@mefmera
|
☂️ "Biz biraz yalnız konuşabilir miyiz Ay perisi?" başımı salladım hızla.
"Önce şu yanığa bir çare bulalım." derken içimdeki heyecan yerini telaşa bıraktı.
"Sırtına kardeşimin dövmesini mi yaptırdın?" Fulya şaşkınca konuştu, sinirli bakışlarımı ona çevirdim. Şimdi sırası mıydı?
"Çocuklar kalkmayalım mı artık, geç oldu? Ayyy! Alparslan ne oldu oğlum, karnın kıpkırmızı?" Elimi yavaşça alnıma vurdum. Bu nasıl zamanlamaydı böyle.
"Ne olmuş Füsuncum? Ay yanmış ya çocuk! Hemen banyoya girsin de yıkayalım." ve iki çılgın kadın, koskoca adamı yaka paça banyoya götürdüler. Gülsem mi ağlasam mı şaşırıp kalmıştım.
"Nasıl yani? Şimdi sen abimle sevgili misin?" Açelya konuştuğunda Aytekin kapıyı çarparak odadan çıktı.
Ben cevap vermeden Açelya telefonunu eline aldı ve şiddetle harflere basmaya başladı.
(Agalar)
#Açelya: Arkadaşlar acil durum! #Açelya: An itibariyle anonim bulundu.
#Berk: Neee! Kimmiş kim?
#Açelya: Alparslan abim!
"Açelya napıyorsun kızım? Canlı yayın verseydin keşke?" Açelya kahkaha attı.
"Sus kız, artık görümcenim ben senin. Güzel davran bana." diyerek odadan çıktı. Delirmiş, kafayı yemişti bu kız!
15 dakika içinde olan olmuş, apar topar kalkmışlardı. Yani Alparslan'la konuşmak yalan olmuştu.
Yatağa geçtim ve beklemeye başladım. Bakalım mesaj atacak mıydı?
#Alparslan: Ay perisi. #Alparslan: Konuşabilir miyiz?
#Mahperi: Normalde izin almazdın, hayırdır?
#Alparslan: O zaman kim olduğumu bilmiyordun. #Alparslan: Siktir, böyle öğrenmeni hiç istemezdim. #Alparslan: Hem belki de çok erken oldu. #Alparslan: Bilmiyorum, hayal kırıklığına uğradıysan eğer konuşmayı kesebiliriz.
#Mahperi: Çay üstüne değil de kafana döküldü herhalde beynin yanmış. #Mahperi: Hayal kırıklığına falan uğramadım. #Mahperi: Ben senin kim olduğunu bilmeden, umursamadan konuştum seninle. #Mahperi: Senin dış görünüşünü değil, sözcüklerini sevdim. #Mahperi: Eğer söylediklerin senden bir parça değilse, o zaman hayal kırıklığına uğrayabilirim.
☂️
#Aslan Parçası: Günaydın ay perisi. #Aslan Parçası: Dışarıdayım, okul için biraz daha zamanın var. #Aslan Parçası: Müsaitsen gelir misin?
Heyecanla mesajı okudum ve aynada kendime çeki düzen verdim. Çoktan hazırdım. Bir iki damla parfüm sıkıp sessizce dışarı çıktım. Alparslan gülümseyerek bana bakıyordu.
"Hoşgeldin peri kızı." Utanarak bakışlarımı yere indirdim.
"Hoşbuldum." Arabanın kapısını benim için açtı ve ikiletmeden yerleştim.
"Seni bir yere götürmek istiyorum, izin verirsen tabi." başımı salladım. Ona güveniyordum.
Arabada sessizlik hakimdi. Ne konuşacağımı bilmiyordum. O da aynı durumdaydı belli ki.
Araba bir süre sonra durdu. Görünüş olarak eskiyi andıran bir mahalleye gelmiştik. Ama yapılar oldukça hoştu.
Arabadan indim ve Alparslan'ın yönlendirmesiyle yürümeye başladım. Kahvaltı Sarayı'na gelmiştik. Dışarıdan eski gibi gözükse de içerisi oldukça güzel döşenmişti. Sanki eski köy evlerini anımsatan mobilyalar yerleştirilmişti. Ama bu ortama şirin bir hava katmıştı.
Alparslan'ın yönlendirmesi ile üst kata çıktık. Hava hafif esintiliydi ama ılık bir rüzgardı. Döşeklere kurulduk ve menüye baktık.
"Çok güzel bir yermiş, teşekkür ederim." Alparslan gülümsedi.
"Bu mekan benim çok sevdiğim bir amcama ait. Ona söz vermiştim. Eğer birine sevdalanırsan ilk önce buraya getireceksin demişti." Utançla menüye bakmaya devam ettim. Alparslan... O çok güzel bir kalbe sahipti. Ama bazen psikopatça davranabiliyordu.
"Güzel yüzünü görmek için getirdim seni buraya ay perisi. Kaldır başını." Sanki buna bağlıymış gibi itiraz etmeden başımı kaldırdım. Gülümseyerek bakıyordu bana, gözleri hafifçe kısılmıştı.
"O zaman utandırma da kahvaltı yapalım." dediğimde kısa bir kahkaha attı.
Serpme kahvaltı söylemiştik. Envai çeşit yiyecek vardı ve ben çok açtım. Demlikte gelen çayı önüme koymuşlardı. Bardaklarımıza çayları doldurdum.
Ben kahvaltıya gömülmüş, etrafı unutmuş bir haldeyken Alparslan lafa girdi.
"Bundan sonra ne olacağını çok merak ediyorum."
Tek kaşımı kaldırdım ve çatalımdaki son lokmayı da ağzıma atarak arkama yaslandım.
"Hangi konuda?"
"İkimizden bahsediyorum. Bu şekilde öğrenmeni beklemiyordum. O yüzden şu anda ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."
Güldüm. "Alparslan." ilk defa ismiyle sesleniyordum ona, sonuna abi eklemeden. Ona defalarca abi dediğim aklıma geldiğinde bir kez daha güldüm. "Her şey yolunda, senin aksine ben nihayet kim olduğunu öğrendiğim için çok mutluyum."
"Yani söylemek istediğim.." Alparslan'ın bu çekingen hali o kadar hoşuma gitmişti ki gülerek kestim sözünü.
"Evet Alparslan, konuşmaya devam edebiliriz." derin bir nefes aldı ve arkasına yaslandı.
"Alparslan oğlum! Bu gözlerim nihayet bu günleri de gördü demek ha?" Yanımıza doğru gelen kır saçlı, tombul adamı gören Alparslan hemen ayaklandı ve adamın elini öptü.
"Kızım sen de hoşgeldin. Maşallah pek de güzelsin." Ne yapacağımı şaşırmış bir halde teşekkür ederken buldum kendimi.
Bir süre oturduk ve Eşref amcanın anlattığı hikayelere kahkahalar attık. Saatime göz ucuyla baktım ve geç kalmak üzere olduğumu gördüm. Alparslan'a başımı eğerek baktım ve göz ucuyla saatimi gösterdim.
"Eşref amcam, bize müsaade. Mahperi'yi okula bırakacağım."
"Hayhay evladım. Müsait bir zamanda yine gelin, çok sevdim Mahperi kızımı." vedalaştık ve arabaya yöneldik.
Çok geçmeden okula varmıştık. Arabadan inmeden önce, hızlı bir hareketle Alparslan'ın yanağına bir öpücük bıraktım.
"Teşekkür ederim her şey için, görüşürüz." ve adeta kaçar adımlarla oradan uzaklaştım. ☂️ |
0% |