Yeni Üyelik
50.
Bölüm
@mefmera

☂️

"Bu çocuklar da iyi alıştı burada sızıp kalmaya." kulağıma dolan seslerle gözlerimi ovalayarak uyandım. Annem, Füsun anne ve Orhan baba başımızda dikiliyorlardı.

 

"Sizin ne işiniz var burda?" diye konuştum şaşkınca. Alparslan da sesleri duymuş olacak ki uyandı.

 

"Çocuklara iş yaptıracağım diye işkence mi yaptın kızım?" dedi annem. Gözlerimi devirerek doğruldum.

 

"Kendileri istedi burda kalmayı. Benim suçum yok."

 

"Tamam Betül Hanım. Birlikte vakit geçirdi işte çocuklar." diyen Orhan babam eliyle abim ve Sude'yi işaret ediyordu.

 

Artan gürültü sonucunda hepsi uyanmıştı. "İyi bari tertemiz olmuş ev." Füsun annem konuşurken annemle birlikte etrafı inceliyorlardı.

 

"Hadi kalkın evlere dağılalım da dinlenin çocuklar. Perişan olmuşsunuz." Orhan babam konuştuğunda eşyalarımızı toparlayarak arabalara doluştuk.

 

"Hayatım, bir kahvaltı ısmarlayalım çocuklara da keyifleri yerine gelsin." arabaya biner binmez konuştum.

 

"Tamamdır güzelim." Alparslan açık camdan başını sarkıtarak arkadakilere seslendi. "Beni takip edin."

 

Birlikte yola çıktık. Alparslan kahvaltı için sitenin içindeki köy restoranını tercih etti. Gözlerim çildir çildir bakarken karnım çoktan guruldamaya başlamıştı.

 

Arabaları eş zamanlı park ederek restorana girdik. Yarım saat sonra hepimiz kıtlıktan çıkmış gibi yemek yerken bulmuştuk kendimizi. Etrafımda, gülüşe gülüşe yemek yiyen arkadaşlarımı ve ailemi gördüğümde gülümseyerek yemeğimi yemeye devam ettim.

 

☂️

 

#Aslan Parçası: Uyan artık güzelim. (15.04)

#Aslan Parçası: Meleğim arayacağım, kıyamıyorum. (15.33)

#Aslan Parçası: Hani mobilya bakmaya gidecektik? (16.20)

#Aslan Parçası: Yarım saat içinde sizdeyim. Uyanmazsan pijamalarınla birlikte gelirsin. (16.30)

 

Uyandığımda saat 17.00'dı. Alparslan'ın mesajlarını görerek telaşla ayağa kalktım. Ne kadar çok uyumuştum!?

 

Hızla üstüme bir şeyler geçirerek odadan çıktım. "Anne, Alparslan geldi mi?" diye seslendim.

 

"Bu çocuk hissediyor galiba senin geldiğini. Eve girer girmez uyandı baksana." diyen annem kapıdaki Alparslan'a gülüyordu. Derin bir nefes vererek kapıya koştum.

 

"Aynen annecim. Alparslan radarı takılı bende." Annem söylenerek kapıyı kapattı.

 

"Bir soluklansaydım ya güzelim. Ne bu acele?" Alparslan şaşkınlıkla bana bakarken ben onu arabaya doğru çekiştirdim.

 

"Çok işimiz var sevgilim. Evimizde soluklanırsın." Alparslan cevap vermek yerine arabayı çalıştırdı.

 

Telefonumu elime alarak önceden ekran görüntüsü aldığım mobilyalara bakmaya başladım. "Benim aklımda ufak tefek bir şeyler var ama yine de kararı ortak vereceğiz."

 

"Benim için o evin en güzel şeyi sen olacaksın. O yüzden gönlünden geçeni seç." gülümseyerek ona baktım.

 

"Babamların anlaşmalı olduğu bir mobilyacı var. Ben oradan alalım derim. Hem daha uyguna gelir bizim için." omzumu silktim.

 

"Hiç fark etmez inan. Okul açılmadan şu işleri bir halledelim yeter ki." Orhan babamın ofisinin yakınlarındaki bir mobilyacıda durduk.

 

Oldukça büyük bir yerdi. Alparslan arabadan inip elimi tuttuğunda heyecanla içeri girdim. Alparslan'ı tanıyor olacaklar ki orta yaşlarda bir adam yanımıza gelmişti.

 

"Hoşgeldiniz. Bir şey içer misiniz oğlum?" Alparslan adamın elini sıktıktan sonra konuştu.

 

"Yok abi sağ olasın. Benim civcivi tutmak mümkün değil. Bir an önce bakalım eşyalara." Alparslan'ı umursamadan hayran hayran eşyalara bakıyordum. Acaba destek kuvvet mi çağırsaydım?

 

Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde eşyaların arasında gezinirken Alparslan da beni takip ediyordu. Adam şimdilik bizi yalnız bırakmıştı.

 

"Of nasıl karar vereceğim ben? Hepsi birbirinden güzel." dedim umutsuzca.

 

"Acaba annemleri falan da mı alsaydık yanımıza?" derken, oldukça rahat gözüken koltuğu test etmekle meşguldüm.

 

"Annem çok ısrar etti gelmek için, ben çağırmadım." kaşlarımı çatarak ona baktım merakla.

 

Konuşmaya devam etti. "Şimdi her kafadan bir ses çıkacak. Sen de kimseyi kırmak istemeyeceksin biliyorum. Gönlün kalsın istemiyorum. Her şey senin dilediğin gibi olacak." gülümseyerek onu yanıma çektim. Madem öyle birazcık yardımcı olacaktı bana.

 

"Evin her yerini siyah yapsam da beni sever miydin?" dediğimde güldü.

 

"Senin renklerinle dolu benim gözlerim. Başka renk seçemiyorum." adeta mırıldanarak başımı göğsüne yasladım.

 

Yarım saatin sonunda, mobilyaları seçmiş ve hesap için masaya oturmuştuk. Alparslan fiyatı konuşurken ben çalışan gence kumaş renklerini söylüyordum.

 

"Tamamdır Hilmi abi. Mobilyalar hazır olduğunda görüşürüz." Alparslan adamla el sıkıştıktan sonra ayaklandı. Benim de işim bitmişti zaten.

 

Arabaya geçip kemerimi bağladığım sırada Alparslan konuştu. "Şimdilik her şey tamam. Düğün tarihi netleştiğinde de diğer hazırlıkları hallederiz."

 

Derin bir nefes aldım. "Şöyle başbaşa kalabileceğimiz, sessiz sakin bir yere mi gitsek? Çok yoruldum ben." derken dudaklarımı büzüyordum.

 

Alparslan yanağımdan makas alarak arabayı çalıştırdı. Yol kenarında bir markete uğrayıp, atıştırmalık bir şeyler aldıktan sonra yola devam ettik. Alparslan tabiki nereye gideceğimizi söylememişti. Anneme haber verdikten sonra beklemeye başladım.

 

Yol dağlık bir alana çevrildiğinde gülümsedim. Kalabalık restoranlara gitmektense, ıssız doğayı tercih ediyorduk her zaman.

 

Kısa bir süre sonra Alparslan arabayı park etti. Tepenin arkasından deniz göz kırpıyordu bize. Yıldızlar gökyüzünü süslemeye başlamışlardı çoktan.

 

Alparslan bagajdaki kilimi yere serdikten sonra ayakkabılarımı çıkararak kilime uzandım. Yorgunluktan ağrıyan ayaklarımı ovuştururken Alparslan yanıma oturmuş, başımı nazikçe kaldırıp dizine koymuştu. Gülümseyerek ona baktım.

 

"Çok mu yoruldun?" dudaklarımı büzerek başımı sallamaya çalıştım. Güldü.

 

"Bitti sevgilim merak etme. Evimizin her şeyi hazır. Şimdi en zor kısmı kaldı." kaşlarımı çatarak ona baktım.

 

"Daha zor kısmı mı vardı? Ben atlattık sanmıştım." dedim ağlamaklı bir sesle.

 

"Maalesef, yazın gelmesini beklemek zorundayız." haklıydı.

 

"İyi tarafından bakacak olursak, 4 yıl beklemek yerine birkaç ay beklemek zorunda kalacağız."

 

Alparslan telefonundan hafif bir müzik açtı ve saçlarımı okşamaya başladı. "Uyurum ama ben böyle." diyerek esnedim. Alparslan istifini bozmadı bile.

 

"Uyu güzelim. Sen güzel bir uyku çek diye yerimden bir santim kıpırdamam bile." gülümseyerek rahat bir pozisyon aldım.

 

Güvenli Alparslan havasahasındaydım ne de olsa. Elleri saçlarımdan vücuduma şefkat depolarken bunun uyuyacağım en güzel uyku olacağını biliyordum.

☂️

Loading...
0%