@mefmera
|
☂️ "Güzelim uyan hadi." Gözlerimi açıp karşımda gülümseyerek bana bakan Alparslan'ın yani kocamı gördüm. Evimize gelmiştik. Etrafa şöyle bir inceledikten sonra konuştum.
"Niye eve geldik birtanem. Yola geceden çıkmayacak mıydık?" Tahmin ettiğiniz üzere balayına gidecektik. Nereye gideceğimizi bilmiyordum. Alparslan her zamanki gibi sürpriz yapmak istemiş ve bana hiçbir şey söylememişti.
"İlk gecemizi evimizde geçirmek istedim. Hem çok yorulduk, yarın sağlam kafayla çıkarız yola." başımı salladım. Haklıydı, yol boyu uyumuş olmamdan anlaşılıyordu yorgunluğum. Alparslan'ın yardımıyla arabadan indim. Bir an önce şu gelinliği çıkarıp pijamalarımı giymek istiyordum.
Kapının önüne geldiğimizde Alparslan gülümseyerek anahtarı bana uzattı. Bu evin içinde mutlu ve huzurlu bir hayatımız olmasını dileyerek kapıyı açtım.
"Alparslan napıyorsun!" birdenbire Alparslan'ın beni kucağına almasıyla çığlık atmıştım.
Beni başımın üstünden öptü ve hiç istifini bozmadan içeri girdi. Beni üst kata, yatak odamıza kadar kucağında taşıdı. Ardından nazikçe yatağın üzerine bıraktı.
"Sevgilim beni bu gelinlikten kurtar artık." Diye sızlandım. Alparslan arkama geçerek gelinliğimin fermuarını indirdi.
"Güzelim bunu kim bağladı bu kadar?" Alparslan konuştuğunda ağlamaklı bir ses çıkararak başım ona çevirdim.
"Fulya sana zorluk olsun diye 40 tane düğüm atmıştı. Hayır işin kötü yanı başta buna gülerek tepki vermiştim ama şu an gerçekten çok pişmanım." Alparslan güldü.
"Keselim ister misin?" Dudaklarımı büzdüm ve bir süre düşündüm.
"Açıkçası gelinliğe yazık etmek istemiyorum ama gerçekten çok bunaldım, kes gitsin." Alparslan çekmeceden bir makas bularak düğümü çözdü. Gelinlik omuzlarından düştüğü an o kadar rahatlamıştım ki...
"Sen şimdi güzel bir duş al, rahatla. Sonra güzelce uyuyup kendimize gelelim. Biliyorum çok yoruldun." Bir dakika, yani bugün o gün değil miydi?
Bir şey söylemedim. Gelinliğimi üzerimden çıkararak Alparslan'ın beni iç çamaşırlarımla görmesine izin verdim. Ancak tepkisine bakmadan odadaki banyoya girdim. Hızlı bir duşun ardından, annemin ilk gece için hediye ettiği beyaz takımı giydim. Alparslan'a sürpriz olsun diye bu takımı banyoya koymuştum. Saçlarımı kurutup raftaki vücut spreyinden biraz sıktım. Pekala, inanılmaz heyecanlıydım!
Tamam, onunla daha önce yakınlaşmıştık. Ama bu bambaşka bir şeydi. Hem o uyuyalım demişti. Beni istemiyor muydu? Bunları düşünmenin zamanı değildi. Aynada kendime son kez baktıktan sonra dışarı çıktım.
"Çıktın mı hayatım?" Alparslan yönünü dolaptan bana çevirdi. Beni baştan aşağı süzdüğünde yutkunduğunu görebilmiştim.
"Sen de gir duşa, çok rahatladım gerçekten." edalı bir hareketle yürüyerek yatağa uzandım. Eğer bugün ilk gecemiz olsun istiyorsa, ilk adımı o atmalıydı.
"Hemen geliyorum sevgilim. Sakın uyuma!" beni hızlıca öperek banyoya girdiğinde güldüm. O banyodayken telefonumu elime alarak gelen mesajlara girdim.
#Fulya: Naptınız? Ayy nasıldı? Korkulacak gibi bir şey mi yoksa rahat mı? Kızım cevap versene!!
#Mahperi: Eve daha yeni girdik be!
Gülerek konuşmadan çıktım.
#Açelya: Yengee! Ay unutmuşum sen şimdi cevap veremezsin. Fanfinifon zamanı değil mi?
#Mahperi: Evet, abini yatağa atıyorum yazma.
Gruptan gelen mesajlara girecekken Alparslan duştan çıktı. Üzerinde sadece boxer vardı. Gözleri, sıyrılan geceliğimin açık bıraktığı bacaklarıma kaydı. Ben de gözlerimi mükemmel vücudunda gezdirmeye başladım. İnanılmaz güzeldi!
Yavaşça bana yaklaşarak, yatağa uzandı. Başımı elime yasladım ve onu izlemeye başladım. Bir elim saçlarını bulmuş yavaş yavaş okşuyordu. Ardından elimi usulca dudaklarına dokundurdum. Ona biraz daha yaklaşıp dudaklarına minik bir öpücük bıraktım. Elimle okşadığım her yere dudaklarımı dokunduruyordum. Elim sırasıyla boynunu, göğsünü ve adonisini buldu. Titreyen ellerimi aşağı indirip ona dokunmaya çalıştım.
Elimi tutarak beni durdurdu. "Güzelim, eğer korkuyorsan devam etmek zorunda değiliz." Başımı iki yana salladım. Korkmuyordum çünkü onu istiyordum.
(+18)
Alparslan hızlı bir hamleyle beni altına alarak vücudunu kadınlığıma sürttü. İçimde gitgide büyüyen arzuya engel olamayarak inlediğimde, Alparslan dudaklarıma kapanmıştı. Bu daha önceki öpüşmelerimiz gibi değildi. Bu tutku doluydu.
Ellerim Alparslan'ın saçlarını buldu. Ben altında zevkten deliye dönerken müdahale etmiyor, beni şımartmasına izin veriyordum. Elleri göğüslerimi bulduğunda dudaklarımızı ayırmış, yönünü oraya çevirmişti. Islak dilini göğüs ucumda hissettiğimde inledim.
"O kadar güzelsin ki! Deli olacağım, aklımı kaybedeceğim en sonunda." Onu doğru duyup duymadığımdan emin değildim. Zira zevkten başım dönüyordu.
Alparslan üzerimdeki geceliği tek hamlede çıkardı. Beni mest eden dilini tüm vücudumda yavaşça gezdiriyordu. Beni çıldırtmak istiyorsa şayet bunu başarmıştı.
"Alparslan.." Dedim titrekçe. Tutkuyla bakan gözlerini gözlerime çevirdi. "Söyle güzelim."
"Hadi artık, lütfen." Alparslan beni alnımdan öptü. Dudaklarını kulağıma yaklaştırıp bir süre kulak mememi emdikten sonra konuştu. "Şimdi biraz canın acıyabilir. Durmamı istediğin an söyle lütfen." başımı salladım.
Alparslan altındaki boxeri hızlı bir hamleyle çıkardı. Büyüklüğünü gördüğümde yutkundum. Büyüklüğünü kadınlığımın girişinde hissettiğimde yeni bir inlemeye engel olamamıştım. "Hazır mısın?" başımı salladım. Konuşma yetimi kaybetmiştim çoktan.
Alparslan kendini yavaşça bana itti. Dudaklarımdan bir çığlık firar ettiğinde Alparslan dudaklarıma kapanarak çığlığı hapsetti. Onu tamamen içimde hissediyordum. Siktir, çok acıyordu!
Bir süre sonra acı yerini tekrar zevke bıraktığında, Alparslan'a durmamasını söylerken bulmuştum kendimi. Odanın loş ışığı altında, terden parlayan vücudu öyle nefis geliyordu ki gözüme. Kendimi tamamen ona bırakmıştım. Şimdi tamamen birbirimize ait olmuştuk ve ben bunun tadını fazlasıyla çıkaracaktım.
☂️
Burnumda hissettiğim ılık nefes, mırıldanarak uyanmama sebep olmuştu. Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey Alparslan'dı. Yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı.
"Günaydın sevgilim." Alparslan burnuma minik bir öpücük kondurup, beni ezberlemeye çalışıyormuş gibi dikkatle bana bakıyordu.
"Günaydın. Bütün hayatım boyunca uyandığım en güzel sabah." dedim, bir yandan esniyordum.
"O zaman sabahını daha da güzelleştirelim." Alparslan geri çekildiğinde çoktan uyanmış, üzerini giyinmiş olduğunu fark ettim.
Komodinin üzerindeki tepsiye uzandığında kıkırdadım. Bu sahneyi bir gün yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. Alparslan güllerle süslediği tepsinin içine koca bir bardak meyve suyu, üzerini sebzelerle süslediği bir omlet, birkaç çeşit kahvaltılık ve birkaç dilim ekmek koymuştu.
Tepsiyi dizlerimin üzerine bıraktığında düşmemesi için sıkıca tutarken ona, yatağın ona ait olan tarafını gösterdim. "Birlikte yiyelim." dedim heyecanlı bir sesle. Alparslan zaten bunu bekliyormuş gibi yatağa yerleşti ve ben tepsiyi ortamıza koydum. Alparslan bir dilim ekmeği alarak üzerine krem peynir ve reçel sürdü. Neyi nasıl sevdiğimi artık ezbere biliyordu. Ekmeği doğrudan dudaklarıma uzattığında koca bir ısırık aldım. Ardından tam ısırdığım yerden bir ısırık da o aldığında gülümsedim. Birbirimize yemek yedirdiğimiz kahvaltının sonuna geldiğimizde Alparslan tepsiyi yeniden komodinin üzerine koydu. Ardından orada olduğunu yeni fark ettiğim ağrı kesiciden bir tane uzattı. Kasıklarımdaki ağrıyı yeni fark ediyordum. Elbette ki böyle detaylar onun asla atlamayacağı şeylerdi. Hele de işin ucunda ben varsam.
"Teşekkür ederim." derken adeta fısıldıyordum. Dün gecenin anıları zihnime dolarken hem utanmış hem de kanımda titreşen tutkuyu hissetmiştim. Utanıyor muydum? Belki. Peki daha fazlasını istiyor muydum? Kesinlikle evetti!
"Sen duşa girip üzerini giyinirken ben dağınıklığı toparlayacağım. Ardından çıkarız güzelim." Üzerimdeki geceliğin ipeksi kumaşını hissettiğime göre hala üzerimdeydi. Bu nedenle yavaşça yataktan kalktım. Adımlarım odanın içindeki banyoyu bulurken konuştum.
"Annenlere mi gidiyoruz?" başını iki yana salladı.
"Daha sonra gideriz. Şimdi sadece senin ve benim olduğum bir yere gitmek istiyorum." gülümsedim ve banyoya girdim. Dün gecenin tutku dolu izleri sıcak suyun altında bedenimden kayıp giderken balayına gideceğimizi tahmin ediyordum. Alparslan tabiki nereye gideceğimizi söylememişti. Sormamın bir faydası olmayacağını da bildiğim için kendimi ana bırakmaya karar verdim. Duştan çıkıp kırmızı bornozumu üzerime geçirdikten sonra Alparslan'ın odada olmamasını umarak banyodan çıktım. Maalesef ki oradaydı. Gözlerini üzerimde, aç bir yırtıcının avını izlediği gibi gezdirdi. Dudaklarını muzip bir tebessüm kaplamıştı.
Çığlık atıp yeniden banyoya girmek istedim. Ancak o kocamdı, buna er ya da geç alışmak zorundaydım. Heyecanımı göstermemeye çalışarak iç çamaşırlarımın bulunduğu çekmeceye yöneldim. Ben daha iç çamaşırlarıma uzanamadan ensemde Alparslan'ın sıcak nefesini hissettim. Enseme kondurduğu öpücük, tüylerimin şaha kalkmasına yetmişti.
"Alparslan..." dedim titrek bir nefesle.
"Söyle güzeller güzelim." konuşurken nefesi enseme çarpıyordu. Derin bir nefes aldım.
"Üstümü giyinmeme müsaade eder misin?" dedim bir çocuğun saflığıyla. Alparslan'ın dudaklarından hafif bir kıkırtı döküldü.
"İnan bana, yapmak istediğim son şey bile değil." Bedenlerimizin arasında bir milimetre mesafe bile yoktu. Bütün uzuvlarını vücudumda hissediyordum.
Beni istediğini belli etmek istercesine kendini bana bastırdı. Derin bir nefes daha aldım ve yönümü yavaşça ona çevirdim. Şehvetten kararmış gözleriyle bana bakıyordu. "O halde ne istiyorsun?" dedim cesur görünmeye çalışarak.
Elini, bornozun kayıp gittiği çıplak omzumda gezdirdi. "Süt gibi bembeyaz teninin tadına yeniden bakmak. Hiç durmadan defalarca."
Cümlelerine eklenen o ateşli ses tonu, altımda bir şeylerin hareketlenmesi için yeterliydi. Dudaklarımız arasındaki mesafeyi kapattım. "Durma o halde." dedikten sonra dudaklarımızı birleştirdim. Bu onun için yeterli bir cevaptı. Bornoz üzerimden adeta ışık hızıyla kayarken sırtım ipek çarşafın tadına baktı. Bundan sonra onu istesem de durduramazdım. Hoş, durdurmak da istemiyordum. ☂️ |
0% |