@megusell
|
O gün de diğer günler gibi annesinin yaptığı sebzeli omletin kokusuna uyanmıştı Ellie. Teyzesinin kahvaltı için adını seslendiğini duydu. Uykusunu almış ve dinlenmiş olmanın dinçliği ile yatağından doğruldu, telefonundaki bildirimler kontrol ettikten sonra tavşan figürlü panduflarını ayağına geçirerek banyonun yolunu tuttu. Yüzünü yıkadı bozulmuş olan saç topuzunu yineledi. Dolabını açıp içerisinden kendine rahat bir jean ve askılı bir üst seçip çabucak üzerine geçirdi ve mutfağın yolunu tuttu. -İmm nefis işte bu bana tüm dertlerimi unutturabilir diye düşündü. Annesi: -Ellie tatlım, bana söylemek istediğin bir şey var mı? diye sordu. -Hayır anne, izin verirsen şu an lise'yi bitirmiş olmanın huzuru ile güzel bir kahvaltı yapmak istiyorum. O konuyu sonra konuşuruz. Ellie ben bakarım diyerek kapıya koştu ve açtı. Karşısında simsiyah giyimli, acayip fit bir vücuda sahip, esmer teni ve geriye taranmış kurşuni siyah renkteki saçları ve tüm bunlarla ahenk içinde görünen kahverengi gözleriyle bir afet bir delikanlı duruyordu. Ellie bu genci süzerken kim olduğunu ve neden geldiğini sormayı unutmuştu. Genç öksürerek Ellie'nin dikkatini toplamasını sağladı. Uykudan uyanmışçasına afallayan Ellie yeşil gözlerini karşısındaki yakışıklının kahverengilerine dikmişti. Alex Andersen bu babasının adıydı ama baş cadı yada konsey başkanı olduğundan haberi yoktu. Yine de delikanlıyı içeri buyur etti. -Öncelikle rahatsız ettiğim için özür diliyorum hanımefendiler. pekte kibardı.. -Burada bulunma amacım; Bay Anderson'un elçiliğini yapmak. Bırakmış olduğum taş sizin de bildiğiniz gibi geçit taşı. Uzun yıllardır gelmediğiniz için eliniz de taş olmayacağını düşündük. Jake'in yüzünde tek taraflı bir gülümseme oluşmuştu.Tanrım ne kadar yakışıklıydı, şu an Bossier'e gitmeye ikna olabilirdi. Hemen hemen gidebilirdi. Ama yine de istifini bozmadı. Yeşil gözleri ile adamı delip geçecek gibi bakıyordu. Mektup bitmişti. Ellie şimdi Bossier'e gitme konusuna eskisi gibi katı bakmıyordu. Yatakta gırlayan Gilbert'ı farketti; her zamanki gibi aylaklık ediyordu. Döndü ve ona -Sence ne yapmalıyım Gilbert? Diye sordu. -Seni buraya bağlayan ne var Ellie? Bir okul mu? Bir sevgili mi? Bir iş mi? Annen ve teyzen de seninle birlikte gelecek. Ayrıca orası çok güzeldir. Rüya gibidir. Annen buraya babana kızıp geldi, ama senin yurdun orası bence bir şans ver. Bir hışımla kalktı ve basamaklı birer ikişer atlayarak alt kata indi. Halen salonda oturan teyzesi ve annesine dönerek: -Eee çalıştırın şu zımbırtıyı, Bossier'e gidiyoruz.. |
0% |