Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Gitme

@meldakzltn

Başım ağrıyordu saatlerce oturmuş çıt çıkarmıyorduk onu sevmek ona aşık olmak kalbimin ve aklımın aldığı en kötü karardı.

 

Her şeyi kabullenme zamanı mıydı yani simdi. O zaman dinleyin beni.

 

Karun Siraç Erezoğlu, yıllarca içimde büyüyen ateşin farkında değildi. Herkesten sakladığım en büyük sır kendimden kaçtığım en büyük sır. Ona aşık olup kalbimin dengesini bozan büyü. O büyü bozulmuştu.

 

Onu ilk Çağatay göstermişti bana adını sorduğumda gizli bilgi demişti söylememişti. Daha da merak edip amcama sormuştum gizli bilgi diyip nereden öğrendiğimi sormuştu. Peşine takılıp zorla askeriyeye girmiştim yine öğrenememiştim. Sır gibi saklanıyordu herkesten.

 

Bir sır benim kalbimi alevlerde yakmıştı. Bu sırrı bilen tek bir kişi yoktu babam sorduğunda geçiştirmiştim. Zaman çok acımasızca onu içimde büyütmüştü Çağatay benim sırrıma ortak olan tek kisi olmuştu.

 

Her gece Çağataydan dinlemiştim onu içimde büyümesine izin versem de dışımda kimseye söylememiştim.

 

Karun Siraç Erezoğlu sevdiğim tek adamdı. Beni hiç uğraşmadan kazanmıştı istemsizce güldüm bakışlarının bana döndüğünü hissettim ama bakmayı reddettim bakarsam anlardı. Gerçi çoktan anlamıştı ya neyse.

 

Onun hayatını biliyordum ailesinin nerede olduğunu üstler dışında kimse bilmiyordu, gölgeydi kendini hissettirmeden insanların canını alan kasırgaydı.

 

Sıra bana mı gelmişti olsundu. Ama ikimizde bir savaşın ortasındaydık gidemezdim her şeyi kabullendikten sonra ondan uzağa bir adım atamazdım. Onunla da olamazdım sadece eski hayatıma devam etmek istiyordum. Bir kaç saat öncesine dönüp evimden çıkmamak istiyordum.

 

Keşke böyle bir şansım olsaydı ama yoktu.

 

"Bir plan yapacak mıyız?" sessizliğin bozulmasına Kemal sebep olmuştu bir kaç saat daha sessiz olsak sanki her şeyi unutacakmışız ve kaldığımız yerden devam edecekmişiz gibi hissetmek istiyordum. Olmuyordu ne kadar sessiz kalırsak kalalım gerçekler o kadar boğuyordu.

 

"Vera gidecek, ailesiyle ben konuşacağım ortalığı toparlayacağız" dediğinde sessizliğimi korudum sonuna kadar dinlemek istiyordum. "Bu çok uzun sürmez mi?" diye sordu Kemal gözlerimi kapattım babamı, ablamı, arkadaşlarımı bana ihtiyacı olan hastalarıma kadar düşündüm.

 

Düşündüm ama bir sonuca varamadım.

 

"Umurumda değil hiçbir şey Vera'nın hayatta olmasından daha önemli değil" dediğinde güldüm bakışlarını tekrar üzerimde hissettim gözlerimi açtım Kemal'e baktım "Arabamı naptınız?" diye sordum konudan bağımsız.

 

Şaşırdı Siraç'a baktı yutkundu bana döndü "Her hangi bir tehlike var mı diye kontrol ettik bulduğumuz şeyler sonucunda boş bir arazide patlattık" dediğinde güldüm.

 

Benim ilk arabamdı kendi paramla aldığım ilk araba içinde anılarım olan araba. "Elinize sağlık" dedim içimde ki öfkenin gün yüzüne çıkmasına izin vermedim gayet sakin ve soğuk konuşuyordum. "Ee ben evime neyle gideceğim şimdi?" diye sordum bu sefer Siraç'a baktım kaşlarını çatmış çözmeye çalışıyordu.

 

"Bir süre burada kalacaksın" dediğinde sinirden kahkaha attım "İyi eşyalarımı söyle bir adamına alsın getirsin ya da şey yapalım arabanın içinde beni de patlamış olarak gösterelim ailem de öldüm sansın nasıl fikir" kimse konuşmadı.

 

"Size soruyorum nasıl fikir?!" ayağa kalktım cam vazoyu bahçe kapısına fırlattım iki camda aşağıya indi parçalara ayrıldı içeri adamlar doluştu Mete "Hay ananı avradını ben dedim abiden farki yok diye ilk sinirle camı indirdi ya la" dediğini duydum sertçe ona baktım tülün kenarını ilk defa görüyormuş gibi incelemeye başladığında bakışlarımı Siraç'a çevirdim gayet sakin duruyordu.

 

"Ben sana gelemem demedim mi olmaz demedim mi Karun!"

 

Adını söylemem ortamda bomba etkisi yaratmıştı herkes teker teker dışarı çıkmıştı neden bir isimden bu kadar kaçıyorlardı neden onun adını yok sayıyorlardı?

 

Ben bu adı öğrenmek için her şeyimi yapmıştım ama neden kimse oturup onun nasıl olduğuyla nasıl hissettiğiyle ilgilenmiyordu?

 

"Çok uzadı bu iş gidiyoruz hadi" diyip ayağa kalktı yüzünde acı vardı. Bu isim ona ne yapmıştı?

 

Yanına yaklaştım kalbimi dinledim o ne yapmak istiyorsa ona uydum. Sarıldım ona önce kasıldı bir kaç dakika hareket etmedi nihayetinde karşılık verdi sımsıkı sardı beni.

 

"Gitmek istemiyorum" dedim sesimin titremesini umursamadım. Gözlerinin içine baktım gözleri kızarmıştı yer yer morluklar vardı yüzünde ben şu an fark ediyordum elimi kaldırdım yüzüne dokunacakken elimi tuttu dudaklarına götürüp öptü.

 

Kaderime daha ne kadar kendini yazacaktı?

 

"Gitmek zorundasın, adımı öğrendin" dedi kaşlarımı çattım bütün mesele bu muydu?

 

Yutkundum kollarının arasından çıktım içimde bekleyen öfkeyi daha fazla tutmadım.

 

"Gitmem dedin!" diye bağırdım evet gitmiyordu ama beni zorla gönderiyordu, hayal kırıklığı doldu gögüsüme adını öğrendim diye miydi bu Kasırga?

 

Eğer öyleyse ben ona asla öyle seslenmezdim, kalbim yandı umut kelebeklerim ruhumun kırıklarını toplamaya çalıştılar ama o kadar paramparça olmuşlardı, ki kelebeklerim öldü.

 

"İkimizden biri gitmek zorunda ben gidersem hedef olursun, o yüzden seni göndermek zorundayım" dedi başımı olumsuz anlamda salladım.

 

"Ya yanımda durursun ya da ben siktir olup giderim duydun mu beni o kalın kafana sok bunu adın gram umurumda değil Kurt öğrenmek başıma ne tür belalar açacaksa açsın umurumda değil" dedim gözlerinde ki sinir dalgalandı ruhunu aştı ve bana patladı. "Sence adımı öğrenmiş olman mı sorun Ahu?! Sorun o adamın seni görmüş olması, öğrenmiş olması her gün bir düşmanımın haberinin olacağı olması Kurt eve dönene kadar Kuzu korunmalı"

 

Gözlerine baktım yanına yaklaşıp sarıldım "Kuzu nereye giderse Kurt onu takip eder, Kurt beni bırakma sürünün dağılmasına izin verme göz önünde tut ki daha fazla dikkat çekmeyeyim" dedim bir şey demedi itiraz etmedi ama kabulde etmedi.

 

"Gelen mesajı tespit edemedim, her şeyi tek saniyede halleden ben yapamadım bunu karşımda kim olduğunu bilmediğim hangisinin olabileceğini bilmediğim biri var. Burnumun dibine kadar geldiler fark etmedim. Hassas noktamı herkes öğrenmiş bile olabilir. O yüzden senin buradan gitmen lazım." dedi gidemezdim.

 

Bir savaş varsa kalıp onun yanında ona yardım etmeliydim. "Gitmiyorum Karun, duydun mu gitmiyorum beni biraz daha kovmaya devam edersen bu evi ikimiz içindeyken yakarım ve ne sen ne de ben gitmek zorunda kalırız" dedim.

 

Öfke damarlarımda kan yerine dolaşıyordu sinirlerim iyice yıpranmıştı mantıklı düşünmek zorundaydık ama ikimizde birbirimizin düşmanı gibi sürekli tartışıyorduk. Sinirle bahçeye doğru adımladım "Çıkma şu şekilde adamlarin yanına" dediğinde umursamadım.

 

Bahçeye adım attığımda Mete Kemal'e bir şeyler anlatıyordu Arslan telefonda bir şey izliyordu diğer adamlar yine aynı yerlerine konumlanmıştı.

 

"Biri baksın buraya" diye seslendim ilk Kemal döndü diğer adamlar bakmadı bile güzel demek ki hepsini sorguya çekecektim.

 

Biri vardı, bu adamların hepsi tamamen sadık olamazdı güçsüz biri vardı ve o piyondu.

 

"Evime götürün beni eşyalarımı alıp geleceğim" dedim Kemal arkama baktığında Kurt'un burada olduğunu anladım ona döndüm "Eşyalarımı alacağım ya burada bana bir düzen oluştur ya da evimde birlikte yaşayalım. Göndermek gibi bir aptallık yaparsan Kurt sana yemin ederim tek saniye düşünmeden başıma diktiğin her adamı öldürürüm, sana git dedim gitmedin şimdi ben gitmiyorum savaş mı var birlikte, ölüm mü var birlikte ne sikim olacaksa birlikte ben varken sen benim yanımdayken olacak beni oyun dışı bırakamazsın. Ben Tan Mangan'ın kızıyım bir şeyi istediysem alırım.."

 

 

 

 

 

 

 

 

HEYYOOOO BIZ GELDİİİİİK

 

BÖLÜM HAKKINDA KI DUSUNCELERINIZ NELER BAKALIM??

 

sizce bir kadının hem bu kadar duygusal hemde bu kadar güçlü olması çok güzel değil mi???

 

Loading...
0%