Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@meledoiess35

Sabah uyandığımda, Işık benden önce uyanmış yatağın üzerinde kendi halinde sessizce oyun oynuyordu.

"Annem." Dediğimde bakışları bana döndü. Gülerek kucağıma geldiğinde kocaman öptüm kendisini. "Annesinin balı." Dedim kucağımda sıkıca sarılarak kendisine.

Odanın kapısı tıklatılıp Ulaş sakince içeriye baktı. "Girebilir miyim?" Diye sorduğunda başımı salladım gülerek.

"Ne bu enerji sabah sabah?" Diye sordu gülüşümüz ona da bulaşmış gibi gülümseyerek.

"Benim kızım büyümüşte annesini uyandırman sessizce oyunlar oynuyordu." Dediğimde ellerini Işığa uzattı.

"Bak sen?" Dedi oyuncu bir ses tonuyla. "Şimdide sesli oynayalım." Dediğinde Işık kendisine uzatılan kolları görmezden gelmeyerek Ulaş'a doğru yönelip onun kucağına gitti.

"Ba-ba." Diye ellerini Ulaş'ın yüzüne koyarak konuştu. O an ikimizinde gülüşleri durdu, anlık olarak sessizleşip birbirimize baktık.

İlk cümle kurması değildi bu. Daha önce bana da defalarca anne, mama, oyun gibi cümleler kurmuştu ama ilk defa baba diyordu ve bunu ilk defa Ulaş'a demesi garip hissettirmişti.

"Cümle kurmayı öğreniyor." Diyip ortamda ki garip sessizliği bozmak istedim.

Başını sallayarak beni onayladı Ulaş. Cevap vermemişti, itiraz etmemişti, konusunu açmamıştı ama hiç rahatsız olmuş gibi durmuyordu aksine sanki hoşuna gitmiş gibi yüz mimikleri değişmişti.

"Kahvaltınız hazır demek için gelmiştim." Diyince mahcup bir şekilde ona baktım.

"Niye zahmet ediyorsun ki yeteri kadar yük oluyorum sana zaten bir de erkenden kalkıp kahvaltı hazırlayorsun."

"Dır dır etme yarın sen erken kalkar hazırlarsın ödeşiriz."

"Ben mi dır dır ediyorum?" Diye sordum işaret parmağımla şaşkınca kendimi göstererek.

"Evet, senden başka kim konuşur bu kadar değil mi güzelim? Bu annen çok konuşuyor dır dır." Dediğinde Işığın gülüşünü duydum.

"Dır-dır." Diye Ulaş'ı taklit ettiğinde ellerim belimde kaşlarımı çatmış bir şekilde onlara baktım.

"Alacağanız olsun ama." Dedim alınganlıkla. Gülerek aşağıya indiklerinde bende peşlerinden indim.

Birlikte sofraya oturduğumuzda konuşmaya başladı.

"Bugün size yeni yeni kıyafetler almamız gerekiyor, Işık içinde ihtiyaçlarını almamız lazım mama sandalyesi şart oldu."

"Masraf etme lütfen."

"Aklımı karıştırma sus lütfen." Diyip çayından bir yudum aldı. "Işık için dolap ayarlamamız lazım, oyuncaklarına ayrı bir bölme kıyafetlerine ayrı bir bölme olması lazım." O kendi kendine bir şeyler daha sayarken ben hayran bakışlarımı ondan çekemedim.

"Hayırdır? Neden öyle bakıyorsun bana?"

"Merhamet bir adama anca bu kadar güzel yakışabilirdi." Dediğimde tebbesüm etti.

"Oyalanma hadi üzerinizi değiştirin bende sofrayı toparlayım hemen çıkalım." Dediğinde onu onaylayıp Işıkla yukarı çıktım.

Işığın tek bir kıyafeti olduğu için onu yıkamıştım ve tekrardan giydirmiştim. Selin'e ait olan kıyafetleri içime yerleşen büyük bir mahcuplukla alıp üzerime geçirdim.

Altıma mavi bir kot pantolon üzerime ise siyah bir sweet giyinmiştim. Ayakkabısı bana küçük oluyordu fakat içine peçete sıkıştırarak başka şansım olmadığı için mecburen giyinmiştim.

Kendinden düz olan kumral saçlarımı açık bırakıp tarafım hafifçe. Yüzümde ki yaralar berbat gözüküyorlardı ama elimden onlar için bir çare gelmiyordu. Mavi gözlerim ilk defa çökmüş değilde heyecanlı bakıyordu dışarıya.

Seneler sonra ilk defa çarşıya çıkacaktım. Kalbimin bir kuş kafesinden farkı yoktu şuan. Baştan sona Selin'in kıyafetlerinden oluşan kombinime bir de bana doktorun yanına giderken verdiği montu ekledim.

Işığı kucağıma alıp aşağıya indiğimde Ulaş çoktan hazır bir şekilde beni bekliyordu.

"Süper görünüyorsun." Dediğinde içtenlikle gülümsedim. "Ayakkabılar rahatsız ediyor mu?" Diye sordu.

"Peçete koydum idare ediyorlar beni."

"Şimdi hallederiz hadi çıkalım." Dediğinde kapıyı açtı. Tereddütle derin bir nefes alıp dışarıya adım attım.

"Korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok, yanımda güvendesin." Dediğinde başımı salladım. Arabasına bindiğimizde büyük bir alışveriş mağazanın önüne geldik. Buraya hiç gelmemiştim.

Arabayı park ettiğinde hala arabadan inmeyen bana baktı.

"Neden inmiyorsun?"

"Çok kalabalık korkuyorum." Dediğimde ellerini saçlarıma atıp hafifçe okşadı.

"Ben sana ne söz verdim, birlikte iyileşeceğiz dedim, ben yanındayım." Diyip ellerini Işığa uzatıp kucağına alınca arabadan benden önce inip kapımı açtı.

"Hadi bakalım." Dediğinde arabadan derin bir nefes alarak indim. Burası çok kalabalık ve sesliydi. Ürküyordum.

Kollarını bana doladığında, bir eliyle Işığı tutarken bir eliyle de yanımda olduğunu hissettirmek istercesine sıkıca beni sarmıştı.

Dışardan görüntümüz çok mutlu bir aileye ait gibi gözüküyordu buna emindim. Kocaman kocaman mağazaların içersine girip bir sürü eşya aldı.

Yeni kıyafetler, ayakkabılar, zorlayarak geçirip aldırdığı iç çamaşırları eksiğim yoktu fazlam vardı açıkçası şuan.

Işık için biberon, mama, masa sandalyesi, bez, beşik tarzında bir sürü ürün almış ve yarın eve gelecek teslimatları onaylamıştı. Elinde tonla alışveriş poşetleriyle birde oyuncakçı dükkanına girip beğendiği oyuncakları aldığında ellerimizde bunları tutacak ne güç ne yer kalmıştı.

Geniş bir alışverişi arabası alıp poşetleri ona koyup Işığı'da önünde ki küçük oturma yerine oturtup daha rahat gezmeye devam etti.

"Ulaş bunlar çok fazla nolur yeter artık."

"Sen susar mısın? Karışılmaz erkek adamın işine." Dediğinde kıkırdadım.

"Bak sen." Dedim alayla.

"Ne sandın." Diyip mağazalara göz gezdirip bana baktı tekrardan. "Yemek yiyelim." Diyip asansörle yemek katına çıktığımızda biz ikimize et yemeği söyletip Işık için çorba söyletmişti.

Ben rahat yiyebileyim diye çorbasını Ulaş içiriyordu.

"Bugün için çok teşekkür ederim." dedim çekinerek.

"Seve seve yapıyorum." Dediğinde gülümsedim.

"İşe girip çalışmaya başladığımda hepsini geri ödeyeceğim." Dediğimde ağzıma bir kızartılmış patates konuldu.

"Az konuş az konuş." Ters ters ona bakmaya çalıştım ama beceremeyince gülmeye başladım. Bana eşlik ettiğinde Işık dahil hepimiz eğlenerek gülüyorduk.

Yazarın ağzından..

Kenan ve bir kaç adamının daha olduğu nazarethane de tam tamına 24 saattir tutuluyordu.

Kenan kafayı sırmış gibi küçücük alanda dört dönüyordu. Sabrina ve kızı o herifin yanında ne haldeler diye düşündü.

Nazerathane'nin bir anda kapının açılması ile dikkatini gelen adamına verdi Kenan.

"Burda abi hepsi." Dedi elinde ki poşetin içine bakarak. İçerisinden Sabrina'ya ve yanında ki o adamla birlikte olan fotoğrafları çıkarıp eline alarak daha detaylı baktı.

Hepsinde çok mutlu gülerek çıkmıştı sevdiği kadın. Neden? Diye haykırmak istedi. O adama nasıl dokunurdu o temiz elleri, nasıl ona sarılır, kızını taşıttırırdı, diğer bir fotoğrafa baktığında bu sefer bir yemek lokantasında o adamın Sabrina'nın ağzına elleriyle yemek yedirdiğini görünce elinde ki fotoğrafları gelişi güzel fırlatıp elini duvara geçirdi. Kendini kontrol etmekte zorlanırken başını da defalarca duvara duvar vurdu.

O güzel gözleri, güzel gülüşleri bir kere bile kendisine değmemişken, o adamla mutlu görünmelerini aşamıyordu.

Çok seviyorum derdi hep Sabrina'ya ama daha seviyorum lafının üzerinden bir dakika geçmeden zarar verirdi sevdiğim dediği kadına. Odalara kilitler, canını yakardı. Sonradan pişmanlık hissederdi ama normal değildi işte ardından yine kaldığı yerden devam ederdi.

İlk görüşte aşık oldum derdi hep ama aşkın böyle bir şey olmadığını bilirdi Sabrina. Seven sevdiğinin canını yakmaz, kanatmaz, ağlatmaz diye düşünürdü. Mutlu hissetmezdi yanında, niye bana gülmüyorsun diyip defalarca dövmüştü kendisini.

Yakmış, yıkmış kalıcı izler, hasarlar bırakmıştı hem bedeninde, hem ruhunda. Senelerce eve kilitlemiş, gün yüzü göstermemişti.

"Abi." Diyen çalışanın sesiyle kızarmış gözlerini ona çevirdi. "Emretmen yeter."

"Başka? Başka ne yapıyorlar?" Diye haklarında biraz daha birşeyler öğrenmeye çalıştı Kenan.

"Abi birlikte kalıyorlar, bugün baya alışveriş yapmışlar, mutlu gözüküyorlarmış." Diyip bir anlık susup devam etti. "Uzaklaştırma çıkarmış abi hakkında, mahkemeye vermiş seni."

Duyduklarını anlamak için gözlerini yumdu.

"Ne yapın ne edin beni bugün çıkarın buradan." Dedi Kenan dişlerini sıkarak. Ellerini nezarethanenin demirlerine geçirip yumruk attı.

"Onların canını ben alacağım."

 

 

Loading...
0%