Yeni Üyelik
29.
Bölüm
@mefmera

☂️

Gökyüzünde milyonlarca yıldızın altında, Alparslan'ın göğsünde yatmak kadar güzel bir şey yoktu benim için. Parmağımdaki yüzüğü arada sırada gökyüzüne uzatıyor, yıldızlar mı yoksa o mu daha parlak görmeye çalışıyordum.

 

"Neden dün söylemedin hatırladığını? Sabahı zor ettim, vicdansız." güldü.

 

"O zaman sürprizi kalır mıydı güzelim?" Kolumu beline daha sıkı sardım. Saat geç olmuştu ama gidesim gelmiyordu.

 

"Peki ne zaman hazırladın bunları?" merakla konuştum.

 

"Uzun zamandır uğraştığım bir şeydi. Bugün de son kısmını çekip düzenledim." Alparslan güldü ve konuşmaya devam etti. "Demek hemşire kılığıyla yanıma girmek ha?" kıkırdadım ve hafifçe doğrularak Alparslan'a baktım.

 

"Ne yapayım sevgilim, sana iyi bakmam lazımdı." şimdi ikimiz de doğrulmuş, oturuyorduk.

 

"Konuşmamız lazım biliyorsun değil mi?" kaşlarımı çattım.

 

"Şimdi tatsız şeyleri konuşmaya hiç gerek yok. Yeterince ayrı kaldık seninle sevgilim. Hem, Aytekin bana anlattı her şeyi." beni kendine çekti, alnımdan öptü.

 

"O zaman bundan sonra ayrı kalmak yok, tamam mı?"

 

Gülümsedim. "Tamam sevgilim, bundan sonra hiç ayrılmayacağız."

 

☂️

 

"Annene görüneyim mi bir? Sağ salim getirdiğimi bilsin." Saat geç olduğundan ormanda fazla kalmamış eve gelmiştik.

 

"Uyumuştur o şimdi. Hem seninle olduğumu söyledim ya, merak etmemiştir bile." gülümsedi.

 

"Uyumuyor." Arkamızdan Aytekin'in sesini duyduğumuzda önce birbirimize baktık Alparslan'la. Ardından Aytekin'e döndük. Evimizin kapısında oturuyordu öylece.

 

"Az önce yanındaydım. Uyumuyor." diye devam etti Aytekin. Sarhoş gibiydi, konuşmakta zorluk çekiyordu.

 

"Senin ne işin var burda Aytekin?" Alparslan benden önce söze girdi. Gerilmiştim. Umarım yine canımızı sıkmazdı.

 

"Biraz konuşmak istedim sadece. Gelsenize." Alparslan'a baktım. Kararsız gözüküyordu. Elini tuttum destek olmak istercesine. Aytekin'in alayla güldüğünü duyduk. "Benden bu kadar mı nefret ediyorsunuz gerçekten? Unuttun mu Alparslan? Biz bir zamanlar kardeştik."

 

Alparslan kararlı adımlarla Aytekin'e yaklaştı ve yanına oturdu. "Kimin çocuğu olduğun fark etmezdi Aytekin. Eğer bize bunu yapmamış olsaydın biz hep kardeş kalacaktık." ben de yanlarına yaklaştım ve oturdum. Aytekin tam ortamızda oturuyordu.

 

"Dinleyin. Ben pek çok hata yaptım, biliyorum. Belki affı olmayacak şeyler. Ama olur ya, bazen tüm doğrularını kaybedersin. Koca bir yalana inanırsın da onu doğru bilirsin. Ben evlatlık olduğumu öğrendikten sonra deliye döndüm. 23 senedir yaşadığım hayat aslında koca bir yalanmış. Annem başka, kardeşlerim başkaymış." Aytekin ağlıyordu. Ona her ne kadar kızgın olsam da şimdi karşımda çocuk gibi ağlıyor oluşu canımı yakmıştı. Elimi eline koydum ve sıktım destek olmak istercesine. Bana döndü ve güldü.

 

"Al işte. Ben sana kötülük yaptım kızım. Neden bana iyi davranıyorsun?" elimi çektim usulca, sırtımı duvara yasladım.

 

"Aytekin, ben kindar bir insan değilim. Evet çok büyük bir hata yaptın. Bu hatan Alparslan'ın hayatına mal oluyordu. Sana destek olmak istiyorum belki ama aynı zamanda seni kanalizasyon çukuruna atmak da istiyorum." Aytekin güldü.

 

"Ben gidiyorum. Sizden çok uzakta bir yere gidiyorum. Beni artık görmek istemezsiniz. Zaten artık ne kalacak bir evim ne de bir ailem kaldı geriye."

 

Aytekin ayaklandı. Biraz ilerlemişti ki Alparslan'ın sesiyle durdu. "Aytekin dur." Aytekin bize doğru çevirdi yönünü ancak yaklaşmadı. Alparslan ayağa kalktı ve Aytekin'in yanına giderek ona sarıldı. "Bak oğlum! Biz seninle birlikte büyüdük. Aynı oyuncakları, aynı evi, aynı aileyi paylaştık. 23 sene birlikte yaşadık lan biz! Şimdi kan bağımız olmadığını öğrendin diye kaçıp gitmek şerefsizlik değil midir? Kalacaksın Aytekin, burda kalacaksın. Senin soyadın Eren, her zaman da öyle kalacak." Aytekin dayanamadı ve sıkıca sarıldı abisine.

 

Ayrıldıktan sonra bu kez bana çevirdi bakışlarını. Alparslan'a baktım, başını salladığında Aytekin'in yanına yaklaştım. Bana sarılmak için kollarını açtı. Ona sarılmak değil, vurmaktı niyetim. Ve vurdum, suratının tam ortasına öyle bir tokat attım ki sessiz sokakta yankılandı tokatım.

 

Aytekin şaşkınca bana baktı. "Seni affetmeden önce canını yakmam gerekiyordu. Tabi, benim yaşadığım acının yanında bu tokat hiçbir şey." Aytekin geri dönüp gitmek üzereyken kolundan tutup kendime çevirdim ve ona sarıldım. "Herkes hata yapar. Herkes ikinci bir şansı hak eder. Ancak yine de bir anda unutamam her şeyi Aytekin. Ama gidersen hiçbir zaman abi kardeş olamayacağız seninle. O yüzden kal. Kal ki seni affedebileyim."

☂️

Loading...
0%