Yeni Üyelik
31.
Bölüm

🍷31

@mefmera

Yattığım yatağın yumuşak yüzü sırtımı okşarken, açılmış camlardan esen ılık rüzgar içimi gıdıklıyordu. Elimi sağ tarafıma doğru savurduğumda sert ve çıplak bir bedene çarptım. Gözlerimi usulca aralayıp Demir'in gülümseyen yüzüyle karşılaştım. "Doğdu güneşim." dedi beni gördüğü ilk anda. Gülümsedim.

 

"Ne zaman uyandın?" dedim uykulu gözlerimi ovalarken.

 

"Yeni sayılır bebeğim. Nasılsın, ağrın var mı?" dediğinde başımı olumsuzca salladım. Göğsüne başımı yaslayıp kolumu beline sardım.

 

"İyiyim sevgilim." dedim elim ve dudaklarımla göğsünü okşarken.

 

"Yapma." dedi boğuk bir sesle. Başımı kaldırarak ona baktım. "Karşımda hala çıplak dururken beni kışkırtma istersen. Dün gecenin tekrarını yaşatmayayım sana." dediğinde kıkırdadım.

 

"Galiba hap almam gerekiyor." dedim Demir'in dün gece içime akıttığı sıcaklığı hatırlarken. Uyarısına rağmen göğsünü okşamayı bırakmamıştım.

 

"Alma." dedi.

 

"Neden?" dediğimde "Karnımda çocuğunu taşımanı görmek güzel olurdu." dedi. Gülümsedim. Sonra konuşmaya devam etti. "Hem benimle bir an önce evlenmen için bir sebebimiz olur." dedi.

 

"Seninle evlenmek için yeterince sebebim var zaten." dedim dürüstçe.

 

"Ama evlenmemek için de var öyle değil mi?" dedi bir iç çekme eşliğinde.

 

Başımı göğsünden kaldırdım. Uzandığı yerden Demir'in üzerine çıktım. Hala çıplak olan bedenlerimiz birbirine çarptığında, eş zamanlı bir titreme doldu vücutlarımıza. "Sevgilim." dedim alt bedenimi kasti olarak ona sürterken. "Şu planladığımız yurt dışı tatilini yapma zamanımız gelmedi mi sence?"

 

"Harika olur bebeğim. Hemen şu an her şeyi ayarlarım." dedi. Başımı salladım.

 

"Ama sorun olmazsa önce annemlere uğramak istiyorum. Ne kadar kalacağımız belli değil. Haber verirken yüz yüze olmak istiyorum." dedim.

 

"Gece, şu pozisyondayken benden her şeyimi isteyebilirsin." dedi boğuk sesiyle.

 

"Öyle mi?" dedim cilveyle. "Bu da dahil mi?" dedim erkekliğini işaret ederken. Demir beni tek hamlede kucaklayıp altına aldığında kıkırdadım.

 

"Beni ne hale getirdiğinin farkında mısın? Ölüyorum kızım sana. Nasıl bir şeysin sen, nasıl bu hale gelebiliyorum tek bakışınla?" dedi bedeninini bana sürterken.

 

"Sabah seksi istiyorum diyorsun yani." dedim neredeyse inleyerek.

 

"Sabah, öğle, akşam... Her saniye bu güzel vücudunun tadını çıkaracağım Gece." ve sonra dudaklarını dudaklarıma hapsetti. Daha fazla konuşmayacağımızı biliyordum. Çünkü artık biz susacak, bedenlerimizin ahengi duyulacaktı.

 

🍷

 

"Hiç bu kadar iştahlı olduğumu hatırlamıyorum." dedim Demir'le kahvaltımızı yaparken. Sabahki birlikteliğimiz önce yatakta sonra da küvetin içinde devam etti. En sonunda temizlenip banyodan çıktığımızda bedenim bunca kalori açığına alışık olmadığından ellerim titremeye başlamıştı. Evde de kahvaltı malzemesi olmadığından kendimizi çevreyolunda bir dinlenme tesisine attık.

 

"Dün gece vücudun altımda kıvranırken de tıpkı böyle iştahlıydın." dedi Demir kısık bir sesle. Etrafta bizden başka kimse yoktu ama yine de dikkat ediyorduk.

 

"Kolumu bile kımıldatacak enerjim yok. Beni tahrik etme lütfen." dedim aynı kısık sesle. Demir başını arkaya atarak bir kahkaha attı. Sonra aklıma gelen şeyle lokmamı zar zor yutabildim. "Ela beni öldürecek." iki gündür telefonum kapalıydı. Nerede olduğumu haber vermemiştim ona. "Annemleri aramamış olsa bari." dedim telefonumu çantamdan çıkarırken. Şarjının bittiğini bilsem de açmaya çalıştım.

 

"Endişelenme güzelim. Sana ulaşamayınca beni aradı. Haberi var benimle birlikte olduğundan." kısmen rahatlamıştım. Çünkü yine de beni öldüreceğine emindim.

 

"Aklımı başımdan alıyorsun. Senin yanındayken dünyanın geri kalanını unutuyorum Demir." dedim gülümseyerek.

 

"Yine de gönlünü alman gerekecekse bizimle tatile gelmesini teklif edebilirsin." dedi Demir.

 

"Başbaşa olmak istemiyorsun yani." dedim sahte bir küskünlükle. Demir masanın üzerinden elime uzandı.

 

"Seni odadan çıkaracağımı mı düşündün? Vaktimi senden başka bir şeye harcamayacağım. Şimdi ya da başka bir zaman. Ama arada benden sıkılırsan kız kıza eğlenirsiniz diye söyledim."

 

"Senden sıkılma gibi bir ihtimalim mi var benim?" dedim hülyalı bir sesle. "O zaman Derin de gelsin. Hatta Kerem ve Cem'de gelebilir. Eğlenceli olur baya." dedim.

 

"Olur bebeğim. Hatta ister misin Esma'yı da alalım? Hem onunla doğru dürüst tanışma fırsatım da olmadı hiç." dediğinde başımı salladım.

 

"Çok iyi olur, çok sevinir. Zaten sana bayılıyor." dedim kıkırdayarak.

 

"Kaç yaşındaydı Esma? Yurt dışına çıkabilir mi?"

 

"19 yaşında. Babamın işinden dolayı yeşil pasaportu var. Gelebilir yani." dedim.

 

"Tamam bebeğim. O zaman seni önce evine bırakayım. Ela'yla gireceğin savaşı kazanırsan gerisini konuşuruz."

 

Güldüm. Demir'e söylemedim ama dün geceden ona bahsettiğimde bu savaşı kazanacağım kesindi. "İzmir'e ne zaman gideriz?" Kahvaltımızı tıka basa yapmıştık. Hesabı ödeyip arabaya geçtik.

 

"Bu akşam kulüpte toplanalım, konuşalım. Kim gelecek kim gelmeyecek, nereye gidilecek? Onları hallettikten sonra işlemleri başlatırız. İşlemler hallolana kadar da İzmir'e geçer Esma'yı alıp geliriz." arabayı çoktan çalıştıran Demir konuştu.

 

"O zaman akşam konuşalım. Diğerleri de bizimle İzmir'e gelsin. Annem çok mutlu olur sizi ağırlamaktan. Sonra da İzmir'den çıkarız yola." dedim.

 

"Tamam güzelim ben Kerem'le Cem'e haber veririm. Siz zaten kız kıza ayarlarsınız, Derin'in haberi olur." başımı salladım.

 

"Sevgilim telefonunu kullanabilir miyim? Ela'ya haber vereyim ben gidene kadar bize geçsinler." Demir telefonunu bana uzattı. Telefonu tutmak için uzattığım elimi tutarak dudaklarına götürdü.

 

"Her şeyim senin yavrum. Benden bir şey isterken rica etme emret bana." kıkırdadım.

 

Telefondan Ela'nın numarasını tuşladım. İlk çalışta açılan telefona dudaklarımı ısırarak, "Alo?" diye seslendim.

 

"Kızım öldün sen. Seni gördüğümde hiç doğmamış olmayı dileyeceksin." güldüm. "Gülüyor bir de!" dedi sinirle.

 

"Aşkım çok haklısın. Bak geliyorum ben şimdi yoldayım. Sana da çok güzel haberlerim var. Derin'e de haber et benim eve geçin." dedim gülmeyi keserek.

 

"Önce haberi söyle. Duymaya değer bir şeyse ona göre geleceğim." dedi tripvari bir tavırla.

 

Göz ucuyla Demir'e baktım. "Enişten yanımda, yine de söyleyeyim mi?" dedim sinsice.

 

"Kerem'le ilgili bir şey mi?" dedi köfteyi hemen çakarak.

 

"Tam üstüne bastın hayatım." dedim kıkırdayarak.

 

"İyi tamam, geliyorum o zaman. Yine de saçını başını yolacağım kurtuluşun yok." çoktan yumuşadığını biliyordum. Gülerek telefonu kapattım.

 

"Ne diyor?" diye sordu Demir. Sanki gülüşüm bulaşıcıymış gibi onun da dudaklarında bir tebessüm vardı.

 

"Klasik Ela işte sevgilim. Tatil işini söyleyince kızgınlığı kalmayacak bile." dedim başımı koltuğa yaslayıp bakışlarımı Demir'e çevirirken. Gözlerini yoldan ayırmadan, elini yanağıma uzatarak bir makas aldığında elini tutup öptüm.

 

"Akşam ben alacağım sizi bebeğim." dediğinde başımı salladım. Yolun kalanında müzik dinleyerek sessizce etrafı izledim.

 

Demir beni sitenin içine kadar bıraktığında arabadan inmeden önce yanaklarından öptüm. "Seni çok seviyorum sevgilim." dedi ben inmeden önce.

 

"Ben de seni çok seviyorum." dedim. Onunla vedalaşmak her seferinde daha zordu. Demir'in arabası uzaklaştığında ben anca içeri girmiştim.

 

Kapıyı çaldığım gibi açıldı. "Biliyorum, biliyorum! Hala oluyorum, biliyorum." Derin'in bağırışına kahkaha attım.

 

"Ya sen manyak mısın?" dedim onları içeri iterken. Üzerimi değiştirmeme bile fırsat vermeden beni terasa çekiştirdiler. "Oo, bu hazırlık benim için mi yoksa anlatacaklarım için mi?" dedim yere kurulmuş sofradaki envai çeşit yiyeceğe bakarken.

 

"Çok heyecanlı şeyler anlatacaksın gibi geldi bize. Kız gecesi yapalım dedik." dedi Ela. Tabiki de sinirin zerresi kalmamıştı üstünde.

 

"Kız gecesi yapamayız çünkü akşam kulübe davetliyiz." dedim sofraya yumularak. Daha yeni yemek yemiştim ama olsun, tatlıya asla hayır demezdim.

 

"Kim kim gidiyoruz?" dedi Derin.

 

"Sen, ben, Ela, Kerem, Cem ve müstakbel kocam." dediğimde Ela önce gözlerini kocaman açıp yüzüme baktı. Sonra elimi telaşla elleri arasına alıp parmaklarıma baktı. Kahkaha attım. "Hayır salak, evlilik teklifi falan almadım." dedim ne düşündüğünü bildiğimden.

 

"Ee, bomba ne o zaman?" diye sordu Ela.

 

"Bomba benle alakalı değildi ki. Az önce saydığım ekiple yurt dışına tatile çıkalım diye düşündük Demir'le. Akşam onu bir konuşacağız işte kim müsait kim değil." dedim.

 

"Ay harika olur ya." dedi Derin. Ona parmağımı salladım.

 

"Sen bize bu Cem'den niye bahsetmedin hiç. Onun hesabını ver bakalım önce." dedim.

 

"Dur, dur." dedi Ela sinirle. "Önce sen hesap ver. 2 gündür ortada yoksunuz. Neredeydiniz kızım, ne yaptınız?" dedi Ela.

 

Derin sinsice sırıttı. "Evlilik öncesi balayı yapmışlardır." dedi kıkırdayarak.

 

"Rüya gibi bir geceydi." dedim hülyalı bir sesle.

 

"Şaka yapıyorsun?" dedi Ela şokla.

 

"Ya niye şaşırıyorsun? Çok aşığım ben Demir'e. Böyle özel bir anı sevdiğim adamla yaşamayıp ne yapacaktım?" dedim dudaklarımı büzerek. Beni yargılamadığını elbette biliyordum.

 

"Ne bileyim kız şaşırdım işte. Her gün karşımıza böyle bir haberle gelmiyorsun ya." dedi Ela söylenerek. Gülerek başımı omzuna yasladım.

 

"Sus ve sev beni kadın." dedim elini zorla saçlarıma koyarak.

 

"Git müstakbel kocan sevsin seni." dedi ama saçlarımla oynamaya başlamıştı çoktan.

 

"Ee, ne zaman evleniyorsunuz şimdi?" diye sordu Derin. O da başını benim omzuma yaslamıştı.

 

"Bilmiyorum. Maalesef annen beni kabullenmeden bu iş olmayacak gibi geliyor." dedim sıkıntıyla.

 

Derin bir iç çekti. "Annem hiçbir şeyi etkileyemez. Abim buna zaten izin vermez. Yıllardır uğraşıyor abime cemiyetten bir kız ayarlamak için. Aynı basit çabası sen endişelenme." dedi.

 

"Bu ah çekiş benim meselem için değildi belli. Söyle bakalım, Cem'le aranızda ne var?" dedim.

 

"Adam abimin arkadaşı. Beni de kardeşi yerine koyuyor. Ne olabilir ki sanki aramızda? Beni kadın gözüyle gördüğünü sanmıyorum bile." dedi Derin.

 

"Abin sorun mu çıkarır?" diye lafa karıştı Ela.

 

"Abimin böyle modern görünüşüne bakmayın. Böyle konularda çok hassastır. Ben 18 yaşında falandım. Tabi o zamanlar yeni yeni farkına varıyorum sevgili işlerinin. Cem'e işte o zaman dikkat etmeye başladım. Eskiden abimin arkadaşı Cem abiydi benim için. Sonradan unutuverdim her şeyi. Aşık oldum işte." dedi Derin. Şimdi 24 yaşındaydı. 6 senedir seviyordu demek Cem'i.

 

"Abinin hassaslığına başlarım. Cem de istedikten sonra abin ne karışır size?" dedim sinirle. Demir'i seviyor olabilirdim ama kendisinin nasıl sevgilisi oluyorsa kardeşinin de olacaktı elbet.

 

"Diyorum ya Cem bana o gözle bakmaz, bakamaz. Çocukluktan arkadaşlar abimle. Hani erkeklerin saçma sapan mantıkları vardır ya. Bana o gözle baksa ihanet ettiğini düşünür abime." dedi Derin. Haklıydı. Erkekler ve onların kıçlarından uydurma delikanlılık kitapları...

 

"Bu tatil bir şeyleri değiştirir belki? Hem nereye kadar böyle uzaktan seveceksin? Sormadan bilemezsin ki. Belki adam da seni seviyor. Sonuçta yıllardır tanıyor seni, her halini görmüş. Üstelik de taş gibi kadınsın. Sana o gözle bakmayacak da bana mı bakacak?" dedi Ela. Derin güldü.

 

"Aman ya boşverin. Hem ben alıştım onu uzaktan sevmeye. Ötesi nasıl olur bilmiyorum." dedi Derin.

 

Bir süre havadan sudan konuştuk. En son yeni çıkmış bir moda dergisinin son sayısını inceliyorduk ki aklımıza akşam kulübe gideceğimiz geldi. Hazırlanmak üzere benim odama doluştuk. Kızlar benden giyineceklerdi.

 

Ben elbette her zamanki gibi tercihimi siyahtan yana yaptım. Derin kendisine, ne ara aldığımı bilmediğim şıkır şıkır pembe bir elbise seçerken Ela kırmızı tercih etti. O her zaman gözlerin üzerinde olmasını severdi.

 

Türkçe pop eşliğinde, küçücük odamdaki tek aynada sıkış tepiş hazırlanma çabamız sona erdiğinde üçümüz de fıstık gibiydik.

Saat gece yarısına 1 kaldığında Demir'in mesajı ile aşağı indik. Demir, siyah SUV modeli bir arabayla gelmişti. Biz indiğimizde Kerem ön koltuktan indi ve arkaya geçti. Ela Kerem'in, Derin de Cem'in yanındaki yerini aldığında ben de ön koltuğa geçtim.

 

"Hoş geldiniz." diyen Demir'di. Yanağına minik bir öpücük bırakıp kemerimi bağladım.

 

"Hoş bulduk. Nabersiniz KeremCem?" dedim kıkırdayarak. Cem baş parmağını havaya doğrulttu.

 

"Süperiz yenge, sen?" yol boyu koyu bir sohbete daldık. Demir'i rahatsız etmemek için onu pek lafa tutmadım. Ama elim avcunun içindeydi, sıkıca tutuyordu.

 

Sohbetten sıkılıp başımı yola çevirdiğimde Amaris'in yolundan oldukça sapmış olduğumuzu fark ettim. "Amaris'e gitmiyor muyuz?" dedim merakla. Arkadakiler kendi hallerinde takılıyordu.

 

"İlk tanıştığımızda sana yeni bir kulüp aldığımdan bahsetmiştim, hatırlıyor musun?" unutmam mümkün değildi. Demir'le her konuşmamız sanki bugün gibi aklımdaydı.

 

"Ben onu bana hava olsun diye söylüyorsun sanmıştım." dedim gülerek.

 

"Eh, biraz öyleydi tabi." deyip gülüşüme eşlik etti. Amaris dışında bir yere gideceğimiz için heyecanlıydım.

 

Yine işlek bir caddede, sık sık gece kulüpleriyle dolu bir yere gelmiştik. Sokağı kulüplerden yansıyan neon ışıklar aydınlatıyordu. Demir aracı doğrudan park yerine bıraktı. Arabadan inip elimi tuttu.

 

"Hazır mısın?" dedi. Kaşlarımı çattım.

 

"Neye sevgilim? İlk gece kulübü deneyimim değil biliyorsun." dedim anlamayarak. Çoktan giriş kapısına yaklaşmıştık.

 

"Buna." diyerek parmağıyla tabelayı işaret etti. Kulübün isminin yazılı olduğu mor neonlu tabelaya baktım. Gümüşi renklerde Nacht des Eisens yazıyordu.

 

Şokla baktığım tabeladan gözlerimi zar zor ayırıp Demir'e baktım. Gülümseyerek tepkimi izliyordu. "Demir'in Gece'si mi koydun kulübünün adını?" dedim heyecanla.

 

"Demir'in Gece'si, neşesi, aydınlığı, kalbi. Demir'in her şeyisin sen. Senin için hissettiklerimi şu tabelaya sığdırabilsem hiç düşünmez yapardım." kollarımı Demir'in boynuna sardım. İsmimizi verdiği bir kulübü vardı artık.

 

"Beni her gün daha fazla şaşırtıyorsun. Çok mutlu oluyorum sayende. Çok teşekkür ederim, harika bir jest bu." dedim gülümseyerek.

 

"Küçücük şeylerle bile mutlu oluyorsun güzelim. Senin önüne dünyaları sersem az." hep beraber girişten geçtik. Kulüp tamamıyla mor, siyah ve gümüş renginden oluşuyordu. Gümüşü ve siyahı isimlerimizden aldığını biliyordum. Bu detayı bile düşünmüş olması çok tatlıydı.

 

​​​​​

Elbette ki bizim için ayrılmış özel bir locası vardı. Üst katta bulunan locamız bir nevi kapsülü andırıyordu. Locanın etrafını saran cam öylesine şeffaftı ki dokunulmadan anlaşılmazdı. Locanın tavanı da camdandı elbette. Gece gökyüzünün ışıl ışıl manzarası oturduğumuz yerden gözüküyordu. "Sen burada olmadığında bile, seni anımsatan bir şeyler olsun istedim." dedi biz oturduğumuzda.

 

"Çok beğendim ben burayı. Amaris'ten bile güzel." dedim başım Demir'in göğsünde yer bulurken.

 

"Senin adını taşıyan bir yerin güzel olmama ihtimali mi var?" dedi dudaklarını saçlarımla buluşturarak. Demir konuşmak için ağzını her açtığında ben eriyordum. Söyledikleri, yaptıkları, konuşmadan sadece gözlerime bakarak hissettirdikleri bile beni öyle bir hale getiriyordu ki bununla baş edemiyordum. İçimde dolup taşan, sıvısı dünyayı bile aşan bir aşk vardı ona karşı.

 

"Eniştem çıtayı Allah'u Ekber dağlarına çıkardı." mekanı inceleyen gözleri bizi bulan Ela konuştu. Kıkırdadım.

 

"Güzelime az bile." dedi Demir. Utanarak başımı göğsüne sakladım.

 

"Burası benim evime daha yakın. Çoğu gece burdayım artık." dedim Demir'in duyabileceği bir sesle.

 

"Seni hiçbir gece yalnız bırakmasam, hep yanımda kalsan olmaz mı?" dedi Demir. İma ettiği şey evlilikti, biliyordum.

 

"O da olacak merak etme." diyebildim sadece. Şimdi annesinden bahsetmek istemiyordum.

 

"Ee, bizi açılış kutlamaya çağırmadınız heralde." dedi Kerem.

 

"Hem onun için hem de birlikte bir tatil planı yapalım diye kardeşim." diye cevap verdi Demir.

 

"Oo bana uyar. Nereye gidiyoruz?" konuşan Cem'di bu kez.

 

"Bence bolca yüzebileceğimiz bir yer olsun. Amerika'da suya hasret kaldım ben." dedi Derin iç çekerek.

 

"Ay evet ya. Ben de iki yazdır İstanbul dışına çıkamadım. Yüzmeyi unuttum nerdeyse." diye yakındı Ela.

 

"Haklılar abi. Ben öyle tarihi turistik gezi zırvalarından anlamam." dedi Cem.

 

Derin yanında oturan Cem'i dürtükledi. "Kültürsüz herif seni." diyerek ona takıldığında Cem gülerek kolunu Derin'in omzuna attı. Derin gözlerini kırpıştırarak alık alık ona bakarken, çaktırmadan ayağımı ayağına dokundurdum. Girdiği transtan hızla çıktı.

 

"Sen ne dersin bebeğim?" Demir'in sorusu banaydı.

 

"Ben ikisini de severim. Ama çoğunluk öyle istiyorsa ona uygun bir yer bulalım. Sonra biz seninle başka yerlere tarihi turistik gezi düzenleriz." dedim Cem'e doğru bakıp gülerken.

 

"Maldivler'e ne dersiniz?" soru Kerem'den geldi.

 

"Harika olur." kızlarla aynı anda konuştuğumuzda gülüştük.

 

"Bu civarlarda müsaitliğiniz var mı?" soruyu Cem'e ve Kerem'e yöneltti Demir. Biz kızlarla zaten dünden razıydık.

 

"2 haftalık bir boşluğumuz var bu ara. Sonra baba bey şirketi tamamen bize devredecek." dedi Cem.

 

"O zaman bir uçak biletlerine bakalım. En yakın tarihe ayarlayalım." dedi Demir.

 

Sonra söze ben girdim. "Aslında biz kardeşim Esma'yı da almak istiyoruz. Demir'le İzmir'e gideceğiz ailemin yanına. Siz de gelirseniz sizi aile evimde ağırlamak isterim. Annem size bayılacak."

 

"Biz size tabiiyiz yenge. Ne derseniz öyle olsun." dedi Kerem. Tam da eniştem olacak adamdı.

 

"Ee ne zaman çıkalım o zaman yola?" dedi Demir.

 

"Yarın sabahtan gidilir işte. Biraz erken çıkarız yollar boşken." dedi Ela.

 

"Tamamdır o zaman bu geceyi biraz erken bitirelim. Daha valiz hazırlayacağım." diyen Derin'di.

 

"Eyvah eyvah! Yanımızda 4 kızla tatile gidiyorsak valizlere ayrı bir uçak kiralamamız gerekecek." dedi Cem. Derin, Cem'in omzuna uzattığı eline çimdik attı.

 

"Bakma sen ona meleğim. Her şey gönlünüzce olsun. Gerekirse ben senin valizlerine iki uçak tutarım." dedi Demir alayla.

 

"Ay çok fenasınız ya!" dedi Derin ancak gülüyordu da.

 

"Ayrıca o kadar valiz hazırlayacağımızı nereden çıkardınız? Maldivler'e gitmişken sizce alışveriş yapmadan döner miyiz?" diye sinsice konuştu Ela.

 

"Yandık kardeşim benden söylemesi. Mağaza köşelerinde geçecek tatilimiz." dedi Kerem dikkatle Ela'ya bakarken. Ela neden bilmem, utangaç bakışlarını önüne çevirdi.

 

Sonrasında Derin dans etmek için piste inmek istedi. Ela'yla birlikte ona eşlik ettik. "Annemlere de haber vermedim. Ben bir çıksam da arasam." dedim. Sıcaktan da bunalmıştım zaten.

 

"Geç olmadı mı?" dedi Derin. Saat gece yarısını geçmişti bile.

 

"Annem geceleri pek uyumaz." diyerek dışarı yöneldim. Çıkmadan evvel locadan bana bakan Demir'e telefonumu işaret ettim. Peşimden gelmek için ayaklandı.

 

Gecenin serinliği ısınmış vücuduma şok etkisi yaratırken, Demir'in kaslı göğsüne yaslandı sırtım. "Uçarak mı geldin?" dedim kıkırdayarak.

 

"Söz konusu sensen kanat da takarım." dediğinde başımı geriye atarak boynuna bir öpücük bıraktım. "Güzelim, yapma istersen." dedi. Alt bedenini bana bastırdığında erkekliğinin çoktan harekete geçtiğini fark ettim.

 

"Kuduruk seni." dedim gülerek. Annemin numarasını tuşladım. İkinci çalışta açıldı.

 

"Gece? Ne oldu kızım bu saatte, iyi misin?" işte anne yüreği böyle bir şeydi.

 

"İyiyim canımın içi. Arkadaşlarla dışardayız sorun yok." dedim içi bir nebze rahatlasın diye.

 

"Kızım saat çok geç evine git artık." elbette ki anneler her zaman endişelenecek bir şey bulurdu.

 

"Geçeceğiz birazdan. Demir yanımda merak etme. Ben sana güzel bir haber vermek için aradım seni." dedim konuya hızlıca girerek.

 

"Hayırdır annem?" dedi merakla.

 

"Biz arkadaşlarla bir tatil planı yaptık. Esma'mı da alacağız gelip. Ben de madem geliyoruz arkadaşlarımı da getireyim de hep beraber orada vakit geçirelim dedim."

 

"Ay çok sevinirim. Hem senle Demir oğlumu da özlemiştim çok. Ne zaman gelirsiniz?" Demir'i çoktan oğlu gibi benimsemişti.

 

"Yarın sabahtan çıkacağız yola. Öğle yemeğine yetişiriz. Babama da haber ver de yüreğine inmesin. Erkek arkadaşlarım da var." dedim her ne kadar babamın böyle şeylere karışmayacağını bilsem de.

 

"Tamam bebeğim merak etme. Hadi ben gideyim de hazırlık yapayım. Demir'e de selam söyle çokça." vedalaşarak telefonu kapattık.

 

"Annem selam söylüyor. Çok seviyor seni."

 

"Ben de onu seviyorum, hayatımın aşkını doğurduğu için." kıkırdayarak koluna girdim.

 

"Eve dönelim mi artık?" dedim yorgunca.

 

Demir cevap vermeden telefonla Cem'i arayarak dışarıda beklediğimizi söyledi. Çok geçmeden herkes dışarı çıktığında vale de arabamızı getirmişti. Arabadaki yerlerimizi aldık.

 

Demir, Kerem ve Cem'i yol üzerinde bir yere bıraktı. Onlar eve kendi araçlarıyla dönecekti. Ardından Ela'yı da kapıya kadar bıraktığında arabada ben, Derin ve Demir kaldık.

 

Araç bu kez de benim evimin önünde durdu. Demir benimle birlikte araçtan inip Derin'e arabayı kilitlemesini söyledi.

 

"Nereye?" dedim şaşırarak.

 

"Gece gece tek mi yollayacağım seni? Eve kadar bırakacağım." komşuları rahatsız etmemek için kahkahamı içime attım.

 

"Ya sevgilim sen nasıl bir şeysin? Zaten beni sitenin içine kadar bırakıyorsun. Bir de eve mi çıkaracaksın?"

 

"Evet, ne olmuş? Sen benim her şeyimsin. Göz bebeğimsin. Başına bir şey gelsin ister miyim hiç?" Demir beni bizzat kapımın önüne kadar bıraktı.

 

"İki gündür birlikte uyuyoruz. Ben bu gece nasıl uyuyacağım sensiz?" dedim dudaklarımı büzerek.

 

"Söyleyeyim Derin'e gitsin eve kendi. Kalayım burda." dedi Demir.

 

Güldüm. "Sen hazırlanmayacak mısın?"

 

"Hiç umrumda değil inan. Senden daha önemli bir şey yok benim için." Gülümseyerek kollarımı beline sardım.

 

"Zaten sabaha da bir şey kalmadı. Eve git biraz dinlen. Burada kalırsan sabaha kadar birbirimizi uyutmayacak gibiyiz." dedim ima dolu bir tavırla.

 

"Senin yanındayken uyumak da en son düşündüğüm şey." dedi dudaklarıma kapanarak. Öpüşü derinleştiğinde daha fazla kapıda kalmaya dayanamayıp onu içeri çektim. Demir kapıyı kapatarak sırtımı kapıya yasladı.

 

Tutku dolu öpüşmemize bir soluk ara verdiğimizde Demir cebinden telefonunu çıkarıyordu. "Şu an hiçbir şey umrumda değil. Derin'e mesaj atacağım, eve gitsin." ve hızlı parmakları mesajı gönderdiği an tekrar dudaklarımla buluşturdu dudaklarını.

 

Parmakları elbisemin askılarında gezerken biliyordum ki bu gece de sabaha kadar birbirimizin tadını çıkaracaktık.

 

🍷

 

​​​​​​Selamlar. Bölüm biraz kısa oldu üzgünüm. Çok hastayım, günlerdir tek kelime yazamıyorum. Affınıza sığınarak umarım keyifle okursunuz diyorum. Bu arada sizi çok çok çok seviyorum. ❤️

 

 

 

 

Loading...
0%