Kaç kere denedim sevmeyi,
Sevilmeyi kaç kez itip bir kenara,
En yakıcı yaz aylarında açan o güzel kokulu kadınlar varken,
Ben dondurucu bir mevsimi seçerdim,
Severdim donmak pahasına,
Sıcak bir şarap ısıtırdı dudaklarımı,
Kanatırcasına doldururdum her seferinde kadehimi,
Kadehimde şaraba benzer kelimeler,
Kana susamışlıktan betere dönmüşüm,
Ona susamışım yani,
Siyah gecenin karasıyla yazardım günahlarımı,
Gündüzün beyazında bile izi kalırdı,
Altına sızmış sevaplarımın,
Sevaplarım sayılmazdı,
Göz ucu acım yapardım her bir anımı,
Bileklerimin canı yanardı elbet,
Her hata da kesik atardı hayat en derinime,
Titretirdi ölümün ayazı,
"Olmak ya da olmamak değildi mesele Shakespeare"
İkisi de aynıydı,
Acıtırdı,
Parmaklarımın uzandığı yerler hep benim sanardım,
Kağıttan uçurtmalar yapıp savururdum rüzgara,
Nereye giderdi onlar..?
"Şimdi ayağıma takılan onlarca kâğıt var Shakespeare"
Aşk mektubuna benzer,
Çamura bulanmış beyaz kağıtlar,
Griye dönmüş,
"Kelimelerim uçar,düşüncelerim yerde kalır" demişsin ya hani,
Şimdi anlıyorum ne demek istiyorsun,
Kelimelerim uçtu dudaklarımdan,
Düşüncelerim ayaklarıma dolandı,
Kimi zaman nefesime barikat oldu,
Kavgaya tutuştu kalbimle,
Canımı yaktı,
Ölmeye benzemiyor ama bu,
Kelimelerim cennete eremedi,
Baksana sanki hergün eziyete maruz kalırcasına çığlıklar atıyorlar,
Anlaşılan aşkım cenneti karşılamaya yetmedi,
"Ah kefenler giyindi kardan beyaz"
"Sarıldı çiçeklere"
"Arar arar sevdiğini bulamaz"
"Ağlayanlar içinde.."
Hergün ağlıyor kelimelerim "Shakespeare"
Söylesene aşk bunun neresinde...
Bir de "Pollyanna'ya" sözüm var elbet,
Hangi karşılığa satıverdin hüzünlerini de,
Mutluyum diye kandırırsın bizleri...