Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Bossier

@megusell

-Ahh inanılmaz yoruldum, eve gidip güzel bir duş alıp iki gün uyumak istiyorum.
Bir elinde topuklu ayakkabıları bir elinde küçük çantası ve yanında lise birden beri dostu olan Kate ile lise mezuniyet balosundan dönüyordu Ellie...

-İnanamıyorum! O bodur Mary bile baloya bir kavalye ile gelmişti ve bize bak! Balo bitiş saatinden bile erken dönüyoruz eve.
-Ah sen hala orada mısın Kate! Çok istiyorduysan Thomas ile gitseydin baloya.

dedi ve kıkırdadı Ellie. Arkadaşını sinirlendirmek hoşuna gidiyordu.
Topuklu ayakkabılarıyla bir yandan tökezleyerek yürüyen Kate bir eliyle de Ellie'nin kolunu çimdiklemeyi ihmal etmedi.
-Kes sesini Ellie! O zorbayla markete bile gitmem ben!

Daha sonra ikisi de kıkırdadılar. Derken Ellie'nin evinin önüne gelmişlerdi bile. Kate'in evi ise hemen yan taraftaki büyük sarı köşktü. Arkadaşıyla sarılıp vedalaşan Ellie; Kate'inkine oranla daha mütevazi evlerinin kapısını anahtar ile açıp içeri girdi. İçeri girer girmez sihir ile elindeki topuklu ayakkabıdan ve üzerindeki rahatsız gece elbisesinden kurtulmuştu bile. Yapabildiği de sadece bu kadardı. Sihirle üzerini değiştiriyor, ev sınırları içerisindeki eşyaları hareket ettirebiliyor, kedilerle konuşabiliyor ve kapalı olan cihazları uzaktan açabiliyordu. Daha fazlasını yapmayı hep istemişti fakat annesinden bu konuda müsade alamamıştı. Çünkü o normal insanların arasında dikkat çekmek ve yakalanmak istemiyordu.

Mutfağa doğru yürürken;

-Annee! Diye seslendi Ellie fakat yanıt alamadı.
Salona yöneldi ve Gilbert dahil teyzesi ve annesinin orada olmadıklarını gördü. (Gilbert ailelerinin kedisiydi, gri renk bir scootish fold'du ve diğer kedilerden farklıydı, çünkü konuşabiliyordu.)

Yatmış olamazlardı çünkü Ellie eve gelmeden asla uyumazlardı. Ellie bu sefer de teyzesi Gilda'ya seslenerek üst kata yöneldi. Merdivenlerin yarısına gelmişti ki teyzesi ve annesinin büyü odasında hararetli bir tartışma içerisinde olduklarını duydu. Öyle ki Ellie'yi duymamışlardı bile.

Kapalı olan kapıdan tam girecekken: hararetli konuşmalarının arasında bir cümle dikkatini çekti. Annesi:

-Saçmalıyorsun Gilda! Onu Bossier'e asla gönderemem. Burada bir düzeni var Üniversite istiyor. Gerekirse kendim gider babasıyla görüşürüm ama onu götüremem. (Bossier sadece cadıların yaşadığı ve geçit kapısıyla gidilebilen bir ülkeydi)

Ellie kendinden söz edildiğini anladı ve bir müddet daha kapıda bekleyerek teyzesi ve annesini dinledi.

Gilda cevap olarak;

Orada okur ve gerçek bir cadı gibi yetişir. Onun anlayacağını düşünüyorum. Hem göndermeyip ne yapacaksın Alex gelip götüremez mi sanıyorsun?

Ellie daha fazla dayanamayıp kapıyı açmıştı. Annesi ve teyzesi bir anda susup ona döndüler. Ellie sorgular gözlerle bir annesine bir teyzesine bakıyordu. Açıklama beklediği belliydi ama donmuş gibi sadece bakışıyorlardı. İlk cümle Gilda'dan geldi.

- Sen erken mi geldin güzelim. Daha geç bekliyorduk. Nasıl geçti balo?

Bana bir açıklama yapmanız gerekiyor, konuşmalarınızı duydum.

Ellie'nin annesi Maria uzatmak istemedi ve -Salona geçip oturarak konuşalım dedi. Ses tonu hiçte normal değildi.
Sessizlik içerisinde salona indiler. Ellie açıklama isteğini tekrarladı. Yeşil gözleri dikkatli bir şekilde annesi ve teyzesini inceliyordu onları daha önce hiç böyle görmemişti.
Maria sıkıntılı bir şekilde iç çekerek:

-Tatlım baban, baban seni Bossier'e istiyor. Seni göndermezsem gelip seni alacağını söyledi.

Ellie şaşırmış bir şekilde kalakaldı. Neden bunca yıl sonra babası onu istesin ki diye düşünüyordu. Babasıyla arası iyiydi, haftada bir aynada konuşurlardı ama o kadardı. Hem gelip seni alır da ne demekti onu üç yaşında falan mı sanıyordu? Ayrıca babası evliydi ve bir çocuğu daha vardı. Kafası karışmıştı:
-Bu çok saçma, neden oraya gideyim ki bu da nereden çıktı şimdi dedi.
Gilda söze girdi ve

-Baban seni istiyorsa bir sebebi vardır. Ayrıca seni tek göndermeyiz biz de geliriz. Gideriz dimi Maria? Hem büyükannen de orada uzun zamandır görüşmedik.
Ellie biraz sessiz kaldıktan sonra:

-Babam beni istiyorsa önce benimle konuşmalıydı. Ayrıca ben adını bile yeni öğrendiğim o tuhaf yere gitmek istemiyorum. Açıklama ve konuşmalarınız çok yetersiz ve saçma diyerek ayağa kalktı ve odasına geçti.
Önce odasındaki küçük banyoya yöneldi ve şu düşüncelerden yanan yüzünü soğuk su ile yıkadı, makyajını temizledi. Uzun kızıl saçlarını fırçalayarak tepeden bir topuz yaptı. Sonra yatağına geçti gerçekten çok yorulmuştu ve şu Bossier denen yere gitme konusu da hayli canını sıkmıştı. Ama düşünmek istemiyordu çünkü gitmeyecekti. Yorganına güzelce sarıldı. Kapıdan giren Gilbertin minik pati seslerini duydu ve yorganı kaldırıp kedisine yer açtı. Sonra yorgunluğunda vermiş olduğu ağırlıkla kolayca uykuya daldı.

Loading...
0%