@mehirinizm
|
"Off!" diye bir mırıltı döküldü dudaklarımdan. Son zamanlarda gazetelere yazacak hiçbir olay bulamıyordum. "Az kaldı işten kovulacağım!" diye tekrar mırıldandım. Tam o sırada telefonuma bir bildirim geldi.
Bilinmeyen Numara
"Bizim hakkımızda biraz daha haber yapmaya devam edersen, sonun iyi olmayacak, gazeteci."
Gözlerim açıldı, kalbim hızla çarpmaya başladı. Mesajı okuyunca içimde bir soğuk rüzgar esmeye başladı. Ama bu durumu düşünmek için vaktim yoktu; kapı gıcırdafı ve Eren odaya girdi.
“Abla, ben iyi hissetmiyorum,” dedi, sesi titrek. Yüzü solgundu. Eren’in astım hastası olduğunu biliyordum. “Nefes almakta zorlanıyorum.”
“Tamam, Eren. Hemen ilaçlarını alalım,” dedim, endişeyle yanına koştum. Eren’in göğsü hızla inip çıkıyordu.
“Göğsüm sıkışıyor,” dedi. Kalbim hızlandı. “Sakin ol, derin nefes al. İlaç nerede?”
“Masada,” dedi, sesi daha da titrekleşti. Hemen ilacı alıp ona verdim. Eren, ilacı alırken biraz zorlandı ama sonunda yutmayı başardı.
“Nefes al, Eren. Ben buradayım,” dedim, elini tutarak. Birkaç dakika içinde, ilacın etkisiyle Eren’in nefesi biraz düzelmeye başladı ama hâlâ korkmuş görünüyordu.
“Abla, ben korkuyorum,” dedi. “Beni bırakma.”
“Buradayım, her şey yoluna girecek,” dedim. Eren’in yüzündeki korkuyu görmek istemiyordum. “Senin için buradayım. Bunu birlikte atlatacağız.”
Eren, derin nefes almaya başladı. Birkaç dakika sonra, yüzü biraz daha rahatladı. “İyi hissediyorum şimdi,” dedi, ama hâlâ endişeli görünüyordu.
O sırada mesajı unuttum. Eren’in sağlığı benim için her şeyden önemliydi. “Gel, biraz oyun oynayalım,” dedim, ona gülümseyerek. Eren’in neşesini geri kazandırmak istiyordum.
Bütün bu belirsizlikler içinde, Eren’in yanında olmak bana güç veriyordu. Hayat zorlayıcıydı ama birlikte her zorluğun üstesinden gelebileceğimize inanıyordum.
🫀
Kafamda düşüncelerle dolu bir gün geçirmiştim. Hava serin, ama güneş hala sıcaklığını koruyordu. Parka gitmeye karar verdim; yeni aldığım kitabı orada okumak istiyordum. Kitap, her zamanki gibi kaçışım, yeni dünyalara açılan kapım olmuştu.
Parka vardığımda, etrafta çocukların neşeyle oynadığını, insanların yürüyüş yaptığını görmek içimi ısıttı. Bir bank bulup oturdum, kitabımı çıkarıp sayfalarını karıştırmaya başladım. Hikayenin içine dalmışken, dışarıdaki dünya yavaş yavaş silinmeye başladı.
Ama aniden, kitabın sayfalarına odaklanırken, yanımda bir hareket hissettim. Başımı kaldırdım ve bir adamın beni izlediğini gördüm. İlk başta dikkat etmemek istedim, ama bir türlü gözlerim ondan kaçamıyordu. İçimde bir huzursuzluk belirmeye başladı.
Bir süre sonra, yanımdan geçip giden insanlar arasında kaybolmuştu. Fakat birdenbire, arkamdan bir el kolumdan tuttu. O an her şey durdu. Kitabım yere düştü, sayfaları rüzgarda savrulurken ben panikle ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Korku, bir anlık şaşkınlıkla birleşti ve sesim boğazımda düğümlendi. Hızla beni çekerek uzaklaştırmaya başladılar. O an bir çığlık atmak istedim ama sesim çıkmadı. Panik içinde, etrafa yardım çağıracak birini aramaya başladım, ama parkın kalabalığı bir anda sanki beni yutmuş gibi görünüyordu.
Bir an sonra bilincim kapandı ve hayat bir anlığına son buldu...
Arkadaşlar ilk bölüm kısa oldu farkındayım. Ama kaçırıldığı zaman bölüm bitmesi gerekiyordu. Tutarsa diğer bölümler uzun olacak, Yorumlarınız benim için önemli🫀. Teşekkürler |
0% |