Ters giden bir şeyler var!

1 ay sonra..

Ellie oldukça hızlı bir şekilde diğer öğrencilerin seviyesine gelmişti. Büyü konusunda çok yetenekliydi, süpürgeye binmeye bile başlamıştı. Okulda olduğu bu bir ay içerisinde Jake’i hiç görmemişti. Sosyal medya ve telefonunun yokluğunu hissetmemek için sürekli büyü antrenmanı yapıyordu. Yasmin adında bir arkadaş edinmişti. Çok eğlenceli ve hayat dolu bir kızdı. Bir ay boyunca anne yada babasının evine gitmemiş kendisinden beklenmeyecek bir azimle büyü öğrenmeye çalışmıştı. Şimdiden çoğu karmaşık iksirin formülünü bile ezberlemişti. İki gün sonra yani pazartesi günü bölüm seçmeleri vardı. Büyü konusunda hangi alanda uzmanlaşmak istediğini seçmesi gerekiyordu. Ellie hala karar vermemişti. Bu düşünceler ile cuma akşamı penceresinden görünen denizi ve ormanı izliyordu. Birden ormanda bir hareketlilik fark etti. Daha net görebilmek işin pencereyi açmıştı. Serin Bossier gecesi ince geleceğini delip geçerek Ellie’yi üşütmüştü. Daha dikkatli baktığında ormanın hemen girişinde yani okulun çıkış kapısının yanında küçük bir kız gördü. Sağa sola yürüyüp sürekli hareket ediyordu. Bu saatte bu çocuğun orada ne işi olduğunu düşündü. İçinden bir ses inip bakması gerektiğini söylüyordu. Düşünmeden odadan çıktı. Hızla karanlık koridorlardan geçerken üzerine bir hırka dahi almadığını farketti sonra önemsemeyip devam etti. Sadece bakıp gelecekti belki de yanlış görmüştü, içinin rahat etmesi gerekiyordu yoksa uyuyamazdı. Okul giriş kapısına geldiğinde aralık olduğunu gördü. Bu çok saçma çünkü hep kilitli olurdu. Gıçırdayan kapıyı açıp çıktı ama kimse yoktu. Sonra ormandan bir ses duydu

-Ellieee

Biri onu çağırıyordu, tam gidecekken aklına bu ani daha önce yaşadığı geldi. Evet o rüya.. Rüyasında gördüğü rüyanın aynısıydı. Kurda kuşa yem olamam diyerek geri döndü ve kapıdan içeri girdi. Sonra yine adının çağırıldığını duydu. Lanet olsun neden böyleyim diyerek ormanın içlerine doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Yanına etrafı aydınlatacak bir şey almadığı için kendine kızmıştı.
-Küçük kız beni duyuyor musun diye seslendi ama cevap yoktu. Biraz daha ilerledi. Sonra yine tıpkı rüyasındaki gibi bir kurt uluması duydu. Arkasını döndüğünde kurdun orada olacağından emindi. Tüyleri ürpermişti ve korkmaya başlamıştı. Dönmesi gerekiyordu ama olduğu yere çakılmış gibiydi. Arkasındaki çalılardan hışırtı sesleri geliyordu. Gözlerini kapatıp aklına kendine yardımcı olacağını düşündüğü bir büyüyü getirmeye çalıştı. Tanrım beyni durmuş gibiydi. Kalbi adeta kulaklarında atıyordu. Sonra

-Temprestiyon eviyosa dedi ve avucunda bir ateş oluşturdu. En azından arkasındaki şey ne onu görürdü. Çok beklemeden hızla döndü.
Kimse yoktu. Okula dönmeye karar verdi ama ormanın her tarafı birbirine benziyordu. O sırada tekrar Ellie sesini duydu ama bu sefer derinden değil daha yakından geliyordu. Sağına baktığında karşısında bayan Morris duruyordu.
-Canım senin bu saatte burada ne işin var. Ormana doğru çıktığını camdan gördüm.
Demek o gün nöbetçi öğretmen bayan Morris’ti onu görünce bi rahatlama hissetti ve tuttuğu nefesini bıraktı. Bir çırpıda camda gördüğü çocuğu ve ormandan birinin seslendiğini duyduğunu anlattı. Anlattıkları karşısında bayan Morris’in suratında mimik oynamamıştı

- Bu gün spor dersinde çok yorulmuş olmalısın, saat gece yarısını geçti. Yatağa dönmelisin.
Ellie yalan söylemiyorum duydun demek istedi ama deli muamelesi de görmek istemiyordu. Çaresiz bayan Morrisi takip ederek odasına doğru yol aldı.
Bayan Morris odasının kapısına kadar eşlik etmişti, iyi geceler dileyerek orayı terk etti. Odaya girdiğinde kendisini arkadaşı Yasmin bekliyordu. Ellie’nin odaya adım atmasıyla Yasmin boynuna sarıldı.
-Cadılar aşkına nerelerdeydin meraktan öldüm. Aman tanrım! Buz gibi olmuşsun hemen yatağın içine gir hasta olacaksın.
Arkadaşı Ellie’yi yatağa soktu ve su içirdi. Yasmin’in ısrarlarına rağmen Ellie hiçbir şey anlatmadı.
-Her neyse yarın seni çok güzel bir yere götüreceğim sabah 8 de hazır ol.
Yasmin ışık hızında konuyu değiştirip bir aydır okuldan başka hiçbir yer görmeyen arkadaşını gezdirmek istediğini söyledi.
-Tamamdan başka cevap kabul etmiyorsun dimi?

-Tabiki etmiyorum sabah odandayım, sakın kapıyı kilitleme, hatta yatağın geniş gibi seninle mi uyusam.
Ellie kıkırdayıp arkadaşını hafifçe ittirerek odadan çıkarmıştı.
-Sabah görüşürüz Yasmin. Diyerek gülümsedi ve kapısını kapadı. Yatağa uzandı ve ormanı düşünerek uyuya kaldı…