Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.Küçük Bir Oyun

@medineuluer

Gözlerimi yavaş yavaş açtım...

 

Yine aynı yerdeydim. Ama ne fark ederdi ki ben zaten ölmüştüm. Yine revirdeydim. Etrafa baktığımda Dağra'nın korku dolu gözleri ile karşılaştım. Neden bana böyle bakıyordu?

 

"Ne oldu? " dedim bitkinlik vardı üstümde son olaylardan dolayı. Gözlerimi yorgunca aralıyordum. Göz kapaklarım sanki o an o kadar ağırdı ki indirmek istiyordum. Sonsuza kadar açmamak istiyordum. Sonsuza kadar uyumak istiyordum yanımda kimseyi istemiyordum sadece ailemi istiyordum. Ölmek istiyordum onların yanına gitmek istiyordum artık beni bu dünyada tutan hiç bir şey yoktu.

Katiller ölmüştü. Kim öldürdü bilmiyorum ama onlar ölmüştü. Bu düşünce aklıma geldikçe ağlayasım kendimi öldüresim geliyordu.

Artık hiç bir duygu beni yansıtmıyordu. Gülmek istemiyordum. Zaten o günden sonra hiç içten gülememiştim.

O doğduğum gün aslında ölmüştüm.

Ailemin yanında sanki bende yatıyordum tüm gerçek duygularım onların yanında yatıyordu.

Beni babam yetiştirdi ayağa kalk Alev diyordum ama bir yanım o öldü artık ayağa kalkamam çünkü yanlarında beni de götürdü demek istiyordum.

 

"İyi misin? " dedi Dağra hala korkuyordu bana bir şey olacak diye gözlerinde yoğun bir korku vardı.

 

"İyi mi olmalıyım? " dedim gittikçe sesim kısılıyordu. Gözlerimden yaşlar yavaş yavaş, tane tane akmaya başladı.

Ben çoktan bu savaşı kaybetmiştim dün ben bu savaşı kaybettim. Hayata tutunacak tek bir sebebim kalmamıştı artık ölmek onların yanına gitmek istiyorum.

 

"Seni çok iyi anlıyorum " dediğini duydum beni nasıl anlayabilirdi ki yoksa o da mı ailesini kaybetti?

 

"Nasıl anlıyorsun? " dedim yorgundum konuşmak istemiyordum ama onu dinlemek istiyordum. Sesi hiç bir sesin veremediği huzuru veriyordu.

Tam cevap vereceği sırada kapı aniden açıldı. Gelen kişiler bizimkilerdi ; Eren, Anıl, Oğur, Hayal, Defne, Asena.

 

Anıdan hepsi odaya girdi. Eren hızlıca yanıma gelip

 

"İyi misin avukat? " dediğinde tekrar gözlerimden bir yaş düştü bu cümle cidden beni ağlatıyordu. Çünkü ailemin ölüm gününde kimse bana iyi misin diye sormamıştı. Hiç kimse beni umursamamıştı.

 

"Neden sordun? " dediğimde afalladı. Bu durumda bile millete karşılık veriyorsun ya Alev sana bir şey demiyorum kızım.

 

"Daha sana anlatacağım çok komik söz var o yüzden hem bize lazımsın " dedi gülerek. Ama gülüşünde değişik bir şey vardı normal bir şekilde gülmüyordu. Aramızda en içten gülen oydu ama bu sefer gülüşünde bir parça acı vardı. Belki de bir parça bile değildi daha büyüktü. Bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum, düşünemiyorum.

 

"Ne için lazımım? " dediğimde yine sesim kısılıyordu. Boğazımda bir düğüm oluştu konuşurken ağrıyordu. Sesimin kısılmasına sebep oluyordu.

 

"Çok korktuk Alev hepimiz " dedi Anıl hepsine baktığımda kafalarını salladı. Onlar için o kadar önemli miydim?

 

"Yanlış anlamayın ama yanlız kalmaya ihtiyacım var " dediğimde hepsi gidiyordu. Dağra bile.

Ama o kalsın istiyordum o huzur veriyordu. O bana değişik bir şeyler hissettiriyordu. Hiç hissetmediğim şeyleri.

 

"Dağra" dedim sesim o kadar kısık çıktı ki ben bile sesimi duyamadım. Ama o duymuştu ya da hissetmişti. Arkasını döndü. Gözlerime içten ve huzur dolu bakıyordu. Çok güzel bakıyordu. Siyah gözleri bana bir ışık gibi parlıyordu. Ya da ben öyle zannediyorum.

 

"Bir şey mi dedin avukat" dediğinde kafamı yavaşça salladım. Kafamı sallamak bile canımı çok yakıyordu ama belli etmemek için elimde geleni yapıyordum.

 

"Nedir? "

 

"Sen yanımda kalsan? " dedim çok masum bir istekti ama kabul etmese onu anlardım. Herkes yanımda kalmak zorunda değildi zaten kimse yanımda kalmamıştı. Herkes bir şekilde gitmişti. Bu hikayenin sonunda yine tek kalacaktım. Bunu biliyorum.

Hala bana bakıyorken tekrar konuştum kalmak istemiyor olabilirdi.

 

"Eğer kalmazsan anlar-" sözümü hemen kesti .

 

"Yanında kalacağım " dedi. Bana doğru yürümeye başladı.

 

"Zorla yanımda durmanı istemiyorum kendini zorlama gitmek istiyorsan gidebilirsin" dediğimde cevap vermeden yanıma oturdu. Hala bana bakıyordu bu gitmeyeceği anlamına geliyordu.

 

"Teşekkür ederim" dediğimde yüzümde buruk bir gülümseme yerleşti. Gözleri gülüşümde oyalandı.

 

"Kendi isteğimle kalıyorum avukat sen dedin diye değil " demişti. Sanki aklımı okumuş gibiydi. Bunu nasıl yapmıştı?

 

"Gözlerin bana karşı çok şeffaf düşüncelerini aynen yansıtıyor " dediğinde daha çok şaşırdım. Gözlerim nasıl bakıyordu bilmiyorum ama o beni nasıl anlıyordu ki?

 

Bunu umursamadan etrafa bakmaya başladım kafamı dağıtıyordum. Ama gözlerim öyle yorgundu ki kapanmak istiyordu. Artık beni bir sal Alev bırak artık etrafa bakmayı uyu dinlen geçer belki diyordu. Ama herşey bir uykuyla geçer miydi?

Eninde sonunda o uykudan uyanacaktım benim sonsuza kadar uyumam lazımdı. O zaman daha rahat olurdum acılarım dinerdi belki.

 

"Kafanı ağrıtacaksın avukat etrafa bakma geç oldu yat dinlen" dediğinde pencereye baktım cidden hava kararmıştı. Ve o beni yine anlamıştı. Her zaman anladığı gibi.

 

"Kaç saattir yatıyorum? " demiştim çünkü en son hava aydınlıktı güneş odamı bir lamba gibi aydınlatıyordu. Şimdi odalar kapkaranlık ayın ışığı lambanın gücü odayı aydınlatmaya yetmiyordu. Odanın kasvetli bir havası vardı. Belki de benim içindir belki de ben böyle olduğum için her yer bana kasvetli geliyordur.

 

"5 saattir" dediğinde kafamı salladım. Bazı krizlerim iki gün sürdüğü bile oluyordu 5 saat normaldi benim için.

 

"Hareket etme avukat " dediğinde sesi sinirli çıktı ama beni üzmemek için fazla bağırmıyordu. Zaten oldukça kırılmıştım daha da kırılmamam için elinden geleni yapıyor gibiydi.

 

"E o zaman sana nasıl cevap vereceğim"

 

"Gözlerin yetiyor, onlar benimle her zaman konuşuyor " dediğinde sesi netti.

 

"Senin uykun yok mu? " dedim konuyu hemen değiştirdim.

 

"Ben uyumam avukat "

 

"Beraber uyusak " dediğimde gözlerim hemen büyüdü ben bunu dışımdan söylemiştim. Şimdi sıçmıştım. Kafamı ona doğru çevirmeye utanıyordum. Hemen arkamı dönüp yorganı kafama doğru örttüm. Tam bu sırada arkamda bir şey hissettim. Yatağın diğer tarafı çökmüştü hissediyordum.Hemen arkamı döndüğümde onunla göz göze geldik. Yanımda yatmıştı dediğimi yapmış beni kırmamıştı.

 

"Ne yapıyorsun? "

 

"Yatıyorum " dedi umursamaz bir şekilde. Her zaman ki gibi vurdumduymaz davranıyordu.

 

"Yatacak başka bir yer yok muydu ? "

 

"Malesef odada başka yatak yok ve avukat hanım burada durmamı istedi o yüzden burada uyuyacağım "

 

"Hani sen uyumazdın "

 

"Belki de şuan uyuyabiliyorum " dediğinde bir şey diyemedim. Utançtan onun gözleri hariç saçlarına bakıyordum yüzünü inceliyordum ama gözlerine bakamıyordum.

 

"Uyu avukat etrafa bakmaktan vazgeç"

 

"Etrafa değil sana bakıyorum"

 

"O zaman bana bakmaktan vazgeç" dediğinde gözlerimi kapattım. Burnuma onun kokusu dolduğunda mayışmaya başladım. Yavaş yavaş onun kokusu ile uykuya dalıyordum. Onun kokusu rahatlatmış gibiydi.

 

🔥

 

Gözlerimi açtığımda onun yüzünün bana ne kadar yakın olduğunu fark etmiştim , uyuyordu, nefesini dudaklarımda hissediyordum. Geriye doğru çekilmeye çalıştım ama olmamıştı çünkü belime kollarını dolamıştı. Geriye doğru tekrar çekileceğim sırada kolları beni ona çekti. Göğüsüm onun göğüsüne değiyordu.

 

"Rahat dur avukat ilk defa böyle uzun bir uyku çekiyorum " demişti gözleri kapalıydı, sesi uykulu ve normalden daha kalındı. Hiç bir şey demeden onu izliyordum. Önüne düşen saçları alnını kapatıyordu. Kalın kaşları normalde çatık bir şekilde duruyorken bu sefer düz duruyordu. Bu onun daha da masum görünmesine sebep olmuştu. Kafamı eğdiğim de sivri çenesini kafamda hissettim. Bir süre sonra tekrar beni kendine çekti uyuyordu ama kolları hiç rahat durmuyordu. Kafam onun boynuna yerleşmişti.

Sanki yapboz gibi birbirimizi bulmuştuk. Birbirimizi tamamlamıştık.

 

Artık kalmamız lazımdı ve o hala uyuyordu iki saattir tam iki saattir onu izliyordum. Uyurken çok masum gözüküyordu. Yavaş yavaş gözlerini açtığında hemen gözlerimi kapattım. Uyumuş numarası yapıyordum. Bir süre sonra kulaklarımda onun sesini duymuştum. Nefesi saçlarımın arasından geçip gidiyordu.

 

"Uyumadığını biliyorum avukat " dediğinde gözlerimi açtım. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı ve bu kalbimin titremesine sebep oluyordu. İçimde bir şeyler uçuşuyor gibiydi. Yanaklarımın yandığını hissediyordum.

 

"Nerden bildin? " dediğimde gözlerimi inceliyordu. Sonra sanki bir şey yakalamış gibi gülmeye başladı.

 

"Uyanıkken nefes alışverişin uyuyorken birbirinden çok farklı da ondan biliyorum "

 

"Nasıl birbirinden farklı? " dediğimde bana daha çok yaklaştı. Dudaklarımızın arasında bir parmak boşluk vardı sadece.

 

"Uyanıkken daha hızlı ve düzensiz nefes alıp veriyorsun uyurken öyle değil ama " dedi dudaklarıma doğru. Bu yaptığı hareket kalbimin ağzımda atmasına neden olmuştu. Hemen ondan uzaklaşıp ayağa kalktım.

 

"Millet aç seni bekliyor hadi anons vakti geldi gidelim " dediğimde şaşırmıştı.

 

"Sende mi açsın? "

 

"Yoo o nereden çıktı? "

 

"O zaman diğerlerini düşünmeme gerek yok hadi yatalım " dediğinde ağzım açık ona bakıyordum. Ne dediğinin farkında mıydı?

Ellerim titremeye başladı bir cümle beni nasıl bu kadar heyecanlandırırdı ki. Garipti. O ve ben çok gariptik. Artık ona karşı çok değişik hissediyordum. Hiç hissetmediğim şeyleri hissediyordum.

 

"Yok bende açım hadi anons yap artık" dediğimde kahkaha atmaya başladı.

 

"Yani avukat şurada yatmamamız için elinden geleni yapıyorsun Eren burada olsaydı amuda da kalk bari tam olsun derdi "

 

"Ama şuan Eren yok hadi kalk acıktım" deyip hemen odadan çıktım. Yemekhaneye inerken anons sesini duydum.

'Herkes yemekhaneye'

Sesi normalden daha naif çıkmıştı. Nasıl desem bilmiyorum ama sanki bu cümleyi dedikten sonra büyük bir kahkaha atacak gibi ondan bir ses çıkmıştı.

 

 

Herkesin odası aynı anda açıldı. Ben çoktan yemekhaneye gelmiştim.

Anıl, Eren, Oğur, Asena, Hayal, Defne hepsi oradaydı. Kızlar masasında oturmuş konuşuyorlar erkekler ayakta etrafa bakıyolardı. Erkekler beni gördüklerinde hafif tebessüm ettiklerinde bende onlara hafif bir şekilde gülümsedim ve kızların olduğu masaya doğru yürüdüm. Beni gördüklerinde gülümseyip.

'Hoşgeldin' dediler. Cevap vermeden oturmuştum.

 

"Daha iyi misin? " dedi Hayal içten bir şekilde gülümsüyor bana yakın olmaya çalışıyor gibiydi.

 

"Teşekkür ederim daha iyiyim " dedim gülerek.

 

"Birden Dağra seni kucağına almış korkuyla revire doğru gidince bir şey oldu sandım hepimiz çok korktuk " dedi Defne.

 

"Teşekkür ederim şuan iyiyim küçük bir krizdi her zaman oluyor alışkanlık gibi birşey"

 

"O zaman biz de alışalım sonra korkuyoruz " dedi Asena.

 

"Onu siz bilirsiniz bence alışmanıza gerek yok yakında hepimiz buradan çıkacağız "

 

"Nasıl olacak ki o " dedi Hayal.

 

"Bilmem eğer çıkarsam sizi de alırım tabi isterseniz "

 

"Ben isterim çok teşekkür ederim bizi düşündüğün için burada böyle dolaşmak çok sıkıcı" demişti Defne.

 

"Bende isterim " dediler Asena ve Hayal.

 

"Çıkarsam sizi de alırım o zaman merak etmeyin " dedim bir süre sessizlik oluşunca kafamlar Eren, Oğur Anıl'ı işaret ettim.

 

"Onlar ile konuşuyor musunuz? " dediğimde hepsi onlara baktı.

 

"Yani çok fazla değil ama evet " dedi Defne.

 

"Ne konuşuyorsunuz? "

 

"Ben onlardan en çok Anıl ile konuşuyorum bir kere deneyelim falan diyor ama olmaz ki Alev benim düğün günümde aldılar buraya getirdiler. O adama ne oldu bilmiyorum bile sorduğumda ise bir şey söylemiyor " dedi Asena.

 

"O adamı yani evleneceğin kişiyi cidden seviyor muydun? "

 

"Uzun hikaye " dedi dalmış gitmişti bile kafasında neler geçtiğini merak ediyordum.

 

"Anlat ben dinlerim " dediğimde güldü.

 

"Annem ve babam hayatta ama onlarla çok konuşmayız hatta aynı evde bile kalmayız. Ben çok küçükken beni dayımlara bırakmışlardı. Daha 10 yaşındaydım. Neyin ne olduğunu bile bilmiyordum. 16 yaşımda onlarla karşılaştım. Yanlarında küçük bir kız vardı onlara anne baba diyordu. Düşüne biliyor musunuz onlar sizi bırakıyor ama başka bir çocuğa sahip çıkıyor. Kardeşim varmış ama bilmiyordum. Annem babam öldü dediler bana ama yaşıyormuş bilmiyordum. Bensiz çok mutlularmış ama bilmiyordum. Ben 6 senedir onların acısını çekerken onlar gülüyormuş bilmiyordum. Beni gördüklerinde tanımadılar biliyor musunuz? Öylece bakıp geçip gittiler bunca zaman naptın nasıldın diyen olmadı. 25 yaşıma geldiğimde dayım evlenmem gerektiğini söyledi. Evleneceğim adam iş arkadaşımdı. Büyük bir moda şirketinde tasarımcıydım çizimler falan yapıyordum. Evleneceğim adam ise oranın yardımcısının oğluydu benden hoşlandığını söylemişti. Dayım da zor durumdayız kendimize zor bakıyoruz evlen rahat ol dediler . Evleneceğim adam iyi biriydi ama kalbim hiç onun için atmamıştı normal biri gibiydi benim için, ben aşk nedir bilmiyorum ki ben sevgi nedir bilmiyorum şimdi bir adam kaçırdı beni, sevdiğini söylüyor siz inanır mıydınız bunca zamandan sonra " dedi Asena gözünden yaşlar akıyordu zor konuşuyor hatta bazen kekeliyordu. Haklıydı ama Anıl'ın ona bakışları herşeyi anlatıyordu. Anıl Asena'nın ağladığını görmüş ve hemen yanımıza gelmişti.

 

"Ne oldu burada iyi misin Asena? "

 

"İyiyim Anıl teşekkür ederim sadece konuşuyoruz " dediğinde Anıl bana baktı.

 

"Ona kötü bir şey olmadı değil mi Alev " dediğinde gülümsedim.

 

"Merak etme Anıl iyi sadece içini dökmek istedi normal şeyler sen git biz kız kıza konuşuyoruz kötü bir şey olursa ilk söyleyeceğim kişi sen olacaksın merak etme " dediğimde gülümsedi teşekkür eder gibiydi gülümsemesi.

 

"Anıl ile nasıl tanıştın? " dedi Hayal

Asena gözlerini masaya dikti sanki o anı düşünüyordu. Gözlerinde canlanmaya başlamıştı çünkü gülümsemeye başladı. O gün onun için güzel bir gün olmalıydı.

 

"O kadar kötü hissediyordum kendimi ailemi özlüyordum 22 yaşındaydım o kadar ağlamış ve halsizdim ki ayakta duracak halim yoktu. Birden biriyle çarpıştım tam düşeceğim anda birinin kollarını belimde hissettim düşmeme engel olmuştu. Herkes düşmem için çabalarken o kişi engel olmuştu o kişi Anıl'dı.

'İyi misiniz hanımefendi' demişti. Kimse bana iyi misin diye sormazken o sormuştu. Sonra konuşmaya başladık. Tanıştık, kendimi en güvenli hissettiğim yer onun yanı olmuştu. En çok güvendiğim kişi oydu. Yanında huzurlu olduğum tek kişi oydu. Bana abi gibi sahip çıkmıştı " dediğinde şunu fark ettim o aşkı abi sevgisi sanıyordu. Aşkın ne olduğunu bilmiyordu. Aslında o da Anıl'a aşıktı ama farkında bile değildi. Gözleri onun aşkı ile parlıyor hatta ışıl ışıl onu düşünüyordu. Onunla olan güzel anılarını düşünüyordu. Anlatırken yüzünde oluşan gülümseme aşkı içindi ama bu onu bilmiyordu abi sevgisi sanıyordu. İşte bu yüzden iki kişi de aşkta kaybedeceklerdi...

 

"Tüm yaşadıklarımı ona anlatmıştım onun bana verdiği teselli her şeye bedel gibiydi o bana bir şey anlatmazken herşeyi içinde yaşarken benim acılarıma teselli veriyordu. Beni iyileştiriyordu. Bana iyi geliyordu. " diye devam etti. O günleri özlüyor

 

"Ona aşık olmadığına emin misin? " dedi Defne. Duydukları ile dalgınlığı gitti düşüncelerinden sıyrıldı ve hemen kendine geldi.

 

"Hayır tabiki asla o bana abi şevkati verdi "

 

"O öyle demiyor ama " dediğimde kızların bakışı Anıl'a doğru döndü. Asena'ya doğru bakıyordu. O kadar güzel bakıyordu ki . Bakışında hem kıyamamak hemde doyamamak vardı. Bir insan böyle bakar mıydı? Çok güzel seviyordu. Umarım bir gün Asena'da kabul ederdi. Ama böyle devam ederse her zaman bir elmanın iki yarısı olucak bir bütün haline gelemeyeceklerdi...

 

🔥

 

Kızlar ile birlikte yemeklerimizi yiyip sohbetler etmiştik hepsine karşı ilk başta önyargılı olsamda iyi kızlara benziyordu ama kimseye güven olmazdı. Yemekhanede Dağra yoktu. Nerede ne yapıyor bilmiyordum. Tam bu sırada anons geldi.

'Herkes odasına' dediğinde örgüt üyeleri ayağa kalkıp sırayla odalarına gitmeye başladı. Bu sefer ki sesi normaldi her zaman ki sesiydi. Onun sesi bile içimde bir şeyler uyandırıyordu.

Bu iyi bir şey miydi kötü mü?

 

Kızlar ile vedalaştıktan sonra ayağa kalktım. Onu görmek istiyordum. Normal zamanda olsa odama giderdim ya da hapishaneyi gezerdim ama bugün, bugün herşey değişmişti sanki. Sanki kalbim bana onu yönlendiriyor onu gösteriyor gibiydi. Onu düşünmek bile yüzümde istemsizce bir gülümsemeye sebep olmuştu. Hemen kendime gelip yemek haneden çıktım. Koridorda gözlerim onu ararken arkamdan bir ses gelmişti.

 

"Alev"

 

Arkamı döndüğümde sesin sahibinin Anıl olduğunu gördüm. Yanlarında da Oğur ve Eren vardı.

 

"Efendim"

 

"Biraz konuşabilir miyiz? "

 

"Tabi olur " dediğimde gülümsedi onlar ilerlerken bende peşlerinden gidiyordum. Boş bir odaya geldiğimizde masaya oturmuştuk.

 

"Bir sorun mu var? " demiştim. Onları kötü görmüyordum sadece Dağra'nın yanındalardı. Onları iyide görmüyordum çünkü beni burada tutanlardandılar. Gözlerimde stabillerdi.

 

"Hayır bir sorun yok sadece Asena neden ağladı onu merak ettim "

 

"Peki neden sadece sen gelmedin " dediğimde gözlerim Oğur ve Eren'e kaydı. Normal bir şekilde bana bakarlarken Anıl'dan çıkacak sözleri bekliyorlardı.

 

"Biz hiç ayrılmayız avukat birimiz nereye hepimiz oraya " dediğinde cevap vermedim kafamı sallamak ile yetindim.

 

"Evet seni dinliyoruz "

 

"Ya aslında sadece eski anılarından bahsetmişti ve duygulanmasına sebep oldu "

 

"Hangi anılardan " dediğinde kendinden bahsedip bahsetmediğini merak ediyordu.

 

"İşte ailesinden senden falan bahsetti"

 

"Benden nasıl bahsetti " yüzünde buruk bir acı oluştu. Yutkunmaya başladı. Korkuyordu. Hatta gözlerinin bile titrediğini görmüştüm.

 

"Merak etme o da sana aşık " dediğimde şok olmuş öylece durup kalmıştı. Cevap vermiyor öylece bana bakıyordu. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki kahkaha atmamak için yanaklarımı ısırıyordum.

 

"Adamın yüreğine inme indi" dedi Eren alayla.

 

"Oğlum iyi misin lan harbi " dedi Oğur eliyle onu dürtüyordu. Sonra kendine geldi ayağa kalktı.

 

"Nasıl yani o da bana mı aşık o da beni mi seviyor? " dediğinde samimi bir gülümseme ile kafamı salladım.

 

"ALLAAHH" deyip kahkaha atmaya hatta oynamaya başladı.

 

"KALKIN LAN SABAHA KADAR OYNUYORUZ" dediğinde hepimiz kahkaha attık.

 

"Dur dur daha hemen zamanı değil daha hala aşık olduğunun farkında değil" dediğimde oynamayı bıraktı. Yüzündeki gülümseme silindi. Tekrar öylece kalmıştı. Tekrar aynı ifade ile bana bakıyordu.

 

"Yemin ederim daha bir dakika olmadan adama iki inme indirdin helal olsun Alev" dedi Eren yine aynı alayla.

 

"Oğlum harbi iyi misin bak niye öyle duruyon " dedi Oğur.

 

"Nasıl farkında değil? " dedi kekeleyerek ve hemen sandalyeye oturdu.

 

"Asena aşkı şevkat sanıyor onun aşkı fark etmesi sana aşık olduğunu görmesi lazım "

 

"E ben bunu nasıl yapacağım " dediğinde tam ağzımı açıp konuşacağım sırada Eren benden önce davrandı.

 

"Merak etme oğlum senin kardeşin ne güne duruyor ben boşuna mı romantik komedi filmlerini bitirdim o iş kardeşinde sen rahat ol güven bana" dediğinde Anıl kahkaha atmıştı.

 

"Ben bu odun, kereste Oğur'a bile güvenirim ama Eren sana asla kusura bakma kardeşim şimdi dalga falan geçersin alay konusu olmayalım kıza"

dediğinde Eren yapmacık bir üzüntü ve sinir ile konuştu.

 

"Sen bu keresteye bile güveniyorsun da bana mı güvenmiyorsun? " dediğinde eliyle Oğur'u gösteriyordu.

 

"Doğru haklısın ben bu olayda bir tek Alev avukata güvenirim o daha iyi halleder" dediğinde gülerek kafamı salladım. E ne de olsa sevenleri birleştirmek sevap azcık sevap işleyelim değil mi?

 

"Benim neyim varmış? " dedi Oğur sinirle bu cümlesine Eren ve Anıl kahkaha atmaya başladılar.

 

"Aynen kardeşim hiç bir şeyin yok senin" dedi Eren ve tekrar kahkaha atmaya başladılar.

 

"Neyden bahsediyorsunuz" dedim merakla.

 

"Aa avukat sen bilmiyorsun değil mi hemen anlatıyorum, bak şimdi biz lisede hep beraberdik. Sonra bu Oğur'a bir kız aşık oldu. Bizde dedik ki hepimizin sevgilisi oldu en az bir tane, bir de o duyguyu sen yaşa git bir konuş dedik " dediğinde lafını kestim.

 

"Dağra'nın da mı sevgilisi oldu? "

 

"Oo avukat o en çapkınıydı" dediğinde bozulmuştum neden bilmiyorum ama içimde kötü bir his oluştu.

 

"Neyse ben anlatmaya devam edeyim sonra bu gitti konuştu kız bunun geldiğini görünce hemen 32 diş gülmeye başladı 'merhaba Oğur nasılsın?' falan demişti bizimki de 'iyiyim kardeşim nasıl olayım sen nasılsın' diye cevap verdi bir de yetmezmiş gibi askerlik arkadaşıyla konuşuyormuş gibi kolunu kızın omzuna atmıştı sonra bunlar özürlü gibi konuşamadı 'neyse görüşürüz o zaman Oğur' dedi kız hala yakın davranıyordu bizimkine, bizimkinin cevabı sence ne oldu 'görüşürüz aslan kardeşim benim' " dediğinde Oğur hariç hepimiz kahkaha atmaya başladık. Oğur sinirle

 

"Şu milattan önce kalma fosil anıyı herkese anlatıp durma çarparım bir tane yapışırsın iki seksen yere" dediğinde öyle bir kahkaha atmıştım ki ağzım acımaya başlamıştı.

 

"Başka kime anlattınız" dedim gülerek.

 

"Diğer kızlara da anlattık" dedi Eren.

 

"Defne de duydu bütün bunları" dedi Oğur canı sıkkın bir şekilde, ağzından öylece çıkıvermişti

 

"Defne mi! " dedik hepimiz aynı anda. Oğuz bir anda durup daha yeni ne dediğinin farkına varmıştı.

 

"Yani, ben şey, aslında, öyle bir şey demedim" falan diye geveledi ne diyeceğini bilemedi.

 

"Oo aslan kardeşim aşık mı oldu yoksa ilk defa " dedi Eren ve eliyle Oğur'un sırtına vurdu.

 

"Sik sik konuşup benim asabımı bozma harbi diyorum çarparım " dedi Oğur sinirle

 

"Tamam be oğlum gel dörtlü date yapalım işte ne güzel olur " dedi Anıl.

 

"Vay be ben burda neyim? " dedi Eren.

 

"Sakin ol oğlum sanada Hayal'i yapalım " dedi alayla.

 

"Saçmalama oğlum ben ciddi ilişki yapamam ki ben takılırım öyle zaten şuan ilişki de istemiyorum tek tabanca iyiyim bence " dedi Eren.

 

"Off madem öğrendiniz bari bana da yardım edin" dedi Oğur.

 

"He sen baya baya aşıksın yani " dedi Eren hala işin dalgasındaydı. Oğur sinirle yavaş yavaş Eren'e doğru döndü.

 

"Eren! "

 

"Söyle aslan kardeşim benim" dedi ve ardından kahkaha attı bende kıpırdamaya başladım.

 

"Oğlum bak harbi kaşınma fena kaşırım " dedi Oğur.

 

"Aslında biliyor musun sırtımın sağ üst kısmı çok kaşınıyor kaşısan hiç fena olmazdı " dedi Eren. Tam Oğur ensesinden tutacakken Eren hızlıca kaçtı. Elini ona doğru uzatıp

 

"Tamam be oğlum sana da şaka yapılmıyor"

 

"Yapma lan bana şaka falan kaç yaşında adamsın "

 

"Eğer ben şaka yapıp dalga geçmezsem deliririm" dediğinde herkes sessizleşti. Ortamı adete kara bulutlar kaplamıştı sanki. Sanki bir şey hatırlamışlardı acaba Eren'in hayatı nasıldı?

Acaba neler yaşamıştı?

Çok merak etmiştim ama şuan sırası değildi.

 

"Özür dilerim" dedi Oğur bir anda herkes ciddileşti.

 

"Sorun yok oğlum kardeşiz biz " dedi Eren dalga geçiyordu ama yüzünde buruk bir acı vardı. Ne yaşamıştı acaba?

Onu kendime yakın hissetmiştim nedense. Sanki anılarımız bir birine benziyor gibi hissetmiştim.

 

"Bir şey mi oldu? " dedim. Bunu şuan dememeli miydim bilmiyorum ama içimden bir ses tam şuanda söylemem gerektiğini söylüyordu.

 

"Bir şey yok avukat eski anılar"

 

"Özel değilse anlatır mısın merak ettim? "

 

"Benim hayatımda ki eski anılar çoktan yanmıştır çoktan o sayfalar yırtılmış ve her gün yeni bir sayfaya geçiliyordur o yüzden o sayfalara artık kimse ulaşamaz" dediğinde bir şey dememiş sadece kafamı sallamak ile yetinmiştim.

 

"Ee avukat Asena'yı nasıl halledicez " dedi Anıl. Tam o anda aklıma bir fikir gelmişti gülerek

 

"O iş bizde " deyip aklımda ki fikri anlatmıştım hepsi tamam derken

 

"Ben yapamam" dedi Oğur.

 

"Hadi oğlum be bak söz veriyorum bizi yaparsan bende Defne ile sizi yapcam bak söz" dedi Anıl.

 

"Siktir git lan ben size güvenir miyim bu işte bir tek Alev avukata güvenirim ben " dediğinde güldüm.

 

"Onu da hallederiz ama sırayla hadi Oğur hadi aslan kardeşim benim yap şu işi " dedim.

 

"Tamam be avukat hadi yapacağım ama bak Defne ile beni de yap lütfen"

 

"Peki peki onu da hallederiz de sen nasıl aşık oldun Defne'ye"

 

"Ben onu ilk kaçırdığım da o yüzünde ki masumiyet yüzünde ki tatlılık bilmiyorum ama bir anda beni kendine çeken bir şeyler olmuştu "

 

"Bak şunu diyim eğer Defne sana aşık değilse bu işte yokum " dediğimde Oğur bozulmuştu. Birini bu işlerde zorlamak bana göre değildi özellikle de o kişi hemcinsim ise ve ayrıca Defne'nin bana yardımı büyüktü. Onu bir şeye zorlayamazdım.

 

"İnşallah aşıktır" dedi Oğur kendi kendine.

 

"Hadi kalkın bakalım Asena'yı küçücük bir teste sokma zamanı geldi" dediğimde hepsi ayağa kalktı. Odadan çıkmıştık.

 

Onlar ile ayrılmış kızların yanına gelmiştim. Planı ben kurmuş uygulamasını onlara bırakmıştım.

 

Bir odada oturup sohbet ediyorlardı. Bende yanlarına oturdum.

 

"Oo Alev sen buraya gelir miydin " dedi Hayal.

 

"Odamda canım çok sıkıldı biraz sizinle sohbet edeyim dedim "

 

"İyi demişsin geç otur " dedi Asena. Birazdan olacaklardan habersiz masum bir şekilde gülümsüyordu. Onların yanına oturduğumda. Öylece konuşmaya başlarlar iken bende onları dinliyor ve Oğur'u bekliyordum. Rolde Dağra da vardı ama sadece isim olarak geçecekti kendisi bu işte yoktu acaba şuan ne yapıyordu?

Sabahtan beri onu görmemiştim ve onu özlüyor gibiydim.

 

Biraz sonra Oğur geldi.

 

"Avukat Dağra seni çağırıyor " dediğinde plan işliyordu.

 

"Tamam geliyorum " deyip ayağa kalktım tam bu sırada Oğur'un telefonu çalmıştı. Telefonu açtı.

 

"Ne sen ne diyorsun Eren? " dedi Oğur panikle. Rol yapıyordu ama işinde gayet iyiydi.

 

"Tamam hemen geliyorum" deyip telefonu kapattığında.

 

"Ne oldu? " demiştim. Kızlar merakla Oğur'a bakıyordu.

 

"Katmer Anıl'ı yaralamış " dediğinde Asena hemen ayağa kalktı.

 

"Ne nasıl? " dedi Asena korkuyla

 

"Odaların kapılarını hacklemiş ve onu bir odaya kapatmış odada da karbonmonoksit gazı bulunuyordu. O gazı aktif hale getirmiş" dedi Oğur o kadar inandırıcı söylüyordu ki planı ben yapmasam bende inanırdım.

 

"Nerdeler? " dedi Asena

 

"Revirde ama oraya giremezsin " dediğinde Asena dinlemedi ve odadan hemen çıktı. Revire doğru koşuyordu. Hepimiz arkasından gittiğinde. Revirin önünde Eren vardı. Ağlamış gibi duruyordu onun gibi biri bu rolü nasıl üstlendi bilmiyorum ama gayet iyiydi baya ciddiydi.

 

"O iyi mi? " dedi Asena Eren'e.

 

"Hayır çok kötü şuan doktor onunla ilgileniyor ama durumu çok kritik " dedi Eren hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Rolünü gerçekten baya iyi yapıyordu. Asena içeri girmeye çalıştığında kapıyı açamadı.

 

"Açamazsın doktor kapıyı kilitledi kimse girmesin yoksa o da zehirlenir dedi " Asena bu duydukları ile yere çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

 

Ben ve Oğur olayın şokundaydık çünkü Eren rolün içine girmiş gibiydi çok gerçekçiydi.

Sonra Eren bize doğru geldi bizi bir odaya çekti ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

 

"Ne oldu oğlum tamam rolü bırak " dedi Oğur.

 

"Ne rolü amına koyayım o cidden zehirlendi " deyince öylece kalmıştık.

 

"Siktir" dedik Oğur ile aynı anda.

 

"Nasıl? " dedim.

 

"Cidden o gazın bulunduğu odaya girdi sonra Dağra aradı odaya bak amına koyayım Anıl'a bak diye bağırınca birden bir koku gelmeye başladı hemen ağzımı kapattım kapıyı açtığımda öylece yatıyordu. Nefes almıyordu lan Anıl nefes almıyordu "

Dediğinde gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Hepsini ben planladım ama o

Odaya gir dememiştim ki. İşin sonu boka doğru gitmişti. Odadan çıkıp revire doğru gittim. Asena kapıya sertçe vuruyor ve bağırıyordu.

 

"Lütfen açın kapıyı onu görmem lazım onun bana ihtiyacı vardır" dedi ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

 

"Tamam yalan söyledim evet Anıl tamam hadi çık odadan tamam bende seni seviyorum tamam bende sana aşığım hadi çık" dediğinde hepimiz ağlıyorduk. Asena itiraf etmişti plan güzel ilerlemişti ama olay şuydu artık bu bir plandan çıkmıştı. O şuan ölüm döşeğindeydi. O ölebilirdi. Kapı birden açıldı. Asena gerilemişti. Doktor çıkmıştı.

 

"İyi mi o doktor lütfen iyi d lütfen" dedi Asena.

 

"Merak etmeyin Eren bey hemen onu getirmiş zamanında getirmeseydi daha kötü olabilirdi ama şuan gayet iyi onu görebilirsiniz" dediğinde hepimiz bodoslama içeri girmiştik. Ağzında oksijen maskesi vardı gözleri açıktı.

 

"Çok korktum öldün sandım beni bıraktın sandım herkes gibi gittin beni öylece bıraktın sandım " diye ağlamaya başladığında gözümden yaşlar düşmeye başladı. Anıl maskeyi çıkarmaya çalışırken Asena onu tuttu.

 

"Saçmalama daha yeni iyileştin çıkarma " dediğinde Anıl durdu elleri Asena'nın saçlarına gitti onun saçlarını okşuyordu. Asena'nın göz yaşlarını baş parmağı ile silip yanağını okşamaya başladı.

'Asena hariç herkes revirden çıksın' dediğinde hepimiz odadan çıkmıştık eğer Dağra Eren'i aramasaydı şuan daha farklı şeyler olabilirdi. Eren ve Oğuz kızları alıp götürdüğünde bende odama doğru gidiyordum yamuk yumuk ilerliyordum. Az daha benim yüzümden biri ölebilirdi bu his içimde bir şeylerin kanamasına sebep oldu. Sevenleri kavuşturayım derken katil oluyordum. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı odama girip kapıyı kapattım ve öylece çökmüş ağlamaya başladım. Sesli ağlayışım odada yankılanıyordu. Yatağıma oturup dizlerimi öneme çekip dizlerime kafamı yaslayıp ağlıyordum bu sefer sessiz ama hareketli şekilde ağlıyordum. Ellerimde tuttuğum her şey kayıp gidiyordu. Birden kolumda birinin dokunuşunu hissettiğimde irkilerek kafamı kaldırdım onu gördüğümde rahatlamıştım. Sıkıca ona sarıldığımda o da bana sarılıyordu.

 

"Tamam geçti"

 

"O benim yüzümden ölecekti "

 

"Senin yüzünden değildi sen mi dedin ona o odaya gir diye o piç niye giriyorsa "

 

"Eğer sen tam zamanında aramasaydın o ölecekti"

 

"Ama tam zamanında aradım ve ölmedi avukat " dediğinde ondan ayrıldım.

 

"Neden bu kadar rahatsın"

 

"O ölseydi şuan farklı şeyler konuşuyor olurduk ama ölmedi avukat ve şuan sevgilisinin yanında artık yat dinlen geç oldu o gayet iyi ve sevdiğinin yanında mutlu " dediğinde kafamı salladım. Beni yatağa yerleştirip üstümü örttü. Tam gideceği sırada

 

"Gitme, burada kal, yanımda ol lütfen" dediğimde durdu. Bana doğru döndü. Hemen gözlerimi kapatmıştım onun gözleri ile denk gelirsem kesin utançtan geberirdim.

 

"Eğer bir şeyler isteyip dile getirecek kadar cesaretli isen bana bakacak kadar da cesaretli ol " dediğinde gözlerimi açtım. Dudağının kenarı kıvrılmıştı.

 

"Daha yeni ne demiştin unuttum da " dedi dalga geçerek. Beni rahatlatmaya çalışıyordu işe yarıyordu da ama utanmama da sebep oluyordu.

 

"Gitme"

 

"Başka"

 

"Burada kal"

 

"Başka "

 

"Yanımda ol"

 

"Başka"

 

"Lütfen" dediğimde gülümsedi ve yanıma geldi. Yorganın altına girmişti, kollarını belime dolamıştı. Gözlerim büyümeye başladı.

 

"Ne yapıyorsun? "

 

"Yatıyorum"

 

"Başka"

 

"Uyumaya çalışıyorum"

 

"Başka"

 

"Sana sarılıyorum"

 

"Neden? "

 

"Bilmem canım öyle istiyor"

 

"Her canın istediğinde bana dokunacağını mı zannediyorsun? "

 

"Evet" dediğinde sinirlenmiştim. Ondan kurtulmaya çalışıyordum. Kollarını belimden çekmeye çalışıyordum. Ama kolları iyice belime dolandı ve beni kendine çekti.

 

"İkimizde yorgunuz avukat sorgulama ve ikimizde rahat bir şekilde yatalım sen kokum ile rahatlıyorsun bende sana sarılarak" dedi dudaklarıma doğru. İçimin ısınmasına sebep oldu.

Galiba ben bu adama karşı bir şeyler hissediyordum.

Galiba ben bu adama aşık oluyordum.

Galiba ben bu adamı seviyordum.

 

 

 

 

 

Loading...
0%