
Odadaki otomatik alarm sesiyle uyandı
İlk birkaç saniye nerede olduğunu anlamak için etrafına bakındı. Bu gün cadılar okulunun ilk günüydü ve kendini nelerin beklediğini gerçekten merak ediyordu.
Yataktan doğruldu ve odanın içindeki küçük banyosuna gitti, elini yüzünü yıkayıp saçlarını tarafı. Uzun turuncu saçlarını salık bırakmaya karar verdi. Dolabın önüne geldiğinde binbir çeşit elbisenin arasından sade siyah bir elbiseyi alıp üzerine geçirdi. Mini elbisenin altına siyah bir kilotlu çorap ve siyah uzun bir çizme giydi. Yeşil gözlerini ortaya çıkaran hafif bir makyajdan sonra programına göz attı. Önce kahvaltı salonuna ardındanda binadaki dersliklere gidecekti. İçinde değişik bir heyecan vardı. Umarım normal okullar gibi sıkıcı değildir diye düşündü.
Kahvaltı salonunda tek başına aldığı kahvaltısını yerken diğer öğrencilerin neredeyse hepsinin gözlerinin üzerinde olmasından rahatsız olmuştu. Kulağına gelen bir kaç fısıltıda bu yeni kız, hani şu başkanın kızı gibi cümleler duymuştu. Ellie insanları çok umursayan bir insan değildi aksine gözlerin üzerinde oluşu hoşuna da gitmişti. Derslerin başlamasına 15 dakika kaldığı anonsundan sonra dersliğe doğru yola çıktı.
Bahçeden geçerken gözüne Jake ilişti. Bahçenin köşesinde sarışın bir kızla baya samimi bir şekilde konuşuyordu. O da ne Jake kızın yanağından öpmüştü. Durup onlara bakarken birden Jake yana döndü ve Ellie ile gözgöze geldi. Harika şimdi onları dikizliyor gibi olmuştu bu utanç vericiydi. Arkasını dönmüş gidiyorken Jake’in sesini duydu ve ona doğru döndü.
Bende seni bekliyordum, sana dersliğine kadar eşlik edeceğim.
Beklediğine emin misin? Bana pek öyle gelmedi de?
ah saçmalama Ellie resmen adama trip attın. Bir kez daha utandı ve her zamanki soğuk Jake de Ellie’ye cevap vermedi.
Jake’in eşliğinde büyük bir sınıfa gittiler. Ama hiç öğrenci yoktu bir kez daha cevapsız kalmamak için Ellie bu kez sormamıştı. Jake bayan Morissin birazdan geleceğini söyleyerek çıktı. Ellie sınıfta bulunan tek öğrenci masasına oturdu ve beklemeye koyuldu çok geçmeden sınıfa oldukça şişman kıvırcık kabarık beyaz saçları olan çatlak bir kadın girdi. Oldukça yüksek sesle konuşuyordu. Enerji dolu bir girişin ardından Ellie’ye
-Tatlım artık temel büyü derslerini benden alacaksın. Arkadaşlarının olduğu seviyeye hemen geleceğine inanıyorum. O yüzden hemen başlamalıyız.
ders boyunca büyü ile alakalı tüm terimleri tahtaya yazdı Ellie’de onunla birlikte defterine geçirdi ardından uygulamaya geçmeleri gerekiyordu.
Bayan Morris Ellie’ye karşısına geçmesini söyledi. Ellie zaten bir şeyleri hareket ettirebiliyordu ama bayan Morrisin burada öğreteceği ilk şey Ellie’nin kendine ait enerjisini ortaya çıkarmak gücünü kullanmayı öğretmekti. Bu yüzden Ellie’nin önüne bir bardak su koydu.
-Senden suyu bardakla birlikte hareket ettirmeni değil bardağın içindeki suyu kaldırmanı ve havada döndürmeni istiyorum. Bunu yaparken enerjine odaklanman gerek. Gücünün tamamını kullanmayı denemelisin bu sayede bende senin gücünü ölçerim ve enerji rengini analiz ederim.
Ellie gayet odaklı bir şekilde önündeki bardağa baktı. Daha harekete bile geçmeden vücudunda dönüp duran enerjiyi hissetmeye başladı ardından gözlerini kapattı ve ellerini bardağın iki yanında açtı. Kendisini evet çok güzel devam et diyerek teskin eden Bayan Morrisi duymamaya başladı. Gözlerini açma gereği hissettiğinde açtı. Ve gördüğü manzara karşısında ağzı açık kaldı. Bardağın içindeki su havalanmış bir küre haline gelmiş havada dönüp duruyordu. Suyun etrafı mor ve pembe yansımalarla doluydu. Bayan Morris şimdi dediğinde bardaktaki suyu tekrar yavaşça bardağa döktü.
- Ellie inanılmazsın, enerjin çok güzel. Ve belli ki kullanmayı biliyorsun. Kazanda büyü yapma derslerine arkadaşlarınla devam edeceksin. Benimle olan derslerinse her gün öğle arasından önce devam edecek.
Ellie yaptığı şeyi sevmişti. Bir an evvel ustalaşmak istiyordu. Öğle arasından sonra büyü kazanında çalışmak için diğer öğrencilerin de olduğu sınıfa geldi.
Sınıftaki herkes belli ki önceki senelerden birbirlerini tanıdıklarından gruplaşmışlardı. Arka sıralarda boş bir yer bulup oturdu. Önündeki kazanla ve malzemelerle ilgilenerek dersi bekliyordu ama bir grup kızın bakışlarından gerçekten rahatsız olmuştu ve onlara bakma gereği hissetti. Aşırı derecede makyajlı ve süslü kızlar hiç çekinmeden Ellie’ye bakıp konuşup gülüyorlardı.
-Hey, bana söylemek istediğiniz bir şey mi var?
Ellie dayanamayıp gayet sesli bir şekilde kızlara seslenmişti. İçlerinden çekik gözlü siyah saçlı olan abartı bi kahkaha atarak. -Oo yeni kız. Başkanın kızı olduğun için mi bu kadar özgüvenlisin.
-Ne saçmalıyorsun sen?
Çekik gözlü kız Ellie’ye doğru yaklaşmıştı.
-Senin yerin burası değil. Üstelik saçlarından da hoşlanmadım. Eminimki yer değiştirme büyüsü bile yapamıyorsundur sen. Dedi ve grup halinde Ellie’ye güldüler.
-Benim nereye ait olup olmadığıma sen karar veremezsin. Yer değiştirme büyüsüne gelince. İstersen seni ait olduğun yere bataklığa gönderebilirim. Ellie bunları söylerken kıza daha da yaklaşıp burun mesafesine gelmişti. Gerçekten sinirlenmişti. Hiçbir şey yapmadan sınıfın bir köşesinde dururken ne cesaretle ona sataşabiliyorlardı.
Ellie’nin sözleriyle sınıfta ooo nidaları yankılandı. O sırada büyü hocasının sınıfa girmesiyle herkes yerlerine dağıldı. Ama çekik gözlü kız tehditkâr bir şekilde bakıp bu savaşı sen başlattın dedi ve sonra yerine geçti.
Harika Ellie arkadaş edinmeden düşman edinmişti bile bu iş sandığından daha zor olacaktı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |