Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Hayatımın Anlamı

@medineka2010gmail.

1 Hafta sonra

 

Bugün diğer günlerden biraz farklı bir hava vardı. Uyanır uyanmaz pencerenin başına geçip suyumu içmeye başladım. Hava sıcaktı ama kapalıydı. Suyumu bitirdikten sonra evdeki bütün perdeleri açtım. Evi anca aydınlatabilmiştim. Biraz oturduktan sonra bir şarkı açıp kahve eşliğinde dinlemeye başladım. Bir haftadır evden hiç çıkmamıştım. Ne Enesle ne de Keremle karşılaşmamıştım. Bugünde çıkmayı düşünmüyordum. Telefon sesiyle irkildim ve aramayı cevapladım.

"Alo Melisacım nasılsın ? " Melisa liseden arkadaşımdı.

"İyiyim canım benim sen? "

"Bende iyiyim teşekkür ederim. "

"Asel bugün benim doğum günü partim var bizim yazlıkta bir işin yoksa gel dicektim. "

"Aaa öyle mi tabi gelirim Melisa mutlu yıllar şimdiden. "

"Sağol bebeğim akşama bekliyorum. " Deyip kapattı telefonu. Melisa çok iyi candan bir kızdır. Biraz egolu ama bence ona çok yakışıyor.

Selin'in gelmesinde bir mahsur yoktur diye düşünüp onada haber verdim. Akşama beraber gitmeye sözleştik bende akşama doğru işlerimi halledip hazırlanmaya başladım. Siyah düz sade biraz dekolteli bir elbise giymiştim. Bu elbiseyi Enesle ilk dateye gittiğimizde giymiştim beni görünce elleriyle belimi kavrayıp beni kendi etrafında döndürmüştü. Sonrada kulağıma eğilip "hayatımın anlamısın kızım." Demişti. Aklıma gelince yüzüm düştü ama kendime gelip hazırlanmaya devam ettim. Saçlarımı da dalgalandırıp salmıştım. Hafif bir makyaj sonrası partiye hazırdım.

Selinle buluşup Melisanın telefonuma gönderdiği konuma gittik. Her zamanki gibi 5 -10 dakika geç kalmıştık ama önemi yoktu bence. İçeriye girdiğimizde kalabalık ve bir o kadar da lüks bir villa karşıladı bizi. Biraz bakındıktan sonra Ayaz'ı bulduk ve onun yanına geçtik. Melisa da yanımıza gelip selam verdi onu Selinle tanıştırdım. Birbirlerini çok sevdiler. Zaman çok hızlı geçiyordu. Hediye fatsına geçilmişti. Herkes Melisa'ya hediyesi veriyordu sıra sıra. Sıra bana geldiğinde Melisa'nın yanına gidip önce sarılmış daha sonrada hediyesini vermiştim. Tam yerime geçerken onu gördüm. Eneste buradaydı. Ben onu tesadüfen görmüştüm ama o gözlerini bana dikmiş o akşamki kadar sinirli bakıyordu. Onun öyle baktığını görünce telaş edip gözlerimi kaçırdım. Ama onunkiler hala benim üzerimdeydi. Arada çaktırmadan bakıyordum. Üzerinde siyah salaş bir gömlek altında da beyaz hafif bol bir pantolon vardı. Ayakkabıları ise yani alınmış gibi tertemiz üstünde bir toz parçası bile olmayan simsiyah spor ayakkabılardı. Onu uzun zamandır böyle özenli giyinirken görmemiştim. Bu yüzden bakmaya doyamıyordum resmen. En sonunda yerime geçtim ve hiç bir şey olmamış gibi gülümseyerek devam ettim. Hediyeleşme de bittiğine göre artık evlere dağılabilirdik. Saat çok geç olmadığı için Ayazla Selinde benimle eve geldiler. Kapıda Enes ve Keremle karşılaştık. Ama umursamadan eve girdik.

"Oh be ne partiydi kafam şişti. " Ayaz söylenmeye başlamıştı bile.

"Klasik havalı Melisa işte. Hem çok eğlenceliydi. " Dedim bende.

Salona geçip kendimizi koltuklara attıktan sonra apartmandan sesler gelmeye başladı.

"Noluyor? " Selin'in sorusuna cevap bulmak için kalkıp kapı deliğinden ne olduğuna bakmaya başladım. Enesle Kerem kapının önünde bağırışıyorlardı.

"Enes ve Kerem tartışıyorlar galiba anlamadım. "

"Tamam gel boşver. " Ayaz beni içeri sokmaya çalışırken hala kapının küçücük deliğinden olayı anlamaya çalışıyordum.

"Ayaz bir dur ya kapıyı açıp sorucam nolmuş."

"Ya ne gerek var. "

"İçeride bekle bi ya. "

" İyi be napıyorsan yap. " Dedi ve beni rahat bıraktı. Bende tüm cesaretimi toplayıp kapıyı açtım. İkiside kafalarını anında bana çevirdiler.

"Neyin kavgasını yapıcaksanız girin evinizde yapın. Çok ses geliyor. " Dedim.

"Ablacım eve giremiyoruz ki kav-" Kerem konuşmaya başlamışken Enes yine onun lafını kesti.

"Tamam sessiz oluruz. " Dedi bir iki adım yaklaşıp.

"Bir saniye noldu neden giremiyorsunuz? " Diye sordum merakla Enes'in söylediğini umursamadan.

"Tamam dedik ya . " Kafasıyla evin içini işaret ederek " Hadi git misafirlerinle ilgilen. " Dedi.

"Neden giremdiğinizi soruyorum. " Deyip cevap bekledim cevap gelmedi ama Enes'in içinden sabır dilediği belliydi. "Tekrar sormama gerek varmı? " Dedim ısrar ederek en son Kerem dayanamayıp cevapladı.

"Çünkü ben anahtarı evde unutmuşum. " Duyduğum cevapla kaşlarımı çattım. Bir yandan da gülüyordum.

"Onu nasıl becerdin ya bu yaşta? " Deyip gülmeye devam ettim. "Neyse çilingir çağırın gelsin açsın. "

"Valla mı ya bravo bizim aklımıza hiç gelmemişti zaten. " Bunu diyen gıcık Enesti.

"Tamam o zaman gelin içerde bekleyin o gelene kadar. " Dedim. Başka ne diyeyim kapıda kalmışlar.

"Yok gelir hemen teşekkürler. " Enes hemen reddetti.

"Aslında olabilir baya yorulduk çünkü. " Diye karşı çıktı Kerem Enes'in sözüne. İyi cesaret bence. Enes Kerem'e öyle bir baktıki. "Iıı yok boşver biz burda iyiyiz. " Diye değiştirdi Kerem.

"Biz insan yemiyoruz yanlız haberiniz olsun." Deyip güldüm tekrar. "Ya gelin işte çilingir gelince söz gidersiniz. " Deyip biraz daha güldüm.

"Ya abi gerçekten girelim işte iki dakika beklemeyelim ayakta. " Kerem Enes'i ikna etmeye çalışıyordu ama Enes pek oralı durmuyordu.

"Peki fikriniz değişirse kapıyı çalmanız yeterli. " Deyip tam kapıyı kapatıyorsun ki Kerem engel oldu.

"Kusura bakma Enes ben giricem sen ayakta beklemeye devam et. " Kerem ayakkabılarını çıkarmaya başladı. Eneste gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi. Kerem çoktan içeri girmişti. Enes arada yere arada bana bakıyordu.

"Girsene kızım içeri ne bekliyon? " Bağırarak söylediğine cevap verdim.

"Seni bekliyorum. " Dedim kısık sesle biraz daha duymazdan geldi ama pes etmedim kapı açık beklemeye devam ettim ve başardım. Ayakkabıkarını çıkarıp eve girdi. Arkasından kapıyı kapattım. Ve içeri girmek için salona yöneldim ama Enes kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Soran gözlerle bir ona bir koluna baktım.

"Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama hiç hoş değil Asel. " Salondakiler duymasın diye bağırmamıştı. Ama sesi korkunçtu. Kolumu elinden çekerek kurtarıp aynı ses tonunda cevap vermeye çalıştım.

"Hoş olmayan bir şey yok Enes ortada komşuluk görevimi yapıyorum. Sizin yerinize kim olsa aynısını yapardım. Üstüne alınma yani. " Dedim ve beklemeden salona gittim. O da arkamdan geldi. Ayazla Kerem tanışma konuşması yapıyorlardı içeri girdiğimizde. Bizde oturup dahil olmak istedik ama ne Enes katılıyordu ne ben öylece onları dinliyorduk. Sonra Enes konuştu.

"Nerde kaldı Kerem bu çilingir? " Sinirliydi her yerinden belli oluyordu.

"Bilmiyorum ama gelir heralde birazdan aradığımda uyuyordu uyandırdık adamı anca gelir. " Kerem çok tatlı bir tipti içtendi. Enes gibi soğuk değildi. Onu çok sevmiştim. Biraz sonra kalkıp kahve yapmaya gittim. Selin de o sırada nasıl içtiklerini soruyordu. Bir vakit sonra geldi.

"Bizi zaten biliyorsun. Kerem şekerli , Enes" Derken lafını böldüm.

"Az şekerli dimi? " Benim cevabınla yüzü düştü.

"Enes içmicekmiş diyecektim. " Duyduğum cevapla benimde yüzüm soldu. Gözlerim doldu. Selin görmesin diye başımı çevirip.

"Tamam." Dedim. Ama anlamıştı muhtemelen.

Kahveleri yapıp servis ettikten sonra oturdum yerime. Sohbet gayet koyuydu tabi içinde biz yoktuk ama olsun. Kahveleri içtikten sonra Ayaz ve Selin kalkmak istediler. Onları uğurlamak için bende kalktım ama ardımdan Kerem de kalktı. Galiba o da onları geçirmek istemişti. Ben Ayazla, Selinle vedalaşırken Kerem bir anda ayakkabılıkta duran anahtarı alıp onlarla beraber evden çıkıp kapıyı kapattı. Ve hemen ardından kapıyı Enesle benim üstüme kilitledi. Ve ben öylece kaldım o kadar hızlı gelişti ki bir şey yapamadım.

"Kerem hayır ya napıyorsun Kerem? " Arkasından bağırmakla yetindim. Salonda oturan Enes hemen yanıma geldi.

"Asel noldu? " Diye sordu bir tık telaşlanmıştı sanki.

"Kerem bizi buraya kilitledi. "

"Nasıl ya ? Dur arıyım gelir açar şimdi. " Deyip içeri gitti. Bende arkasından gittim. Elinde telefon salonun ortasında dolanıyordu. Kerem'e sövmeyi de ihmal etmiyordu. "Kapalı." Dedi öfkeyle.

"Anahtarı unutma olayı da yalan bence amaçları buydu. " Beni duyunca ellerini yumruk yapıp sıkmaya başladı. Dişlerini de sıkıyordu.

"Ben yarın göstericem ona hayatının en büyük yalanını. " Deyip ayağını koltuğa vurdu. Koltuk biraz geriledi. Sonra tekmelediği koltuğa oturup stresle dizini sallamaya başladı. Yüz ifadesi de çok kızgındı.

"Bu kadar mı nefret ediyorsun bende benimle 3-4 saat geçiremicek kadar mı kötü bir insanım ben Enes? " Baya bağırarak sormuştum. Gözlerini yerden bana kaldırdı sonra ayağa kalktı karşıma geldi. Bir adım geriye gittim ama daha da yaklaştı. Ben geri gide gide duvara yaslanmıştım. Ama o bana hala çok yakındı. Sonra gözlerini özlemimden ayırmadan dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı.

"Evet senden o kadar nefret ediyorum ki seni görmeye dayanamıyorum. Midemi bulandırıyorsun. Sana her baktığımda keşke diyorum. Keşke tanışmasaydım. Oldu mu aldın mı cevabını? " Söyledikleri kalbime bıçak gibi saplanırken bende onun canını yakmak istedim.

"Bunu bana beni aldatan bir pislik mi söylüyor? İğrenç olan sensin Enes Altan kimse senin kadar sahte sevemezdi. Ama sen başardın sahte duyguların ağırlığı yetmiyormuş gibi gidip bide başka bir kızla birlikte oldun. Daha saymamı ister misin ? " Söylediklerimle gözlerini yumup arkamdaki duvara vurmaya başladı. Öyle sert vuruyordu ki ev başımıza yıkılacak sandım. Daha fazla dayanamayıp arkamdaki duvara yaslanarak çömüp yere oturdum. Ellerimle yüzümü kapattıktan sonra sessiz sessiz ağlamaya başladım.

"Hiç bir sebep senin bir aileyi dağıttığın gerçeğini değiştirmez Asel . Şimdi ağlayıpta acındırma kendini bana. "

"Nedenlerim vardı Enes bilmediğin şeyler var." Ağlarken konuşmaya çalışıyordum.

"Ne nedenin vardı ya? Dur ben söyleyim seni aldattığım için depresyondaydın, canın acıyordu, kendine yediremiyordun ve ergen intikam duygularına yenik düşüp benden intikamını almak istedin dimi? " Duyduklarımla ağzım resmen açık kaldı. Elini duvara yaslamış bana bakan Enes miydi? Bu laflar onun muydu? Ayağa kalkıp tekrar biraz önceki pozisyona döndüm. Ağlamamı durdurdum ve konuşmaya başladım.

"Yazık sana üzülüyorum şu haline bak. Hiç pişman değilim yaptıklarımdan. Annen iyiki o pislik babandan ayrılmış. Bide gelmiş burda şov yapıyorsun yok ailemi dağıttında yok intikam aldın da sizinki ailemiydi Enes babanın anneni aldattığı bir ilişki ailemiydi? Gerçi anlamazsın bu anlattıklarımı seninde babandan bir fark-" Sözümü kesti. İyikide kesti neler dediğimin farkında değildim. Sözümü bağırarak evi dağıtmaya bütün cam eşyaları kırmaya başlamasıyla kesti. Onu öyle görünce dayanamayıp boynuna kollarımı sardım. Dengesini kaybedip yere düştü bende onunla birlikte yere düştüm ve ağlamaya başladım tekrar. O hiç bir tepki vermiyordu. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Çok sinirliydi sonra bir anda o da ağlamaya başladı ve belime kollarını sardı. Salonun ortasında oturmuş sarılarak ağlıyorduk. Beni bıraksanız ömrümün sonuna kadar böyle kalırdım.

 

 

🔆🔆🔆

 

Evet bu bölümünde sonundayız. Ben gerçekten yazarken baya kötü oldum siz ne düşünüyorsunuz? Bu arada beğendiğiniz bölümleri oylamayı unutmayın. Çok mutlu oluyorum oylandığını veya yorumlamdığını görünce . 😊

 

 

 

Loading...
0%