Yeni Üyelik
11.
Bölüm

KUZUNUN KURT'U

@meldakzltn

Saat kaçtı bilmiyorum, Kurtla konuşmamızın üzerinden 3 gün geçmişti yazmamıştım o da yazmamıştı. Onu kırmıştım bunu biliyordum ama korkularım ona gitmeme engel oluyordu. Eğer onunla olursam kırılacaktım fakat ben kırılma kotamı babamın çöküşünü toparlarken doldurmuştum.

 

Annemle aylardır konuşmuyordum arada geliyordu ama müsait değilim diyip geçiştiriyordum, bizden özür dilememişti bizi yarım bırakıp gitmişti bana bir aile borçluydu ama o kendine başka bir aile kurmuştu. Annem beyin cerrahıydı.

 

Hep psikolog olmak isteyen bir beyin cerrahı, ablam ona karşı gelip iç mimarlık okumuştu şu an yapmıyordu ama yaptığı projelerden biri de içinde oturduğum evdi. Ben annem beni sevsin, bizi bırakmasın diye onun istediklerini yaptım. Olmadı ziyanı yok değildi ziyan olan hayallerim, güvenim, çocukluğum vardı.

 

Tekrar ziyan olmaktan korkuyordum, tekrar ona inanmaktan ve tekrar inandığım yerlerden kırılmaktan korkuyordum. Babam hala bazen günlerce evden çıkmıyordu şirket dosyalarını arada ben imzalamaya gidiyordum arada ablam.

 

Bize aile borçlu olan bir kadın vardı ama kadın ortada yoktu. Bir oğlu vardı bir de kızı, biz yoktuk babam yoktu.

 

Benimle gurur duyup verdiği röportajlarda övüyordu ama beni bilmiyordu tanımıyordu. 13 sene önce yıkıp gitmişti bizi.

 

Kurt, benim kalbimin hızlanma sebebi içimde arkadaşım diye geçiştirdiğim gökyüzü. Ona kapılırsam yarım kalmaktan her şeyimi kaybetmekten korkuyordum. Kurt'un eve dönmeme ihtimalinden korkuyordum. Kurt'un gerçeğini görememekten korkuyordum. Sakladığı kişiyi sevememekten korkuyordum.

 

Kalbinin atışını hissettiğim adamı sevmek istemiyordum. Ona kapılırsam yok olurdum. Kurt'u tanıyorum planlı, kontrollü, disiplinli, takıntılı...

 

Kurt dominant, her konuda.

 

Ben ise dağınık içi dışı paramparça, öfke sorunları olan biriyim.

 

O kolay öfkelenirse de sakinliğini korur mantığını korur ama ben yapmam.

 

Mesela ben çok çabuk kırılırım, o anlamaz.

 

Ben hayatımın ışığını aramayı bıraktım ama o bırakmadı.

 

Kafamı geriye attım düşüncelerin bir sonu yoktu. O yanımda yokken kuruyordum, kurup gerçek olacak diye düşünüyordum.

 

Ayağa kalktım telefonumu elime alıp geri oturdum.

 

Arkadaşlarımla olan gruba girdim.

 

Siz: Bu gece buluşalım.

 

Siz: Dağıtmaya ihtiyacım var.

 

Siz: Gelmeyecek olan siktirsin gitsin evinde süt içsin.

 

Evren: Bana giren çıkan yok ben geliyorum.

 

Berfu: Bende geliyorummmmmm

 

Tolunay: Güzelim sen iyi misin?

 

Siz: Evet Tolunay hadi kalkın buluşalım işte.

 

Tülin: Yaaaaa Tolunay nolur gidelimmmm

 

Tolunay: Tamam yavrum hazırlan alayım seni.

 

Siz: Jj de buluşuruz 23:20, hadi kaçtım ben.

 

Gruptan çıkıp hazırlanmaya gittim üzerime siyah dantelli büstüyer giydim, altıma kumaş bol bir pantolon saçlarımı düzleştirip kaşlarımı sabitledim göz altlarıma kapatıcı sürdüm hafif far sürüp nude tonda ruj sürüp üstüne şeffaf gloss geçtim, saçlarımı geriye itip krem renk bandana taktım, altın bir saat ve iki yüzük takıp siyah çantama gerekli olan her şeyi koyup arabanın anahtarını alıp çıktım.

 

Arabaya bindim bahçenin büyük kapısının düğmesine bastım yavaş yavaş açılırken içeri iki üç tane adam girdi arabanın yanına gelene kadar bekledim kapı da tam o zaman açılmıştı çalış vaziyette olan arabayı gazladım birine çarpmıştım ama çok sert değildi zaten düşmemişti bile.

 

"Seninde adamlarının da kafasını parçalayacağım Kurt" kendi kendime söylenip bir şarkı açtım ve mekana sürdüm.

 

Telefonum çalınca arabaya bağlayıp açtım. "Bu saatte nereye gidiyorsun?" sert sesi arabayı doldurmuştu "Sana ne hayır yani sana ne, taktın bana ya bırakmıyorsun da gelmiyorsun da" dediğimde derin bir nefes alış sesi doldurdu odayı. "Elimde değil lütfen zorlama" dediğinde güldüm "Senin umurunda olan tek şey kendinsin, tek kendi çıkarlarını umursuyorsun. Sen bana gerçek kimliğinle çıkana kadar bana yaklaşmayacaksın Kurt tamam mı?" diye bağırdım sonlara doğru sinirden her yerim titriyordu keşke karşımda olsaydı da kafa göz dalabilseydim ona.

 

"Vera beni sinirlendirme, keyfime yapmıyorum hiçbir şeyi. Sana gelmek istemiyor muşum gibi saçma sapan düşüncelere dalıyorsun. Manyak mısın kızım sen?!" O da sonlara doğru bağırmıştı.

 

"Ben senin kızın değilim, ben senin hiçbir şeyin değilim ne sen benim çirkinimsin ne de ben senin güzelinim. Görev bitti Vera Mangan'a yol göründü." diyip telefonu kapattım.

 

Sağlıklı düşünemiyordum hiç sağlıklı düşünemiyordum damarıma basması çok kötü olmuştu. Yine birbirimizi kırmıştık siktiğimin hayatında bir kere güzel şeyler olsa şaşıracaktım.

 

Arabayı sahil yoluna kırdım beni takip eden arabaları biri önüme bir de arkama geçti. Gölge gibi çökmüştü üstüme. Nereye gitsem gölgesi beni takip ediyordu. Jj'nin önünde durduk önde ki arabadan Kemal indi arabama doğru geldi camı açtım "Vera içerisi güvenli mi diye bakacağız sonra girersin kardeşim tamam mı" dedi gülümsedi sıcak ve içtendi samimiydi kafamı olumlu anlamda salladım.

 

"Kemal, o nerede?" diye sordum başını mekana çevirdi bir cama baktı bakışlarımı oraya çevirdiğimde kapalı perde ardında bir gölge duruyordu.

 

"Vera, dikkatli ol olur mu? Kurt bana Vera'ya abi olacaksın bundan sonra ki tek görevin onu korumak dediğinde benim takıldığım tek nokta abi olmak oldu. Ben ailemi seneler önce kaybettim ve şimdi küçük bir kız kardeş edindim, bunu benden almalarına izin verme." dediğinde gözlerim doldu buna rağmen sıcacık gülümsedim bu yetmemişti arabadan indim kapıyı açarken bir kaç adım geriledi o mesafeyi kapatıp sıkıca sarıldım ona.

 

"Ben çok teşekkür ederim benim için ne kadar anlamlı olduğunu bilemezsin" dedim çünkü öyleydi benim için çok anlamlıydı. Bunu düşünmüş olmaları beni çok mutlu etmişti. Kurt bana bunu yapmamalıydı, kollarımı geri çektim arabanın içine geri girecekken Kemal kolumdan tutup başıyla bir çocuğa işaret yaptı çocuk arabaya binip çantamı bana uzattı.

 

×××××××××××

 

İki adamın beni izlemesi grubun dikkatini çekse de ben bir şey demediğim için konuyu açmıyorlardı hepsi çocukluk arkadaşlarımdı, hepsi beni ve geçmişimi biliyordu.

 

Tolunay biraz grubun babası gibiydi herkesle özel ilgilenirdi, ben o durumları yaşarken benimle ekstra ilgilenmişti. Tülin, Evren ve Berfu benim kafamı dağıtmak için şebeklikler yapan tiplerdi. Benimle her şeyi yaparlardı bende onlar için her şeyi yapardım.

 

Berfu ve Evren babalarının şirketlerinde adını bilmediğim bir pozisyonda çalışıyorlardı. Tülin moda tasarımı okumuştu annesiyle çalışıyordu. Tolunay'ın kafe zincirleri vardı şeflik yapıyordu.

 

Hepsi kendi istediği mesleği okumuştu bu konuda benimle çok konuşup ikna etmeye çalışmışlardı ama ben annem belki geri döner diye o ne isterse yapmıştım.

 

"Ooo daldın gittin hadi kalk oynuyoruz" diyen Evren'e baktım kolumu tutmuş çekiştiriyordu güldüm bütün grup kahkaha atmıştı Berfu ve Tülin fazla kaçırıp çığlık atmışlardı. Şımarmayı en çok bunlarla seviyordum.

 

Ortaya geçtik ellerimi Evren'in boynuna dolayıp kalçamı sallayıp dans etmeye başladım yavaştan kendimi kaybediyordum Evren çok temas etmemeye özen gösterip kendi halinde dans ediyordu ellerimi çektim zıplayarak vücudumu kıvırarak dans etmeye devam ettim.

 

Yabancı şarkıdan sıkılmıştım Dj'in yanına gidip kulağına eğildim "İnsanlar şarkı söylesin" dedim kafasını salladı eline mikrofonu aldı "Arkadaşlar ünlü iş adamı Tan Mangan'ın kızı Vera Mangan aramızda" dediğinde kimse anlamamıştı "Hadi ama mal mısınız nasıl bilmezsiniz ya pü gençlik bitmiş" dediğinde kafasına bir tane vurdum "Konudan niye uzaklaşıyorsun salak mısın?" dediğimde mikrofonu kapattı bana döndü "Şu yakın arkadaşın Evren bana onun numarasını versene" dediğinde ciddi misin bakışı attım.

 

Güzel kızdı ama Evren salak bir çocuktu kendine yazık ederdi. "Ben sana kendi numaramı verim" dediğimde gülerek onaylamıştı tekrar mikrofonu alıp "Bu gece tekrar Vera Mangan'ın sesini dinleyeceğiz arkadaşlar şarkı söylemek isteyenler gelip listeye adını yazdırsın" diyen kıza gülerek kafa sallamıştım.

 

Bizim gruba böyle deli dolu Evren yetiyordu ama neyse bir kişiden daha zarar gelmezdi..

 

"Evet şimdi sahneye Vera çıkıyor onun sahne adı artık Kurt'un Kuzusu" dediğinde bakışlarım beni izleyen bir çift mavi göze kilitlendi elinde ki kadehi kaldırıp sert bakışlarıyla selam verdi. Gözlerimi ondan çekip bana bakan bir kaç kişiye gülümsedim.

 

Kemal en öne gelmiş elinde ki viskiyi bana uzatmıştı ama altında peçete de vardı. Peçeteyi ve viskiyi aldım gülümsedim elimi dudaklarıma götürüp ona çevirip salladım.

 

'Bu şarkıyı sana bir gün ben söylemek isterim fakat şimdi sen söyle, Yaralarını Ben Sarayım'

 

Yutkundum, gözlerim doldu ve ona bakmadan peçeteyi cebime koydum.

 

Bana eşlik edecek kişilere şarkıyı söyledim.

 

Nakarat kısmı girdiğinde bana kaşlarını çatarak baktı. "Arkadaşlar bu şarkı bana şarkı gönderen kişiye karşılık olarak gelsin." dedim.

 

Ve şarkıya başladım.

 

"Derdin ne benimle söylesen

Elimden ne geldiyse verdim ya

Söyle daha kim sever gül belalıysa

Eğer yüreğin varsa sev durma

 

Ben kaçtım kaç kere

Hislerimden öteye

Bana inan

Sen sattın kaç kere

 

Vurdun attın yerlere

Dayandım inan

Ben sana gelemem gelemem gelemem

N'olur anla

 

Yok bir daha sevmek mi zor

Bana senden yok fayda anla

Ben sana gelemem gelemem gelemem

N'olur anla

 

Yok bir daha sevmek mi zor

Sana benden yok fayda anla"

 

Tam bu kısımda nakarat girmişti ve elimde ki viskiden büyük bir yudum almıştım insanlar bağırarak şarkıya eşlik etmişlerdi birkaç kişi telefonunu çıkarsa da Kemal müdahale etmişti. Bana yardımcı ses olarak numarasını aldığım kız eşlik ediyordu.

 

Gözlerimi ona çevirdiğimde dudağını ısırmış beni izliyordu gözlerinde ki mavilik gitmişti güldüm seni daha fazla zorlayacağım Kurt.

 

"Sus ses etme

Evet problem ve sorun bende

 

Biliyorum biliyorum biliyorum

Sevgin bana lanet, aşkından inat et

Sezen'in dediği gibi ben de 'gidiyorum'gidiyorum'

Ben sana gelemem gelemem gelemem

 

N'olur anla

Yok bir daha sevmek mi zor

Bana senden yok fayda anla

Ben sana gelemem gelemem gelemem

 

N'olur anla

Yok bir daha sevmek mi zor

Sana benden yok fayda anla"

 

Son sözleri onun gözlerinin içine bakarak söylemiştim "WUUUUUU BİR DAHA SÖYLEMEK İSTER MİSİNİZ VERA HANIM" bağırarak konuşan kıza gülerek mikrofonu verdim sahneden inip bizimkilere sarıldım.

 

"Kızım o neydi öyle içinden çok dehşetül vahşet bir şey çıktı" diyen Evren'e öpücük attım "Yalnız çok fena söyledin o Kurt denen şerefsiz anlar umarım" diye Berfu'yu gözlerimi açarak uyardım salak burada bilen bir kendisiydi.

 

Tolunay "Ne kim ney ne oldu lan o nasıl bir şey" diye tepki vermişti Tülin olayı anlayıp bana kınarcasına bakıp "Yok hayatım hayvanlardan bahsediyorlar. Sizi gebertirim bana da anlatın" Son cümleyi bize eğilerek söylemişti.

 

Evre Tolunay'ı alıp sahneye çıkmıştı.

"Ya sürekli Tolunay'ın yanındasın nasıl anlatayım" dedim kendimi kurtarma çabasıyla. "Sende bir haller vardı zaten anlatırsın diye gelmedim. Tolunay'ın bilmemesini istemekte çok haklısın salak hemen baba gibi kıskanıyor sizi" dediğinde Berfuyla gülmüştük Tülin ise somurtmuştu "Siz şimdi onun yüzünden mi sakladınız benden?" diye sormuştu kafamı olumlu anlamda salladım.

 

"Salaklar sizi affetmem için defilemde manken olacaksınız" dedi olayı detaylıca ona anlatıp Kurt'un burada olduğunu ona da söyledim çaktırmadan bak dememe rağmen şak diye bakmıştı.

 

"Yalnız fena bir adammış bu arada babamda bununla ortaklık yapıyor biliyorsun kumaşları babamlar özel olarak yapıyor neyse iş dünyasında bile Kurt adını kullanıyormuş babam çok saçma bulsa da teklifi kabul etmişti zaten ortaklardan bir-" bakışlarımı görünce sustu ofladı "Sen zaten hepsini biliyorsun salak kadın niye konuşturuyorsun beni" diyip omzuma vurmuştu bende kafasına vurmuştum sonra aramızda anlamsız bir son dokunma kavgası çıkmıştı.

 

Jj'den çıkana kadar bu böyle devam etmişti ve ben kazanmıştım hepsi arabasına binip gitmişti bende arabamı bekliyordum üşümüştüm soğuk olmuştu hatta hava bozmuştu kesin yağmur yağacaktı. "Kurt'un Kuzusu üşümüş" kısık sesle söylediği şeyi sadece ben duymuştum. Bakmadım bakarsam yenilirdim tüm gece beni izlemişti öylece saatlerce gözlerini bir saniye olsun ayırmamıştı.

 

"Kuzu bana masal sözün vardı" dedi omuz silktim yanımıza Kemal'in geldiğini görünce gülümsedim "Arabam nerede?" dediğimde sıkıntılı bir nefes aldı "Kurt bunu görsen iyi olacak" dediğinde elinde ki telefondan bir şeyler gösterdi. "Vera'yı evime bırak başına da Mete ve Arslan'ı bırak yanıma gel" dediğinde kaşlarımı çattım.

 

"Ne oluyor bana da söyleyin" dedim Kemal gösterecekken Kurt telefonu aldı.

"Denileni yap Kemal" dedi sert sesiyle Kemal'de aynı ifadeyle ona döndü "O benim kardeşim ben bilmesi gerektiğini düşünüyorsam sen bir şey diyemezsin" diyip telefonu elinden geri aldı.

 

Gözleriyle birbirlerini dövüyorlardı. Derin bir nefes aldım biri abimdi diğeri ise bilinmezlik ama neden o bakışı içimi yakıyordu. "Çok mu kötü?" diye sordum bakmadan önce "Alışman lazım" dedi Kemal sadece.

 

Kurt'un kolunu tuttum ama ona bakmadım ondan güç almam lazımdı "Göster" dedim bir adam arabamın yanında ki korumayı öldürüyordu.

 

Gerisi o kadar korkunçtu ki gözlerimi kapattım. Adamın.. siktir yutkundum gözlerimi açtım "Durdur" dedim sesim o kadar güçsüz çıktı ki ben bile zarzor duydum.

 

"Vera, kardeşim alışman lazım" dediğinde gözlerine baktım "Lütfen durdur" dedim videoda bana seslenen adama baktım.

 

"Vera Mangan yanında olduğun adamın hayatında olduğun sürece her gün bir adam ölecek, sonra vakit sana ve ona gelecek. Vera Mangan ve -" Kurt telefonu sertçe alıp kırdı. Duyamadım çünkü duymayayım diye bağırmıştı o kadar az kalmıştı ki onun adını öğrenmeme.

 

<><><><><><><><><>

 

Bundan sonrası çok hızlı gelişti hayal kırıklığı yerleşti gözlerime, vicdan azabı oturdu yüreğime. Evine geldik yanımda dediği adamlar vardı. Öylece duvara bakmış duruyordum.

 

Göz yaşlarım yüzümü yıkıyordu ben o çocuğun ailesine nasıl hesap verecektim. Ya bir çocuğu varsa ben bu yükün altından nasıl kalkacaktım.

 

"Yenge su ister misin?" diyen Mete'ye baktım gözlerimi devirip önüme döndüm "Sende haklısın ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorsun" diye mırıldandı.

 

"Sizin vicdanınız yok mu? Nasıl bu kadar rahatsınız ya bir adam öldü ailesi çoluğu çocuğu karısı sevgilisi ya siz nasıl bu kadar kalpsizsiniz!" ayağa kalktım etrafta yürüyerek bağırıyordum içime zehir akıtmışlar gibi yanıyordu. Ruhum arafta bedenim harap olmuştu.

 

"Yenge biz bu yola dün çıkmadık elbette intikam alınacak hiçbir olayı unutmayız biz" dediğinde güldüm kahkaha attım.

 

Sinir boşalması ve kriz eşiğinde gidip geliyordum. "İntikam! Tabi ya bu ölen parçalara ayrılan adamı geri getirir çünkü. Görmüyor musunuz sizin hayatınız benim hayatımı etkiliyor yarın kim ölecek ha!" yüzlerine baktım bir şey demiyorlardı en mantıklısı buydu. Susmaları.

 

"Babam, ablam, yeğenim, enistem, arkadaşlarım. Söyleyin yarın sizin hangi adamınız hayata göz yumacak?"

telefonuma gelen bildirimle korkarak elime aldım bu sırada kapı açılmıştı.

 

Kemal'le onun sesi geliyordu.

 

Mesajı açtım yabancı bir numaradan bir fotoğraf ve isim.

 

054*****:Karun Siraç Erezoğlu, Kurt'un gerçek kimliği.

 

054*****: Kurt'un Kuzusu gerçeği öğrendi.

 

054*****: Zaman doluyor. tik tak tik tak..

 

Telefon elimden düştü karşımda ki adam her şeyi anladı. Omuzları çöktü gözlerini sımsıkı kapattı "Herkes dışarı çıksın" dediğinde Kemal'e baktım kafamı hayır anlamında salladım.

 

Korkuyordum, güvendiğim tek Kemal vardı o gidemezdi. Ama o bunu fark etti Kemal'e baktı "En azından mutfağa geç" dedi Kemal bana baktı olumlu anlamda kafamı salladım hızlı adımlarla geçti mutfağa.

 

Siraç ya da Kurt bana yaklaştığında geri adım attım. "Yapma Ahu" dedi.

 

Kaşlarımı çattım "Gelmiyorsan gitme gelmeme engel olma. Bak aramızda hiçbir sır kalmadı" dedi gözlerimi kapattım göz yaşlarım bilmem kaçıncı kez intihar ettiğinde ruhumda araftan kurtulmuş onlara eşlik ediyordu.

 

Biri daha ölmüştü bu gece.

 

Benim yüzümden iki can gitmişti. Hayır benim yüzümden değil Siraç yüzünden. Adı o kadar yakışıyordu ki ona. Işık arıyordu ama o ışığın kendisiydi.

 

"Siraç" Adını fısıldadım acı içinde buruşturdu yüzünü güldüm buruk bir gülümseme hayal kırıklarını attı gözlerimden.

 

"Karun Siraç Erezoğlu" diye tam ismini söyledim.

 

"Kuzunun ve Kurtun oyunu bitti, Güzel ve Çirkin son buldu. Ahu Vera Mangan ve Karun Siraç Erezoğlu kaldı" dedim üzerine yürüdüm göğüsünden ittirdim.

 

"Öğrenmek için böyle sikik bir olay mı yaşamam gerekiyordu." tekrar ittirdim bir adım geri gitti "Kayıp mı vermemiz gerekiyordu" tekrar ittirdim tekrar bir adım geri gitti.

 

"Bir daha sakın gelme bitti. Masal bitti, oyun bitti perde kapandı uyan Karun Siraç Erezoğlu çünkü Vera Mangan'ı sonsuza kadar kaybettin"

 

 

 

 

 

Huuuuuuuuu....

 

Herkese iyi okumalar.

 

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim..

Loading...
0%