Yeni Üyelik
12.
Bölüm
@meleklerucar

Karşımdaki oydu, ta kendisi, Bora.

 

Yutkunmaya çalıştım ama sanki boğazım kupkuruydu.

 

Degişmişti, saç şekli... boyu, fiziği.

 

Bana bakıyordu, sanki en ilk benim konuşmamı bekliyor gibiydi.

 

Kendimi toparladım ve dik durdum.

 

"Ne istiyorsun?" Diye sordum.

 

"2. Şans" dedi, donup kalmıştım.

 

"Bunu Ne hakla isteyebilirsin ki, zaten seni şikayet etmeyerek 2. Şansı verdim!" Diye cıkıştım.

 

İç cekti ve aramıza biraz mesafe koydu, kaçabilirdim ama yapamadım, belki de bunu bildiği için geri çekildi.

 

"O zaman 3. Şansı ver" dedi.

 

"Bana yaptıklarından sonra ne hakla-" cumlemi tamamlayamadan sözümü kesti ve konuştu.

 

"Sana öyle davranmamalıydım bunu çok iyi biliyorum ama o zamanlar uyuşturucu bağımlısıydım ve bırakmaya çalışıyordum, hayatıma ve kişiliğime çok yansıdı ve sana da, ama artık bu lanet şeyden kurtuldum, lütfen düzgün bir şekilde deneyelim" dedi ve iç çekip biraz kendini toparaldı.

 

Gözlerimin içine baka baka "Benimle çıkar mısın?" Dedi, normal Bora kaçırıldı, gerçekten değişmiş olabilir mi? Gerçekten de o an uyusturucu krizi mi geçiriyordu?

 

Birisini yaptıklarından sonra affetmek ona 2. Kez aynı şeyleri yapma fırsatı vermektir ve bu da aptallıktır, ama belki de ben de aptalımdır.

 

Ona sarıldım ve kafamı göğsüne yasladım, sarıldığım an donup kaldı ama sonra kollarını kaldırıp o da bana sarıldı, kalbi hızlanmıştı, gerçekten de bana aşık mıydı?

 

"Bunu evet olarak kabul ediyorum güzelim"dedi.

 

"Evet" diye mırıldandım.

 

_________________________________________

 

2 aydır Bora ile sevgiliyiz, ne zorlama var ne kaçırma ne tehtit, kesinlikle şefkatli, anlayışlı ve sağlıklı bir bir şey.

 

Bu gün okuldan erken çıktım, yani kaçtım.

 

Bora ile tüm günü geçirdik, şu an çimenlerde uzanıp denizi izliyoruz, bulutları şekillere benzetiyoruz.

 

Doğrulup oturdum ve derin bir nefes aldım ve gülümsedim.

 

Önümüzden geçen pamuk sekerciyi gördüm biraz fazla bakmış olmalıyım ki Bora bana "canın mı çekti?" Diye sordu.

 

Biraz tereddüt ettim ama cevap verdim "evet" hemen ayağa kalktı ve abinin yanına yürüdü.

 

Onu izledim, cebinden para çıkarttı ve 2 pamuk şeker alıp parayı ödedi.

 

Bir sarı bir tane de yeşil pamuk şeker.

 

Yanıma oturdu ve yeşil olanı bana uzattı.

 

"Neden yeşil ve sarı?" Diye sordum.

 

"Sarı olan sensin, yeşil olan ise benim" dedi.

 

"O zaman ikimiz de birbirimizi mi yiyeceğiz?" Dedim.

 

Ufak bir kahkaha attı ve "evet" dedi.

 

Omuz silktim ve pamuk şekeri açıp koparttim, ve ağzıma tıkıp yedim.

 

Pamuk şekerleri bitirdik ama Bora benim dudağıma bakıyordu, istemsizce dudağımı yaladım, bora'nin bakışları yoğunlaştı.

 

Beni öpmek istiyordu ama cesaret de edemiyordu, ben de onu özledim, dudaklarını, verdiği hissi ama bu zevki ona vermek de istemedim.

 

"Öpebilir miyim?" Dedi.

 

Normal Bora asla sormaz anında yapıştırdı, gerçekten de degişmişti.

 

Cevap vermedim onun yerine yaklaşıp dudağına yapıştım bu zaten evet demekti.

 

Bu seferki her zamankinden farklıydı, özlem ve aşk doluydu.

 

_______________________________________

 

Eve gidiyordum ki zümrüt beni aradı.

 

"Alo" dedi, sesinden anladığım kadarıyla ya ağlıyordu ya da ağlamıştı.

 

"Ne oldu?" Diye sordum hemen.

 

"Ayağımı burktum, ne oldu bilmiyorum, yürüyemiyorum ve çok acıyor, hastanedeyim" dedi, sesi hala boguk ve titrekti.

 

İç çektim.

 

"Hangi hastane?" Diye sordum.

 

"********** hastanesi" dedi.

 

"Tamam, geliyorum" telefonu kapattım ve otobüsten indim, karşıya geçtim ve otobüs beklemeye başladım.

 

_________________________________________

 

Sonunda zümrüt'ün yanına geldiğimde tekerlekli sandalyede oturmuş, çantasına sarılarak ağlıyordu.

 

Hemen yanına gittim ve önünde diz çöktüm.

 

"Çok acıyor mu?" Diye sordum.

 

"Evet, baksana çok şişti" dedi.

 

Aşağı ayak bileğine baktım, gerçekten de baya şişmiş ve morarmıştı.

 

"Annen hala gelmedi mi?" Diye sordum.

 

"Hayır, dolmuş bekliyormuş" dedi.

 

İç çektim ve ona sarıldım, aglaması arttı.

 

_________________________________________

 

Annesi geldi, başka hastaneye gittik, bağ zedelenmesi olduğunu öğrendik, şarkıya bile almadılar, evde alırsınız dediler.

 

Zümrüt 1 ay boyunca evde kalmak zorundaydı ve bu 1 ay da çok sıkıcı.

 

_________________________________________

 

1 sene daha geçti ve Bora ile iyice anlaşmaya başladık, 11. Sınıf boyunca zümrüt daha depresif ve daha kötü hal almıştı. Daha çok atak ve kriz geçirdi.

 

Hatta bir gün kaşıyarak derisini bile yüzdü.

 

Bora ile ikimiz aynı evde kalmaya başladık, benim ailem izin verdi boranin ailesi ise zaten yurt dışında yaşıyordu.

 

Bora ile aramız çok iyi olmasına rağmen arada tuhafliklar vardı.

 

Bazen bana bir işinin olduğunu söyler ama ne kadar ısrarıma rağmen ne işi olduğunu soylemeden ortadan kaybolurdu.

 

Şimdi okul açılalı yaklaşık 2 ay oldu, 12. Sinif olduk, zümrüt 18 yaşına, ben de 18 olacagım, anaokulunfa staj görüyoruz, ikimizin staj yaptığı okullar yan yana.

 

Zümrüt her şeyden çok korkuyor ve çekiniyor, kendini yıpratıp duruyor, ben ise girişimciyim.

 

Siyah saclarim uzadı ve sarılar dedikçe ucundan kestim, şu an saclarim sarı ve omzumda.

 

Bora ile lunaparka gitmeye karar verdik, Buca göletteki lunepark güzeldi, biz gittigimizde zümrüt de gelecekti.

 

Motorla gidiyorduk, her yer orman, arsa vb yerlerdi.

 

Ellerim boranin karnında duruyordu ama sıkılmaya başladım, bu yüzden biraz yaramaz olmaya karar verdim.

 

Ellerimi indirdim ve o bölgeye sürttüm, bora'nın dengesini ani şekilde kaybedip tekrar kazanmasını sağladım.

 

Çünkü bunu beklememişti.

 

"Kes sunu" dedi bana, ama ben ise kıkırdadım ve onu umursamadım.

 

Elimi orda sürtmeye ve onunla dalga geçmeye devam ettim, kıvrandıgını hissettiğimde kötü bir kahkaha attım.

 

"Kes şunu, senin icin kötü olur"dedi.

 

Yine umursamadım ve onunla dalga geçmeye devam ettim, önünün şişliği gittikçe artıyordu.

 

Motoru bi anda daha hızlı sürdü ve beline sarılmak zorunda kaldım, yoldan çıkmıştı ve ormana doğru sürüyordu.

 

Ne yapmak istediğini tahmin edecek kadar onu tanıyordum.

 

"Bora?" Dedim sorar gibi.

 

Sırıttıgını hissediyordum.

 

Biraz daha tenha bir yerde motoru kapattı ve motordan indi.

 

Beni de belimden tuttu ve motordan indirdi, motorun yan kısmındaydık, beni egdi ve karnım motosiklete değdi.

 

"Bora şu an korunamazsın ki" dedim, şu anda da önemli olamaz sonuçta değil mi?

 

"Dogru" dedi keyifsizce.

 

Beni motora doğru biraz daha eğdi ve elini etegimin altından kalcalarima sürttü.

 

"Ama sana asla dayamam"

 

Elleri kalcalarımı okşayıp daireler çizdi ve yukarı çıkarak belime dayandı.

 

"Sana nasıl dayanayım ki? Bu işkence... yanıyorum, zonkluyorum.. " Bu sözlerine kıkırdadım ama bunu begenmedi.

 

Beni kendisine çekip önümü döndürdü ve kaldırıp motora oturttu.

 

Bacaklarımı biraz yana açıp kendine konumladı, sonra ise hafif egildi ve iç camasirimi tuttu, çekiştirip aşağı çekti ve biraz geri çekildi.

 

Biraz önündeki manzaranın keyfini çıkarttı ve sonra ise uzanıp kemerini çıkarttı, pantolunu ve bakstrnı ise aşağı çekti.

 

Zaten şişmiş olan hassas bolgeme uzandı ve aşırı yavaş daireler çizerek benimle dalga geçti, bu tamamen işkence olmalıydı.

 

Erkekliği zaten benim için çoktan sertleşmiş ve beklemedeydi.

 

Sırıttı "yine benim için yalvarıyorsun, hassaslaşmışsın" dedi.

 

Yutkundum ve dudaklarımı yaladım.

 

Beklemediğim anda parmaklarını o bölgeye yerleştirip hızlıca dairesel hareketler yapti.

 

Bu benim inlememe sebep oldu, ama han ise sırıttı.

 

Eli daha da hızlanmaya başladı, şu an ona sövmek istiyorum ama tek yapabildiğim inlemek.

 

Gittikçe hızlanirken kendimden geçtiğimi hissedebiliyordum ama bu bora'yı durdurmadı.

 

Gözlerim geriye kayiyordu, vücudum ise sarsılıyordu, kendimi tutamıyordum.

 

Sanki her an motordan düşecek gibiydim.

 

Yoğun orgazma dayanamazken gittikçe artmasına sebep oldu.

 

Şu an ona yalvaracak kadar muhtaç kalmıştım, zaten halimden anlıyordu.

 

"Baya sulandın bebegim" dedi, benimle dalga geçiyordu.

 

"Çünkü seni istiyorum"dedim, artık itiraf etmek zorundaydım.

 

"Biliyorum ve kendimi sana verecegim" dedi, beni tekrar eski pozisyonumda motora yasladı.

 

"Ama korunamazsın" dedim.

 

"Söz cıkartacagım" dediginde cevap bile vermemi beklemeden, kalcalrini itti ve içimi doldurdu.

 

Inlememi bastıramadan öylece inledim.

 

Zaten onun hayvanlıgına alıştıgım için, beklemeden hızlamacagını da biliyordum.

 

Aynen öyle de oldu, içime girdiği an hızlanmaya başladı.

 

Etin ete çarpma sesi boş ormanda yankılanıyor, ayni benim inlemelerim gibi.

 

Hızını gittikçe arttırdı, beni öne itmeye başlamıştı, dayandıgım motor da sallanmaya başlamıştı.

 

Yine de yavaslamadan temposunu arttırdı, biraz daha öne itmeye başlamıştı, motor sallanıyordu.

 

Bileklerimi kavrayıp arkama çekti ve onları tek eliyle tuttu, bir eliyle de omzumu tutup iyice destek aldı.

 

Artık inanamadıgım kadar hızlanmıştı, inleme seslerim gittikçe yükseliyordu.

 

Kalçama sertçe şaplak attı ve temposunu daha da hızlandırdı.

 

Artık motor baya sarsılmaya başlamıştı, beni zor taşıyordu.

 

Bora omzumu ve bileğimi bırakıp belimi tuttu ve beni destekledi, hem de böylece daha çok hızlandı.

 

Biraz daha hızlanınca motor benim önüme düştü, şokla motora baktım.

 

"Bora motor düştü" dedim, hala şaşkındım.

 

"Sıktır et motoru şimdi!" Diye yanıtladı ve sertçe bir itiş daha yaptı.

 

Bora bunu pek umursuyor gibi değildi, sadece yaptığı devam etmek oldu.

 

Sırtımı tutup az daha eğilmemi sağladı ve devam etti.

 

Onun uçuruma çok yakın olduğunu biliyordum.

 

En sonunda bi kaç sert itiş yaptı ve geri çekilerek benden çıktı.

 

Sırtımdan aşağı akan sıvıyı hissettim.

 

_______________________________________

 

Okul açılalı nerdeyse 5 ay oldu, Son 1 aydır sabah midem bulanıyor ve halsiz hissediyorum, ama bunun korunmadigimiz için psikolojik olduğunu düşünüyorum.

 

Bi an sanki aklıma bir şey dank etti, adetim gecikti.

 

Yutkundum, bu ihtimali düşünmek bile istemedim, ama ihtimaldi.

 

Bora yine gizemli işlerinden birisine gitmişti.

 

Kapıya doğru baktım ve tereddüt ettim ama kendimi kapıya yürürken buldum.

 

Dışarı çıktım ve en yakındaki eczaneye gittim.

 

Kadın bana "Ne istiyorsun?" Diye sordu.

 

Yanaklarımın kızardıgını hissettim. "Hamilelik testi" dedim.

 

Kötü düşünme elisa, belki annen için alıyorsun? Belki arkadaşın.

 

Çok küçük olduğum belli olduğu için kadın kaşını kaldırıp şaşkınlıkla bana baktı.

 

"Peki" dedi ve uzanıp bir test verdi bana biraz nasıl kullanılacağını anlattı.

 

"Teşekkürler" diye mirildandim ve parasını verip hemen ordan ayrıldım.

 

Eve girdim ve kapıyı kapatıp nerdeyse lavaboya koştum.

 

Testi kutusundan çıkarttım ama testi tutarken ellerim titriyordu.

 

Yutkundum ve teste baktım, geleceğimin değişme ihtimali vardı.

 

Ya hamileysem? Ya nerdeyse 18 bile değilken hamileysem? Doğum günüm 2 gün sonraydı ve bu alabileceğim en kötü hediyeydi.

 

Hamileysem Bora ne yapar? Anında kaçar mi? Yoksa benim yanımda mi olur?

 

Ailem bunu kesinlikle begenmeyecek.

 

Testi yaptım ve klozetin kapalı kapağına koydum.

 

Lavaboda volta atıp durdum bacağımı salladım ve dudaklarımı ısırdım.

 

Çok korkuyordum, bu durumla nasıl başa cıkabilicegimi bilmiyordum.

 

En sonunda teste gidip baktım. Süre daha tamamen dolmamıştı ama yine de baktım.

 

Net bir kırmızı çizdi ve yanında ise soluk kırmızı bir çizgi.

 

Donup kaldım, tüylerim diken diken oldu.

 

Ben donup kaldığımda gözümün önünde testteki sıvı yayıldı ve ikinci çizgi netleşecek başladı.

 

Pozitif, yutkundum ve gözlerim karnıma kaydı.

 

Hamileyim, bora'nın çocuğuna hamileyim.

 

______________________________________

Sizce Bora ne yapacak?

 

Sizce elisa ne yapacak?

 

Sizce elisa ilk kime diyecek?

 

 

 

 

Loading...
0%