@mechulufil
|
Belki de çoktan bitti anlatacaklarım, siz sadece geriye kalan kırıntıları okuyorsunuz. Kırıntılar... Seveni şüpheye, üzüleni hayat tutan kırıntılar... Oysa ki çoğumuz hep bu kırıntılarla ayakta durmaya çalışırız. Birkaç parça mutluluk veya birkaç parça hüzün. Çok değil bazıları birkaç saniye, bazıları birkaç lahza.. İşte böyledir o gözü aç insan. Zamanı gelince bir kaç kırıntıya bile razı kalır. Korkar onlardan. Sanmam ki azlığından... Unutup gitmekten, kaybolmasından korkar. Üç nokta misali düğümlenir kalır, yığılır olduğu yere. Peki ya cebindeki kırıntılar. Verilen hatırlar, ama o hatırlamaz, hatır(saymaz). Kırıntılar... Bir ekmekten arta kalanla doyar ya bazen hayvan, ama insan doymaz. Zordayken yardım ettiğin hayvan her gördüğünde koşar ya sana, ama insan koşmaz. Hani insan en üstün varlıktı! Hâşâ suale tutulmaz. Yaradan'dan gelen bilginin yanlış olmaz. Peki yanlış nerde o zaman ? Belki her şey gibi bunu da yanlış anlamıştır insan ; " hani en üstün varlık, insandı" öyleydi evet, ama gerek fıtratı, gerek kökeni gereği unuttu, belki de unutturuldu. Arapçada meşhur bir söz vardır; İnsan nisyandan ( unutmak) gelir. Tamam o zaman susuyorum deyip kenara çekilmek de olmaz. Kırıntılar... Özüne gelecek olursak "kırın-tı'nlamaz." Söyleyeceklerim bitmedi çünkü hiç konuşmaya başlamadım. Tabii bu kadar üstün bir varlığın, yaptığı onca şeyden sonra ardından söylenecek en ufak bir söz bıraktıysa. Yapılan zulümlerin önünde susulduysa, insana dair en ufak söz kaldı mı? Alınan canların önünde film izler edası takınan varlığa insan denilirse söylenecek tek söz "F" kadar anlamlı kalır yamacımda. İnsa(N)sız bir dünyanın insa(F)sız bir dünyadan farkı kalmaz. Her şey gibi kendini de bitirdi insan. Geriye tek kalan, kırıntılar... |
0% |