Yeni Üyelik
32.
Bölüm
@mefmera

Medyada Alparslan ve Mahperi var. Lütfen shoplarımla dalga geçmeyin akfnkwbdjs

☂️

"Ay bir karar verin artık annelerim!" bir kolumda Füsun annem, diğer kolumda kendi annem en sonunda çarşının orta yerine çekmiştim isyan bayrağını.

 

Tepkimle birlikte ikisi de şaşkınca bana baktılar. Ellerindeki nevresim takımlarını aldım. "Canımın içleri, siz niye böyle yapıyorsunuz? Tamam, ikisi de çok güzel. Ama ortak bir karar vermemiz lazım ikiye bölündüm yahu."

 

"O zaman ikisini de alalım güzel gelinim." Orhan babam imdadıma yetiştiğinde nihayet bu iki kadını durdurabilmiştim.

 

Sözde Ankara'daki öğrenci evi için Açelya ile alışverişe çıkmıştık. Bunu duyan sevgili annelerim, Orhan babamı da işin içine dahil edip bunu bir nişan alışverişine çevirmişti.

 

Her ne kadar, daha 4 sene var yeni yeni modeller çıkar desem de dinletememiştim. Nuh diyor peygamber demiyorlardı.

 

Annemler bu kez de başka bir tezgaha yollandığında nihayet Alparslan'la başbaşa kalabilmiştik. Ucuzlarından birkaç nevresim takımı alıp cüzdanımı çıkardım.

 

"Hayırdır güzelim?" Alparslan elimdeki cüzdanı başıyla işaret ettiğinde gözlerimi devirdim.

 

"Lütfen hayatım, benim olduğum yerde hesabı kadın ödeyemeze bağlama." Alparslan beni dinlemeden parayı ödedi ve poşetleri eline taktı.

 

"Senin ödeyeceğin zamanlar da gelecek ay perisi. Kendi paranı kazandığın zaman, söz karışmayacağım." elimi tuttuktan sonra konuşmaya devam etti. "Ayrıca, ben senin kocan olacağım. Bırak da ben ödeyim."

 

Ona laf yetiştiremeyecek kadar yorgundum. Bütün enerjimi annemlere harcamıştım.

 

"Kızım gel! Şuradan da havlularını seçelim." Füsun annem bana seslendiğinde ağlamaklı bakışlarla Alparslan'a baktım. Ellerini teslim olurcasına kaldırdı. Hain adam!

 

Annemlere yaklaştım. "Füsun annecim. Beni yanlış anlamayın lütfen, elbette bunların her biri el emeği ama biraz eski model sanki." annemlerin gösterdiği havlular gerçekten de eski modeldi. Belki 1900lerde bir gelin olsam tercih edebilirdim.

 

"Olsun kuzum. Bunları hatıra diye saklarsın." Füsun annem tatlı tatlı konuşurken bu kez söze annem girdi.

 

"Aman Füsun hanımcım. Ben kızıma bir güzel işledim havlularını. Onları saklar hatıra diye, kendisi seçsin." İkisini de kırmak istemediğimden iki modelden de birkaç tane aldım.

 

Açelya da bizim için birkaç tane seçmişti. Bütün gün çarşıda gezip dolaştıktan sonra, nihayet alışverişi bitirmiş yemek yemek için bir yere oturmuştuk. Alparslan annemden rica edip başbaşa kalmak istemişti.

 

Kendimi rahat koltuğa bırakıp arkama yaslandım. "Ay ne zor işmiş bunlar?"

 

Alparslan gülerek beni izliyordu. "Ee, sen daha şimdiden yoruldun. Ne yapacağız bir ömür?"

 

"Canım sevgilim, yorulduğum sen değilsin ki. Esasında seni sevmek dinlendiriyor ya beni." Alparslan avcumun içini öptü derin derin.

 

"Aa! Alparslan, nasılsın?" başımı adeta ağır çekimde, masamızın başında dikilen kıza çevirdim. Beni fark etti mi bilmiyordum ama Alparslan'a yiyecek gibi bakıyordu.

 

"Hop, hop! Biraz ağırdan mı alsanız diyorum?" Kız bana baktı ve beni dikkatle süzdü. Kaşımı kaldırarak alayla baktım suratına.

 

"Ay kusura bakmayın, sizi görmedim." Derin bir nefes aldım ve Alparslan'a baktım.

 

"Çıkaramadım, kimsiniz?" Alparslan konuştuğunda kızın suratı şekilden şekile girdi. Kahkaha attım. Yürü be aslanım!

 

"Ha, şey. Ezgi ben, üniversiteden." kız bozguna uğramış bir haldeydi ancak hala burada durma yüzsüzlüğünü gösteriyordu.

 

Sahte bir şekilde öksürdüm. Yüzüklü parmağımı kaldırarak burnumun üzerini kaşır gibi yaptım. Kız yüzüğü görünce gözlerini kırpıştırdı. "Biz de kocamla ikinci çocuğu yapsak mı diye konuşuyorduk, böldün."

 

"Ah öyle mi? Çok sevindim, hayırlı olsun size. Gideyim ben." kız adeta ayaklarını topuklarına vura vura uzaklaştı.

 

Alparslan güldüğünde ona döndüm. "Ne gülüyorsun?" dedim. Ancak ben de gülmeme engel olamıyordum.

 

"Demek ikinci çocuk ha?" suyumu püskürtmemeye çalışarak yutkundum.

 

"Ne yapayım? Utanmadan seni görmedim diyor bir de." Alparslan gülümseyerek elimi öptü.

 

"Görmesin zaten. Seni benden başka kimse görmesin sevgilim." utanarak başımı eğdim.

 

"Utandırma da yemeğini ye." gülerek önüne döndü ve yemeye devam etti.

 

Gülümseyerek onu izledim. Öyle çok seviyordum ki onu, o yese ben doyardım zaten.

 

☂️

 

"Annem eve gitmemiş mi daha?" Alparslan arabayı park eder etmez hızla indim. Bunalmıştım arabanın içinde.

 

Yemekten sonra Alparslanların evine gelmiştik. "Yok güzelim, annem davet etmiş."

 

Açelya gözü yaşlı bir şekilde kapıyı açtı. "Ne oldu?" dedim telaşla.

 

"Aytekin abim içki komasına girmiş. Hastaneden aradılar şimdi." annemler telaşla dışarı çıktılar.

 

"Oğlum, Aytekin'i hastaneye kaldırmışlar." Orhan babam telaşla konuştu. Füsun annem de ağlıyordu.

 

"Tamam babam, sakin ol. Gidelim hemen." Füsun annemin koluna girdim ve birlikte arabaya doluştuk.

 

Hastaneye vardığımızda aynı hızla Aytekin'in olduğu yere geçtik.

 

"Doktor, oğlumun nesi var?" Füsun anne kolumdan bir ok gibi ayrılmış, doktorun yanına varmıştı.

 

"Sakin olun hanımefendi. İçki komasına girmiş, ancak şu anda iyi." Füsun annem derin bir nefes alarak Orhan babama sarıldı.

 

"Görebilir miyiz?" diye sordum.

 

"Son bir kontrol yapacağım. Ona göre size haber veririm." doktor Aytekin'in odasına girdi.

 

Köşedeki sandalyelere doluştuk. Doktor uzun bir sürenin ardından odadan çıktı. "Hasta sadece kardeşlerini görmek istediğini söyledi."

 

Alparslan ile Açelya ayaklandı ve içeri yöneldiler. Füsun annemin yanına oturdum. "Merak etme annem, bak bir şeyi yokmuş."

 

"İyi de yavrum niye? Niye bu kadar içmiş bu çocuk?" cevap vermeme fırsat vermeden Alparslan içerden çıktı.

 

"Mahperi, Fulya. Aytekin sizi de görmek istiyor." Fulya ile birbirimize baktık. Annem omzumuzu sıvazladı.

 

İçeri girdik. Aytekin bizi görünce yarım ağız gülümsedi. Açelya çoktan yanına oturmusz Aytekin'in ellerini tutuyordu.

 

"Beni hala kabullenemediniz değil mi? Kardeşlerim deyince gelmediniz içeri."

 

Söyleyecek bir şeyim yoktu. Kısmen haklıydı. Fulya girdi söze. "Kusura bakma Aytekin. Şahsi olarak seninle bir sorunum yok. Ancak sen Mahperi'nin canını yaktın. Hem de isteyerek yaptın bunu. Şimdi seni nasıl kardeşim yerine koyabilirim?"

 

"Fulya." uyaran sesimle birlikte Aytekin elini kaldırdı.

 

"Ben bir hata yaptım Fulya. Alparslan'a olan aptalca kızgınlığım yüzünden ikisinin de canını yaktım." Ağlayacak gibiydi. Ancak konuşmaya devam ediyordu. "Ama merak etmeyin, bedelini ödüyorum. Öz annem bile istemiyor beni."

 

"Ne dedin sen?" Alparslan sertçe konuştu.

 

"Duydun. Öz annemi buldum. Ancak beni kabul etmiyor. 2 tane de oğlu var. Söylesenize benim kaç tane kardeşim kaç tane ailem var? Peki bunca kalabalıkta neden tek başımayım?"

 

Daha fazla dayanamadım. Açelya ağlıyordu. Kendisini perişan ediyordu. "Bana bak." Aytekin'e yaklaştım. Gözlerini bana çevirdi. "Hepimiz senin için ne kadar korktuk. Şu kız senin için kendini parçaladı, nasıl ağlıyor görmüyor musun? Annen, baban dışarıda kafayı yiyorlar sana bir şey oldu diye. Sen hala neden nankörlük yapıyorsun Aytekin?" derin bir nefes aldım. İrice açtığı gözleriyle beni izliyordu. "Bak buradayız. Hatalarına rağmen buradayız. Sen buna karşılık hala kendini bu aileye ait hissetmiyorsan, o zaman sana karanlığında mutluluklar dilerim Aytekin."

☂️

Loading...
0%