@medineuluer
|
"Sen beceriksizin birisin Alev verdiği sözleri tutamayan biri, bizim katillerimizi bulamayan biri, yaşamayı hak etmeyen biri, güçsüz kız çocuğun biri, sen kimsenin sevmediği birisin" dedi annem.
"Daha kardeşlerine sahip çıkamıyorsun bizim katillerimizi bulacaktın hani ne oldu hani bize layık bir evlat olacaktın ne değişti kızım boşuna mı sana kendini savunmayı güçlü olmayı öğrettim" dedi babam.
"Daha o bize sahip çıkmayı bilmiyor ki nasıl bizim katillerimizi bulsun daha o güçlü olmayı beceremiyor ki birini öldürmeyi becersin daha o hapishaneden kurtulamıyor ki bizi kurtarsın " dedi ikizler. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
"Beni bırakmayın" diye bağırıyordum ama onlar beni hiç duymuyordu.
"Gitmeyin lütfen bırakmayın beni " diye koşmaya başlıyordum ama yetişemiyordum. Ailem beni terk etmişti onlar gitmişti. Onlara layık olamamıştım. Onları rahat bir şekilde uyumalarını sağlayamamıştım. Ben ölmeyi bile beceremiyordum ailemin katillerini bile öldüremezdim ki.
Gözlerimi bir anda açtım. Hızlı nefes alıp veriyordum yattığım yerden kalkıp ellerimle saçlarıma dokundurup sakin kalmaya çalışıyordum. Parmaklarım saçlarımın arasında kaybolurken bende kaybolmak istiyordum.
"İyi misin? " diyen çok tanıdık bir ses duydum. Onun uykulu sesi beni sakinleştirmeye yetiyordu. Kafamı kaldırıp onun uykulu gözlerine baktım. Bir şey diyemeden kafamı salladım.
"Kötü bir kabustu geçti" dediğinde hiç bir şey demedim, hiç bir şey yapmadım öylece ona bakıyordum. Kabus olsa bile çok gerçek gibiydi. Sanki ailem cidden benim hakkımda böyle düşünüyor gibi hissetmiştim. Ölümü kendime o kadar çok yakıştırıyorum ki anlatamam. Ama ben ölmeyi bile hak etmiyordum. Gözlerimi bir anlığına kapatıp derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordum. Birden birinin beni sardığını hissettim. Gözlerimi hemen açtığımda Dağra bana sarılıyordu. Çok geçmeden bende ona sarılmıştım.
Ondan ayrıldığımda "Hadi gidelim " demiştim. Kendini tekrar yatağa atıp elimden tutup beni de çekmişti onun üstüne düşmüştüm. Yanaklarım yanıyordu kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu.
"Bence biraz daha kalalım" deyip eliyle saçlarımı okşuyordu. Hemen üstünden kalkıp kendime gelmiştim.
"Hayır hadi daha Anıl'a bakmamız lazım "
"O şuan sevgilisi ile kaçıncı rüyasındadır kim bilir" dediğinde kıkırdadım.
"Cidden planın güzeldi ama işte o odaya girmese her şey iyi olurdu " diye devam etti.
"Sen bizi mi izliyorsun"
"Hayır, ben hep seni izliyorum"
Utandığım için hemen arkamı döndüm ve odanın kapısını açtım. Tam gideceğim sırada arkamdan söyledikleri daha da heyecanlanmama daha da utanmama ve daha da sevinmeme sebep olmuştu.
"Utanınca daha tatlı ve güzel oluyorsun avukat"
Birşey demeden hemen odadan çıktım. Aşağı doğru iniyor ve gözlerim bizimkilerini arıyordu. Onların seslerini işittiğim de hemen bir odaya girip onları gördüm. Anıl ve Asena yan yana ve el eleydi başarmıştım. Anıl'ın ağzı kulaklarına varıyordu. Beni gördüklerinde hepsi gülümsemeye başladı.
"Gel otur Alev bizde Anıl ve Asena'nın mükemmel ilişkisini konuşuyorduk" dedi Eren alayla.
"Vay be oldunuz demek ha" deyip gülerek yanlarına oturdum.
"Birbirini seven iki insan hiç ayrı kalır mı avukat" dedi Anıl gülerek hiç bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim.
Gözlerim birden Oğur'a kaydı. Defne'ye çok güzel bakıyordu. Sanki bakışı ile onu incitecekmiş gibi naif bir bakış sergiliyordu. Onlar acaba ne zaman olacaktı?
"Off" diyen bir ses işittiğimde sesin sahibinin Eren olduğunu fark ettim. Tüm gözler onun üzerindeyken konuşmaya başladı.
"Koskoca hapishanede göt kadar masaya sığmaya çalışıyoruz" diyen sesi ile kıkırdamaya başladım. Söylenmeden duramayacaktı.
"E napalım oğlum tüm masalar standart" dedi Anıl gülerek.
"Sefiller yazan Victor Hugo'yu çağır buraya bizim halimizi görsün BU KİTABI BAŞTAN YAZSIN " diye söylendiğinde hepimiz kahkaha atmaya başladık. Eren cidden grubun en komik çocuğu olabilirdi hatta kesinlikle oydu.
"Ne gülüyonuz ya bunlar benim dramım " diye tekrar söylendiğinde.
"Benim de dramlarım var kardeşim" dedi Oğur. Defne'den bahsediyordu. Bunlardan bir cacık olmazdı işi benim halletmem gerekiyordu. Hemen kafamı Defne'ye çevirdim.
"Ee Defne senin var mı birileri " dediğimde Oğur'a baktı ve hemen utanarak kafasını eğdi. Oğuz bunu fark ettiğinde yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.
"Yani, ben o işlerden pek anlamam" dedi Defne.
"Aşık olduğunu falan anlarsın dimi? " dedi Oğur korkuyla . Bir Asena olayı daha yaşanır diye korkuyordu. Eren, Anıl ve ben kahkaha atarken kızlar anlamayarak bize bakıyordu.
"Yok anlarım heralde o kadar da değil" dediğinde Oğur rahat bir nefes verdi.
"Sevdiğinin peşinden koşar mısın peki? " dediğimde Defne düşünmeye başladı.
"Aşık isem tabi koşarım hem karşı tarafa da bunu iletirim" dediğinde Oğur'a baktım göz göze geldiğimizde kafasını ağır ağır salladı. Bu demek oluyordu ki planı kurmamıza gerek yoktu Defne aşık ise zaten itiraf edecekti Oğur ise o anı bekleyecekti. Belki de sonsuza kadar sürerdi. Kim bilir?
"Ay hadi film izleyelim" dedi Asena.
"Ne filmi yavrum? " dedi Anıl. Onlara tatlı tatlı tebessüm ederken ne kadar güzel bir çift olduklarını düşünüyordum.
"Korku filmi" diye hevesle söylediğinde Anıl ona çok güzel bakıyordu.
"Tamam lan burda projeksiyon cihazı vardı getiriyorum senin için bekleyin" diyip gitti. Asena mutlulukla ellerini çırpmaya başladı. Bir süre sonra Anıl geldiğinde elinde büyük bir projeksiyon cihazı vardı. Duvara doğru kurduğunda bir korku filmi seçti ve ışıkları kapattı.
"Işıkları kapatmaya gerek yoktu bence" dedi Hayal.
"O zaman korku filminin ne anlamı var pısırık" dedi Eren. Hayal ona doğru sinirle dönmüştü.
"Sensin pısırık dikkat et de korku filmi ani atak yapmasın sana" dedi Hayal.
"Biz korku filmleri ile büyüdük pısırık senin gibi romantik, hanım hanımcık filmler izlemiyorduk" dedi Eren
"O sırada romantik komedi filmlerini bitiren Eren" dediğimde Oğur ve Anıl kahkaha atmaya başlamıştı. Eren de bana kötü kötü bakmaya başladı.
"Aşk olsun Alev ne diye ortaya söylüyorsun bunu çok koydu valla " dedi Eren.
"Sen benim fosil anıyı anlatıyon bunu anlatması mı sana koydu aferin Alev ben senin arkandayım" dedi Oğur. Zafer kazanmış gibi Oğur'a gülerken film başlamıştı.
Filmin ortalarına geldiğimizde seri katil arkadaş grubunun en komiğini öldürmüştü.
"Adaya veda ediyorsun Eren kardeşim" dedi Oğur. Eren ona kötü kötü bakarken birden kapı gıcırdamaya başladı. Hepimiz çığlık atarken kapı açıldı. Karanlıkta yüzü belli olmayan bir süliet görmüştük. Elimi kaldırıp işaret parmağım ile o sülieti işaret ettim.
"Sizce şuan kimi öldürecek? " diye konuşurken Oğur Eren'in boynundan tutup öne atmıştı.
"Filmde ilk Eren öldü şuan da o ölmeli" dediğinde Eren bağırmaya başladı.
"Daha ben çok gencim saçmalamayın Oğur'u al bak katilcim o kerestenin teki bize hiç bir hayrı yok" dediğinde Oğur ağzının içinden küfürler yuvarladı. Süliet bana doğru geliyordu.
"Anlaşılan katilin amacı avukatmış" dedi Oğur. Süliet hala bana doğru gelirken. Anıl, Eren ve Oğur önüme geçmişlerdi.
"Hop orada dur kardeşim bu avukata dokunmak yok" dedi Oğur.
"Kesinlikle canına susama bence" dedi Anıl.
"Yoksa dokunduğun yere veda edersin" diye devam etti Eren.
"Çekilin şuradan amına koyayım ne katili burada katil ne gezer" diyen tanıdık bir ses işittim bu Dağra idi.
"Dağra! " dediler aynı anda.
"Ya Dağra ya" diye devam etti.
"Niye öyle sessiz sessiz geliyorsun abi ödüm bokuma karıştı" dedi Oğur.
"Yemin ederim benimde" dedi Anıl.
"Valla bana hiç bakmayın ben çok korkmadım" diyen Eren'e hepimiz aynı anda "Tabi tabi" dedik.
"Hadi kalkın gidiyoruz" dedi Dağra.
"Nereye? " dedi Oğur.
"Sen, Anıl, Eren ve avukat bir işimiz var kalkın gidiyoruz" dediğinde.
"Ben ne alaka?"demiştim.
"Konu birazda seni ilgilendiriyor çünkü avukat"
"E diğerleri ne olacak? " dedi Anıl.
"Merak etme hapishanede güvende olacaklar" dedi Dağra.
Hepimiz ayağa kalkıp onu takip ediyorduk Kızlar başka bir yere giderken biz hala onu takip etmeye devam ediyorduk.
Dağra'nın odasına geldiğimizde
"Ne oldu? " diye konuşmaya başlayan ilk kişi Oğuz oldu.
"Orhan Ertekin'in kardeşi Necip Ertekin burayı bulmuş ve yakında burada bir savaş başlatabilir bizde kimse zarar görmeden erkenden bu işi bugün halledeceğiz"
"Ben ne alaka? " demiştim. Tüm gözler bana döndüğünde.
"Necip Ertekin her yerde seni arıyordu o yüzden burayı buldu. O yüzden sende bize yardım edeceksin"
"Beni niye arıyormuş? "
"Onu kendisine sorarsın" dediğinde sessiz kalmıştım. Bir kardeşi olduğunu biliyordum ama sakin birine benziyordu benimle amacı tabiki kardeşi olacaktı.
🔥
Hazırlanıp arabaya bindiğimiz de Hapishaneden çıkacaktım ve bu beni heyecanlandırıyordu. Dağra hepimize silah ve kurşun geçirmez yelek vermişti.
"Silah kullanmayı biliyor musun avukat" dediğinde kafamı salladım.
"Güzel" dediğinde önüne dönüp arabayı çalıştırmıştı. Arabayı süren Dağra yanında olan Eren arkada ise Anıl, Oğur ve ben vardım. İçimde deli bir heyecan oluştu uzun zamandan sonra ilk defa silah kullanacaktım ve ilk defa bir çatışmaya girecektim.
Hapishaneden çıktıktan sonra pencereden dışarıya baktım. Hava karanlıktı. Yıldızlar hemen hemen belli oluyor ay bembeyaz parlıyordu. Hilal şeklindeydi. En sevdiğim ay şekli idi. Hava sonbahar olmalıydı çünkü yapraklar sararmış ve dökülmeye başlamıştı. Birden aklıma bir soru gelmişti.
"Gözlerimi bağlamıyor musunuz? " dediğimde hepsi Dağra'ya doğru döndü o ne derse onu yapacaklardı.
"Gerek yok" demesi ile kafamı tekrar dışarıya çevirdim. Araba yolculuklarında uyumaz ve dışarıya bakmayı seviyordum. Sanki film izliyormuş gibi hissediyordum kulağımda da kulaklık olup müzik dinlesem efsane olurdu ama ne yazık ki biz bir yolculukta değildik biz bir görevdeydik.
Hala dışarıyı izliyordum arabadan baktığım saate göre yarım saattir yoldaydık. Yavaş yavaş arabanın yavaşladığını hissettiğim de etrafa baktım. Karşımızda büyük bir ev vardı. Yalı gibi birşeydi.
"Herkes yavaşça arabadan insin ve beni takip etsin" dedi Dağra hepimiz tamam dediğimizde arabadan indik. Yavaş adımlar ile ilerliyorduk. Evin arka bahçesine dolandığımızda Dağra elimize susturucu verdi. Hepimiz taktığımız da Dağra bize doğru döndü.
"Gördüğünüz kim varsa ateş edin acımayın" dediğinde korkmuştum ilk defa birini öldürecektim ben bir avukattım katil değil nasıl yapabilirdim ki?
"Avukat! " dediğinde düşüncelerimden arınıp ona doğru kafamı kaldırdım.
"Merak etme senin silahın diğerlerinden farklı" deyince anlamayarak silaha ve ona bakmaya başladım.
"Silahın içinde mermi yok kendi ürettiğimiz felç topları var sıktığın kişiyi bir saatliğine etkisiz hale bırakıyor" diyince ağzım açık silaha bakıyordum normal bir silaha benziyordu. Bunları nasıl yapmışlardı acaba. Kafamı salladığım da
"Hadi o zaman başlıyoruz" deyip içeri girdik bizi gören adamlar hemen kemerlerinde ki silahı çıkarmaya başlarken hepimiz aynı anda ateş ettik. 4 kişiyi indirmiştim bile bu baya zevkliydi.
"Vay be Alev'e bak sen içinde seri katil varmış da haberimiz yokmuş" dedi Eren alayla ona gülümsediğimde.
"Şakanın sırası değil" diye sinirlenen Dağra'nın sesini duyduğumda kendime gelmiştim. İçeri girdiğimizde ev oldukça sakindi sanki bizi bekliyorlarmış gibiydi. Etrafı kontrol ettiğimiz de temizdi derken kapıdan çıkmaya başladılar hemen evde bulunan kolonların arkasına saklanmıştık. Silahları durmadan ateş ediyorlardı. Adım sesleri bize yaklaşıyordu kafamı çeviremiyordum bile.
Odayı incele Açelya. Dediğimde ondan yardım almak en güvenli seçenekti.
Tabi Alev hanım
Dediğinde bir süre sessizlik oldu.
2 televizyon 4 büyük koltuk 2 küçük koltuk 2 avize 2 konsol bulunuyor
Dediğinde bahsettiğim bu değildi gözlerimi kapattığımda ne yapacağımı düşünüyordum.
Tavanda bulunan tuzaklar var tuzaklar duvarda bulunan buton ile aktif hale geliyor Alev hanım
Dediğinde hızlıca gözlerimi açtım işte buydu heyecanla duvardaki butonu arıyordum başımı bir anlığına kaldırmıştım. Birden birinin silahı bana doğru uzattığında korkuyla ne yapacağımı şaşırdım. Hemen biri önüme atladığında o kişinin Dağra olduğunu fark etmiştim üstümde yelek olsada beni korumuş, siper olmuştu kurşun omzuna denk gelmişti.
"İyi misin? " dedim korkuyla.
"İyiyim avukat biraz daha dikkatli olsan daha iyi olacağım " deyip gidecekken
"Silahını ver" dediğimde şaşırmıştı.
"Ne!? "
"Silahını ver hemen" dediğimde anlamayarak silahını bana uzattı. Silahını alıp hemen butona sıktığımda tuzaklar aktif hale geldi ve adamlar kendi tuzaklarına yakalanmıştı.
"Bunu nerden bildin? " dediğinde gülümsedim ve silahı ona doğru uzattım.
"İyi bir gözlemciyim" dediğimde o da güldü, artık saklandığımız yerden çıkmıştık. Şimdi saklanması gereken onlardı ama şuan bu asla olamazdı. Dağra Necip Ertekin'e doğru gidip tam önünde durmuştu.
"Demek bize bir tuzak kurmak ha" dedi ve dilini damağına vurdu. "Hiç yakıştıramadım işte böyle kendi tuzağına kendin düşersin" deyip Anıl, Eren ve Oğur'a doğru döndü.
"Şu işi halledelim mi? " dediğinde hepsinin yüzünde korkunç bir gülümseme oluştu aynı anda silahlarını kaldırıp adamlara ateş etmişlerdi. Hepsinin beyni dağılmıştı. Şok içinde onlara bakıyordum.
"İşimiz bitti" dedi Dağra.
"Off ben daha eğlenemedim ki" dedi Eren.
"Çok kolaydı" dedi Anıl.
"Çocuk oyuncağıydı" diye devam etti Oğur.
"Yalnız ben olmasam şuan beyni dağılan siz olurdunuz" dediğimde hepsi bana bakıyordu.
"Doğru bugün baya güzel bir iş çıkardın avukat tebrik ederim" dedi Dağra yüzünde gururlu bir ifade vardı. Gülerek ona bakıyordum.
"Ee hadi tamam gidelim canım sıkıldı korku filmimiz yarıda kaldı" dedi Anıl.
"Bence bugün yeterince korku filmine doyduk" demiştim ki Anıl hemen bana doğru döndü.
"Asla Alev o korku filmi bitecek yavrum öyle istiyor" dediğinde Asena'dan bahsediyordu.
"Oslo Olev o gorgu filmi bıtocek yovrom öyle ostoyor" diye taklidini yapmıştı Eren kahkaha atarak onlara bakarken Anıl'ın öldürücü bakışları Eren'in üzerindeydi.
"Seninde sevgilin olsun biliyorum ben yapacağımı" dedi Anıl.
"Benim, sevgilim, ben ve sevgili öyle mi, kardeşim sen hiç tanıyamamışsın ki beni" dedi Eren.
🔥
Hapishaneye gelmiştik Dağra yanımızdan ayrıldığında bizde hep beraber yarım kaldığımız korku filmini izliyorduk. Tam son sahnesindeydik gözlerimi ellerim ile kapatmıştım ama meraktan parmaklarımın arasındaki boşluktan filme bakmaya devam ediyordum. Filmin son sahnesinde katil yatağın altından çıkıp son kalan kızı öldürüyordu. Kızın çığlığı ile hepimiz çığlık atmaya başladık.
Film bittiğinde ışıkları yakmıştık.
"Hadi bu sefer de doğruluk mu cesaret mi oynayalım" demişti Asena.
"Şu bizim lisede şişe ile oynadığımız oyun mu? " dedi Eren.
"Evet ama bu sefer şişe ile değil biri başlasın ve birini seçsin sonra seçilen kişi soruları ve verilenleri yaptıktan sonra başka birini seçsin yani seçilen seçsin şişeye gerek yok" dedi Asena.
"Tamam " dedi Anıl.
Tam biz oyuna başlayacağımız sırada kapı birden açıldı. Gelen oydu. Yanıms oturduğunda hepimiz şaşkınca ona bakıyorduk.
"Ne bakıyorsunuz oynamayacak mıyız? " demişti.
"Ne yani sende mi oynayacaksın? " dediğimde bana doğru baktı.
"Ne yani ben oynayamaz mıyım? "
"Hayır yani sen pek bu işlerle ilgilenmezdin"
"Demek ki artık ilgileniyormuşum"
"Oğlum lisede oynayalım diyip zorlasak bile oynamazdın şimdi mi oynayacağın tuttu" dedi Oğur.
"Evet şimdi tuttu hadi başlayın" dedi Dağra.
"Peki o zaman oyunu ilk ortaya atan Asena idi o sorsun" dedi Defne herkes Asena'ya bakarken o Anıl'a bakıyordu.
"Anıl doğruluk mu cesaret mi? "
"Doğruluk yavrum" dedi Anıl.
"Bak bak götü cesareti yemedi" dedi alayla Eren. Anıl onu duymazdan gelip pür dikkat Asena'nın soracağı şeyi merak ediyordu.
"Bana ne zaman aşık oldun? "
"Çarpıştığımızda iyi misin diye sorduğumda" dedi sesi oldukça netti.
"Peki Eren kardeşim doğruluk mu cesaret mi? " diye Eren'e dönüp sordu.
"Bunu normal biri sorsa cesaret derdim ama sen sorduğun için doğruluk" dedi Eren.
"Bak bak götü cesareti yemedi" dedi Anıl hepimiz kahkaha atarken Eren soracağı soruyu bekliyordu.
"Hayatının en önemli anı ne oldu? "
"Bana verilen dosya oldu" deyince hepimiz şaşırmıştık.
"Ne dosyası? " dedi Anıl hepimizin merak ettiği soruyu sordu.
"Onu siksen söylemem" deyip Dağra'ya doğru döndü. "Neyse sıra bende değil mi evet Dağra kardeşim doğruluk mu cesaret mi? "
"Cesaret" deyince hepimiz Eren'e doğru döndük ilk defa biri cesaret demişti bakalım Eren ondan ne isteyecekti. Eren'in yüzünde pis bir gülümseme oluştu.
"Adam akıllı bir şey iste siktirtme belanı" dedi Dağra Eren kıkırdadığında
"Odanda senin için en önemli bir şeyi getir"
"İyi kolaymış bekleyin" dedi ve ayağa kalkıp gitti. Bir süre bekledikten sonra geldi. Bir bileklik vermişti Eren'e. Bir dakika bu bileklik benimdi. Hapishaneye ilk geldiğimizde bu bileklik benim bileğimdeydi. Hemen gözlerim bileğime gitti. Bileklik bileğimde değildi. Yokluğunu hiç fark etmemiştim. Eren bilekliğimi havaya kaldırıp küçümseyerek baktı.
"Bir bileklik mi senin için önemli" dediğinde Dağra sinirle elinden aldı.
"Odamda tek önemli olan şey bu bileklik bir itirazın mı var? "
"Yokta öyle söyledim işte"
"Neyse sıra bende" dedi ve bana doğru döndü. "Evet avukat doğruluk mu cesaret mi?" dediğinde korkmuştum.
"Doğruluk" dediğimde kalbim heyecandan duracak gibiydi acaba ne soracaktı?
"Sevdiğin biri var mı? " dediğinde afalladım. Böyle bir soruyu beklemiyordum. Kafamı iki yana sallayıp
"Yok" dedim. Kaşlarını kaldırıp şaşkınca bana baktı.
"Hiç olmadı mı? "
"Hayır, neyse sıra bende" deyip Defne'ye doğru döndüm. Oğur'a baktığımda ne yaptığımı anladı ve minnettar bir şekilde bana baktı.
"Evet Defne doğruluk mu cesaret mi?"
"Doğruluk" dediğinde gülümsedim.
"Burada hepimiz zor bir durumda kalsak ilk kimi kurtarırdın"
"Seni" dediğinde afalladım ve hemen devam ettim.
"Dur daha cümlemi bitirmemiştim sırala" dediğimde u dönüşü yapmıştım.
"Sen, Oğur, Asena, Hayal, Anıl, Eren ve Dağra" dediğinde Oğur gülümsemeye başladı. İlk defa böyle gülümsediğini görmüştüm gamzesi vardı. Bana tekrar minnettar bir şekilde bakmıştı.
"Evet Oğur doğruluk mu cesaret mi? " dediğinde Oğur tekrar gülümsedi.
"Doğruluk" dediğinde Defne bir süre düşündü. Aklına bir şey gelmiş olacak ki hemen Oğur'a doğru döndü.
"Hayatta en çok sevdiğin kişi kim? "
"Ailem ve sizler" dediğinde daha çok sen der gibi bakıyordu.
"Tamam yeter bu kadar oyun geç oldu herkes odasına " dedi Dağra. Herkes ayağa kalkıp gitmeye başlamıştı.
Odama doğru ilerlerken gerçekten yorgun hissediyordum ama hiç uykum yoktu. Odamın kapısına geldiğimde arkamda birini hissetmiştim. Arkama döndüğümde onu gördüm.
"Bir şey mi istiyecektin? "
"Belki sen istersin" dedi.
"Anlamadım neyi ben isterim"
"Yanında uyumamı" dediğinde gülümsedim o istiyordu ama bunu söylemiyordu.
"Bilmem belki sen kabul etmezsin"
"Senin dediğin her şeyi kabul ederim ben avukat"
"Hmm peki o zaman olur " dediğimde ikimizde odaya girdik.
Yatağıma rahat ve umursamaz bir şekilde yattığında onu izliyordum.
"Bir şey mi oldu" diye bana döndü.
"Hiç yok bir şey" deyip yanına doğru uzandım. Etrafa bakıyordum.
"Uykun yok sanırım" dedi yorgun bir şekilde o da bugün yorulmuştu.
"Nereden anladın? "
"Gözlerin fıldır fıldır etrafa bakıyorda ondan" dediğinde kıkırdadım.
"Belki masal okursan uykum gelir" dediğimde şaşırmıştı.
"Masal mı okuyayım? " dediğinde kaşlarını çattı. Kafamı evet anlamında salladığım da derin bir nefes alıp gözlerini tavan dikti.
"Bir zamanlar gıcık bir avukat varmış" dediğinde kaşlarımı çattım. Benden mi bahsediyordu.
"Öyle bir masal mı var? "
"Evet ben yazdım bir sorun mu oldu?"
"Hayır da normal bilindik bir masal istiyordum ben"
"Merak etme bu masalı daha da çok biliyorsun"
"Öyle mi adı neymiş? "
"Alev"
"Efendim"
"Hayır sana demedim ismini sordun ya masalımın ismi Alev"
"O isimde masal değil ancak roman olur"
"Ama masalı da var ben yazdım"
"Öyle mi anlat bakalım nasılmış bu Alev masalın"
"Bir zamanlar gıcık bir avukat varmış herşeye burnunu soktuğu için bir örgüt lideri ile karşılaşır. Sonra tanışırlar ve... " diye devam ederken gözlerim kapanmaya başladı. Uykum gelmişti. Uyumadan önce tek duyduğum şey şu cümleler oldu. "Birbirlerine aşık olur ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar"
Evet sonraki bölüm de diğer başrollerimiz olan Anıl, Asena, Hayal, Eren, Defne ve Oğur'un hayatlarını okuyacağız en çok hayatını merak ettiğiniz kişi kim?
Kitapta sadece Alev'in hayatı sıkmaya başlamıştı bence diğer başrollerimizin de hayatını bilmemiz gerekiyordu. Neyse sağlıkla kalınnn görüşürüzzz.
|
0% |