkür ederim.Yüzüğün içinde ismim yazıyor.Çıkarmak yok.Bu sana hep beni hatırlatacak.Seneler sonra beni unutmak yok beyefendi.


Agah Arslan kutuyu masaya bıraktı.Genç kıza sarıldı.Sarı saçlarında dolandı elleri.


Agah Arslan:Seni unutmak...imkansız bir yol.


GÜNÜMÜZ


İnci:Yüzüğü..hala takıyorsun.


Agah Arslan:Çıkarmak yok demiştin.


İnci:Bunca sene geçti.Bir anlamı kalmadı artık.


Agah Arslan kaşlarını çattı.Sigarasını söndürdü.Çayını bitirdi.Yerinden kalktı.


Agah Arslan:Senin için kalmamış olabilir.Ama ben geçmişimle nefes alıyorum.


Agah Arslan salona geçtiğinde ailesinin de ayaklandığını gördü.


Agah Arslan:Kalkıyor muyuz?


Arslan:Kalkalım oğlum geç oldu.Hem İnci kızım da dinlensin.


Agah Arslan:İyi akşamlar herkese.Telefonla konuşmam gerekiyor benim.


Agah Arslan hızla çıktı,ayakkabılarını giydi.Beklemeden indi.


Kısa zaman sonra ailesi de indiğinde eve geçtiler.Agah Arslan eve girmeden önce İnci'nin penceresine çevirdi kafasını.


Agah Arslan:İnci kızın dinlensin tabi dinlensin ki daha çok delirtsin beni.


İnci annesine yardım edip mutfağı topladı ardından odasına çıktı.Odasında hala perdesi yoktu.Karşı evin odasına çevirdi gözlerini.Agah Arslan'ın odasına.Onun da perdesi yoktu.Senelerdir.Adam üzerini değişiyordu.Üzerinde boğazlı kazağın yakasından tutup çektiğini gördü İnci.Mırıldandı.


İnci:Hiç değişmemiş.


Agah Arslan yıllardır böyle yapardı.Yakalarından tutardı giyerken de çıkarırken de.Sonra yakalarını bollaşırdı.Sinir olurdu Arslan ama bunu yapmaktan da vazgeçmezdi.


Onu izlediğini düşünmemesi için çekildi camın kenarından.Buraya elbette bir perde takılacaktı.Ancak saatin çok geç olması nedeniyle yarına erteledi bu fikri.Pijamalarını aldı,banyoya geçti üzerini değiştirip geldiğinde Agah Arslan'ı penceresi açık sigara içerken gördü.Adam da onu görmüştü.Dakikalarca baktılar birbirlerine Agah sigarasını içti.İnci ise sadece onu izledi.Telefonuna gelen mesaj sesiyle adamdan ayırdı gözlerini.


Agah Arslan:İyi geceler en büyük yenilgi'm.


İnci kaşlarını çattı.Ne demekti bu?Geldiği gibi yüzleşmek mi istiyordu?Aralarının bu şekilde olması hiç olmamasından iyiydi.Ama Agah Arslan böyle düşünmüyordu belli ki.Tüm gece bakışları bir an olsun çekilmemişti İnci'den.Anladım der gibiydi.Anladım ama kaldıramam bu yüzden anlamamazlıktan geliyorum der gibi.İnci bu mesaja baktı bir süre.Agah Arslan gözünü kırpmadan ona bakıyordu.


Madem kartlar açık oynanıyordu.İnci seneler önce kaybetmişti zaten.Kartları sonuna kadar açabilirdi.


İnci:İyi geceler...kalbimdeki harabelerin mimarı.


BÖLÜM SONU.


Eveeet 2. bölümü de geride bıraktık.


Lütfen yorumlarda gidişatla ve karakter ile ilgili düşüncelerinizi belirtin:)


Beğenmeyi unutmayın.


Loading...
0%