Yeni Üyelik
37.
Bölüm
@mefmera

☂️

"Allah'ım bismillah!" Mutfağa Hürrem Sultan gibi dalarak Açelya'nın hazırladığı masaya baktım.

 

"Ne var be?" derken çayları dolduruyordu.

 

"İlk defa bir işe elini sürdün. Şaşırdım." gözlerini devirerek masaya oturduğunda onu takip ederek yerime geçtim.

 

"Ben bugün dışarı çıkacağım." tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

 

"Nereye gidiyorsun?"

 

"Okuldan bir grup arkadaşla konsere gideceğiz. Sen de gelir misin?" dudağımı büzdüm.

 

"Bilmem ki? Kimin konseri?" Açelya sırıttı.

 

"Emir Can İğrek." dediği anda gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

 

"Sen de gelir misin nasıl bir soru ya? Gelmeyip nasıl hakaret edeyim o adama." Açelya güldü.

 

"Manyak mısın nesin? Akşamüstü olacak konser. Dersin kaçta bitecek ki? Buradan birlikte geçeriz." telefonumu çıkararak ders programıma baktım.

 

"Bugün iki dersim var sadece." sofrayı toplama işini Açelya'ya bırakarak sinsice odaya geçtim.

 

#Aslan Parçası: Meleğim, günaydın.

 

#Mahperi: Günaydın sevgilim.

#Mahperi: Bil bakalım bugün nereye gidiyorum?

 

#Aslan Parçası: Okula?

 

#Mahperi: *şu zekaya bakar mısınız yazılı sticker*

 

 

#Aslan Parçası: *şaka lan şaka gül diye yazılı sticker*

#Aslan Parçası: Söyle bakalım, nereye gidiyorsun?

 

#Mahperi: Konsere. Emir Can İğrek konseri hem de!

 

#Aslan Parçası: Kiminle gideceksin güzelim?

 

#Mahperi: Açelya. Bir de onun okuldan arkadaşları.

 

#Aslan Parçası: Bana sık sık yaz olur mu? Merakta bırakma.

#Aslan Parçası: Bir de ne olursun çok geç dönmeyin eve.

#Aslan Parçası: Yanınızda değilim, nasıl koruyacağım sizi?

 

#Mahperi: Ya seni yerim bak!

#Mahperi: Tamam merak etme, çok geç kalmayız.

#Mahperi: Okula gidiyorum şimdi. Öpüyorum kocaman. ❤️

 

"Açelya, ben çıktım. Haberleşiriz!" evden çıkarak otobüs durağına yöneldim. Akşamı nasıl edecektim bilmiyordum. Heyecandan ölebilirdim her an!

 

☂️

 

"Yavrum hadi artık. Geç kalacağız şimdi." Açelya'nın kapısının önünde hazırlanmasını izliyordum. Saat gelmişti bu hala makyaj yapıyordu.

 

"Sen de benden hevesli çıktın ha."

 

"Ne sandın? Erken gidecektik ne güzel önlerden yer kapacaktık." Açelya güldü. İşini nihayet bitirmişti.

 

"Zaten erken gidiyoruz merak etme." apartmandan dışarı çıktık. Aşağıda bizi bir araba bekliyordu. Açelya bir arkadaşının onu alacağını söylemişti. İnşallah başımıza bir şey gelmezdi.

 

"İyi akşamlar Mert." Açelya ön koltuğa geçti. Arkaya geçerek başımla selam verdim.

 

Telefonumu aldım hemen elime.

 

#Mahperi: Çok üzülüyorum.

 

#Aslan Parçası: Neden birtanem? İptal mi oldu yoksa?

 

#Mahperi: Yok ondan değil. Gidiyoruz şimdi de. Keşke sen de olsaydın be.

 

#Aslan Parçası: Minnoş kedimin dert ettiği şeye bak.

#Aslan Parçası: Birlikte daha ne konserlere gideceğiz seninle.

#Aslan Parçası: Lütfen kendine eziyet etme, eğlenmeye bak.

 

"Mahperi geldik." Açelya'nın sesiyle telefonumu cebime koydum. Sürekli mızmızlanıyor gibi hissediyordum kendimi.

 

Arabadan indik ve konser alanına doğru ilerledik. Neyse ki çok kalabalık değildi. Ön sıralarda bir grup bize doğru el sallayınca onların yanında yerimizi aldık.

 

Açelya beni kısaca tanıttı. Ardından arkadaşlarıyla sohbet etmeye başladı. Açıkçası umrumda değillerdi. Ben sahneye bakıyordum.

 

Sahneye Emir Can çıktığında resmen çığlık attım. Birkaç şarkı söyledi ve biz bağıra bağıra eşlik ettik. Kısa bir mola verdiğinde Açelya içecek bir şeyler almak için gitmişti.

 

Emir Can yeniden sahneye çıktı. Bir gözüm telefondaydı. Ara ara Alparslan'a mesaj atıyordum ama hala cevap vermemişti.

 

"Bir sonraki şarkım, sevdiğim bir dostumdan eşine armağan." gülümsedim. Ne güzel adamlar vardı.

 

Emir Can aç bağrını şarkısını söylemeye başladı. Elbette hemen eşlik ettim.

 

Sonra hiç beklemediğim bir şey oldu. Gözlerim bir çift el tarafından kapandı. Kulağımın dibinde bir nefes hissettim. Aynı anda şarkı sözleri döküldü ağzından. "Seni öpüyor gibi bir şey şarkı söylemek."

 

"Alparslan!" Hemen arkamı döndüm. O kadar şaşkındım ki konser falan umrumda değildi şu an. Alparslan gülümseyerek bana bakıyordu. Hızla sarıldım ona.

 

"Ne yapıyorsun sen burada? Neden haber vermedin ya!" neredeyse ağlayacaktım. O kadar özlemiştim ki!

 

"Sürpriz yapayım dedim. Hem bu bizim ilk konserimiz, sence kaçırır mıydım?" Kahkaha atarak bir kez daha sıkıca sardım onu.

 

"Of nasıl özlemişim!" Alparslan kokumu derince içine çekti. Her zaman bunu yapıyordu sarılırken.

 

"Şimdi birlikte ilk konserimizin tadını çıkarma zamanı. Akşam bol bol hasret gideririz." Heyecanla elini tuttum. Onu yanıma çektim. El ele tutuşarak, şarkılara bağıra bağıra eşlik ettik.

 

Her şey o kadar mükemmeldi ki. Bu adamla birlikte geçirdiğim her an hayatımın en güzel anıydı.

 

Konser bitiminde Alparslan beni kulise götürerek Emir Can ile tanıştırdı. Lise zamanlarında arkadaş olduklarını bana söylemeyişi de gerçekten başka bir olaydı. Birkaç fotoğraf çektirdikten sonra, bir sonraki konserine özel davet alarak vedalaştık.

 

Konser bittiğinde Alparslan, yanındaki bir arkadaşı ve Açelya ile ben arabaya doluştuk. Açelya abisinin geldiğini daha yeni fark etmişti.

 

"Güzelim, bu Poyraz. Ekipten arkadaşım." Poyraz elini uzattığında karşılık verdim.

 

"Memnun oldum yenge." gülümsedim. Birinin bana yenge demesi çok hoşuma gidiyordu.

 

Araba nihayet evimizin önünde durdu. "Kalacaksın değil mi?" dudaklarımı ısırarak Alparslan'ın cevabını bekledim.

 

"Kalacağım bebeğim." sevinçle arabadan indim. Hemen eve gitmeli ve Alparslan'ın göğsüne yatıp öylece beklemeliydim.

 

Eve geçince onları salona yolculayıp mutfağa girdim ve hemen bir kahve suyu koydum. Bugün uyku yoktu bize.

 

Kahve suyunu koyan ben, kahveleri hazırlayan Açelya oldu. Poyraz ve Alparslan muhabbet ediyorlar bense kedi gibi Alparslan'ın göğsüne sokulmuş elleriyle oynuyordum.

 

"Uykun mu geldi?" başımı hafifçe kaldırarak Alparslan'a baktım. Alnımdan öptü, gülümsedim.

 

"Hayır, huzur depoluyordum." Alparslan güldü.

 

Bir süre daha oturduk. Sohbete ara sıra ben ve Açelya da katılıyordu. Poyraz çok kafa çocuktu doğrusu.

 

Alparslan'dan iki yaş küçüktü ama belli ki kardeş gibilerdi.

 

"Geç oldu, biz artık eve gidelim." telaşla yerimden doğruldum.

 

"Ne evi Alparslan? Burada kalacaksınız ya." Alparslan ayağa kalktı.

 

"Tek gelmedim ki fıstığım. Poyraz çekinir şimdi. Biz kendi evimizde kalalım en iyisi." kaşlarımı çattım.

 

"Sevgilim, Ankara'dayız biliyorsun değil mi?" Alparslan elimden tuttu ve kapıya yürüdük. Poyraz önden çıkarak karşıdaki dairenin kapısının önünde durdu.

 

Cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtığında şok içinde Alparslan'a baktım.

 

"Bu ne demek şimdi?"

 

Alparslan yönünü bana çevirdi. "Bu demek ki, sensiz bir gün daha dayanamayacağımı anladım. Tayinimi buraya aldırdım. Okulun bitene kadar hep dibinde olacağım güzelim." neredeyse çığlık atarak Alparslan'a sarıldım.

 

"Ya! Allah'ım bugün gerçek mi inanamıyorum ya! Ay, Alparslan. Niye haber vermedin diye kızmayacağım bile o kadar mutluyum." Alparslan kahkaha attı.

 

"Okulun belli olduğundan beri tayin meselesi ile uğraşıyorum. O yüzden bu kadar rahattım ya. Yoksa seni öyle bir özledim ki önümüzde ne kadar zaman varsa hep yanında olacağım. Seni bir dakika bile yalnız bırakamam artık." gözlerim dolu dolu Alparslan'a sarılmaya devam ettim.

 

Bunu yapacağını hiç düşünmemiştim. Ama o Alparslan'dı. Benim düşünmediğimi düşünür, beni mutlu etmek için ülkenin öbür ucuna gelmeyi göze alırdı. Yine her günkü gibi bugün de ona sahip olduğum için Allah'a şükrediyordum.

☂️

Loading...
0%