Üsteğmen Volkan BOZKURT' un anlatımından;
Hakikaten bu kadar mıydı ? bir insanın canına kıymak , hadi bunu da geçtim vatanını ülkeni beş paraya satıp köpek gibi yaşamaya bir bitmiyorlardı kadın çocuk demeden her gün bilerek canına kıyıyorlardı . Çünkü biliyorlardı biz Türklerin zayıf noktalarını siviller bu yüzden sivillerin canına kıyıyorlar sanıyorlar ki biz bunlarla yenileceğiz aksine biz daha da güçlü oluyoruz ve onları öldürmek bizim için şeref oluyor.. Bizim savaştan korktuğumuzu sanıyorlar ama bilmiyorlar ki savaş Türkün düğünüdür. Cengiz Hanın dediği gibi "Türkler savaşmaya başlarsa cehennemde şeytanı esir alır ."
Hastaneye geleli kaç saat oldu bilmiyorum ama Mehir hala ameliyattaydı beni aramıştı benden yardım istemek için ama ben cevap alamayınca kapatmıştım telefonu Allah belamı versin nasıl böyle bir hata yaparım , ya ona bir şey olursa o zaman ne yapacağım . Sinirle anlımı okşayarak saate baktım 'elli yedi' Mehir tam elli yedi dakikadır ameliyatta hiç haber de vermediler . Ben boş boş duvara bakarken elinde çay ile Serkan ve diğerleri geldi Serkan elindeki çayı bana vererek diğerini kendisi aldı Ali yanıma gelerek o da benim gibi yere çöktü "komutanım nasıl oldu bu olay yani Mehir'den ne isterler kim niye yapsın ?" Sinirle soluyarak bana bakan timime döndüm hepsi benden cevap bekliyorlardı sinirle ayağa kalktım onlara dönerek konuştum "Bilmiyorum kim veya kimler olduğunu ama bir bulayım onları sike sike çoğaltacağım " sinirle bağırınca bir kaç hemşire buraya doğru bakmaya başladı Cem sorun olmadığını söyleyerek hemşireleri gönderdi , Serkan yanıma gelerek "kardeşim sakin ol bizde çok sinirliyiz sakin olalım ki kim olduklarını bulalım " sakinleşmeye çalışarak koltuğa oturdum o sırada doktor çıktı hepimiz doktorun etrafını sardık "öncelikle geçmiş olsun Mehir hanım iyi ama " birden sustu doktor "neden susuyorsun konuşsana doktor ama ne ?" Can kolumdan tutarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama nafile "bu geceyi yoğun bakımda geçirecek duruma göre yarın normal odaya alırız çok kan kaybetmiş yani Volkan bey son anda yetiştirmişsiniz yoksa Mehir hanım hayatını kaybedebilirdi " derin bir nefes alarak yerime oturdum Mehir güçlüydü kalkardı ayağa o bırakmazdı beni değil mi ? ameliyathanenin kapsı açıldı bu sefer içeriden çıkan Mehir oldu yüzü solmuştu dudakları çatlamıştı susuzluktan sedyeyle beraber yoğun bakıma aldılar. Can yanıma gelerek "komutanım polisler geldi ifade için " tamam anlamında kafamı salladım polislerin yanına gittim ,"hoş geldiniz Üsteğmenim eğer ifadenizi alınacak siz burada bekleyin " onu onaylayarak kafamı salladım sonra başka bir polis daha elinde bilgisayar ile içeriye geldi az önceki polis "üsteğmenim olayı baştan sonuna kadar anlatır mısınız ? " derin bir nefes alarak konuşmaya başladım "sabah Mehir ile eve geldik onu evine bıraktım sonra bende evime geçtim beş on dakika sonra beni Mehir aradı ama açtığımda cevap vermedi bende telefonu kapattım duş almaya banyoya girdim çıktığımda cüzdanının bende kaldığını gördüm onu vermeye evinin kapısına indim tam kapıyı çalacaktım kapıyı elimi değdirdiğim an kap açıldı salonda yerde yatıyordu bayıldı sandım ara ara başı döner onun ama yanına gittiğimde yerde çok kan vardı hemen onu alarak hastaneye geldim gerisini biliyorsunuz zaten " Polis dediğimi onaylayarak "peki neden ambulansı aramadınız " sinirle polise döndüm "çok kan kaybetmişti zamanım yoktu " bağırarak söylediğim şeyle polis sakince bana "tamam üsteğmenim farkındayım sinirlisiniz ama bizde işimizi yapıyoruz , şüpheli bir şey dikkatinizi çekti mi ? " aslında evet çekmişti dikkatimi bir şey Gülseren evde yoktu ya onu kaçırdılar ya da Gülseren de onlardan biriydi "evet Mehir'in arkadaşı vardı yanında ama olay sırasında evde değildi " polis beni onaylayarak bir kaç tane daha soru sorduktan sonra ifadeyi bitirdik. Tekrardan Mehir'in yanına geldim zaten gidemiyordum ondan dönüp dolaşıp yine kendimi onun yanında buluyordum , bu gece yoğun bakımda kalacaktı yarın normal odaya alınacaktı …
Mehir'in anlatımından
Gözümü açtığımda beni beyaz bir tavan karşıladı yoğun bir hastane kokusu vardı , yanı başımda kalp ritmimi ölçen cihaz ve koltukta uyuklayan bir adet Volkan şu an o kadar çok tatlı duruyordu ki nasıl anlatılır bilmiyorum tek bildiğim benim ona karşı bir şeyler hissettiğim acaba o da öyle miydi ? Yerimde doğrulmak için biraz hareket ettim ve anında yaram acıdı ağzımdan küçük bir inilti kaçtı Volkan anında uyanarak hemen benim yanıma geldi o kızarmış gözleri yorgunluk çökmüş yüzü günlerdir burada mıydı ? bana yardım ederek yerimde doğruldum , "su verir misin ?" hemen çekmecenin üzerindeki sudan bana su verdi bir kaç yudum su içince biraz olsun kendime gelmiştim "ben doktoruna haber vereyim tamam sen sakın hareket etme " yavaşça kafamı sallayarak onu onayladım Volkan hızlıca gidip doktoru getirmişti doktor bir gece daha kalmam gerektiğini eğer sıkıntı çıkmazsa yarın taburcu olacağımı söyledi doktor gittikten sonra hemşire yanıma gelerek bitmiş serumumu değiştirmeye başladı "Mehir hanım çok şanslısınız " anlamaz gözlerle ona bakarak "anlamadım ne konuda şanslıyım ben " zorlanarak konuşmuştum "Volkan bey sizi o getirdi buraya bir an bile başınızdan ayrılmadı insanın böyle sevgilisinin olması gerçekten de mucize gibi bir şey " bakışlarım hemen Volkana döndü hemşire odadan çıkarak bizi yalnız bıraktı "teşekkür ederim " koltuktan kalarak yatağımın kenarına oturdu "teşekkür etme , asıl ben özür dilerim beni aradığında senin yanına gelmeliydim " hemen onu ret ederek konuştum "hayır sakın kendini suçlama sen bilemezdin bunu ." Volkan ciddi tavrını takınarak "Mehir nasıl oldu bu ? sesini hiç duymadık hiç mi bağırmadın ?" o bu soruyu sorunca yaşadıklarım aklıma geldi sanki tekrardan yaşamıştım derin bir nefes alarak konuştum "eve geldiğimde kapı açıktı içeri tam girdiğim an kafama vurdular bayılmadım ama harekette edemiyordum sonra içlerinden birisi yüzünü açtı bana dedi ki 'o üsteğmene söyle benim kardeşimi öldürdü bende onun sevdiğini elinden alacağım , tekgözün kardeşi doktor geldi ' dedi bana" Volkanın sinirden anlında ki damar belli oluyordu bana yaklaşarak sarıldı "Mehir , eğer sana bir şey olsaydı ben ne yapardım benim yüzümden ölüyordun çok özür dilerim " bende kollarımı ona doladım "Volkan iyiyim ben merak etme bak bir şey olmadı ayrıca senin bir suçun yok " Volkan benden ayrılarak koltuğa yerine geçti , aklıma gelenle direk Volkana döndüm "Volkan Gülseren nerede o evde değildi gittiğimde " Volkan üzgünce bana bakarak "Gülseren'den haber yok arıyoruz " korkuyla ona baktım Gülseren'e bir şey mi yaptılar yoksa "ona bir şey oldu mu Volkan bak benden saklama lütfen " gözyaşlarım bir bir dökülmeye başlamıştı o benim kaç yıllık arkadaşım dostumdu ailemdi o benim nasıl haber alınmazdı Volkan tekrardan yanıma gelip yatağın kenarına oturdu "bilmiyoruz haber yok ondan hiç bir şekilde ama bulacağız merak etme " Volkan eli ile gözyaşlarımı sildi ama yerine yenileri ekleniyordu Gülseren'i kaybetme korkusu sarmıştı tüm bedenimi "Volkan lütfen bul onu bana o benim tek ailem " Volkana tekrardan sarılarak ağlamaya devam ettim ne kadar omuzunda ağladım bilmiyordum ama uyandığımda oda da tektim Volkan dışarıdaydı biriyle konuşuyordu bir süre sonra içeri geri geldi beni uyanık beklemiyordu her halde "uyanmışsın iyi misin ? " evet anlamında kafamı salladım kapı çalınarak içeri Serkan ve diğerleri geldi "Mehir geçmiş olsun " ,, "teşekkür ederim Serkan " yanım Sarp gelerek "iyi misin Mehir ağrın var mı ?" ,,"biraz ama idare ederim " Sonra yanıma Cem ve Can geldi ayrılmaz ikili öyle demişti Atilla abi asla ayrılmazlarmış tam kardeş gibilermiş tıpkı ben ve Gülseren gibi Sonra yanıma o gün arabanın camına vuran asker geldi "geçmiş olsun yenge " anında Volkan ve ben öksürmeye başladık "ne yengesi Ali koçum ne diyorsun sen ?" Ali Volkanın sorusu ile Volkanla bana bakarak konuştu "e siz o gün arabada ko- ?" Aliyi susturan Volkanın Volkanın bakışlarıydı öyle bir bakıyordu ki Aliye çiğ çiğ yerdi herhalde herkes meraklı gözlerle bize bakmaya başladı Volkan onlara da aynı şekilde bakınca herkes önüne döndü biraz daha muhabbet ettikten sonra gittiler , akşam Elif abla ve Atilla abi ile konuştum Hilali bırakamadığı için yanıma gelememiş ama eve çıkınca mutlaka geleceğini söyledi telefonu kapattıktan sonra Volkana döndüm aşırı yorgun görünüyordu "Volkan hadi sende eve git bak zaten çok yorgun görünüyorsun " Volkan hızla kafasını salladı "olmaz yarın buradan beraber çıkacağız " tam itiraz edeceğim sırada eliyle bana sus işareti yaptı "tamam ama bak dolapta battaniye vardır koltuğu da aç öyle yat " ,,"tamam güzelce dinlen sen ben uyurum merak etme" Volkan dediğimi yaparak dolaptan bir yastık ve battaniye alarak koltuğu açtı "rahat edemezsin ama nasıl sığacaksın ona sen " Volkan yatağa uzanarak bana döndü "emin ol dağdan daha rahat " hemşire son kontrolleri yaparak ışığı kapatıp odadan çıktı odayı aydınlatan yarım ay vardı Volkan elini sarkıtmış uyuyordu galiba gözleri kapalıydı eline uzanarak tutmak istedim ama vazgeçerek elimi ger çekeceğim sırada Volkan elimi tuttu "güzel rüyalar göz ay parçası " gözünü açarak bana döndü "bakma bana öyle Mehir sen uyumadan ben uyuyamam" ,,"neden ? " elimi bırakarak konuştu elimi bıraktığı an sanki boşluğa düşmüştüm "birisi beni izlerken uyuyamam o yüzden uyu " ama işte benim uykum yoktu sabahtan beri uyuyordum ve uykumu tamamen almıştım "Volkan benim uykum yok " ama Volkan beni duymamıştı ne kadar da yorgun duruyordu anında uykuya dalmıştı bende daha fazla onu rahatsız etmeden gözlerimi kapattım . Hastaneden öğleden sonra çıkmıştım ve çok açtım Elif abla gelerek benimle kalmıştı o sırada Volkan ve timi tabura gidip gelmişti şimdi ise Elif ablanın bana hazırladığı yemekleri ısıtmaya mutfağa gitmişti bir süre sonra elinde tepsi ile yanıma gelerek bana tepsiyi verdi yemeğimi yiyip tepsiyi ona verdim "Volkan sende yemek ye hiç bir şey yemedin" Volkan battaniyeyi üzerime örterek "merak etme içeride yedim ben " üzerimi örttükten sonra o da yanıma geldi "ee ne yapalım Mehir hanım " canım hiç bir şey yapmak istemiyordu "hiç bir şey " Volkan beni onaylayarak gerisine yaslandı gözlerini kapatarak öylece durdu bende onu izlemeye koyuldum çok dikkat çekiciydi o uzun kirpikleri kusursuz yüz hattı burnu çenesi ve dudakları o kadar eşsizdi ki sanki özenle çizilmiş bir tablo gibiydi "o günde beni böyle mi süzdün Mehir hanım ?" gözlerini açarak bana baktı "anlamadım " anlamıştım aslında tableti getirdiğim günden bahsediyordu , bana yaklaşarak konuştu "anlıyorsun ,biliyorsun neden bahsettiğimi sen tableti getirdiğin gün antrenmandaydık ve sen dakikalarca bana baktın sonra odaya daldın beni o halde gördün " bana daha da yaklaştı ve yine kızarmaya başlıyordum "o günde böyle olmuştun domates gibi olmuştu yanakların " her şeyin farkındaydı ve ben çok pis yakalanmıştım hızlıca yutkunarak "yani ne olmuş gördüysem hem se-" beni susturan şey Volkanın daha da dibime girmesi ile kelimeleri geri yuttum , kafamı çevirerek başka tarafa baktım yoksa nefes alamıyordum volkan çenemden tutarak beni kendine çevirdi "saklama o güzel gözlerini benden " elini yanağıma atarak yine okşamaya başladı "Mehir bana neler yapıyorsun böyle ben bu adam değilim ama sen beni çok başka bir şey yaptın ne olduğunu bilmiyorum " Volkan diğer elini de diğer yanağıma koyarak bana daha da yaklaşarak alınlarımızı bir birine değdirdi "Mehir bize bir şans ver lütfen " sorduğu soru ile donup kalmıştım hiç böyle bir adım beklemiyordum ondan tamam ben ona karşı bir şeyler hissediyordum ama o nasıl da saklamıştı bunları benden ben onun beni sevmediğini düşünürken o benden şans istiyordu Volkan gözlerimin içine bakarak benden cevap bekliyordu "Volkan bize bir şans vermek istiyorum hem de çok " volkan parıldayan gözlerle bana baktı ağırca yutkundu ve bakışlarım anında adem elmasına kaydı bu adam beni mahvediyordu ve ben bu mahvolmayı çok sevmeye başlamıştım "teşekkür ederim Mehir " bana daha da yaklaşarak dudaklarını dudaklarımla aynı hizaya getirdi , onay istercesine gözlerime baktı ona gözlerimi kapatıp açarak onay verdim istediğini alarak dudaklarımızı birleştirdi sanki dudaklarım bir ateşe değmişti alev almaya başlamıştım , dudaklarını aralayarak al dudağımı emmeye başladı bende aynı şekilde onun üst dudağını o kadar naif öpüyordu ki beni sanki kırılacakmışım gibi zorda olsa ayrıldık ama ben gözlerimi açamıyordum volkan yanaklarımı tutarak "Mehir gözlerini aç bu can bulduğum gözlerinden beni mahrum bırakma " gözlerimi açarak Volkana baktım göz bebekleri titriyordu dayanamayarak tekrardan dudaklarımızı birleştirdim Volkanda anında bana aynı istekle karşılık verdi bu sefer bir elini belime diğer elini saçlarımın arasına daldırdı bende ellerimi ensesine atarak saçını çekiştirmeye başladım bu sefer daha farlıydı beni öpüşü daha da istekliydi ama yine çok naifti dudaklarımız bir birinden ayrıldığında nefes nefese Volkana baktım tekrardan alınlarımızı birleştirdi "ay parçam " ortamdaki sessizliği bölen çalan telefon sesim oldu telefonumu alarak arayana baktım ama bilinmeyen numaraydı açarak kulağıma götürdüm "Mehir bana yardım et ne olur " Gülseren'in sesiydi bu ve ardından patlayan silah sesi telefon elimden kayarak yere düştü Volkan merakla ve endişeyle bana bakarak "Mehir ne oldu kimdi arayan ? " dolmuş gözlerle Volkana döndüm "Gülseren benden yardım istedi ve sonra silah patladı Volkan Gülseren öldü mü ? " korkuyla Volkana baktım "dur bekle belki blöf yapıyorlardır ne olduğunu bilmiyoruz tamam öğreneceğim tamam mı sen korkma güzelim şimdi tabura gidiyorum seni arayan numaraya baksınlar " bende ayağa kalkmaya çalıştım ama yaram buna müsaade etmedi Volkan beni Elif ablanın yanına bırakarak Atilla abi ile tabura gitti o silah sesi kulağımdan silinmiyordu can dostum kardeşim öldü mü ben yine ikinci kez ailem dediğim kişiyi kayıp mı edecektim ? ağlaya ağlaya kendimi zorda olsa uykuya teslim ettim ...