Sonrasında hatırladığım şeyler boğuk seslerdi.

Şimdi ise hala uyanamadım ama odadan gelen sesleri duyabiliyordum.

Bora elimi tuttu, eğer uyanık olsaydım buna asla izin vermezdim ama uyanık değildim.

Bana doğru egildigini hissettim, uzanıp yuzumde olan saçı çekti ve kulagımin arkasına yerleştirdi.

"Seni seviyorum elisa" dedi, sesi hala boguktu, hala ağlıyor olmalıydı.

Han ilk defa beni sevdiğini söyledi, gerçekten bana aşık mıydı? Yoksa bunlar bilinç altının bana oynadığı bir oyun mu? Ne fark eder ki? Bir daha asla aynı olamayız.

Elime bir damla düştüğünü hissettim, ağlıyordu.

Gözlerimi zar zor açtım ama bulanık görüyordum ve ışık gözlerimi rahatsız ediyordu.

Sonunda ışığa alıştığında halsizce bora'ya baktım, yüzündeki şaşkınlığı ve rahatlamayı gördüm.

Zar zor da olsa elimi kıpırdatmam ve hemen ondan çektim.

Bana dokunmasını istemedim.

"Özür dilerim" dedi tekrar.

Kafamı yana çevirdim çünkü ona bakmak istemedim ama ani kapı sesi ile odagım kapıya kaydı.

Bu endişeli olan ve ağlayarak odaya giren zümrüttü.

Hızla yanıma koştu ve oradaki sandalyeye oturdu.

Şaşkın şaşkın ona baktığımı görünce biraz daha rahatlamıştı.

"N'aptını sanıyorsun be aptal!" Ağlarken boğuk sesiyle nerdeyse bağırdı.

Gözlerim doldu.

"Özür dilerim" dedim halsizce.

"Tamam, tamam ağlama" dedi zümrüt, yine kılacaktı ama bana kıyamıyordu.

Bir polis girdi kapıdan.

"Elisa hanım siz misiniz?"diye sordu, ifadem alınacaktı.

Gözlerim bora'ya kaydı, onu şikayet etmemden deli gibi korkuyordu.

"Evet, benim" dedim.

"Tamam elisa hanım, hasta yakınlarının dışarı alalım, sorgu yapmam lazım" dedi doktor.

Zümrüt bana baktı ve elimi tutup kaldırdı, elimin tersine bir öpücük kondurdu ve kalktı,o kalkınca Bora da kalktı ve ikisi de odadan çıktı.

_______________________________________

Sonunda polis odamdan çıktı.

Bora, zümrüt, annem ve babam odaya girdi.

Annem ve babam nerdeyse koşarak gelip bana sarıldılar.

Annem ağlıyordu, babam da nerdeyse aynıydı.

Babam benden ayrılınca öfke ile bora'ya baktı.

Diğer polisleri kandırsam bile bu polisi kandıramazdım.

"Baba, o bir şey yapmadı" dedim, bora'nın şaşkınlığını görebiliyordum.

Babam "Şu anlık öyle olsun bakalım" dedi inanmayarak.

Polis tekrar odaya girdi ve annemi, babamı, zümrüt'ü çağırdı.

Onları da sorguya çekecekti, babam biraz oflayıp poflasa da hepsi odadan çıktı, büyük ihtimalle ben uyurken bora'nın ifadesi alınmıştı.

Bora kendini riske atacak birisi değildi, tabii ki da yalan söyledi, benim yaptığım gibi.

Yalanlarımız birbirini tutar mı bilmiyorum ama ikimizde de yalancının tekiydik.

O kendini kurtarmak için yalan söyledi ama ben neden onu kurtarmak için yalan söyledim?

"Neden beni şikayet etmedin?" Diye sordu bana.

Sorduğu sorunun cevabını ben de tam olarak bilmiyordum.

"Neden seni şikayet etmedim?" Diye tekrarladim, daha çok kendime sordum.

Biraz dürüstçe biraz da mantığen cevap verdim.

"Çünkü, öyle olması gerektiğini hissettim, pek de suçlu olmadığını bir de karşılığı var tabii" dedim.

Kaşları çatıldı, bunu dememi beklememişti.

"Peki ya karşılığında ne istiyorsun?" Diye sordu.

"Özgürlügümü" dedim, onun ürperdigini gördüm.

Gözlerini kaçırdı ve boğazını temizledi.

"Senin özgürlüğüne karşı benim özgürlügüm" dedim.

Yutkundugunu fark ettim, bu durumdan hiç hoşlanmıyordu.

Benden ayrılmak istemiyordu, yoksa gerçekten de beni seviyor muydu?

"Tamam" dedi, hiç demek istemese bile.

_________________________________________

Sonunda taburcu olup eve geldim, özgürüm ama tuhaf hissediyorum.

Lavaboda kendime baktım, sonra ise bileğimi kaldırıp oradaki yaraya baktım, ic çektim.

Gözlerim Saçlarıma kaydı, sanki bana ağırlık yapıyordu.

Odama gittim ve çekmecemi açıp bir makas aldım.

Tekrar lavaboya gittim ve aynaya baktım.

Sapsarı belime kadar uzanan saclarım, hep en kıymetli parçam oldu.

Belki ben ölmemiştim ama içimde bir şeyler ölmüştü.

O canım olan saçlarım şimdi bana ağır geliyordu.

Saçlarımı iki yana ayırıp toka ile omumun az üstünde bağladım.

Makası Saçlarıma geçirdim ve kesmeye başladım, her giden parçada gözümden bir yaş sürülüyordu.

En sonunda sağdaki parçayı kestim ve uzun saclarim toka ile elimde kaldı.

Kafamı kaldırıp aynaya baktım, saclarim omzumun biraz yukarisindaydi ve biraz yamuktu.

Diğer tarafa girmiştim ve en sonunda orayı da kestim.

Yamuk yumuk kısa olan sarı Saçlarıma baktım.

Yanağımdan yaşlar ardı ardına akıyordu.

Elimde olan uzun Saçlarıma baktım, çöp kutusunu açtım ve içine attım.

Tekrar odama yürüdüğümde gözüm telefonuma kaydı, elima aldım ve youtube hesabıma girdim, tüm videoları sildim, hesabı kapattım, bora'yı her yerden engelledim.

Yine de bu içimdekini söndürmeye yetmedi ve telefonu kaldırıp duvara fırlattım.

Duvara fırlatmam ile telefonun camı tuz ile buz oldu.

Yere çöktüm, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Adım seslerini duydum ama umursamadim ve ağlamaya devam ettim, biraz sonra annem odama girdi ve yanıma gelip egildi,kollarıyla beni sarıp sıkıca sarıldı.

"Anne.." dedim zar zor, aslında anneme ne zaman ihtiyacım olsa hiç orda olmazdı.

Annem ve babam çok işkoliklerdi, sadece önemli olan şey işleriydi.

Kendi başıma büyüyen bir çocuk oldum, annesi ve babası çalışan kendi kendine yetmeye çalışan bir çocuk.

Kreşler, anaokulları, özel okullar, eğlendirmek için parklar, bakıcılar, özel dersler.

Eminim bi çok insan bu hayatı isterdi, ama ben değil.

Sadece normal bir aile istedim, işleri yerine benim önemli olduğum bir aile.

Belki de aile kelimesinin anlamını bile bilmiyorumdur.

Annem eliyle yüzümü havaya kaldırdı ve gozleri anında Saçlarıma kaydı.

"Canım... ne yaptın sen? Hemen seni kuaföre götürmeliyiz" dedi annem, yine sadece her şey mükemmel olmak zorundaydı.

Biraz sonra annem kafama kapşonlü örtülü şekilde arabaya bindirdi ve arabayı sürmeye başladı.

En sonunda lüks bir kuaföre geldik ve arabayı durdurdu, arabadan inip kuaföre girdik.

Zaten kuaför annemin yakın arkadaşıydı.

Biraz sohbet ettiler ve annem en sonunda kapşonluyu çıkarttı, kadın şok olmuş şekilde bana baktı.

Sanki saçımı yeşil yaptım amına koyayım yaptığıma pişman ettiniz.

"Ayy canım kıyamam hemen düzeltelim" dedi kadın, yine o yapmacık sesi ile.

Bir süre sonra sonunda saçım kesilmişti ama ben bir de saçlarımı siyaha boyaması istedim.

Hem kadın hem annem şok olmuş şekilde bana baktı, hatta annem bayılacak gibiydi.

Sonunda saclarım bitmişti, aynaya baktım, nerdeyse cenemde olan kısacık siyah saçlar.

Sapsarı belime uzanan saçlar yerine bu simsiyah çenemde olan saçlar.



________________________________________

Özgürlüğünün ardından 1 sene geçti, sınıfa ilk gittiğimdeki zümrüt'ün tepkisi hala aklımda.

Şu an ikimiz de 11. Sınıf olduk ve 17 yaşındayız.

Hala kendimi tuhaf hissediyorum, bi yanım eksik gibi.. sanki Ne kadar kabul etmek istemesem bile bora'yi özlüyordum.

Youtube'ye girdim ve hesabıma baktım, tam tamına 2M abonem vardı, beni çok seven ve yanımda olan 2M kişi.

Telefona bakarken bir Gmail geldi.

Dokundum ve ne yazdığına baktım.

Bir yönetmen benim bir filmde oynamam için davetti.

Bi an duraksadım, neden beni çağrısında ki? Başvuru bile yapmadım.

Tereddüt ettim telefona bakıp durdum ama oyuncu olmak da isterdim.

Biraz daha okudum, tarih saat ve adres vardı, güvenilir gözüküyordu.

12.02.2023 tarihinde saat 15.00 da ******************* adreste olmam gerekiyordu.

Tarihe baktım, 10 şubat cumartesi.

_________________________________________

2 gün boyunca çok düşündüm ama en sonunda karar verdim, şu an üstümde bej renginde bir boğazlı kazak vardı ve altımda kot koyu mavi bol bir pantolon vardı.

Makyajima baktım, rujumu tekrar tazeledim ve dışarı çıktım.

Sonunda adrese gelmiştim, uzun iki bina vardı ama bu binaların arası ise uzun tenha bir boşluktu.

Ürkütücüydü, sonunda binaya yöneldim ki ne olduğunu anlamadan dünyam yine ters döndü.

Beni yüz üstü omzuna alan kişi koştuğu için ve hala şokta olduğum için hiç bir tepki veremedim.

Kendime gelince tekmeler ve yumruklar savurdum ama coktan tenha araya sürüklenmiştim, hiç bir işe yaramadı. Tam çığlık atacakken kişi beni indirdi ve duvara yaslayıp agzımı kapattı.

Doğru düzgün görmeye başladıgim an karşımdaki kişiye baktım ama donup kaldım.

_________________________________________

Merhabaaa!

Sorular¿?¿?

Sizce elisa doğru olanı mı yaptı?

Sizce elisayı kim kaçırdı?

Sizce Bora neden öyle bir şey yaptı?

♡sohbet ve bilgilendirme♡

Gizli bildirim ne yazikki 14. Bölümde final verecek.

İddiaşk iki kitap olacağı için daha bitmedi ve bu yüzden Gizli bildirim bitirdigim ilk kitap sayılır🥹💛

Bu kitap final verince iddiaşk'ın 2. Kitabını yazmaya başlayacağım, bu kitabı beğenen herkes diğer kitabıma kesinlikle baksın çünkü begeneceginiz garanti!

Konusu; Meriç ana karakter ve maria'ya yıllardır aşık ama maria yüz vermiyor, en sonunda Meriç bir iddia sunuyor, iddia ise şu; 8 ay boyunca sevgili kalacaklar ve eğer maria aşık olursa sevgili kalmaya devam ederler, eğer maria aşık olmazsa ise Meriç, maria'nın hayatından çıkacak ve rahatsız etmeyecek ama 8 ay dolduğunda iddia asla beklenmeyen ve ters köşe ile bitiyor, 2. Kitapta ise tüm sorunlar su üstüne çıkıyor ve çözmeye çalışıyorlar.

Eğer dikkatinizi çekerse okumanızı öneririm, doğruyu söylemek gerekirse iddiaşk tamamen özgün ve düşünülmüş, tes köşe barındıran bir kitap, daha çok emek verdiğim ve düşündüğüm bir kitap bu yüzden onun daha çok okunmasını isterim.

Gizli bildirimle alakalı son bir şey daha demek istiyorum!

Final verdiğinde tamamen bitmeyecek çünkü daha aklımda çok fikir var biraz sezon finali gibi düşünelim çünkü iddiaşk'ı yazmak istiyorum.

Final verdikten ve iddiaşk'ı yazdıktan sonra, Gizli bildirme bölümler gelmeye başlayabilir.

Yanımda olan, bana destek olan, iyi ve ya kötü yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.

Gerçekten yazar olmak istiyorum ve çabalıyorum, daha çok da çabalayacağım, vaz geçmeyecegim.

Bende kimsenin yazmadığı, klasik olmayan daha çok kitap fikri var, hepsini yazmak istiyorum.