@medineka2010gmail.
|
Otobüsten inmiştim. Selin ile Ayaz beni bir parkta bekliyorlardı. Fakat ben o parka hiç gitmediğim için tam yerini bilemiyordum. Biraz yürümeye başladım. Çok dalgın ve düşünceliydim. Bu duruma evden çıkarken Enesle konuştuklarımızda etkiliydi. Dümdüz yürüdüm. Nereye geldiğimi bilmiyorum bir sokak çıktı karşıma oraya girdim. Evler eski olduğu için oturanların olduğunu düşünmüyordum. Sonra bu sokağın tehlikeli olduğunu anlayıp geri döndüm. Geldiğim yoldan geri dönecektim. Yürürken iki tane uzun boylu ve kilolu adamlar çıktı karşıma. Onlara bakmadan önüme döndüm ve hızlı hızlı yürümeye devam ettim. Adamları arkamda bırakmıştım nihayet. Ve yürüme hızımı biraz düşürdüm. Bacaklarım ağrımıştı. Sonra arkamdan bir ses duydum ve arkama baktım. Arkada bıraktığım iki adam hızla bana doğru geliyorlardı. İlk başta ne olduğunu anlayamadım ve önüme geri döndüm. Sonra tekrar adamları kontrol etmek için arkama döndüğümde adamların dibimde olduğunu fark ettim. Ve hızlıca koşmaya başladım. Adamlarda koşuyorlardı. Ne yapacağımı bilemiyordum bu adamların amacı neydi? Koşarken bir yandan da bağırmaya başladım. "Yardım edin. Kimse yokmu? " En sonunda adam bana yetişti ve beni yakaladı. Koşmaktan ikimizde nefes nefese kalmıştık. Diğer adam ise başka bir şeyle uğraşıyordu. "Bırak beni. Bırak ne istiyorsunuz benden? " Bağırırken adamın kucağında çırpınıyordum. Ayaklarımla dizlerine, kollarımla da omuzlarına, kafasına vurmaya çalışıyordum. Ardından diğer adam elinde siyah bir kumaşla bana yaklaşıyordu. Bu görüntü beni daha çok korkuttu ve o kadar çırpındım ki beni tutan adamla beraber yere kapaklandık. Daha sonra diğer adam gelip yere düşmem izden fırsat bularak elindeki kumaşı benim ağzıma kapattı. Nefes almamaya çalışıyordum ama olmuyordu. Ve aklıma bir fikir geldi. Bayılma taklidi yaptım hemen adam hala kumaşı ağzımda tutuyordu. İyice sersemlemiştim ama dayanıyordum. Sonra adam kumaşı ağzımdan çekti. Derin derin nefesler almaya başladım. Beni tutan adam da ayağa kalkıp yürümeye başlamıştı. Zaman kaybetmeden anı bir hareket ile adamın kucağından yere atladım ve kaçmaya başladım. Hemen peşime düşmüşlerdi. Bir yandan da ağlıyordum ne istiyorlardı benden anlamıyordum. Ama çok korkuyordum. Ben hızla sokağın çıkışına koşarken adamlardan biri saçlarımı yakalayıp durmamı sağladı. "Aaaaaaahhh saçım öküz . " Diye bağırdım tekrar yere düşerken. Canım çok yanmıştı. Elinde bezle gezen aynı adam yine ağzıma koydu bezi bu sefer çırpınmaya bile halim kalmamıştı. Son gördüğüm Görüntü masmavi gökyüzünü kaplayan güneş ışınlarıydı. Bu zamandan sonrası tamamen bir boşluktu. Yazarın ağzından Birkaç saat olmuştu. Ayazla Selin beklemekten ağaca dönmüşlerdi ama Asel hala ortada yoktu. Ayaz Selin'e dönüp telaşla sordu. "Nerede kaldı bu kız parkı mı bulamadı acaba? " "Ne bilim Ayaz aradım işte telefonu da kapalı." "Ne yapıcaz Selin kaç saat oldu artık gelmesi lazım. Başına bir şey gelmiş olmasın? " "Kötü düşünme gelir birazdan bekleyelim. " Dedi Selin bilirdi o arkadaşının huyunu. Kesin bir şeye takılıp geç kalmıştır diye düşünüyordu. Fakat Aslında başı çok büyük dertteydi. Yarım saat daha geçti ve Ayaz artık yerinde duramıyordu. Selin de telaşlanmıştı. Daha fazla bekleyemeyerek otobüse atladılar. Ve Asel'in evinin yolunu tuttular. Geldiklerinde kapıyı birkaç kez çalıp bayada zile bastılar ama açan yoktu bir yandan da içeriye bağırıyorlardı. "Asel, Asel içeride misin? " Ama sesi bırakın bir tıkırtı bile yoktu . Saat akşama geliyordu ve en yakın arkadaşları Asel ortada yoktu. Ayazla Selin kafayı yemek üzerelerdi. Biraz daha çalıp kapıdan ayrılmaya karar verdiler. Tam o sırada asansörün kapısı açıldı ve içinden Enes çıktı. Ama sadece Selin görmüştü Enes'i Ayaz hala kapıya yalvarmaya devam ediyordu. "Aselim hadi be kızım aç şu kapıyı artık. " Diye yakınıyordu kapıya. Sesleri duyan Enes hemen yanlarına gitti. "Ne oluyor? " Diye sordu. Selin söze girdi. "Asel kayıp hiç bir yerde yok. " Dedi endişeli gözlerle. Enes duyduğuna inanamadı yada anlamadı. Tekrar sordu. "Ne nasıl kayıp? " Ayazda sinirli ve telaşlıydı. "Yok işte kız oğlum neyini anlamadın? Bir bilgin varmı senin?" "Ne diyorsunuz ya siz koca kız nereye gider nasıl kaybolur? " "Boş sorular sormayı bırak ve cevap ver biliyormusun bilmiyormusun Asel nerde? " "Ben bilmiyorum Ayaz en son kapının önünde gördüm ordan da gitti zaten. Ayrıca aramadınız mı? " "Dışarıda mı gördün evde değil o zaman öf Allah'ım nerede bu kız? " Bunu söyleyen Selin idi. Ayazda sinirle konuştu. "Lan delirtme beni aramaz olurmuyuz aradık kaç defa ulaşılamıyor. " "Ne diyorsunuz ya nerede bu kız nasıl haberiniz olmaz nasıl bilmezsiniz? " Enes de gerilmeye başlamıştı. "En son sabah konuşmuştuk bir parkta buluşacaktık. Bekledik bekledik gelmedi parka. Ee sende dışarıda gördüm diyorsun kesin yanımıza gelirken bir iş geldi başına. " Selin ağlamaya başlamıştı artık zar zor konuşuyordu. "Saçmalama Selin bulucaz onu. " Dedi hemen Ayaz ise. "Hangi parktı o? " Diye sordu Enes de endişeliydi. "Adını bilmiyorum bizim büyük AVM varya oralarda. " "Tamam gidip o tarafta arayalım o zaman. " Dedi Enes ve Enes'in arabasına binip gittiler hemen . Her yeri iyice aradılar en sonda o sokağa geldiler. Orayıda aramaya başladılar. Selin elinde parlak bir şey ile Ayazla Enes'e yaklaştı. Aynı zaman da ağlıyordu. "Asel'in kolyesini buldum yolda . " Dedi hemen onlara bakarak. "Emin miyiz Asel'in olduğuna? " Ayaz'ın sorusu ile tekrar konuşmaya başladı Selin. Enes'in dili bile dönmüyordü. "Evet ben almıştım ona bu kolyeyi arkadaşlık kolyesi bakın eşi de bende. " Dedi ve boğazındaki kolyeyi gösterdi Selin. Enes Selin'e yaklaşıp kolyeyi aldı. Uzun uzun baktı kolyeye ve cevap verdi. "Sizi eve bırakıyım benim bakıcağım bir kaç yer daha var gelişme olursa haber ederim. Selin polise haber vermeyi unutma. Ayaz sende buraya bakan kamera kayıtlarını araştır. " Dedi Enes bedeni buradaydı ama kalbi, ruhu, yüreği asla burada değildi. Aklı hep Aseldeydi. Kendini suçluyordu. Onu bulamazsa kendini nasıl affederdi. O kadar şey söylemişti. O kadar hakaret etmişti. Ama bulamama gibi bir ihtimal yoktu ya bulacaktı yada bulacaktı hemde sapasağlam. Enes Selin ile Ayazı evlerine bıraktıktan sonra liseliyken Aselle birlikte gittikleri yerlere gidip baktı. Her bir adreste "burada ol lütfen"diye yalvarıyordu ama eli boş dönüyordu. En son durak ise Asel'in doğum günü geldikleri sahil kenarıydı. Ama Asel burada da yoktu. Enes bitkin bir şekilde oturdu taşa. Cebinden Asel'in kolyesini çıkardı. Ve ona bakarak gözlerinden birkaç damla yaş akıttı. Kolyesi de kendisi gibi çok güzel kokuyordu. Enes bunları düşündükçe sinirlendi. Sonra kalkıp yerdeki irili ufaklı taşlara tekme atarak bağırmaya başladı. Gözlerinin nemi her dakika artıyordu. Enesinki öyle bir histiki sanki Aseliyle beraber aklını ve kalbini de kaybetmişti. Akılsız ve kalpsiz nasıl yaşanmazsa Asel de öyleydi Enes için. Enes Aseli bir defa kaybetmişti ikincisi çok ağır gelirdi, kaldıramazdı.
🔆🔆🔆 Selamlar bölümle ilgili ne düşünüyorsunuz? Benim çok hoşuma gitti açıkcası. Aslında bölüm sabah gelicekti. Ama bir önceki bölüme yapılan yorumlar beni gaza getirdi ve hemen atmak istedim. Nasıl olmuş sizce?
|
0% |