Macera başlıyor

Babasıyla bir kaç saat daha Ellie'nin hayatının geri kalanını nasıl geçireceği konusunda konuşmuşlardı. Yarından itibaren okula başlayacağını söylemişti. Ama bu okul Ellie'nin bildiği gibi bir okul değildi. Geri kalmış olduğu büyü ve cadılık bilgilerini hızlandırılmış bir şekilde öğrenecekti. Özel dersler alacaktı ve olması gereken seviyeye hızlı bir şekilde gelecekti. Babası kendisinden sonra Ellie'yi veliaht olarak görüyordu. Beklenmeyen hastalığının bir anda ortaya çıkışının da bunda etkisi oldukça büyüktü.
Okulları oldu olası sevmeyen Ellie bu cadılarla dolu yatılı okulda ne yapacağını, yatağına uzanmış tavanı izlerken uzun uzun düşündü...

Winconsin Madison Yatılı Cadılık Okulu

Ellie Jake ile birlikte elinde ufak valiziyle, at arabasında o çook metedilen ve aynı zamanda anne ve babasının da okumuş olduğu cadılık okuluna doğru gidiyordu. Oradaki tüm öğrencilerden oldukça geride olması canını sıkıyor. Kendini neyin beklediğini bile bilmiyordu. 2 saat süren bir at arabası yolculuğunun ardından, arabacı kocaman ve ayrı ayrı binalardan oluşan okulun önünde durdu. Binalardan biri yatakhane olarak kullanılıyordu diğer ikiside derslikti. Arabadan inen Ellie hiçbir şey söylemeden Jake'in arkasından yürüyor okul ile ilgili anlattıklarını dinliyordu. Yatakhanenin önüne geldiklerinde kapıda oldukça uzun boylu ve ciddi görünümlü bir kadın kendilerini karşıladı.
-Bayan Andersen ben rehber öğretmeniniz Wanda, okulumuza hoşgeldiniz. Sizin için ayırmış olduğumuz özel odanıza kadar eşlik edeyim.
Öğretmene nazik bir şekilde karşılık veren Ellie bu kibarlık karşısında şaşırmıştı. Ayrıca özel oda da neyin nesiydi, yatakhanede tüm öğrenciler çoklu odalarda kalıyor diye biliyordu, yada bu okul fazla lüksdü.
Simsiyah, dar ve arkasında yırtmacı olan elbise oldukça rahatsız görünse de bayan Wanda gayet rahat yürüyordu. Saçları da simsiyahtı ve ensesinden bir topuz yapmıştı. Burnu uzun ve suratına oldukça ciddi bir ifade katıyordu. Kaşları çatık olduğundan, kadının sinirli olmama ihtimali yok gibi düşündü.
Jake, kapıda beklediğini söylemişti. Ellie de Bayan Wanda'nın eşliğinde binada odasına doğru ilerliyordu.

Koridorlarda sıra sıra gaz lambaları vardı. Duvarlar da okula ait el yapımı tablolar vardı. Uzun koridorlar hiçte eğlenceli görünmüyordu. Kasvetli bir havası vardı. Öğretmen önden anlatarak ilerliyordu.
Yatakhanenin yapısı yaş aralıklarına göre dizayn edilmişti. En alt katta 14-15 yaş ikinci katta 16-17 ve üçüncü katta da 18-19 yaşındaki öğrenciler vardı. Bu okul temel eğitim yerine Cadılar ülkesine fayda sağlaması amacıyla yetiştirilen; savaşçı, bürokrat ve yüksek bilgi ve yeteneğe sahip hocalar yetiştiriyordu. Aslında girmesi kolay olmayan bu okula Ellie babası aracılığıyla alınmıştı çünkü babası Bosier'in bir numaralı adamıydı. Bu ülkede Kral yoktu, ülke meclisle, bürokratlar aracılığıyla yönetiliyordu ve babası da meclis başkanıydı yani bir nevi Kral sayılırdı.
Okul ile ilgili bir yığın gereksiz bilgi dinledikten sonra nihayet üçüncü katın en sondaki odasının kapısının önüne gelmişlerdi. Bayan Wanda kapıyı açarak önden girdi ve:

-İşte odanız bayan Ellie. Babanızın talimatıyla tüm gerekli eşyalarınız hazır edildi. Ben çıktıktan sonra incelersiniz. Daha sonra Jake size diğer okulları da gezdirir.
Ellie odaya adımını attığında şaşırmıştı. Koridorlar gibi kasvetli bir oda bekliyordu ama beklediğinin aksine gayet güzeldi. Açık mor renkli duvarları vardı. Odanın köşesinde yatağı duruyordu. Perdeleri halısı her şeyi uyum içerisindeydi. Çalışma masasının dolabı kitap doluydu. Ders programı önceden çalışma masasına yapıştırılmıştı. Defterleri kalemleri her şeyi hazırdı. Dolabının kapağını açan Ellie gözlerine inanamadı. İçi kıyafet doluydu. Renkleri genelde siyah ve mor arasıydı. Ayakkabıları, saç aksesuarları makyaj malzemelerine kadar her şeyi hazır edilmişti. İşte şimdi Ellie layık olduğu yere geldiğini düşündü. Jake'in yanına inip okul gezisine başlamadan önce üzerindeki kottan kurtulup artık Bosier modasına ayak uydurmaya karar verdi. Memnun bir ifade ile dolaptaki kıyafetler arasında ellerini gezdirdi. Siyah bir elbise dikkatini çekti. Bele kadar oturtmalı belden aşağısı çan şeklinde bol geliyordu. Dizlerinde olan elbisenin uzun kollarının, eteğinin ve tam göğüs kısmının ucunda mor dantel detayı vardı. Elbiseyi giydikten sonra aynadaki görüntüsünü beğenmişti. At kuyruğu olan saçını da salık bırakmaya karar verdi. Ayağına da önce diz altına kadar mor bir çorap ve üzerine de çorapdan dört parmak daha kısa siyah bir bot geçirdi. Şimdi aşağı inmek için hazırdı.
Az öncekinden daha kendinden emin bir şekilde binanın önünde bekleyen Jake'in yanına geldi ve geldiğini anlaması için hafifçe öksürdü. Arkasını dönen Jake az öncekinden farklı Ellie'yi görünce baştan aşağı süzdü. Ellie beklenti içinde Jake'in kara gözlerine bakıyordu ama hayal ettiği gibi olmamıştı. Jake yine her zamanki gibi ifadesiz bir şekilde:

-Bir an evvel okulu gezelim, epey büyük olduğundan hayli vaktimizi alacak.

Ellie içinden ne kadar da ruhsuz diye düşündü. Oysaki suratı ve fiziği öyle yakışıklıydı ki az biraz sempatik olsa Ellie'yi kendine aşık edebilirdi.

Uzun süren bir okul gezisinden sonra Ellie artık tüm zamanını geçireceği okulunu tanımıştı. Dersler yarın başlayacağından tek tük cadıyla karşılaşmışlardı onun haricinde okul bomboştu ve öyle enteresan bir şeyle de karşılaşmamıştı.
Öğle saatlerinde yatılı öğrenciler artık akın akın yatakhaneye giriş yapmaya başladılar. Odasına geçen ve orada kitap okuyan Ellie koridordaki seslerden bunu anlamıştı. Çıkıp yeni gelen öğrencilere göz atmak istese de sabah derste tanışmanın daha iyi olacağını düşündü.
Babasının talimatıyla mini buz dolabından bir şeyler atıştırarak karnını doyuran Ellie o gününü kitaplarını, giysilerini inceleyerek ve camdan dışarı bakarak geçirdi. Yatağa girdiğinde ise aklına o gelmişti Jake. Nasıl oluyorda o ifadesiz suratıyla ve donuk konuşmasıyla aklına gelebiliyordu. Yakışıklı yüzünün dışında çekici olan bir tarafı yoktu. Acaba sevgilisi mi var diye düşündü ama sonra hemen bu düşünceyi kafasından uzaklaştırdı çünkü ona neydi? Babasının kendisini oraya buraya götürmesi için tuttuğu adamıydı sadece. Bu düşüncelerle ve yarın derslere başlayacak olmanın heyecanıyla erkenden uykuya daldı...