Yeni Üyelik
25.
Bölüm

25❣️

@melankolilibiri

 

Yaklaşık yirmi dakika geçmişti ve bende o süre boyunca boş boş tavana bakıp duruyordum. Yol kaç dakika sürerdi ki?Derken bir kaç saniye sonra karnıma koyduğum telefon titredi; Eflah 😎Eflah 😎: Geldim ama kapıyı çalmadım.

Gelmiş, gelirdi. Yavaşça yataktan doğrulup odadan çıktım; üzerim saçın basım fazla karışık ve darma duman olsa da aldırmadım ve giriş kapısına doğru yürüdüm.Kapıyı yavaşça açtığımda, yan taraftaki duvara yaslı olan Eflah’ı gördüm.

“Uyuduğunu düşünmedim değil.” Dediğinde hafifçe doğruldu ve kapıya doğru gelip ayakkabılarını çıkardı. Geçmesi için yol verdiğimde ise hızla yanımdan geçip içeri girdi.

Kapıyı yine yavaşça kapattığımda, Eflah kabanını çıkarıyordu; üzerinde ise kumaş bir pantolon ve siyah bir kazak vardı.“Uykun gelmedi mi?” dedi bana dönerken, fısıldayarak konuşması beni gülümsetmişti.

“Geldi.” Dediğimde tek kaşını kaldırıp kafasını hafifçe yana yatırdı; “Neden uyumadın?”

“E seni bekledim.” Dediğimde konumunu bozmadı ama kaldırdığı tek kaşını indirip, hafifçe gülümsedi.“Geldim.”

“Geldin.” Dedim kafamı sallayarak.

“Hep gelirim, her yere.” Dediğinde gülümsemesi hafifçe soldu.

“Gel.” Dedim.

Koridorda durmak yerine oturma odasına geçtiğimizde, odanın ne kadar dağınık olduğunu fark ettim.Her yerde oyuncaklar, kağıt işleri, çorap, ceket derken odayı resmen bok götürüyordu.

“Biraz kirli ama...” dediğimde Eflaha döndüm, odayı incelerken yüzü düşmüştü resmen.

“Biraz mı?” dedi iki kaşını kaldırıp bana ters ters bakarak.“Ya kusura bakma, biraz yorgundum; vuruldum falan işte ya tüh gel gör ki temizleyemedim.” Sesim hafifçe yükseldiğinde hazır cevap olarak Eflah yine konuştu.

“Leyla,” dedi sonra yine odaya baktı “ ben bir yatalak olsam bir odayı bu kadar bok etmem ya.” Dediğinde iyice sinirlenmiştim.

“Yala o zaman o boku, hayvan herif.” Dedim gözlerimi iyice açarken, “ sanki kendisi, vuruldu sanki kendisi, çocuğa bakıyor, sanki kendisi işe gidip geliyor.” Dediğimde ani parlamama şaşırmış gibi duruyordu.

“ Temizle!” dedim elimle odayı göstererek, “Yoksa nah uyurum seninle, sabaha kadar dikilir kalırsın.” Dediğimde Eflah yapmacık bir şekilde kaşlarını çattı.

“ Nasıl katlanayım ben sana, çirkef modun açıldı mı kapanmıyor ha!”“Ulan çirkef senin ebendir.” Dediğimde şaşırmış gibi gözlerini açtı.

“ Çok ayıp!”

“Sen, benimle evliliği rüyanda görürsün artık,” sonra durdum; “hatta rüyanda bile bok görürsün!” dediğimde sahiden şaşırmıştı.

“ Çocuk uyanacak, kıs biraz sesini!” dedi fısıldayarak.

“Uyansın, yine ben uyuturum sonuçta dimi, her şeyi ben yapayım çünkü. Leyla çocuk, Leyla iş, Leyla-”

Cümlemi yarında kesen, bir kaç adımla aramızdaki mesafeyi kapatıp, dudağıma kapanan Eflahtı.

Bir kaç saniyelik şoku atlatmam çok sürmedi ki Eflah’ın oyununa kattım kendimi. Eli belime giden Eflah’ın dudakları, dudaklarımla birlikte hareket ederken bense iki kolumu birden Eflah’ın boynuna sardım. Beni daha çok kendime çeken Eflah’ın öpüşü sertleşti, dilini hoyratça kullanan Eflah’ a ayak uydurmak istesem de başarılı olamıyordum.Eflah son kez beni içine çekti ve sadece dudaklarınızı ayırıp, bana üstten bir bakış attı; dudaklarım zonklarken yüzümde şapşal bir ifade olduğuna emindim.

“ Çok konuştun,” dediğinde dudağıma küçük bir öpücük daha bıraktı; çok mu konuştum? Ne konuştum? Resmen Aptal etmişti beni.

“Ya” dedim efsunlu bir sesle; “Sen ne diye şak diye öpüyorsun ki? Çok ayıp, kavga edicektim, sen burayı temizleyecektin.”“Temizlerim.” Dediğinde bu sefer anlıma yoğun bir öpücük bıraktı, “kavgada ederiz.” Dediğinde hafifçe aşağı inip burnumun ucunu öptü bu sefer. “ çocuğa da bakarım.” Çeneme. Sonra sol yanağıma ve sağ yanağıma derken yüzümün her tarafını usulca öpüyordu.

“Adam ol.” Dedim kafamı dikleştirirken; “ sözümü dinle.”“E sende benim ol bir zahmet.” Dediğinde gülümsedim, gülümsediğimde dudağının ucuna da bir öpücük bırakıp aramıza biraz mesafe koydu ve yine gözü odada gezindi.“Bu bok çukurunu temizleyelim, o zaman.” Gözümü devirdiğimde kolunu yukarı çekip derin bir nefes alarak hemencecik işe koyuldu.

Önce, tüm oyuncakları oyuncak kutusuna koydu. Sonra çorapları ve çoğu giysiyi kirli sepetine attı ardından tüm mutfak eşyalarını toplayıp makineye dizdi, çöpleride toplayıp ona verdiğim bezlerle ile tüm masaları sildi son olarak ise yerleri sildi ve ona oturduğum yerden dakikalardır emir veren bana baktı.

“Al bakim nefes şimdi.” Dediğinde, nefes aldım, “temiz hava solu biraz.” Dediğinde gülümsedim. “Her eve senden lazım.” Dediğimde kafasını dikleştirip ego tavan bir şekilde bana baktı.

“Herkese lazım olan bu adam, sana nasip tepe tepe kullan.” İki elini açıp kendi etrafında bir tur döndüğünde ağzımdan minik bir kahkaha kaçtı; “iyi şimdi aç bu çekyatı.”“Neyi?” dediğinde oturduğum koltuktan kalkıp koltuğu gösterdim. “Çek ve yat, hadi çek.” Dediğimde, koltuğa doğru yürüyüp koltuğun biraz kaldırdıktan sonra hafifçe çekti ve yavaşça bıraktı.

Eflah üzerindeki yastıkları köşeye alırken bende, içeri geçip yorgan ve yastık aldım.Hülya’nın üzerini örtüp düşmemesi için yanına bir tane daha yastık bırakıp odadan çıktım.

Salona gittiğimde, koltukta oturan Eflah’ı gördüm. Yastıkları koyduktan sonra Eflah duvar tarafına geçti; bense ışığı kapatıp öteki tarafa geçtim. Eflah üzerine aldığı yorganın altına benide aldı ve bir kolunu belime sarıp beni iyice kendine çekti, kolu beni çektikten sonra kolu boyun kısmıma gelip kafa altıma denk geldi.

Sırtım sıcacık olmuştu, öteki koluda karnımın üst kısmından beni sarmıştı.

“Eflah?” dedim hızla alıp verdiğim nefeslerin arasından, benim aksime derin ve yavaş nefesler alan Eflah, “efendim?” dedi.

“Bir gün ben seni unutursam, naparsın?”“Unutturmam ben kendimi.” Dediğinde direttim.“Ama ya unutursam.” Dedim tekrardan.

“Unutmazsın” ofladıktan bir kaç saniye sonra sorumu yeniledim.

“Sen beni unutursan.”

“Unutmam.”

“Ama belki-” sözümü yarıda kesti.“Leyla, sen beni 100 defa unut, 100 defa yeniden tanışırız. Ve bana seni 100 defa unuttursunlar her birinde direnirim,” sonra durdu ve derin bir nefes aldı. “Hem Allah aşkına ben nasıl bu kokuyu unutayım, nerden çıkıyor bu sorular?”

“Ağzımdan, çıkıyor nerden çıkacak?” dediğimde sessizleşti.

“iyi geceler, Eflah.”“İyi geceler, bal’ım.”Artık sadece bal değil, bal’ıydım.★ Farah

“FARAAAHH!” Gökhan’ın gür sesiyle birlikte yüzümü ekşittim ve tatlı uykumu bölen nedeni öğrenmek için yataktan istemsizce kalktım.

Kapıyı açtığımda, koridoruda aşıp oturma odasına girdim, “Ne oldu?” dedim gözümü ovarken.

Salonda olan, Gökhan ve Umut ses etmediğinde onlara baktım.

Gökhan koltukta gözleri açık otururken, yemek masasında oturup rahatça kahvaltısını yapan Umut kocaman gülüyordu.“Şu pis hayvanı kim aldı lan eve?” dediğinde ayağının ucunu gösterdi; orda öylece duran benim minik Niko’m du.

“Benim köpeğim, Gökhan.” Dediğimde, Gökhan sertçe bana döndü.

“Ulan evde bir adet Umut var işte, ne köpeği lan!” sonra yine küçük köpeğime baktı; “Bu ite ne gerek var.” Dediğinde Niko havaladı

“it deme alınır.” Dedi ağzına bir zeytini atan Umut.“Ulan alın şunu,” dedikten sonra bana döndü tekrardan; “sıçarım buraya, yemin ederim.”

“Sıç.” Dedi Umut.

“ Lan ya kuduzsa?” Dediğinde Niko iki kere üst üste havladı; “kuduz falan değil.” Dedim salonun içine girerken.

“Allah’ım ne olur bir daha götüme yapışmasın.” Durdu Gökhan sanki yine o gün aklına gelmiş gibi ürperdi. “Ulan götüm başım açık gezdim ben o bu itin ataları yüzünden.” Güldüğünde Gökhan bana şaşkınca döndü.“Farah, gülme lan al şu iti.”

Bende Umutu tekrar ederken ağzıma çatala bağırdığım bir salatalık attım; “it deme alınır.” Dediğimde Gökhan ağzında bir küfür geveledi.

Çalan kapıdan dolayı Gökhana cevap vermeden kapıya doğru yürüdüm ve delikten gördüğüm, Eflah için kapıyı açtım.“Günaydın,” dediğimde Eflah içeri geçti, ama yanlız değildi arkasında Leyla ve elinden tuttuğu Hülya’da içeri girdiğinde gülümsedim.

“Hoş bulduk.” Dedi Leyla trençkotunu çıkartırken.“Ulan, Umut varya sana bu itin bokunu yedirmeyenin amına koyim.” Hala bağırmakta olan Gökhan’ın sesi koridorda yankı yaptı.

“Ne oldu?” dedi Eflah, omzumu silktim ve içeriyi gösterdim.Hülya’yı kucağıma aldığımda kocaman gülümsedi, iyi anlaşıyorduk.

Hep birlikte salona geçtiğimizde, gördüğümüz şey hepimizin yüzünü buruşturmasına, Hülyanın ise küçük kahkaha atmasına neden olmuştu.

 

🦋

Nabersinizzz

​​​​​​iyi misiniz?

 

Oy atıp yorum yapmayı unutmayın sevgiyle kalın öptüm 💐

Loading...
0%