Yeni Üyelik
30.
Bölüm
@mefmera

Bölüm şarkısı: Eylem Aktaş - Yüreğimden Tut

 

Medyada isteme çiçeğimiz var. Keyifli okumalar.

☂️

"Bu haysiyetsiz site neden sonuçları açıklamıyor hala?" gergince elimdeki çileği yerken bir yandan da sonuçların açıklanmasını bekliyordum. Nihayet tercihler açıklanacaktı ve yerleştirilemediniz yazısı göreceğim diye aklım çıkıyordu.

 

"Kuzum sakin ol, kazanacaksın biliyorum." Annem böyle söylese de benden daha çok heyecanlıydı.

 

Alparslan telefonun diğer ucundaydı. Açelya'nın yanında sonuçları bekliyor, bir yandan da benimle konuşuyordu. "Aha benimki açıklandı!" diye bağırdı Açelya.

 

Heyecanla konuştum. "Neresi?"

 

"Gazi Üniversitesi, ingilizce öğretmenliği." Açelya ile birlikte çığlık attık. Hayali Gazi Üniversitesi'ydi. Onun adına sevinmiştim.

 

Nihayet benim tablom da yenilendiğinde sonucu gördüm. "Açelya, hazır ol bomba geliyor!"

 

"Hadi kızım, Acun Ilıcalı gibi gerilim yaratmasana." güldüm.

 

"Hacettepe, Mütercim tercümanlık!" diye bağırdım. Aynı şehirde okuyacaktık.

 

Annem çoktan ağlamaya başlamıştı. "Vah kuzum! Ben nasıl ayrı kalacağım senden." Anneme şaşkınlıkla baktım.

 

Telefonu çoktan kapatmıştık. "Ay anne, Ankara'nın en iyi üniversitesini kazanmışım derdine bak." Annem gözyaşlarını sildi. Ardından odadan çıktı.

 

#Aslan Parçası: Çiçeğim, tebrik ediyorum seni.

 

#Mahperi: Ayy! Teşekkür ederim sevdiceğim.

 

#Aslan Parçası: Kayıt yaptırmaya birlikte gideceğiz, haberin olsun.

 

Zaten bildiğim bir şeyi söylemesine güldüm. Beni yalnız bırakmayacağını biliyordum. Sonra bir sıkıntı çöktü üzerime. Şimdi ben Alparslan'dan ayrı mı kalacaktım?

 

Kayıtlar için bir hafta sonra gitmemiz gerekiyordu. Bu bir hafta içinde bol bol vakit geçirmeliydik ki onu hatırlayacak anılarım olmalıydı.

 

Sevinçle içeri geçtim. Begüm'le Berk maalesef bu sene mezuna kalıyorlardı. O yüzden tercih yapmamışlardı.

 

Annem telefonda neşeyle konuşarak içeri girdi. Beni görünce gülümseyerek telefonu kapattı. "Kızım, gözün aydın." Merakla ona baktım.

 

"Hayırdır anne?" Annem sinsice gülümsedi.

 

"Füsunlar, yarın seni istemeye geliyorlarmış!" Evet sayın seyirciler, tam şu anda bayılabilirdim.

 

"Anne! Ne istemesi? Okulum var ya benim." annem gözlerini devirdi.

 

"Yavrum biliyoruz herhalde. Gitmeden önce söz takalım, adı konsun dediler işte." bir yandan rahatlasam da diğer yandan bolca heyecanlanmıştım.

 

"Ne demek yarın? E ben hiç hazır değilim ya!" telaşla odama koşturdum. Ekibi toplayıp her şeyi hazır etmemiz gerekiyordu!

 

☂️

 

"Ayy! Gerçekten peri kızı gibi oldun." Fulya önümden çekildiğinde aynada kendimi incelemeye başladım.

 

İsteme ve söz birlikte olacaktı. Bu yüzden abiye tercih etmiştik. Omuzları düşük, göğsünde işlemeleri olan kırmızı bir abiyeydi. Altı hafif kabarık bir şekilde uzanıyordu ve eteğinde de aynı işlemeleri vardı.

 

Saçlarıma dağınık bir topuz yapmıştık ve küçük bir taç takmıştık. Hafif bir makyajla tamamen hazırdım. Gerçekten güzel gözüküyordum.

 

Organizasyondan gelen çalışanlar masayı kurmuşlardı. Gerekli her şeyi annem ve Alparslan halletmişti. Ben sadece elbise ile ilgilenmiştim.

 

Gelmelerine çok az bir zaman kalmıştı ve inanılmaz heyecanlıydım. Alparslan'la neredeyse hiç konuşmamıştık bugün. Bir mesaj atsam fena olmazdı.

 

#Mahperi: Ne yaptın yiğidim? Geliyor musunuz?

 

#Aslan Parçası: Geliyoruz bebeğim. Bekle beni, çok yakında sözlüm olacaksın!

 

Kıkırdadım ve heyecanla içeri geçtim. Açelya ve Begüm alışverişte yardımcı olmuşlardı. Ancak erkek tarafı olarak eve geçmişlerdi. Fulya beni büyük bir özenle hazırlamıştı ve gerçekten harika gözüküyordum.

 

"Hii, annem! Ne kadar güzel olmuşsun sen." Annem dolu dolu gözlerle yanıma yaklaştı.

 

"Anne ne olur ağlatma. Bak ucunda zaten." Titrek bir sesle konuştum.

 

"Sakın şaheserimi bozayım demeyin." Fulya bizi uyarmış, etrafa göz gezdiriyordu. Hazırlıklar tamdı. Akrabalarımızdan iki teyzem ve amcam buradaydı.

 

Nihayet kapı çaldığında heyecanla kapıya koştum. Fulya çoktan telefonu elinde bekliyordu. Derin bir nefes alarak kapıyı açtım.

 

"Hoşgeldiniz!" heyecanla karşıladım gelenleri. Önce Orhan amca ve Füsun abla girdi. Ardından kalabalık bir grup, arkalarından da Açelya, Begüm ve Berk girdiler içeri. Aytekin de buradaydı. Bana gergince gülümsedi.

 

Herkes içeri girdiğinde Alparslan gözüktü. Elindeki çiçeği ve çikolatayı bana uzatıp hızlıca alnımdan öptü.

 

"Benim güzeller güzelim. Seni her gördüğümde kalbim oynuyor yerinden."

 

"Alparslan! Yapma ne olur bayılacağım." Alparslan gülümseyerek içeri girdi.

 

Arkalarından girerek çiçek ve çikolatayı söz masasına bıraktım. Alparslan'la birlikte masamıza geçtik. O kadar gergindim ki Alparslan masanın altından elimi tuttuğunda yerimde sıçradım.

 

"Şşş, sakin ol meleğim." dedi sessizce. Söylemesi kolaydı tabi.

 

Büyükler havadan sudan sohbete dalmışlardı. Açıkçası onları dinleyemeyecek kadar aşıktım. Aşk dolu bakışlarım Alparslan'ın üzerinden ayrılmıyordu. Bakışları beni buldu, göz kırptı. Eriyip yere karışacağımı hissettim.

 

"Haydi kızım, kahveleri yapın." Amcam büyük olarak konuştuğunda heyecanla kalktım ve mutfağa geçtim. Kızlar da peşimden gelmişlerdi. Fulya diğerlerinin kahvesini hazırlarken ben Alparslan'ın kahvesini yapıyordum.

 

"Tuz atmayasın diye geldim." Açelya'ya nah işareti yapıp kahveme odaklandım. Kahveye bol şeker atmıştım. Biraz da bal damlatacaktım. Suyun içine bol bol tuz koyup iyice karıştırdım.

 

Kahveler tepsilere konduğunda titreyen ellerimle aldım. "Ee ilk kime tutacağım şimdi?" heyecanla içeri girdim. Büyüklerden başlayarak dağıttım. Hata yaptıysam da heyecanıma versinlerdi canım!

 

En son Alparslan'ın kahvesini de bırakarak yerime geçtim. Fulya kapının önünden videoya alıyordu Alparslan'ı.

 

Alparslan bol şekerli kahvesinden içip yüzünü buruşturdu. Fincanın altında not yazıyordu. 'Bir ömür boyu, ağzımızın tadı hiç bozulmasın sevdiceğim.' Gülümsedi ve bana baktı.

 

Kahveyi tek dikişte bitirip, hızla suyu dikti kafasına. Yüzü şekilden şekile girerken gülmemek için kendimi tutuyordum. Suyun altında da bir not vardı. 'Eh, adettendir. O tuzun tadına bakacaksın aslanım.'

 

Gülmemek için etrafı izliyordum. Artık isteselerdi de bitseydi bu ölümcül heyecan.

 

Nihayet Orhan babam söze girdi. "Efendim, sebebi ziyaretimiz belli. Gençler birbirini görmüş beğenmiş. Biz de Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızımız Mahperi'yi, oğlumuz Alparslan'a istiyoruz."

 

Annem amcama baktı. Amcam bakışını bana çevirdi. "Sen ne dersin bu işe kızım?"

 

Başımı eğdim utançla. Tepeden tırnağa hazırlandığıma göre istemiyordum yani amca! "Siz nasıl uygun görürseniz amcacım." dedim utançla. Neden önceden prova yapmamıştım ki!

 

"Eh, madem öyle. O zaman verdim gitti." heyecanla ayağa kalktık. Sırasıyla herkesin elini öptükten sonra masanın önüne geçtik Alparslan'la. Yüzüklerimiz parmağımıza takıldı. Amcam makası eline aldı.

 

"Ee, makas kesmiyor." Orhan babam gereğini yaptıktan sonra amcam kurdeleyi kesti.

 

Alkışlar içinde ortaya alınarak annem ve Füsun annenin isteği ile dans etmeye başladık.

 

"Dünyanın yükünü yazsalar payıma, dost düşman bir olup çıksa da yoluma.." Alparslan gözlerime bakarak şarkıya eşlik edince gülümsedim.

 

"Vazgeçmem senden yine de, ben aşkla yürürüm ateşe. Yeter ki sen ellerimden tut." Tıpkı onun gibi, gözlerinin içine bakarak devam ettim şarkıya.

 

Mutluydum, öylesine mutluydum ki eğer öyle bir şey mümkünse şayet yüksek doz mutluluktan sarhoş olmuştum. Alparslan'ın boynuna sarılıp, başımı göğsüne yasladım.

 

"Seni çok seviyorum sevgilim." Alparslan başıma bir öpücük kondurdu.

 

"Seni çok seviyorum dünyalar güzelim."

☂️

Loading...
0%