Yeni Üyelik
5.
Bölüm

SOL OMUZ

@meldakzltn

 

 

Babamın evine gidip üç gün kalmıştım, yine ona sığınmıştım beni sarıp sarmalamış acılarımı geçirmek istemişti. Aşık olduğumu aşık olmasam bile onu sevdiğimi söylüyordu babamın ilaç şirketiyle anlaşma yapmıştı. Toplantı günü babam sayesinde neler olduğunu öğrenmiştim.

 

Önce sakince toplantıya ara vermişti telefonla uğraşıp babama bakmış gülmüş ve anlaşmayı okumadan onaylamış. Garipti onun gibi titiz bir adam için bu çok garipti yani babam devam edene kadar öyle düşünmüştüm.

 

Sonrasında babamla fabrikaya gidip her şeyin en ince ayrıntısına kadar incelemiş işçi kadrosunu düzenlemiş.

 

Güldüm tam ona göre bir hareketti.

 

Garip bir şekilde nefesim onu düşününce kesiliyordu ya da ben garip demek istiyordum.

 

Şimdi onu bekliyordum gelsin son kez konuşalım ve gitsin.

 

Verandadan bahçeye bakıyordum gelirse direkt olarak görmek için, ve işte beklediğim de oldu arabası bahçe kapısının açılmasını bekledi ve yavaşça içeri girdi çalışma odama geçmek için ayağa kalktım arabası durdu arkamı döndüm ve içeri girdim.

 

Odaya geçtim sabırla gelmesini bekledim. Üzerimde bu sefer mini etek gömlek ve ince bir süveter vardı, saçlarım salıktı makyaj yapıp yüzümde ki kızarıklıkları kapattım.

 

Odanın kapısı tıklandı "Gel" dedim zarif bir sesle. İçeri yine ondan önce kokusu girdi tebessüm etmek istedim ama aklıma gelen sözüyle bundan vazgeçtim. Ayağa kalktım karşısına doğru yürüdüm elimi uzattım "Hoş geldiniz" dedim resmiyeti o kaldırmadan kaldırmayacaktım.

 

"Oda da tek kişiyim neden geldiniz diyorsun?" dedi elimi sıcak elinin arasına aldı bedenim yandı ruhum titreyerek benden uzaklaştı kalbim gümbür gümbür atmaya başladı dudaklarımı ıslattım gözlerine bakarken.

 

"Resmiyetten, sonuçta sen benim danışanımsın" dedim titrememesine dikkat ettiğim sesim beni yanıtlmayıp yine bütün duyguları gizlemişti. Dudaklarıma baktı gülümsedi elimi daha sıkı tutup diğer elini belime atıp beni kendine çekti bu doğru değildi.

 

Vücudum kaçmak için beynime sinyaller yolluyordu buna hazır değildim bedenini hissetmeye hazır değildim "Bana Çirkin ve Güzeli izlememi okumamı söyledin doktor, dediklerini yaptım hayatımın ışığa ihtiyacı var ve o ışığı bulmamda bana sen yardımcı olacaksın ben Çirkinsem sen de Güzel olacaksın" dedi belimde ki elinin baş parmağıyla okşadı belimi içimde ki kelebek ordusu vücudumu tavaf etti, kalbim raydan çıktı, ruhum içime sığmadı.

 

Ölecektim korkudan, hissettiklerimden, bilinmezlikten o gözlerinde ki gördüğüm parlamalardan yüzünde huzur bulmuş gülümsemesinden. Tanrım bu adam, bu adam benim ölümüm olacaktı.

 

"Masalın sonuyla bizim sonumuzu karıştırma, sen buraya bugün son kez geldin. Seninle bir anlaşma yapmak kalbimi yanında bir bıçakla eline vermek olur, aptal bir kadın değilim Kurt, kalbimi kime emanet etmem gerektiğini anlayabiliyorum. Sen benim anlaşma yapabileceğim bir adam değilsin, sen sadece yanından öylesine geçebileceğim bir adamsın" dedim.

 

Gözleri dudaklarıma düştü tekrar, oradan bedenine değen bedenime yüzünde bir tiksinme aradım ama hayır halinden gayet memnundu dediklerimi duymadı mı yoksa bu görüntüyü görünce unuttu mu bilmiyorum ama dudaklarında sahici bir gülümseme oluştu. "Beni öpersen prense dönüşürüm ve kimse Kurt'un prens olmasını istemez Vera" dedi sesi bir şiir gibi kulaklarıma işledi, onu saatlerce dinleyebileceğim bir sesle konuşuyordu.

 

Kurt, adını herkesten gizleyen Kurt...

 

Kendini neden bana karıştırıyordu?

 

"Kurt" dedim bu yakınlığın kalbimi yorduğunu anlaması için ama o siyah harelerini gözlerime çıkarmak dışında bir şey yapmadı o hareler bana sarsıcı bir gerçeği hatırlattı.

 

Kurt benim yanımda gülmüştü dudaklarımı birbirine bastırdım geç farkına vardığım şey kalbimin daha güçlü atmasına neden oldu bileğimde ki saat ötmeye başladı ve yine güldü bileğimde ki elinin tersiyle kolumu okşayarak elini kalbimin üzerinde durdurdu. "Benden korkuyor musun Kuzu?" diye sordu ondan korkmuyordum onu bir çocuk gibi seviyordum.

 

Ama arkadaş anlamında işte, hani bizden daha fazlasının olmayacağının farkında olarak.

 

"Hayır, yakınlığın bunalttı uzaklaş benden Kurt" dedim eğildi boyu fazla uzundu alnını alnıma yasladı "Anlaşmayı kabul et Kuzu, iki ay istiyorum senden sonra özgürsün" dedi yapamazdım bu kalbimin üzerinde tepinmek olurdu.

 

"İstemiyorum, adını bilmediğim gerçekleri herkesten saklayan biriyle iki ay geçirmek istemiyorum" dedim işte şimdi beni bıraktı.

 

Kurt'un sınırları vardı o sınırlar geçilmezdi.

 

"Benim gerçekten kim olduğumu öğrendiğinde beni geçmişimle tekrar sınayacak bu zihnim. Senden temelli hayatıma yerleşmeni istemiyorum, bana sadece iki ayını ver istiyorum" dedi inatçı bir adamdı, kalbimi ona vermemi ve sonrasında alabilmem mümkünmüş gibi geri almamı istiyordu.

 

Ben o kadar güçlü değildim, iki ay bittiğinde ben de biterdim. "Yapmak istemiyorum, ısrarın neden onu da anlamıyorum, benim yerime seçebileceğin çok kadın var" dedim kalbim bu cümlenin gerçekleşme ihtimaliyle kasıldı.

 

O gerçekten sevilmeyi hak eden bir adamdı ama kendini buna layık görmüyordu, üzüldüm ruhumun köşesinde parçalara ayrılan kalbimi toplamaya çalışan kelebeklere baktım onları toplamaları için çok az zamanları vardı.

 

Kurt sinirle koltuğa attı kendini hiçbir şeyi umursamadan, sinirlenince üstündeki ve etrafında ki bir şeyleri o anlık umursamıyordu demek ki.

 

Bakışları bacaklarıma oradan eteğime kaydı ağzının içinde bir şeyler mırıldanıp sinirle gözlerini yumdu onun karşısında ki koltuğa yavaş adımlarla yürüyüp oturdum.

 

"Neden kabul etmiyorsun Vera?" dedi sesi ben o kadar mı kötü biriyim der gibi çıkıyordu hayır alakası yoktu. O Kurttu ona bir Kuzunun kalbi emanet edilmezdi kırardı, aç kalınca ilk ona saldırıldı, zarar görmesini umursamazdı çünkü Kurt için Kuzu kalbinin bir değeri yoktu.

 

"Çünkü sen Kurtsun, kalbimi sana emanet edersem sinirlendiğinde ilk ona zarar verirsin, acıktığında ilk onu yersin, ortaya canın konulduğunda zarar görme diye ilk onu gözden çıkarırsın"

 

Sözlerim onu sarsmıştı dudakları düz bir çizgi halini aldı çene kemiklerini ortaya çıkaracak kadar dişlerini sıktı kaşlarının ortasında çukur oluştu ben o çukura düştüm ve o bunu fark etmeden beni çukurdan attı kaşlarını düz bir ifadeye soktu.

 

"Kurt sevemez mi?" dedi kalbim parçalandı ses tonu binbir parçaya ayrılmış kalbinin derinliklerinden geliyor gibi acı dolu çıkmıştı.

 

"Kurt sever ama kuzu sevemez" dedim.

 

Ayağa kalktı yanıma yaklaştı önümde eğilim dizlerimin üzerinde ki ellerimi ellerinin arasına aldı.

 

"Kuzu da sever" dedi tekrar doğruldu bakışlarımı ona doğru kaldırdım eğildi nefesimi tuttum lanet kalbim durmadan atıyordu.

 

Dudaklarının yaklaştığını gördüm başımı eğdim böyle yapınca durur sandım nereden bilebilirdim sol omuzumdan öpeceğini?

 

Bana bir şey deme fırsatı vermeden hızla odadan çıktı peşinden gitmedim orada oturdum saatlerce ağladım.

 

Kimse öpmemişti beni omzumdan. Kimse yüküme ortak olmak istememişti, hep yanımda olacağını, yılların acısını alacağını böyle sessiz ama bir o kadar gürültülü belli etmemişti...

 

 

 

 

 

 

 

BÖLÜM HAKKINDA Kİ DÜŞÜNCELERİNİZİ MERAK EDİYORUM...

 

umarım beğenmişsinizdir

 

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayinnn

 

 

Loading...
0%