Yeni Üyelik
16.
Bölüm
@mefmera

☂️

#Mahperi: #fotoğraf# (medyada)

#Mahperi: Bil bakalım kim sabah sabah ekmek almak için uyandırıldı?

#Mahperi: Ulan bugün cumartesi vicdansız kadın!

 

#Aslan Parçası: Şu fotoğrafı siler misin güzelim?

#Aslan Parçası: Gözlerim kamaşıyor da.

 

#Mahperi: *Benim suçum güzel olmak yazılı sticker*

 

#Aslan Parçası: Msnamnd sabah sabah nerden buluyorsun şunları?

 

#Mahperi: Sen niye bu kadar erken kalktın?

 

#Aslan Parçası: Karakoldayım, nöbet vardı gece.

 

#Mahperi: Gerçekten polis miydin sen?

#Mahperi: Ben anneme şekil olsun diye söyledin sandım.

 

#Aslan Parçası: Msbcnsbd Polis olmasam kaçakçıları nasıl bulayım kızım?

 

#Mahperi: Haa.

 

#Aslan Parçası: *Beyin hücreleri ölmüş bir insana ne diyebilirim ki*

 

#Mahperi: Terbiyesiz adam.

#Mahperi: Siktir, engel.

 

Gülerek telefonu cebime koydum. Fırından tazecik ekmekleri alarak eve yürümeye başladım. Aklıma Alparslan'la konuşmalarımız geliyor, yolun ortasında salak salak sırıtıyordum. Ah Alparslan, canımın içi kekim!

 

"Kızım koş, yetiş!" annem balkondan telaşla bana bağırdığında koşarak eve girdim.

 

"Anne ne oldu?" derken endişeliydim.

 

"Ablana bir şey olmuş. Uyanmıyor!" ekmekleri bırakarak hızla Fulya'nın odasına girdim.

 

Baygın gibi gözüküyordu. Hemen nefes alıyor mu diye kontrol ettim. Alıyordu ancak güçlükle alıyordu.

 

Aniden masanın üzerindeki ilaç şişesini gördüm.

 

"Anne, Fulya intihar etmiş." Annem feryat ederek kendini yere bıraktı.

 

Ambulansı arayarak durumu izah ettim. Gözümden akan yaşlarla konuşuyordum. Güç bela evi tarif edip telefonu kapattım.

 

Telefonum çaldığında kim olduğuna bakmadan açtım.

 

"Ay perisi."

 

"Aa.alparslan." sesini duymamla birlikte hıçkırıklarım arttı.

 

"Mahperi ne oldu?"

 

"Fulya, Fulya intihar etmiş. Ben ambulansı aradım, gelecekler. Alparslan, iyileşir değil mi?"

 

"Tamam güzelim sakin ol sen, geliyorum hemen." ve telefonu kapattı. Annem yerde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

 

"Anne ne olur kendine gel. Sana ihtiyacım var. Ben ne yapacağımı bilmiyorum, lütfen!"

 

Kapı şiddetle çaldığında koşarak kapıyı açtım. Alparslan hemen içeri girdi.

 

"Karakol buraya yakındı, ambulans gelmedi mi?" konuşacak gücüm olmadığından başımı salladım.

 

Alparslan kollarımdan tuttu ve nazikçe silkeledi. "Mahperi kendine gel güzelim, hadi ablanın odasına götür beni." hızlı adımlarla Fulya'nın odasına girdim.

 

Alparslan Fulya'yı bir hamlede kucağına aldı.

 

"Anne kalk hadi, hastaneye gidiyoruz." diyerek annemi kendine getirmeye çalıştım. Annem de güçlükle yerinden kalktığında Alparslan'ın önünden koşarak kapısını açtım. Annem arkada oturuyor, Fulya onun dizine uzanıyordu.

 

Alparslan hızla hareket etti ve acile ulaştığımızda inerek sedye istedi.

 

Yoğun bir temponun ardından Fulya'yı midesini yıkamak üzere odaya almışlardı. Şimdi dışarıda annem, ben ve Alparslan öylece duruyorduk.

 

Annem şiddetle ağlıyor, ben ona destek olmak istesem de gözyaşlarımı tutamıyordum.

 

Alparslan annemin önünde diz çöktü. "Betül abla, hırpalama kendini lütfen. Hiçbir şey olmayacak, midesini yıkayacaklar gelecek kendine."

 

Yarım saatin sonunda annemin hıçkırıkları dinmiş içli içli ağlarken Fulya'yı normal odaya aldıklarını söylediler.

 

"Görebilir miyiz?" dedim doktor kadına.

 

"Tek tek girin, hastayı yormayın." Annem perişan haldeydi. Gözlerim Alparslan'ı buldu.

 

Bana başını salladı ve anneme döndü. "Betül abla gel biz bir su içelim, elini yüzünü yıkayalım kendine gel." Annem hipnoz olmuş bir şekilde Alparslan'ın peşinden gitti.

 

Fulya'nın odasına girdim. Kollarında serumlar vardı, hala baygın gibi uzanıyordu. Ancak odaya girdiğimde gözlerini hafifçe araladı.

 

"Niye kurtardınız beni?" hızlıca yanına oturdum.

 

"Sen aptal mısın? Bizi ne kadar korkuttun farkında mısın sen?" Fulya yüzünü buruşturdu.

 

"Abla. Söyle bana ablam, neden yaptın bunu kendine?" Fulya bir anda hıçkırıklara boğuldu.

 

"Daha fazla içimde tutamadım Mahperi. Bu yükü tek başıma taşımaktan çok yoruldum."

 

"Anlat bana hadi, anlat da yardım edeyim sana birtanem."

 

Ablam derin bir nefes aldı. "Mahperi, patronum. Patronum beni taciz etmeye kalktı. Günlerdir işe diye çıkıp parklarda oturuyorum. Ne yapacağımı bilemedim. Daha fazla içimde tutamadım bunu. Annem duysa çok üzülürdü. Bunu size yapamazdım."

 

Şokla ona baktım. "Fulya sen ne diyorsun?"

 

"Bana attığı o iğrenç mesajlar hala telefonumda duruyor, inanmıyorsan al telefonuma bak."

 

"Saçmalama, tabiki inanıyorum sana. Ama neden, neden anlatmadın bunu bana? Neden sana yardım etmeme izin vermedin?"

 

"Anlatsam ne değişecekti? Olan oldu, artık."

 

"Lütfen saçmalamayı bırak. Bunun çözümü bu muydu güzelim benim?. Bak, ben bunu halledeceğim tamam mı? Bana güven abla." sinirli bir şekilde ayağa kalktım. Dilim varmıyordu sormaya. "Sana dokundu mu? İstemediğin bir şey yaptı mı sana?" Çok şükür ki başını olumsuz anlamda salladı.

 

"İzin vermedim. Kendimi kurtarır kurtarmaz kaçtım ordan."

 

Odadan çıkmadan önce dönüp ablama baktım son kez.

 

"Seni çok seviyorum abla."

 

☂️

 

"Oğlum, Allah senden razı olsun. Sayende kurtuldu kızım." Annem Alparslan'a sarılıp teşekkür etti.

 

Ablamı hastaneden taburcu etmişlerdi. Bir gün hastanede kalmıştı. Bu süreçte Alparslan bizi hiç yalnız bırakmamıştı. Ablam anneme de olanları anlatmıştı. Şimdi ikimiz de üzgündük.

 

Esas üzüldüğüm onu bir kez olsun dinlemediğimi fark ettiğim içindi. Günlerdir yüzünün hiç gülmediğini fark edip bir an olsun sormamıştım neyin var diye. Şimdi odasında dinleniyordu. Alparslan bizi eve bırakmıştı. Annem son kez Alparslan'a sarılarak içeri geçti.

 

"Alparslan, her şey için çok teşekkür ederim. İyi ki varsın." Alparslan kaşlarını çattı.

 

"Sensin teşekkür ederim. Senin yanında olmaktan başka ne işim var benim?" yorgunca gülümsedim.

 

"Senden bir isteğim daha olabilir mi?"

 

"Söyle güzelim." Alparslan'a ablamın söylediklerini anlattım. Her cümlemde gözlerine dolan öfkeyi görebiliyordum.

 

"Tamam, o iş bende. Şimdi karakola geçeyim, sen de ablanın telefonundaki mesajları at bana olur mu?" Başımı salladım ve ona sarılarak içeri geçtim.

 

Annem mutfakta yemek hazırlıyordu. Yanına gittim ve saçlarından öptüm.

 

"Merak etme annem, her şey düzelecek. O şerefsiz bunun hesabını verecek."

 

"Allah Alparslan oğlumdan razı olsun kızım. O olmasaydı..." annemin lafını devam ettirmesine izin vermedim.

 

"Anne! Böyle şeyler düşünmeni istemiyorum. Bak her şey yoluna girdi." Annem sakince başını salladı.

 

Üzerimi değiştirerek Fulya'nın odasına girdim. Beni görünce kulaklığını çıkardı ve gülümsedi.

 

"Ne zamandır konuşamıyoruz. Anlat bakalım şu Alparslan'la tanışma hikayeni."

 

Kafasını dağıtmasına yardımcı olur umuduyla, uyuşturucu muhabbetine girmeden olayları anlatmıştım. Şaşkınlıkla beni dinliyordu. Bazen gülüyor bazen sinirleniyor bazen üzülüyordu.

 

En sonunda yorgunluktan uyuyakaldığında üzerini örterek kendi odama geçtim.

 

#Aslan Parçası: Tamamdır Ay perisi.

#Aslan Parçası: O şerefsiz bırak müdürlük yapmayı, Türkiye üzerinde hiçbir işte çalışamayacak.

☂️

Loading...
0%