@mefmera
|
☂️ 1hafta sonra...
#Aslan Parçası: (medyada) #Aslan Parçası: Duyduğuma göre depresyondaymışsın, yemek yemiyormuşsun.
Başımı telefondan kaldırıp, karşımda pis pis sırıtan Açelya'ya çevirdim.
#Mahperi: Ben çok özledim seni, geri mi gelsen?
#Aslan Parçası: Benim güzel perim, sen böyle yaparsan ben çok üzülürüm ama.
#Mahperi: Ne yapayım ama? Sensiz tadı yok ki hiçbir şeyin.
#Aslan Parçası: Meleğim, biliyorsun burada halletmem gereken işlerim var. #Aslan Parçası: Ben de seni çok özlüyorum ama görev beklemez. #Aslan Parçası: Söz en kısa zamanda geri geleceğim. #Aslan Parçası: Bırakayım mı işi? İstifa edip geleyim mi yanına?
#Mahperi: Saçmalama Alparslan! #Mahperi: Peki tamam, sabredeceğim. #Mahperi: Ama her akşam mutlaka görüntülü arayacaksın beni tamam mı?
#Aslan Parçası: Aksini düşünmedim bile, merak etme sen. #Aslan Parçası: Şimdi güzelce yiyorsun yemeğini, tamam mı?
#Mahperi: Peki tamam, seni seviyorum.
#Aslan Parçası: Ben de seni seviyorum göz bebeğim.
"Seni kıtır kıtır kesip, parçalarını sokak hayvanlarına vereceğim Açelya." Açelya, bu tehditten zerre kadar etkilenmedi ve kahkaha attı.
"Ay, koca bir dönem boyunca surat asan bir ev arkadaşı istemiyorum ben. Hadi yemeğini ye de gidelim evimize." Gözlerimi devirdim. Garsondan rica edip siparişimi paket yapmasını istedim ve hesabı ödedikten sonra mekandan ayrıldık.
3 gündür okula gelip gidiyorduk. Kesinlikle harika bir ortamdı ama Alparslan'ı özlememe engel olmuyordu.
Lokantadan çıktıktan sonra da markete gidip alışveriş yaptık. Nihayet eve vardığımızda kafamı dağıtmak için aldıklarımızı yerleştirmeye başladım.
"Fazla alışma bu rahatlığa." Yan gelip yatan Açelya'ya söylendikten sonra çay suyu koyarak içeri geçtim.
Telefonum çaldığında kısa bir sevinç çığlığı attım.
"Lan ne oluyor?" Açelya hayretle bana bakıyordu ama şu an onu umursayamazdım. Sevdiceğim arıyordu, boru muydu?
"Birtanem." telefonu açar açmaz, sevgisini göstermeyi ihmal etmemişti.
"Birtanen sevsin seni. Ne yapıyorsun?" anında kamerayı arkaya çevirdi ve etrafı gösterdi. Bu hareketine güldüm.
Aytekin şoför koltuğunda oturuyordu. "Eve mi gidiyorsunuz?" dedim merakla.
"Yok güzelim. Düğün varmış. Oraya gidiyoruz." derin bir nefes aldım.
"Düğün mü varmış? Kimin düğünüymüş? Ne zaman bitiyormuş? Niye şimdi söylüyorsun? Bakayım sana ne giydin?" Alparslan kahkaha attı.
"Benim de şimdi haberim oldu. Gitmeyecektim de annem şu zebaniyi yollamış başıma. Bir görünür kaçarım." dudağımı büzdüm.
"Arkalarda dur tamam mı? Bana bak, yüzüğünü takıyorsun değil mi?" Alparslan parmağını gösterdiğinde rahatça nefes aldım.
"Güzelim, ben seni kalbimde taşıyorum. Yüzüğü takmasam ne olur?" garip bir ya nidası çıkardığım an Açelya'dan bir yastık yedim.
"Of bu kız bizi kıskanıyor ha." Açelya bana orta parmak gösterdiği an kamerayı hızla ona çevirdim.
"Açelya?" sanki abisine hareket çekiyormuş gibi gözüken Açelya'nın yüzünün aldığı şekli görünce kahkaha attım.
"Abiciğim. Yoksa şu, sana aşık olan kızın ablasının düğününe mi gidiyorsunuz?" kamerayı hızla kendime çevirdim.
"Ne? Yok öyle bir şey! Dön geri eve, ben ararım annemi."
"Açelya, yanında değilim diye bir cesaret gelmiş sana abicim." saf saf ekrana bakarken Açelya güldü.
"Yalan mı söyledi şimdi bu?" Alparslan usulca başını salladı.
"Öyle bir şey yok. Olsa gider miyim sence?" başımı yana yatırarak gözlerimi kırpıştırdım.
"Gitmezsin değil mi?" Alparslan yeniden başını salladı.
"Gitmem meleğim. Geldik biz şimdi. İçeride biraz takılıp seni geri arayacağım. Öpüyorum güzel gözlerinden." Alparslan'a kocaman bir öpücük gönderdim.
"Ben de seni öpüyorum. Herkese selam söyle." telefonu kapattığımızda üzülerek koltukta yayıldım.
"Aslan gibi abim kedi oldu. Bizi de böyle severler mi be?" dizime yatan Açelya'nın saçlarını okşadım.
"Severler minnoşum severler. Öyle bir severler ki neye uğradığını şaşırırsın."
☂️
"Telefonun çalıyor ay perisi." Açelya'ya bön bön baktım.
"Ne hatırlatıyorsun ki abini bana?" Açelya hasbinallah çekerek odasına girdi. Gülerek telefonumu elime aldım ve Alparslan'ın aramasını cevapladım.
"Güzelim." gülümseyerek bana bakıyordu. Benim de ondan farkım yoktu.
"Ne yapıyormuş benim birtanem?" yeniden etrafı gösterdi. Balkona çıkmıştı. Uzakta birkaç kız grubu vardı. Sakin olmalıydım. Alparslan'ı her gören üzerine atlayacak değildi ya.
"Ne oldu, sarmadı mı içerisi?" dedim gülerken.
"Senin olmadığın bir yerde eğlenmem mümkün mü benim?"
"Yaa, Alparslan!" Alparslan güldü. Beni kedi gibi miyavlatmaya bayılıyordu galiba.
"Gideceğiz birazdan. Herkes seni soruyor burada." koltukta rahat bir pozisyon aldım.
"Kim soruyor beni?" dedim merakla.
"Akrabalar güzelim. Niye gelmedin diye soruyorlar. Merak ediyorlarmış seni." dudaklarımı büzdüm.
"Keşke gelebilseydim. Çok özledim seni."
"Pardon, ateşiniz var mı acaba?" Alparslan'ın yanında bir kız sesi duyduğumda eğer mümkün olsaydı şu telefondan fırlayıp yanına ulaşacaktım.
"Yok canım ateşi. Bakkal mı burası?" Alparslan yanındaki kızla birlikte kahkaha attığında şokla ona baktım.
"Teyze, yapma Allah aşkına kızın kalbine indireceksin." Teyze mi demişti o?
Hala bir açıklama bekliyordum. O yüzden sinirli bir şekilde ona bakıyordum. Sonra yanındaki kadın aldı telefonu. Genç, güzel bir kadındı ve hiç de teyzeye benzemiyordu.
"Maşallah, çok güzelsin Mahperi. Ben Efsun. Alparslan'ın küçük teyzesiyim canım. Şehir dışındaydım, nişanınıza gelemedim." derin bir nefes aldım. Ağzıma geleni saymak istiyordum. Şaka mıydı şimdi bu?
"Memnun oldum teyzecim." dedim. Sahte bir tebessüm vardı yüzümde. Zaten adamı özlüyor, deli gibi kıskanıyordum. Hiç de şirin şirin gülmesindi bana!
"Kızmadın değil mi?" kadın çok sevimli gözüküyordu.
"Yok teyzecim, belki birazcık ama geçti." kadın kahkaha attı.
"Görüşmek üzere tatlım. Kendine iyi bak." telefon yeniden Alparslan'ın eline geçti. Gülerek bana bakıyordu.
"Gülme, çok sinirliyim şu an." Alparslan gülümsedi.
"Benim meleğim beni kıskanmış mı?" çocuk gibi başımı salladım. Güldü.
"Kıskanırım tabi. Elimde olsa seni bir odaya kapatırım kimse görmesin diye."
"Kim görürse görsün. Benim önümde arkamda, sağımda solumda her yerde sen varken başkalarını görmem mümkün mü sence?" işte hep bu oluyordu. Ansızın öyle güzel şeyler söylüyordu ki nefes almayı bile unutuyordum.
"Bak çocuk. Oraya gelirsem sana öyle bir sarılırım ki nefes almayı unutursun." Alparslan yeniden güldü ve geceme güneş doğdu.
"Böyle cezaya canım kurban. Artık kapatmam lazım meleğim. Seni çok seviyorum." gözlerim dolmaya başlamıştı. Konuşurken bir nebze olsun unutuyordum özlemimi.
"Ben de seni çok seviyorum canımın içi."
Ve telefon kapandı. Aramızdaki mesafeler bir duvar gibi serildi yeniden. Bir an önce şu okulun bitmesini dilemekten başka bir şey gelmiyordu elimden. ☂️ |
0% |