Uyarı: Bu kitaptaki tasvir edilen olaylar, karakterler, organizasyonlar, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür.

Bazı okuyucuların rahatsız olabileceği, suç, taciz, vahşet, şiddet, ağır cinsellik ve argo gibi unsurlar içermektedir.

Okuyucun taktirine bağlı olarak okunmasını tavsiye ediyorum.

Okumaya başladığınız tarihi yazar mısınız?

Oy ve yorumları unutmayın.

ＨＥＲＫＥＳİＮ ＥＦＥＮＤİＳİ

●

Karşımdaki adamın bakışları elimdeki silahtan daha etkiliydi. Bedenimi delip geçecek olan mermiden daha sert buz mavisi bakışları bedenimi çoktan etkisi altına almıştı.

Elimdeki silahı daha sıkı kavrayıp bedenimi dikleştirirken bakışlarımı buz mavisi bakışlarından kaçırmadan konuşmaya devam etttim.

"Bugün burada birimiz ölecek!"

Yüzünde tek bir mimik dahi oynamamıştı. Şuan birbirimize doğrultuğumuz silahlar ikimiz içinde ölümün habercisi olmasına rağmen sanki ölüm umrumda değildi. Başını hafifce eğip yüzünde daha önce tanık olmadığım bir tebesüm belirdi.

"Bu bir son olmaz." dedi sert, erkeksi ses tonuyla. "Bu sadece başka bir dünyanın başlangacı olur."

Neden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yeni bir dünyanın varlığına inanmıyordum. Ben öldükten sonra dünyalar kimin olursa olsun umrumda değildi ama ben hayattayken benim olana kimsenin dokunmasına izin vermeyecektim.

Kolum yorulmaya başlamıştı. Kaç dakikadır silahlar birbirimizi doğrultup duruyorduk? Emin değildim ama daha fazla tutamayacağımdan emindim.

"Pes et." dedim karşımda duvar gibi duran adama.

"Asla" dedi elindeki silahı indirirken.

Anlam veremiyordum. Asla dedikten sonra neden silahını indirmişti. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu? Umrumda değildi, şans ayağıma gelmişti ve bu şansı kaçırmamalıydım. Silahı biraz daha sıkı kavrayıp karşımdaki adamın kalbine nişan aldığımda hiç beklemediğim bir şey yaparak bana doğru ilerlemeye başladı.

Üzerinde giydiği siyah paltosu rüzgar yüzünden havalanıyor, bana doğru attığı her adımda hava daha da ısınıyor gibiydi.

"Dur" dedim tehtitkar bir ses tonuyla.

"Canım durmak istemiyor" dediğinde aramızda çok kısa bir mesafe kalmıştı.

"Seni vururum."

Sonunda aramızda küçük bir mesafe kaldığında silahımın namlusu tam kalbinin üzerindeydi.

"Vur"

●

Fazla uzatmadan küçük bir duyuru yapıp gideceğim. Kitabın bölümleri her çarşamba düzenli olarak gelecektir. Eğer beğenilir ve istek gelirse bölümleri daha erken atmaya çalışırım. Bol oy ve yo

rum demek bol bol bölüm demek. Öpüldünüz efendim.