@mefmera
|
Gece: #fotoğraf# Naber yakışıklı?
Demir: Sayende daha iyi.
Gece: *sticker* 🌝🌚
Demir: Gdgdgdg
Gece: O nasıl random ya sjkdnfknd
Demir: Bize özel random. :)
Gece: Ya yiycem şimdiii. Bu ne tatlılık???
Demir: Hayırdır ne bu enerji sabah sabah?
Gece: Dışarı çıkıyorum ondan.
Demir: Nereye gidiyorsun?
Gece: Ela evime baskın yapmadan onu kahvaltıya götüreceğim.
Demir: Çok mu özlemiş seni?
Gece: Hıhım.
Demir: Ben de çok özledim. Ne yapacağız?
Gece: Sen de evime baskın yapabilirsin yakışıklı. ;)
Demir: *koşan kedi stickerı*
Gece: Yaa wjdbsjbd Sen ne yapıyorsun? Bakim sana 🫣
Demir: #fotoğraf₺
Demir: Spora gideceğim birazdan.
Gece: Git tabi. Arada da bu yakışıklılığın vergisini ver, unutma.
Demir: Sana vereyim vergimi.
Gece: Hmm, ne vereceksin? 💅🏻
Demir: Öpücük.
Gece: Oluur snfnsnf
Demir: Yanına geldiğimde hatırlatırım bunu Gece. :)
Gece: *gördüklerimi sil yazılı sticker*. Gece: Ne dedin canım? Hafızam silindi de.
Demir: Bu kadar tatlı olmaya devam edersen bir gün seni ısırmak zorunda kalacağım. :)
Gece: ksbdjsbd Benim şimdi çıkmam lazım Ela otuzuncuya arıyor. Dışardayken yazarım olur mu?
Demir: Dikkat et kendine. Görüşürüz. 🖤
Gece: ❤️
🎶🍷🎶
"Geldim karı! Ne arayıp duruyorsun?" telefonla konuşurken merdivenlerden iniyordum.
"Bir kere de ağaç etme beni aşağıda." dedi Ela puflayarak.
"Dallarına kurban olduğum!" aşağı inmiş kollarımı açarak ona sarılmıştım. Ela gülerek bana sarıldı.
"Gece çok özledim seni."
"Ben de seni çok özledim bebeğim. Şeyma teyzeyle konuş bu gece bendesin." otoparka ilerleyip arabama yerleştik.
"Yok kalsın. Geceleri eve adam atıyorsun sen." dün gece Demir'le fotoğraf paylaştıktan sonra Ela görüntülü aramış her detayı anlattırmıştı.
"Kıskanma. Evin anahtarını vereyim sen de Ayaz'ı atarsın eve." dedim gülerek.
"Olur canım, alayım." dedi arsız arsız. Kahkaha attık ve yola çıktık.
"Siz ne yaptınız ben yokken? Görüşüyor musunuz Ayaz'la?" dedim.
"Bir iki sefer yemeğe çıktık o kadar. Hoş çocuk."
"Ya, tabi bir iki sefer yemeğe çıkmışsınızdır." dedim kıkırdayarak.
"Biz sizin gibi her saniye görüşmüyoruz şekerim."
Arabayı her zaman yemek yediğimiz kahvaltı sarayının olduğu mekana park ederken konuştum. "Ay keşke her saniye görüşsek Ela."
Ela ters ters bana bakınca güldüm. "Aşık mı oldun Gece?"
Omzumu silktim. "Aşık olmadım. Ama olabilirim de. Demir çok hoş bir adam. Bana değer veriyor ve bunu göstermekten de çekinmiyor."
"Yakışıklı da. Aman be Gece. Yeter ki üzmesinler bizi de gerisi önemli değil."
Havadan sudan konuşarak kahvaltımızı ettik. Kahvaltı sonrası kahvemizi içerken çektiğimiz fotoğrafları paylaştım. (Medyada)
"Ay Gece, adam açık açık yazıyor ya. Bariz belli bir şeyler hissediyor sana."
"Sen Ayaz'ın yazdığına bak." deyip güldüm.
Yalandan saçlarını savurdu. "E bizim de bir cazibemiz var tabi."
"Cazibeni sevsinler senin." deyip güldüm. Hesabı ödeyip arabaya geçtiğimizde Demir'den bir mesaj aldım.
Demir: Naptın güzelim?
Gece: Kahvaltı yaptık gidiyoruz şimdi. Sen naptın?
Demir: Evdeyim. Başka bir yere gidecek misiniz Ela'yla?
Gece: Yok, eve geçeceğiz şimdi.
Demir: Bana ayıracak zamanın varsa seni bir yere götürebilir miyim?
Gece: O nasıl laf? Her zaman sana ayıracak vaktim var.
Demir: :) nereden alayım seni?
Gece: Ela'yı eve bırakayım. Benim evin önünden alırsın beni.
Demir: Tamamdır. Unutmadan, üzerine kirlenmesine üzülmeyeceğin bir şeyler giy. ;)
🎶🍷🎶
Üzerime hızlıca siyah bir kot ve kazak geçirmiştim. Kapının önünde Demir'in gelmesini bekliyordum. Sürprizler inanılmaz hoşuma giderdi ve şimdi merakla nereye gideceğimizi düşünüyordum.
Ela saçma sapan fantezilerle beynimi doldurmuştu tabi. Demir'le sarılmaktan ileri gitmediğimiz için o fantezilerin gerçekleşeceğini beklemek güçtü.
Ela'laşmayı bırakmaya karar verdim. Demir'in yanında kızarmış suratımla gezersem yanlış anlaşılabilirdim.
Çok geçmeden Demir'in arabasını gördüğümde gülümseyerek el salladım. Demir bana havalı bir el selamı gönderince kıkırdayarak arabasına bindim. Her şeyde havalı gözükmek zorunda mıydı sanki?
"Hoş geldin. Hala çok enerjiksin süper. Bu enerji lazım olacak bize." aklıma anında Ela'nın fantezileri geldiğinde dudaklarımı birbirine bastırıp tepki vermemeye çalıştım.
"Hoş buldum. Merak ettirdin baya. Nereye gidiyoruz ki?"
Demir birden bana doğru eğildiğinde heyecanla nefesimi tuttum. Saçlarının mis kokusu burnuma doldu. Demir kemerimi takıp geri çekildiğinde aval aval ona bakıyordum. Yarım ağız gülümsedi.
"Sürpriz." diyerek arabayı çalıştırdı. Elimi yüzüme yelleyerek sıcağı bastırmaya çalıştım. Demir'in kafasının vücuduma bu kadar yakın olması içimde kıvılcım çıkarmıştı da.
Demir daha önce önünden geçtiğim bir resim atölyesinin önünde durdu. Önden inerek kapımı açtı ve inmemi bekledi. Kibarlığına gülümseyerek arabadan indim.
Atölye kapalıydı. Demir cebinden bir anahtar çıkararak atölyenin kapısını açtı. İçeri girdiğimizde burnuma dolan boyaların kokusunu içime çektim. Resim yapmayı severdim. Yeteneğim var sayılırdı. Hatta bazı günler Ela'yla resim gecesi yapar, sabaha kadar resim çizerdik. Peki Demir bunu nereden biliyordu?
"Burası bir arkadaşımın. Kendisinden rica ettim, bugün istediğin saate kadar bizim." etraftaki tuvalleri büyük bir özenle inceledim. Benim çizimlerim elbette bunların yakınından geçemezdi.
"Neden geldik buraya?" dedim merakla. Resim çizeceğimizi pek tabii anlamıştım da nereden çıktığını anlamamıştım.
"Biraz profilini karıştırdım. Resimle ilgilendiğini gördüm. Birlikte bir şeyler çizeriz diye düşündüm. Hoşuna gitmedi mi?"
Gülümseyerek karşısına geçip dudaklarımı yanağıyla buluşturdum. "Çok hoşuma gitti. Senin yaptığın şeyler benim hep hoşuma gidiyor zaten Demir. Çok teşekkür ederim."
Gülümseyen Demir saçımı kulağımın arkasına itti ve elinin tersini yanağımda gezdirdi. "Sen de benim çok hoşuma gidiyorsun Gece." başımı eline bastırarak sırıttım.
Ardından geri çekilerek neşeyle yerimde kıpırdandım. "İnanılmaz heyecanlıyım şu an. İlk kez profesyonel bir ortamda çalışacağım."
Neşem bulaşıcıymış gibi Demir de güldü. "Ben başlıyorum o zaman buraları karıştırmaya." dediğimde başını salladı.
"Burada gördüğün her şey senindir. Tadını çıkar."
Önce tuvallerin etrafında dolaştım. Atölyenin içerisinde iki kapı vardı. Birisinde girilmez yazıyordu ki muhtemelen sanatçının özel odasıydı. Diğer kapıdan içeri girdim. Duvarlar, yerler tamamen boyayla kaplıydı. Malzeme dolabından duvara asılan kumaş tuvali alıp Demir'in yardımıyla yerleştirdim. Küçük masayı önüme çekerek kullanacağım yağlı boyaları ve fırçaları aldım.
"Ben tamamım. Sen de çizecek misin?" dedim Demir'e. Başını salladı.
"Ortak bir şey yapalım mı o zaman?" dedim sevimlice.
"Harika olur. Odamın duvarı çok boş duruyordu. Oraya asacağım bunu." köşedeki önlüklerden iki tane alarak birisini Demir'in boynundan geçirdim. Arkadaki ipini bağlamak için Demir'e sarılmam gerekmişti. Zaten bahane arıyordum.
Saçlarıma bir öpücük bırakıldığında başımı yukarı kaldırıp Demir'e baktım. "Çok tatlısın." kıkırdadım ve kendi önlüğümü de giydim.
Kafamda çoktan bir şeyler oluşmuştu. Demir'e kullanacağını düşündüğüm boyaları ve fırçayı vererek ilk fırça darbesini attım.
"Ne zamandır uğraşıyorsun resimle?"
Çizimime odaklanmıştım ancak kulağım Demir'deydi. "Çocukluktan beri çiziyorum. Profesyonel değil tabi. Öyle kendi kendimi geliştirmeye çalıştım hep."
"Güzeldi çizimlerin. Gayet yeteneklisin."
Kıkırdadım. "Beni mi stalkladın sen?"
Güldü. "Evet. Seni özleyince fotoğraflarına bakıyorum."
"Ya!" diye mırıldanarak ona baktım. Gülümseyerek yanağımdan bir makas aldı.
"Sen de mi ilgilisin resme?"
"Yok ben anlamam. Yeter ki birlikte yapacak bir şeylerimiz olsun." bunu söylediği için inisiyatifi elime aldım ve Demir'e boyaması gereken yerleri göstererek resme odaklandım.
"Müzik açalım mı?" dedim bir anda.
"Olur, hemen açayım." telefonunu çıkararak müzik açtı ve kenara koydu.
Julia Stone'dan Big Jet Plane şarkısı çalmaya başladığında gülümsedim. Sözlerini biliyordum. Üzerime alınmak istiyordum. Belki de bunun için açmıştı.
Şarkının sözlerine eşlik ederken o biraz dinlenmek için kenara sandalye çekmiş oturmuştu. Beni izliyordu. Müziğin ritmine uygun sallanmaya başladım.
"Bunu videoya çekmeliydim." dedi iç çekerek.
Güldüm. "Anın tadını çıkar." dedim.
"Öyle yapıyorum." Ses tonu beni etkilediğinde dönüp ona baktım. Elini çenesine dayamış beni izliyordu. Utanarak önüme döndüm. Bu bakışlar altında başka bir şeye odaklanmak çok zordu.
Bir süre sonra tekrar bana katıldı. Akşam oluyordu ve karnım çok acıkmıştı. Konuşurken ve gülüşürken resmi tamamlamayı başarmıştık.
"Demir, harika oldu bu!" duvardan uzaklaşıp resmi inceledim.
"Elinin değdiği her şeyi güzelleştirirsin sen." boyaları bırakıp elimi temiz havluya silerken utanarak ona baktım.
"Bu kadar güzel konuşmayı bırakmalısın acilen." dedim.
"Neden, hoşuna gitmiyor mu?" dedi tatlı bir alayla. Hoşuma gittiğini bal gibi de biliyordu.
"Sence?" dedim aynı tavırda. Güldü ve telefonundan bir şeyler ayarlayarak karşıdaki masaya bıraktı.
"Hadi, bu anı ölümsüzleştirelim." Resmin önünde arka arkaya durduk. Sırtım Demir'in kaslı göğsüne yaslıydı. Kamera ard arda birkaç fotoğraf çekerken bu yakınlıktan bayılmak üzereydim.
Neyse ki bayılmadım. Demir telefonu alıp fotoğrafları gösterdi. "Bunu paylaşacağım." diyerek güzel çıkan bir tanesini bana göndermesini istedim.
"Ben çok acıktım. Yemek yiyelim mi?" dedim bu sırada.
"Olur yiyelim. Ama önce eve bırakayım seni, üzerini değiştirmek istersin belki. Boya oldu hep." üzerime bakıp dudaklarımı büzdüm.
"İki iş yapmayalım o zaman. Bende yiyelim, uyar mı sana?"
"Uyar tabi." diyerek gülümsedi. Ortalığı geldiğimiz hale geri çevirdik. "Ben Efe'yle konuşurum. Bu tabloyu bana yollar sonra." başımı salladım. Çizdiğim en güzel resim burda harcansın istemiyordum.
Arabaya geçtiğimizde Ela'ya mesaj attım. Gece: Evi topla ve defol. Müstakbel kocamı getiriyorum.
Ela: Şerefsizler, götümüzü devirip yatamayacak mıyız?
Gece: *kudurabilirsin yazılı sticker*
Ela: *Bu bir bok aynı sana benziyor yazılı sticker*
Gece: *Uzatma yazılı sticker* Gece: Evi temizlersin değil mi güzel gözlüm? 🥹
Ela: Temizlerim yalaka köpek. Ağzına tüküreceğim görüşünce.
Gece: *hoşt yazılı sticker*. Gece: Teşekkürler çukulatam, öpüldün.
Gülerek sohbeti kapattım ve fotoğrafımızı paylaşmak için instagrama girdim. (Medyada)
🎶🍷🎶 İkinci kez asansöre biniyordum. Yine başımı Demir'in göğsüne yaslamış, gözlerimi kapatmıştım. Demir de saçlarımla oynayarak beni sakinleştiriyordu.
"Çok kötü oluyorsan bir daha seni zorlamayım binmen için." dedi endişeli bir tavırla.
"Şşt, sırf şu pozisyonda duralım diye korkuyor numarası yapıyorum." dedim şakayla.
Güldü. Asansör sonunda durduğunda kendimi kaçarcasına dışarı attım. Keşke lafımın arkasında birkaç saniye durabilseydim. Demir bununla birlikte gülmesini şiddetlendirdi.
Eve girdiğimizde Demir'i temizlenmesi için banyoya yönlendirip kendim odama geçtim. Gerçi o çok boyaya bulanmamıştı.
Birkaç dakika sonra Demir beni mutfakta bekliyordu. "İstersen dışarıdan bir şeyler söyleyelim." dedim.
"Birlikte hazırlayalım isterim."
"Tamam o zaman. Pratik bir şeyler hazırlayalım hemen yoksa seni yiyeceğim açlıktan."
"Hazırlamayalım o zaman." imasına gülerek dolaptan kahvaltılık malzemeler çıkarmaya başladım. "Menemen sever misin Demir?"
"Off, bayılırım valla." çay suyunu koyarak malzemeleri ayarlamaya başladım.
Demir iş yapmak için ısrar etti ama ona izin vermedim. Zaten benim için bir şeyler yapıyordu sürekli. Bari yemek yaparak teşekkür edebileyim.
Sofrayı kurup elimi havluya kurularken telefonuma arka arkaya bildirim gelince kaşlarımı çatarak elime aldım. Demir bir gönderi paylaşmıştı. Ben yemek hazırlarken iki tane fotoğrafımı çekmiş, "Çiçeğim bana yemek hazırlıyor." yazısıyla paylaşmıştı.
"Çok fenasın, ne ara çektin?" dedim çayları koyarken.
"Senin güzel yüzünü kayda almak için her an fırsat yaratırım."
Utanarak arkamı döndüm. Çok tatlıydı çok.
Sofraya yerleşerek ekmekten uzattım Demir'e. Menemeninden bir sumak alarak gözlerini kapattı. "Yemin ediyorum hayatımda yediğim en güzel menemen."
Güldüm. "Afiyet olsun."
Birlikte yemeklerimizi yedik. Ne kadar itiraz etsem de sofrayı toplarken bana yardım etmesine engel olamadım. Birer kupa çay alarak balkona geçtik.
"Ellerine sağlık her şey nefisti. Bu kahvaltı bende bağımlılık yapar haberin olsun."
"Ne zaman istersen yaparım sana." dedim gülümseyerek. Lafı bile olmazdı.
"Çok eğlendim bugün. Teşekkür ederim her şey için." diye devam ettim konuşmama.
"Teşekkür etme Gece. Seninle ilgilenmek bana keyif veriyor." gülümsedim. Zaten onun yanında gülümsemekten yanaklarım ağrıyordu.
"Film açalım istersen?"
"Çok istesem de artık biraz dinlen. Hem geç oluyor, kulübe uğramam lazım."
"Bir sıkıntı mı var?"
Hayır anlamında başını salladı. "Bayadır uğramıyorum. İstersen seni de götürebilirim."
"Son seferden sonra gece kulüplerine tövbeliyim." güldü ve kısa süreli eli yanağımda gezdi.
"Bir daha o kadar üzülmene izin vermem. Hiçbir zaman." bir iç çekiş kadar sürede beni izledi, ardından ayaklandı.
"Yanında kaldıkça gitmek daha da zorlaşıyor Gece. Ne hale getirdin beni bir bilsen?"
"Kapıdan çıktığın anda özleyeceğim seni." dedim dudağımı büzerek.
"Gel çalış benimle diyorum sana. Her saniye göreyim seni." kahkaha attım. Her fırsatta bunu söylüyordu.
"Biz kapatmadık mı o mevzuyu?"
"Kapatamayız, sen ikna olmadan olmaz."
Bir yandan onu kapıya kadar uğurlarken bir yandan gülüyordum. "Bakarız sonra."
"Yemin et." dedi heyecanla. Bu hali beni daha da güldürdü.
"Ya yiyeceğim şimdi! Düşünmem lazım, ikna olmam için ne lazım iletirim sana sonra."
Demir kapıdan çıkmadan önce müsaade isteyerek bana sarıldı. Başım göğsündeyken saçlarımı kokluyordu hiç çekinmeden. "Kıyabilsem bu saçları kesip yanımda taşıyacağım. Mis gibi kokuyorsun."
"Parfümümü vereyim sana." dedim alayla.
"Senin kendi kokun o. Hiçbir parfüm yarışamaz onunla." başımı omzuma yatırarak gülümsedim. Demir istemeye istemeye kapıdan çıktı.
"Sen teklifimi düşün. Gerçekten düşün ama. Sırf seni görmek için değil, çok başarılı olduğunu bildiğim için de istiyorum seni." başımı salladım.
"Düşüneceğim tamam." Demir son kez bana yaklaşıp dudaklarını başıma kondurdu.
"Eve gidince yaz bana." dedim.
"Bekleme beni, güzelce uyu. İyi geceler güzelim."
"İyi geceler." kapıyı arkasından kapattığımda derin bir nefes alarak kendimi kanepeye bıraktım. Şimdiden özlemiştim!
🍷🍷🍷 |
0% |