@mefmera
|
🎶🍷🎶 Gece: *bu kedi sadece yakışıklı erkeklerin kokusunu alır, slm yazılı sticker* Gece: Selam yakışıklı, daha iyi oldun mu?
Demir:Seni öpmeden önce mi sonra mı?
Gece: Yia Demiir, utandırmasana.
Demir: Güzelim benim ya. İyiyim sayende. Sen nasılsın?
Gece: Öptükten sonra mı?
Demir: Diyorsun ki gel beni öp Demir. Bu tatlılık ne?
Gece: Jdvjebfje iyiyim iyi. Elalara geldim şimdi. Şeyma teyze tatlı yapmış beni çağırdı.
Demir: Afiyet olsun bebeğim.
Gece: Bebeğim mi? 🫠
Demir: Bebeğim değil misin? :)
Gece: Ya Demir o kadar tatlısın ki hiç doyamıyorum sana. Çok özledim.
Demir: Geleyim hemen yanına.
Gece: Hastasın ama. Dinlen iyice yarın doya doya bakarım sana.
Demir: Yarın olmaz ki şimdi.
Gece: Eve geçince görüntülü ararım seni.
Demir: Hemen eve geç o zaman.
Gece: Jwbdjsbf tatlımı yiyeyim de.
Demir: Geleyim de ben de yiyeyim tatlımı ;)
Gece: *An itibari ile sana feci yükselmiş bulundum yazılı sticker* Gece: Tatlımı yeyim de kaçayım.Eve geçince ararım. ❤️
Demir: Bana bir fotoğraf at da güzelliğini göreyim.
Gece: (medyada) Gece: Tatlının üstündeki çilekleri aşırdım.
Demir: Dünyanın yedi harikası da sensin. Ölürüm bu güzelliğe.
Gece: Yaa Demirr. Kalp sağlığım için susmanı talep ediyorum.
Demir: Kalbine kurban olayım.Hadi ye tatlını da geç eve. Çok özledim.
Gece: Tamam, görüşürüz.❤️
Demir: Görüşürüz fıstığım. ❤️
🎶🍷🎶
"Kız bırak şu telefonu artık. Daha yeni geldin adamın yanından." Ela bacağımı dürtükleyince yerimde sıçradım.
"Onlar bana lazım. Sal bacaklarımı."
"Niye, Demir'e şov mu yapacaksın?"
Kıkırdadım. "Onun da zamanı gelir elbet kardeş."
"Iyy, iğrenç." dil çıkararak önümdeki tatlıdan yemeye devam ettim.
"Kızlar ben komşuya gidiyorum. Tatlınızı yiyin uslu uslu oturun." Şeyma teyze sanki 5 yaşında çocukmuşuz gibi konuştuğunda Ela gözlerini devirdi.
"Tamam annecim. Bir de çizgi film açarız şimdi biz."
Şeyma teyze terliğini gösterdiğinde Ela ağzına yalancı bir fermuar çekti. Şeyma teyze gülerek evden çıkınca Ela hızla bana döndü.
"Çabuk anlat. Ne yaptınız?"
"Ela sorma başıma neler geldi?" Devamını getirmediğimde Ela sertçe bana baktı.
"İlla çatlatacaksın değil mi? Anlatsana sordum işte."
Güldüm. "Her şey güzeldi başta. Demir'le oturuyorduk falan. Hatta tam öpüşüyorduk ki.." derken sözümü bağırarak kesti. "Ay! Suratına mı hapşırdı yoksa."
Kahkaha attım. "Keşke suratıma hapşırsaydı. Tükürüğü de yakışıklıdır onun."
Ela kusuyormuş gibi bir ses çıkardı. "Yemin ediyorum iğrençsin. Ee ne oldu o zaman?"
"Annesi, babası bir de kardeşi geldi. Kardeşi de bir laf attı ortaya anne koş abim eve kız atmış diye."
"Ne?" diye bağırdı e'leri uzatarak. Yüzümü buruşturdum.
"Sonra annesi olacak kadın beni eskort sandı."
"Sıçarım onun ağzına. Çabuk nerede evleri gidip yolacağım."
Kahkaha attım. "Dur be deli misin? Demir beni savundu tabi. Annesine bir karşı çıkıyor falan gör."
"Oh, aferin benim enişteme. Ee annesi ne yaptı?"
Aklıma geldikçe sinirleniyordum ama anlatmazsam beni haşlardı. "Sonra annesi bir özür bile dilemeden gitti yanımızdan. Babasıyla kardeşi çok iyiler ama. Özür falan dilediler ama nafile. Özür dilemesi gereken annesi. Neyse çok üstelemedim. Tam gidecekken Demir'le bizi dip dibe görünce sevgili misiniz falan diye sordu. Demir de yok deyince ne bu dip dibe falan dedi."
"Sanane süt ürünü diyemedin mi?"
Kahkaha attım. "Diyemedim tabi. Sonuçta Demir'in annesi. Sonra çok üstüme gelince çıkıştım tabi biraz. Utanmadan daha ima yapıyor bana. Yok kucak kucağaymışız da. Sana mı soracağım kimin kucağına çıkacağımı?"
"Yeminle kaynana terörü. Neyse en azından Demir seni savunmuş."
"Sonra ben evden çıkınca peşimden geldi. Annesi adına özür falan diledi. Ben de şey demiştim annesine, Demir'i sevdiğim için burdayım falan. Sonra bir tur da Demir'in yüzüne söyledim seni seviyorum diye."
"Ne?" diye bağırdı tekrar.
"Sonra da Demir'i öptüm."
"En başta söyleyeceğin şeyi en son söylüyorsun ya! Ee, şimdi sevgili misiniz?"
Omzumu silktim. "Bilmiyorum ki Ela, galiba öyleyiz. Koca adam bana çıkma teklifi edecek değil ya."
"E sen et."
Gözlerimi devirdim. "Nasıl edeyim?"
"Buluruz onu. İlla erkekler mi atacak ilk adımı?"
"Doğru diyorsun da ben utanırım ya."
"Tamam neyse. Düşüneceğiz bunu sonra. E nasıl olacak şimdi. Annesi seni her gördüğünde böyle mi davranacak?"
"Bilmiyorum gerçekten. Öyle ya da böyle alışmak zorunda yapacak bir şey yok." Bir süre daha havadan sudan konuştuk.
"Eve gideyim artık geç oldu."
"Kalsana burda kızım nereye gidiyorsun?"
Dudağımı büzdüm. "Demir'le görüntülü konuşacağız?"
Gözlerini devirdi. "Burda konuşulmuyor mu telefonla?"
"Belki müstehcen şeyler konuşacağız ne biliyorsun?"
Dik dik bana baktı. "Sen azdın kudurdun iyice."
Güldüm. "Sen gel bize istersen. Şimdi Şeyma teyze duyar falan. Bir dünya soru sorar sonra."
"Yok aşkım benim de işlerim var evde. Başka zaman gelirsin artık."
Başımı sallayarak ayaklandım. "Tamam o zaman. Hadi Erdal'la Veli amcaya selam söyle."
Vedalaşarak evden çıktım. Kendi evimle arada çok mesafe yoktu ama Demiri aramak için sabırsızlandığımdan mıdır bilmem, bir türlü bitmek bilmemişti yol.
Hala yoldayken Demir aradığında telefonu tutucuya yerleştirip açtım. "Gitmedin mi daha?" dedi.
"Yaklaştım eve. Çok mu özledin?" dedim gülerek.
"Çok özledim tabi."
Telefona kaçamak bir bakış attığımda yatağında üstsüz bir şekilde uzandığını gördüm. Zaten evde doya doya bakamamıştım, iyi olmuştu bu.
"Yine mi ateşlendin yoksa?"
"Biraz. İlacım yanımdan gidince hastalandım tekrar."
Arabayı nihayet otoparka park edip binaya girdim. Hızlıca eve çıkıp kendimi koltuğa bıraktım.
Demir de bu sırada üstünü giyinmiş oturmaya devam ediyordu. Tüh, ben daha bakacaktım vücuduna.
"Tamamen iyi olduğunu görene kadar gitmeyecektim aslında ama biliyorsun." dedim sakince. Amacım annesine laf söylemek falan değildi ama içimde de tutamıyordum.
"Biliyorum güzelim. Bugün tek yaşadığım eve gitmediğim için çok pişmanım zaten."
Omzumu silktim. "Boşver, sıkma canını. Bu şekilde tanışmamız gerekiyormuş demek ki."
Başını salladı usulca. "Tanışmak demişken, Derin başımın etini yiyor. Seninle görüşüp uzun uzun konuşmak istiyormuş."
Gülümsedim. Derin'i sevmiştim. "Ben de onu daha iyi tanımak istiyorum zaten. Çok tatlı bir kız ama yanlış ana denk geldi."
"O zaman yarın gece Amaris'te diyelim mi?" başımı salladım.
"Ela'ya da haber versem olur mu? Sonra beni çiğ çiğ yer. Amaris'i çok sevdi nedense."
"Olur tabi bebeğim."
"Sesinden duymak daha güzelmiş." dedim erimek üzereyken.
"Sen iste ben sana her saniye bebeğim derim." Biz şimdi neyiz diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum.
Uyku bastırdığında esnemekten alıkoyamadım kendimi. "Uykusu mu gelmiş güzel bebeğimin."
Gülümseyerek başımı salladım. "Dün bütün gece dosyalarla boğuştum."
"Hadi birlikte uyuyalım." dedi birden.
Heyecanlandım. "Nasıl?" diye sorarken buldum kendimi.
"Yatağının kenarına koy telefonu. 28 yıl boyunca uyuduğum en güzel uyku olsun."
"Ya çok tatlı! Tamam ama önce bir üzerimi giyineyim, sonra arayım seni."
Başını salladı. Gülümsüyordu. "Bekliyorum." dedi ve telefonu kapattık.
Pijamalarımı giyip makyajımı çıkararak yatağa yerleştim. İlk çalışta telefonu açmasına güldüm. Elinde hazır bekliyordu tatlı şey.
Telefonu yatağımın kenarına koyarak yatağa uzandım. Demir de aynını yapmıştı. "Lütfen kapını kilitle." dedim esneyerek.
"O niye?" dediğinde güldüm.
"Yine basılmak istemiyorum." dediğimde güldü.
"Bir daha kimsenin bize mani olmasına izin vermem zaten. Kapım kilitli. Hadi uyu bakalım, ben de senin güzelliğini izleyeyim."
"Ya! Ama sen izlerken ben uyuyamam ki."
Güldü. "Sen bu kadar güzelken başka şeyle meşgul olamam ki."
Gülümsedim. "Dua et çok uykum var. Yoksa sabaha kadar inatlaşırdım seninle."
"Uyu birtanem. Daha inatlaşacak çok zamanımız olacak."
Gözlerimi kapattım. Yüzümdeki gülümseme hala yerini koruyordu. Sanki yanımda o varmış gibi hayal etmekten alıkoyamıyordum kendimi. Eminim onunla uyumak dünyanın en güzel şeyi olurdu. |
0% |