Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Gözler De Yalan Söyler

@medineka2010gmail.

Sabah olmuştu. Ayaz, Selin ve ben oturmuş beraber kahvaltı yapıyorduk. Bir yandan da beni soru yağmuruna tutuyorlardı. Ama haklılardı artık neler olduğunu anlatmalıydım. Çayımdan bir yudum aldım ve eksiksiz anlatmaya başladım. Onlarda hiç sözümü kesmeden dinlediler. Tepkilerini merak etmiyordum çünkü ikisinde anında sinirlenip oturdukları yerde dikleştiker.

"Enesle görüşmeyi kes artık Asel. " Bunu söyleyen Ayazdı.

"Saçmalama Ayaz onun ne suçu var? "

"Bu yaşadıklarının bütün sorumlusu Enes. "

"Hayır Enes'in bu kadından haberi bile yok Ayaz. "

"Enes olmasaydı bu kadın da olmazdı ama dimi Asel? "

"Tamam kendin söylüyorsun zaten Enes olmasaydı diye. Ama Enes benim hayatımda yıllardır var Ayaz şimdi bu sebepten dolayı kimse benim hayatımdan çıkmayacak. "

"Kızım farkında değil misin seni tehdit ederek her şeyi yaptırıyor. Seni kullanıyor Asel bu Serpil şerefsizi. "

"Evet Ayaz ama ne yapabilirim Enes'in ölmesine göz mü yummamı istiyorsun? "

"Kandırıyor seni Asel yapma kanma gidelim şikayet edelim çürüsün işte."

"Evet Asel bu bir oldu iki oldu eğer üçte olursa seni tamamen kontrol etmeye başlayacak. Çünkü serpil senin ondan korktuğunu gayet iyi biliyor. " Sonunda Selin de konuşmuştu.

"Şikayet etsek duracağını mı sanıyorsunuz? Bir sürü adamı var bizim peşimizi yine bırakmaz. Eğer kafasına koyduysa Enes'i öldürmeyi ne olursa olsun yapar öldürür Enes'i. " Bu sözleri söyledikten sonra ağlamaya başladım. Dayanamıyordum artık.

"Enes'e söyleriz yanında birkaç korumayla gezer. Bizde o zamana kadar Serpil'in tipini buluruz ve onun sana yaptığını ona yaparak onu durdururuz. Bu kadar düşünmeye gerek yok. " Ayaz gerçekten ne dediğinin farkında değildi.

"Enes ve korumalarla gezmek mi? Delirmişsin sen. " Benim vereceğim cevabı Selin verince başımı sallamakla yetindim.

"Doğru söylüyorsun Selin ama kafayı üşütücem şu hale bak ne Serpilmiş kardeşim kendisini ne zannediyor bu kadın? " Ayaz gerçekten gerilmişti konuyu değiştireliydim. Ama Selin bir soru daha sordu.

"Enes'e ne diyeceksin? "

"Uyduracaz artık bir şeyler. " Dedim dertli dertli yalan söylemek ağır bir yüktü. Ve ben bu yükü daha kaç defa kaldıracaktım bilmiyordum.

"Bide beyefendiye yalan mı bulmakla uğraşacaz söyle işte direkt senin bu babanın metres Serpil bana musallat oldu diye. "

"He Ayaz aynen söyleyimde Serpil mezara Enes hapse gitsin dimi? "

"Aslında iyi olur başındaki dertlerden kurtulursun. " Selin de saçmalamaya başladıysa bu konunun kapanma vakti gelmiş demektir. Sinir bozukluğuyla güldüm ve konuşmaya başladım.

"Saçmalama istersen Selincim. " Deyip ayağa kalktım ve sofrayı topladım. Birkaç saat sonra da Ayazla Selin evlerine gitti. Bende uyuyup dinlendim.

 

🔆🔆🔆

Aradan 1 hafta geçmişti. Kimseden ses soluk yoktu. Ben bile bir haftadır yaşamaya ara vermiş gibi hissediyordum. Derken kapının çalması beni rahatlattı. Deliğe bakmadan direkt açtım kapıyı. Gelen Enesti. Ve ben şuan onun karşısında şort ve sütyenle duruyordum. Enes'i gören gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ardından kapıyı geri kapattım. Kapının arkasındaki askıda duran yazlık kapşonlu ceketi alıp hemen üstüme geçirdim. Fermuarı da biraz kaldırıp kapıyı geri açtım. Enes hala aynı şekilde bekliyordu. Dudaklatı hafif sağ kıvrılmıştı. Bu görüntü beni daha fazla utandırdı. Ne vardı yani gülecek?

"Pardon ya ben farkedemedim birden açtım öyle kapıyı. Gelsene içeriye. " Dedim ve dâvet ettim hemen. İçeri girerken yüzündeki gülümseme bir anda sinire dönüştü ve kaşlarını çatmaya başladı. Galiba aklına bir şey gelmişti. Onu içeriye aldım ve kapıyı kapattım. Koridorda durmuş beni izliyordu. Soran gözlerle bakınca konuştu.

"Bir daha olmasın. " Dedi çok ciddi bir sesle. Bende ciddileştim.

"Tamam ya o kadar mı rahatsız oldun kusura bakma bilerek olmadı." Dedim neden bu kadar büyük bir tepki vermişti ki?

"Yok ben rahatsız olmadım ama başkaları olabilir. " Şimdi anlaşılmıştı derdi. Onu biraz gıcık etmek istedim.

"He yoo sen olmadıysan başkaları da olmaz bence. "

"Rahatsız olmayanları da ben ederim o zaman napalım? " Dedi o da. Sonra içeri girdik.

"Daha iyi misin? Bir kaç gündür işler yoğundu hiç gelemedim. "

"İyiyim sorun değil. Ayaz ve Selin yanımda oldular zaten. " Koltuğa oturmuştuk.

"Sen mi anlatmaya başlamak istersin yoksa ben mi sorayım? " Kaçırılma olayından bahsediyor. Eğer o sorarsa inciğine cıncığına kadar girerdi.

"Ben başlarım. " Dedim kafa salladı ve anlatmaya başladım. "Abim birinden yüklü bir miktar para almış. Ama ödeyememiş. Adamda abimi benimle tehtid etti işte kaçırarak. " Bakışları çok ciddiydi korkmaya başlamıştım.

"Eee." Dedi sadece.

"Bu kadar Enes. "

"Abin borcunu ödedi mi? " Şimdi ödedi dersem garip olurdu. Yüklü bir miktar kolay bulunmaz sonuçta.

"Bilmiyorum ama ödeyecekti en son. "

"Ödedi mi ödemedi mi? " Bu sorgu hali hiç hoşuma gitmiyordu.

"Bilmiyorum dedim ya Enes . " Telefonunu eline aldı birden.

"Abinden iban istesene. " Sinirlerimle oynuyordu resmen. Bide gerçek olsa varya kesin tokatı yemişti.

"Saçmalama Enes abim halleder. "

"Tamam yine o halledecek ben sadece biraz destek olucam hadi iste ibanı. "

"Hayır Enes. "

"Kızım borçlanacaksa bana borçlansın inat etme dediğimi yap."

"Hayır Enes gerçekten gerek yok abim halledicem dediyse halleder. "

"Neden Asel mert abi benim de abim ihtiyacı var demekki sadece yardım etmeye çalışıyorum. "

"Enes ihtiyacı varsa da gider çalışır kazanır . Sen bu meseleye karışma."

"İnat etme işte Asel ver şu ibanı . He gitsin çalışsın kazansın ödesin diyorsan banada çalışıp kazanıp ödeyebilir. İtlerle kopuklarla uğraşmasın. "

"Enes sen inat etme asıl istemiyorum dedim. "

"Mesele senin isteyip istememen değil buna abin karar verir. "

"Abimde istemez sağol. "

"İkiletme Asel sözümü. Buna sen değil abin karar verir. "

"Noldu yoksa bana yine sen bir kere söyleyince anlamıyorsun çünkü gıtsın mı dersin. Yanlız şuan o hareketi sen yapıyorsun . 6 kere üst üste olmaz dedim ama anlamıyorsun. " Bağırmaya başlamıştım artık. Ama haklı değil miyim?

"Tamam Asel bağırma şuan seninle tartışmak istemiyorum. Başka ne oldu? "

"Başka bir şey olmadı hadi git artık."

"Seni nasıl bıraktılar? "

"Bırakmadılar kendim kaçtım. " Dedim artık gitmesini istiyordum hızlı hızlı cevap veriyordum. Sonra bileklerimde ki ip izlerini gördü.

"Bağladılar mı? " Sesi kısılmış ve hüzünlenmişti. Bir yandan da bilekleri okşuyordu.

"Hayır." Dedim ve bileklerimi onun ellerinin arasından çektim. Ayağa kalktı ve televizyon ünıtesine doğru ilerlemeye başladı. Ne yapmaya çalışıyordu? Eline yara kremini alınca anladım amacını. Yanıma tekrar oturdu ve kremin kapağını açtı.

"Yalan söyleme. " Derken bileklerimi kendine çekti ve kremi uygulamaya başladı.

"Ne yapıyorsun Enes ne gerek var ben kendim sürerdim. " Böyle dediğime bakmayın çok hoşuma gitmişti. Beni düşünmesi , krem falan sürmesi.

"Evet ama ben sürmek istiyorum. Masaj da yapacağım. "

"Sağol ama o kadar önemli değil bu kızarıklıklar. Yani gerek yok. "

"O sokakta ne işin vardı Asel? "

"Hangi sokak? "

"O bir tane bile insanın geçmediği, hiç kamera görmeyen sokakta ne yapıyordun? "

"Bir parkı arıyordum. Kafam dalgındı farketmedim o sokağa girdiğimi sen nerden biliyorsun? " Diye sordum şaşırarak. Temiz olan elini cebine soktu ve bir şey çıkarıp bana uzattı. Bu benim kolyemdi.

"Orada düşürmüşsün seni ararken bulduk. " Kolyeyi alıp orta sehpaya koydum.

"Teşekkür ederim. Bu kolye çok değerliydi benim için Selin almıştı. Hatta ilk hediyesi. "

"Biliyorum hiç çıkarmıyorsun. " Dedi ve bileklerime geri döndü. "Başka? "

"Ne başka? "

"Başka bir şey yaptılarsa söyle güzelim gizleme lütfen. " Demesiyle stres olup ellerimi kendime çektim. "GÜZELİM." Demişti bana aylar sonra bu kelimeyi ondan duymak hayal gibiydi. Ama daha fazla saçmalama dan yerime oturdum.

"Ver ellerini devam edeyim. "

"Yok yeter sağol. " Başını salladı.

"Bana yalan söylemiyorsun dimi? "

"Ne konuda? " Bilmemezlikten gelmek her zaman işi kolaylaştırırdı.

"Kaçırılma konusuyla alakalı her şey de. "

"Yoo doğruyu söylüyorum. Sen neden böyle düşündün ki? "

"Çünkü anlatırken başına gelenleri değilde hikaye anlatır gibi anlatıyorsun Asel. Sen bu değilsin anlatırken tekrar yaşarsın ve duygularını gizlemezsin. Seni tanıyorum. Yalan söylemiyeceğini de biliyorum lütfen doğruyu söyle. "

Hayır anlamış mıydı yalan söylediğimi? Olmaz olamaz anlayamaz. Of ne yapıyorum ben yalan söyleyemediğimi kabullenmem lazım. Anladı işte çocuk. Bir şeyi beceremiyorum. Eneste tanır beni gözlerimden anlar gerçeği. Ne yapacağım? Bu saatten sonra doğruyu söyleyemem devam edicem. Bazen yalan söylemek zorunda kalırsın ve gözlerini de buna zorlarsın bende öyle yapıcam. Gözlerim bile yalan söyleyecek Enes . Ama senin için. Derin bir nefes alıp bıraktım.

"Doğruyu söylüyorum Enes yalan söylemek için bir sebebim yok neden yalan söyleyim? " Biraz baktı.

"Tamam ben elimi yıkayıp geliyorum. " Dedi ve gitti. Kendimi çok kötü hissediyordum. Bir anda kapı çaldı ve kapıya koştum. Ama Enes Kapıyı açmıştı çoktan . Kaşlarını çatmış gelen kişiye bakıyordu.

"Hayırdır bir şey mi oldu ? " Diye sordu. Kapının ardındakine bende merak edip biraz yaklaştım. Berat gelmişti. İçeriye davet etmek için ağzımk açıyordum ki Enes'in korkutucu bakışlarıyla karşılaştım.

 

🔆🔆🔆

Çok güzel bir bölümün de sonuna geldik canlarım. Oy verenler ve yorum yapanlara çok teşekkür ederim. Ama bu aralar oylar çok azaldı fark ettiyseniz. 2 3 oy anca geliyor bölümlere. Lütfen biraz daha çaba gösterelim . İyi akşamlar okurlarım. 😘

 

 

 

Loading...
0%