@mehir29
|
Mesajı tekrar okudum.
Eray efendi: Cama çık.
Perdeyi açtım. Aşağıya baktım gerçekten ordaydı.
Telefonla onu aradım. "Napıyorsun orda? Hemen git. " İç çekti. "Sen inene kadar bekleyeceğim. Önce okulu bıraktın. Şimdi sesin kötü geliyor. Unuttun mu? Sana borçluyum. Sen bana iyilik yaptıysan bende sana. "Yutkundum. Hâlâ kararlı bir şekilde bekliyordu Dışarısı ayazdı. "Bana bir şey borçlu değilsin. Git. "Fısıltıyla konuşmaya çalışıyorum ama rüzgar buna engel oluyor. Kafasını salladı. "Hayır. Ne dersen de. Gitmeyeceğim. Eğer gelmiyorsan yukarı geliyorum. " Hareketlendiği gibi art arda konuştum. "Hayır hayır sakın! Bekle Allah'ın cezası. " Hırkamı üstüme giydim. Sızıp kalmıştır muhtemelen. Riske atamazdım. Çarşafları bağladım. Ve sarkıttım.
"Napıyorsun kızım!? " Bana delirmişim gibi bakan adama baktım. Kaç kere bunu yaptığını bilmeyen birisi olsa bende böyle tepki verirdim. Yavaşca kaydım fakat ayağım takıldı. Bir anda kucağında buldum kendimi. Hemen tepeye baktım. Şükür ki kimse yoktu. Elimle boynuna vurmaya başladım. Fısıltıyla bağırdım.
"İndir beni hemen! " Yüzüme dehşetle baktı. Parmağını dudağıma götürdü.
"Noldu sana böyle? " Eline vurdum. Elimi dudağıma bastırdım. "Siktir! Acıyormuş. "
"Deren bunu açıklamak zorundasın. " Merdivene oturdum. Saçımı düzelttim. Derince soludum bu kuru ayazı. Bakışım ayağıma gitti fakat gardımı geri aldım. Bana bakan adamın gözleri endişe doluydu.
"Sana bir şey açıklamak zorunda değilim Eray. Senin yüzünden çarşafla aşağıya inmek zorunda kaldım! " "Kapıyı kullanabilirdin Deren!" "Bağırma. Abim duyacak.... " Her yerime baktı. Sanki başka bir yaram var mı diye inceliyordu.
"Bunu abin denilen it mi yaptı? " Sessiz kalmamla hareketlendi. Kolunu tuttum. Apartmanın girişine geldik ki tuttum onu. "Kızım sen okulda kaç tane adam dövdün. Abine neden bir şey yapmıyorsun? Ben ağzını yüzünü dağıtacağım. " Yutkundum. "Eray.... Abim boksör. " O da yutkundum benim gibi. Ay'ın ışığıyla yüzünü görüyordum. Bizim sokağın ışıkları yanmıyordu.
"Şikayet etmeliyiz. "
"Sence yapmadım mı? " Saçlarını çekiştirdi. Merdivene tekme attı. Sakinleşmek için derince nefes aldı. Sinirle bir öne bir arkaya yürüdü. "Bir çaresi olmalı. "
"Ben hallediyorum. Boş versene. "
Yüzüme baktı. "Bu halle mi? Ya daha kötü olursa. Tam zile basıyordu ki bir anda ayağa kalktım. Kolunu çektim. Ayağım burkuldu. Kalktığım yere oturmak zorunda kaldım. Neden indim ki? Of!
" Sikeceğim! " Kalktığım yere oturdum. Ayağıma dokunmasıyla refleksen yüzüne yumruk attım.
"Ohw.... Elin sertmiş. Kızım napıyorsun ya? " Burnu kanıyordu. Oha lan o kadar sert değildi.
"Özür dilerim. " Diye mırıldandım. Bu sefer benden izin aldı ve ayağıma baktı.
"Şişmiş deren. Kötü gözüküyor. Hastaneye gitmemiz lazım. " Başımı salladım olmaz anlamında. Evden çektigim anlamadan eve girmeliyidim.
"İlk kez başıma gelmiyor. Biliyorum herhalde. Birkaç haftaya geçer. " Gözlerini kıstı. Yanık yere bastırdı. Kolumu ısırdım ve koluna sertçe vurdum. "Neden bastıyorsun aptal! "
"Enfeksiyon kapabilir. Motorla geldim. Götüreceğiz seni. İtiraz yok. " Kafama kaskı geçirdi. Ve arkasına bindim. Umarım sarkan çarşafı başka bir şey sanmazlar. Komşular rica ediyorum bir günlük mahalleyi salın ve uyuyun. LÜTFEN(!) Bu Kuçik bir ricadır. Hastanenin kapısının önündeydik. Girip girmemek arasındaydım. Gidersem haberleri olacaktı.
"Vazgeçtim."
"Tanıdığım var. Haberleri olmayacak. " Bana güven vermek için elini uzattı fakat tutmadım. Üzerine basınca bir anda tekrar burkuldu. Belimden tuttu ben düşmeden.
"Biraz yardım alabilirsin. Bunda ne gibi bir sorun var. "
Alışık değilim insanlar umursamazlar. Acıyı görmek istemezler. Gözlerinin önündekini görmezden gelirler.
Hastaneye girdik. Ve baktılar.
"Sana vereceğim ilaçları her gün sürmelisin. İyi ki getirdin Eray. Daha kötü olabilirdi. Senin de yüzüne pansuman yapalım. "
Acilden birisinin çağırmasıyla gitmek ve gitmemek arasında kaldı.
"Sen çıkabilirsin abi. Ben hallederim. " Elime pamuğu aldım. Burnuna bastırdım.
"Kızım senin bana acıman yok mu? "Üfledim. Gözleri dudaklarıma kaydı. Yutkundum. Bu doğru değildi. Hiçbiri doğru değildi. Temiz pamuğu tıkayıp elimi çırptım.
"Gidebilir miyiz? " Kendine geldi. Ve kaskını eline aldı. "Tabii." Motora bindik. Kaskı kafasına taktı. Gaza yüklendi.
"Sarılmayı düşünüyor musun? "
"Hayır tabii ki!" Gaza yüklendi. Daha da hızlandı. Mecburen omzuna tutundum. Saçlarım esintiyle karıştı. Bu özgür hissettiriryordu. Bitmesini istemediğim bir an olabilirdi Ama biliyorduk ki her an elbet biter. Evimin önüne geldik.
" Teşekkür ederim. Ve bu kadar. Bir daha buraya gelme. " Yüzü düştü. Kaskını koyduğu yerden ilaç poşetini verdi. Apartmana yürüdüm. Çarşafa çıkmaya çalışıyordum fakat tutanamıyorum. Çarşafa zıpladım ayağımı da kenetlemeye çalıştım ama çok aşağıda kalıyorum ve ayağım bu halde olduğu için zorlandım.
Hadi ama deren kaç kez çıktın. Ayağım sızlıyordu. Hepsi senin yüzünden abi!
Beni omzuna aldı.
"Dikkatli çık maneskin. " Tırmandım ve çarşaf ları içeri aldım. O da buz gibi olmuştu. Camı kapadım. Motorunu çalıştırdı. Arkamı dönmemle ışığın açılması bir oldu. Bir oh çektim. Kapı kapalıydı.
"Kız neredeydin gece gece. Abin odaya gircekti de ben uyuyor dedim. Zar zor ikna ettim. " saçımı geriye attım. Yatağıma oturdum. Poşeti baş ucuma koydum. "Neden gelecekmiş? "
"Özür dileyecekmiş. " Güldüm. Annem sessiz olmam için beni uyarıyordu.
"Özür mü? Anne sence de geç değil mi? Bizi bitiriyor anne. Neden onu her seferinde affediyorsun? ''Gözümden yaşlar akmaya başladı.
" Kızım doğru söyle. Bir sevdiğin falan mı var? Onla mıydın he kızım? Abim öğrenirse kötü olur biliyorsun. Yapma kuzum vazgeç." Birden ayağa kalktım. Sessizce bagırıyordum bildiğin.
"Ne sevmesi anne ne sevmesi. Abim gibi birisini görünce ben nasıl sevebilirim. Ben kendimi bile sevmiyorum. Ne başkasını sevmek. Ben burdan kurtulalım diye uğraşıyorum sen neden onu bana savunuyorsun? Anne nolır yapma. Bu... Canımı yakıyor anne. "
"Kızım abin evimizin reisi ne diyorsun öyle. Hatalı ama o da benim yavrum. "
Derince nefes aldım. Kurumuş dudağımı ıslattım.
"Neden öyle davranmıyor peki? Neden anne? Lafa gelince reis? Neden bize bakmıyor. Sana ben bakıyorum anne. Abimin bana para verdiği falan yok." Annemde benimle birlikte yere oturdu. "Neler diyorsun kızım? " Kalbim ağzımda atıyordu. Bugün gördüğüm manzara canlandı gözümde.
"Evlenecekmiş anne. Kıza nazıl iyi davranıyor bir bilsen. Biz hata yapmasak bile bize neden böyle davranıyor. Bize bu kadar kötü ? Anne görmüyor musun halimizi? Bizi mahfetti. Ben her eve gelirken sana bir şey mi olur diye korkudan koşarak geliyorum. Annem biz neden diğer aileler gibi olamadık. " Ağlamam şiddetlendi. Bana sarıldı yerdeyken. Astım ilacımı cektirdi. Panik atak geçiriyordum. Sessiz ol deren. Geçecek. Annem odadan çıkmak zorunda kaldı çünkü abim uyandı ve odayı tekrar kilitledi. Derince nefes aldım. Gözümden yaşlar art arda süzüldü. Geçecek.
Ne zaman son bulacak bu acı. Ben herkes gibi olmak istiyorum. Camı açtım. Nefes almaya çalıştıkça daha da boğuluyorum. Boğazımı tuttum. Saçlarımı bagladım. Derin derin havayı çektim. Alamıyorum. Bu hava bana haram. Bu nefes...
Yarım saatim ardından nefesim biraz düzenlendi. Gözüm camımın altındaki kitaba kaydı. O kitabın orda ne işi var? Her yeri postitli bir kitap. Etrafa baktım kimse yoktu. Yatağıma oturdum. Yatak başlığına yasladım başımı. Bir not çıktı içinden.
"Şimdi diyorsun bu kimin dige. Benim eray. Kitapları sevdiğini biliyorum belki dikkatini dağılır maneskin. Bu ay ışığı anlamına da geliyor. Işık adını neden kullanmıyorsun artık bilmiyorum ama sana bir şey söylemeliyim. Ay yüzlü kadın. Her şey geçecek. " Eray.
Gerçekten mi? Geçecek mi bir gün. Kimseyi üzmeden durdurmanın bir sonu var mıdır Allah'ım. Kitaba çevirdim bakışlarımı. Tam ortasında beyaz kurumuş beyaz bir çiçek vardı. Gözlerimi kapattım. Elimle yapraklarını sevdim çiçeğimin. _______ Merhabaa. bölüm hakkında ki düşüncelerinizi alayımm.
|
0% |