Yeni Üyelik
13.
Bölüm
@meleklerucar

Yanağım ıslandıgı anda ağladığımı fark ettim, kendimi tutamadım ve boğuk hıçkırıklarla ağladım.

 

Kendimi iyi hissetmediğim için bir yerlere tutunmaya çalıştım ve kapı çerçevesine tutundum.

 

Ellerim o kadar titriyordu ki elimdeki test yere düştü ve bir gürültü çıkarttı.

 

Ayakta durmayacagımı fark ettiğimde zar zor çöküp yere oturdum.

 

Ne kadar durdum bilmiyorum ama biraz kendime geldiğimde elimi cebime sokup telefonumu aldım.

 

Rehberde boş boş gezindim, ilk kime demem gerekiyordu?

 

Rehberde bir yukarı bir de aşağı kaydırdım, zaten çok kişi yoktu ama yine de ne yapmam gerektiğine emin değildim.

 

Gözüm bir kişiye kaydı "Kardeşim🫂" diye kayıtlı olan kişiye.

 

Onun üstüne tıkladım ve ara seçeneğine tıkladım, Kısa bir süre sonra telefon açıldı ve "alo" sesi geldi.

 

"Zümrüt" dedim zar zor çıkan titrek ve boğuk sesimle.

 

"Efendim, bir şey mi oldu" dedi diğer taraftaki zümrüt, sesinden endişe akıyordu.

 

"Zümrüt, ben hamileyim" dedim, ama o kelimeyi zar zor dedim.

 

Bir an sessizlik oldu ve sonra "Ne?" Diyebildi sadece.

 

O kelimeyi tekrar diyemedim ve bi süre daha sessizlik oldu.

 

"Saka mi yapıyorsun elisa!?" Diye sordu, sesi endişeliydi.

 

"Sence şaka yapıyor gibi miyim?" Dedim, zaten sesinden belli oluyordu.

 

"Nerdesin sen?" Diye sordu Zümrüt.

 

"Bora'nın evindeyim"dedim.

 

"Bora orda mı?" Diye sordu.

 

"Hayır" diye yanıtladım.

 

"Tamam, hemen geliyorum" dedi ve telefonu kapattı.

 

Bos boş telefona baktım.

 

Dalgın şekilde telefona baktım, ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum ama kapı sesi ile kendime geldim.

 

Zar zor ayağa kalktım ve duvara tutuna tutuna kapıya gittim.

 

Kapıyı açtığım an zümrüt endişe ile bana baktı ve içeri girip kapıyı kapattı.

 

"Otur hemen"dedi, korkuyordu.

 

Daha der demez beni tuttu ve yere oturttu.

 

"Test nerde?" Diye sordu.

 

"Lavaboda" dedim zar zor.

 

Hemen lavaboya yürüdü ve yerdeki testi gördü, eğilip testi aldı ve baktı.

 

Testi çevirdi, gözlerini kırpıştırdı, gözlerini ovuşturdu ama kabullenmek istemedi.

 

Hızla bana dönüp baktı, yüzündeki endişe ve inanmamazlıgı gördüm.

 

Benim yanıma geldi, önüme çöktü ve hemen bana sarıldı.

 

O anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

 

"Tamam sakin ol" dedi, nasıl sakin olabilirim ki?

 

Bi yandan sırtımı sıvazlarken bir yandan da saçlarımı okşadı.

 

Onun da ağladığını hissedebiliyordum, zaten zümrüt temiz kalpli birisiydi, kim ağlarsa ağlasın dayanamayıp o da ağlardı.

 

En sonunda sakinlestigimde geri çekildi ve bana baktı.

 

Ağzını açtı ama ne demesi gerektiğini bilmiyordu, geri sustu.

 

"Bora biliyor mu?" Diye sordu en sonunda.

 

"Hayır, ilk sana dedim" diye yanıtladım.

 

"Ne yapacağına karar verdin mi?" Diye sordu.

 

Bebegi aldırıp aldırmayacagımı soruyordu.

 

"Buna karar veremem"dedim.

 

"Buna karar vermesi gereken sensin elisa, senin bedenin." Diye yanıtladı, sesi fazlasıyla yumuşak ve şefkatliydi.

 

Belki de haklıydı ama benim düşüncem öyle değildi.

 

"Buna Bora ve ailelerimiz ile karar vermem gerek, bunun için olgun degilim"dedim.

 

İç cekti ve onaylayarak başını salladı.

 

"Yine de ne düşünüyorsun?" Diye sordu.

 

"Ben sanırım istiyorum" dedim tereddütle.

 

Zümrüt'ün yüzündeki şok ifadesini görebiliyordum.

 

"18 yaşında anne olmak istiyorsun, oyle mi? Bu oyun falan değil! Kendine gel.. bu çok zor bir şey." Dedi beni uyarmaya çalışırken.

 

"Bu duyguyu anlayamazsın ki!" Diye cıkıştım.

 

Yüzündeki hayal kırıklığını gördüm.

 

"O zaman neden iki saattir zırlıyorsun ki!?" Diye cıkıştı.

 

"Ağlıyorum işte!" Dedim öfkeyle.

 

"Madem istiyorsun ağlamayı kes!" Dedi bana.

 

Yüzümü sildim ve "ağlamıyorum rahatladın mı!?" Diye sordum.

 

"Evet, hem korunmayacak kadar aptal mısınız?" Diye sordu.

 

"O an yanımızda yoktu" dedim ve şaşkınlıkla bana baktı.

 

"Riski bile bile mi yaptınız cidden!?" Diye cıkiştı.

 

Kabullenmek istemedim ama haklı olabilirdi.

 

"Daha ilk opucugunu bile vermedin, bu hisleri bilemezsin ki" dedim, anlatmaya çalışırken.

 

"Biraz daha bekleseydiniz ya, riskini almışsın, kabullenmişsin, bebegi de istiyorsun o zaman hiç ağlayıp sinirimi bozma" dedi zümrüt.

 

Haklıydı ama onun haklı olmasını sevmiyordum.

 

_________________________________________

 

Sonraki iki gün boyunca çok düşündüm, sürekli düşüncelere daldım ve Bora da bundan şuphelendi ama demedim.

 

En sonunda doğum günümde demek istediğime karar verdim.

 

Bu gün doğum günüm, Bora bana bir sürü hediye verdi.

 

"Benim de sana hediyem var"dedim, biraz şaşkın gözüküyordu.

 

"Bu senin doğum günün, ne hediyesi?" Diye sordu.

 

"Yine de hediyem var" dedim.

 

"Neden zahmet ettin ki, düşünmen yeter, bir şey almasaydın" dedi.

 

"Zaten bir şey almadım ki" dediğimde biraz daha şaşkın gözüküyordu.

 

Hic düşünmeden tek nefeste "hamileyim" dedim, elim ise karnıma gitti.

 

Bora donup kalmıştı, dedigimi zihni işleyemiyordu.

 

"Ne?" Diye sordu.

 

"Hamileyim" dedim tekrar, sesim yogun duygudan dolayı titremişti.

 

"Tekrar etsene" dedi, sanki inanamıyordu.

 

"Hamileyim" dedim tekrar, gözlerimdeki yaşlar akmak üzereydi, çok boğucu hissediyordum.

 

Bora bir süre durdu ve işlemeye çalıştı ondan sonra ise dizlerinin üstüne çöktü ve "Benimle evlenir misin güneşim?"

 

Bu sefer ben donup kalmıştım, böyle bir tepki asla düşünmemiştim, aklımın ucundan dahi geçmezdi.

 

"Evet" dedim titrek sesimle, yanağındaki yaşlar ardı ardına aktı.

 

Ayağa kalktı ve bana sıkıca sarıldı.

 

"Korkma, ben varken hiç bir şey ters gitmeye cesaret edemez" dedi, sesi her zamankinden daha nazik ve şefkatliydi.

 

Egildi ve karnımın hizasına geldi, sonra ise korkarak elini uzattı ve karnıma dokundu.

 

"İkimizin bir parçasını taşıyorsun" dedi.

 

"Evet" dedim.

 

Yaklaştı ve karnımı nazikçe öptü, ayağa kalktı ve alnımdan öptü.

 

"Çok korkuyorum Bora..." dedim.

 

"Biliyorum, ben de çok korkuyorum, ama her şey yoluna girecek, söz veriyorum." Diyerek güvence verdi.

 

"Bora ben çok küçüğüm, ailemiz de çok kızacak" dedim,sesimden korku akıyordu.

 

"Evet çok küçüksün ama en iyi imkanları saglayacagıma emin ol, en iyi doktorlar ve en iyi hastaneler. Ailelerimiz önemli bile değil, bu güne kadar ne zaman yanımızda oldular ki?" Diye sordu.

 

Haklıydı, kafamı salladım ve ona sarıldım.

 

O gün Bora beni evdeki saglıkçıya kontrol ettirdi, bebek hakkında bilgiler öğrendik, 1 aylık hamileydim.

_________________________________________

 

Bir ay boyunca çok düşündüm ve çok korktum, ama artık ailem ile yüzleşmeye hazırdım.

 

Bora elimi sıkıp güvence verdi ve kapı zilini çaldım.

 

Biraz sonra kapı açıldı ve annem gülümseyerek hızı eve davet etti.

 

İçeri girdik salona gittik ve oturduk, Bora bir saniye bile elimi bırakmadı.

 

"Anne, baba sizinle çok önemli bir şey konuşmam gerekli" dedim, yüz ifademden ne kadar ciddi olduğum belli oluyordu ve ebeveynlerim de konuşmamı bekliyordu.

 

"Ben bora'dan hamileyim"dedim, eve ölüm sessizliği çöktü.

 

Fırtına öncesi sessizlik.

 

En ilk tepki veren babam oldu, "Ne dedin sen, umarım ben yanlış duymuşumdur!?" Diye cıkıştı.

 

"Gayette doğru duydunuz" dedim,dik ve güçlü durmaya çalıştım.

 

Bu sefer annemden tepki geldi.

 

"Sen bunu evcilik mi sanıyorsun!" Diye cıkıştı.

 

"Her şeyin farkındayım" dedim tartışmaya yer bırakmayarak.

 

"Aklını mı kaçırdın sen!? Daha 18 yaşındasın! Senin için yaptığımız o kadar fedakarlık ve emeği öylece bir hücre için çöp edemezsin!" Diye çıkiştı annem, bu benim için bardağı taşıran nokta olmuştu.

 

"Emek ve fedakarlık mi? Siz mi?" Diye sordum, acıyla gülümsedim.

 

"Sizin için o evraklar benden daha önemli oldu! Bir kere bile gelip benimle oyun oynadın mı anne!? O paralar pullar, imkanlar hiç birisini istemedim ben! Ben sadece aile ve sevgi istedim ve siz bunu bana asla vermediniz. Bana sevginin ne demek oldugunu Bora öğretti ve bana bir aile veren de Bora oldu." Dedim,bi anlığına sessizlik çöktü.

 

Anne ve babamın yüzünden suçluluk ve pişmanlık geçti ama bunu maskelediler.

 

"Hemen o çocuğu aldırıyorsun" dedi babam.

 

"Hayır,bu benim bedenim ve benim kararım" diye yanıtladım.

 

Babam bana "artık senin gibi bir kızımız yok" dedi, kalbime hançer saplandıgını hissettim.

 

Gözümden yaşlar akmakla tehit ettiler.

 

Bu sefer Bora girdi devreye "bir çocuğunuz olduğunu sonunda hatırladınız" dedi, ortam buz kesti.

 

Herkesin tüyleri diken diken oldu, ama Bora durmadı.

 

"Zaten böyle bir kızınız hiç olmadı" dedi.

 

Yutkundum, Bora beni kaldırdı ve kapıya yöneltti, evden çıktık ve biraz ileri yürüdük, sonradan durdu ve bana sarıldı, ağlamaya başladım.

 

_________________________________________

 

Sonraki gün daha fazla stresi kaldıramayız diye Bora'nın ailesini biraz erteledik, sadece biletleri vb sorunları hallettik.

 

Ertesi gün uçağa bindik ve Amerika' ya gittik, yol boyu kustum ve halsiz hissettim.

 

En sonunda Bora'nın ailesi ile tanışacaktım. Hem heyecanlı hissediyordum, hem de çok korkuyordum.

 

Bora eve getirdiği an ağzım açık kaldı, üç katı ama nerdeyse saray gibi bir ev.

 

Gerçekten bu kadar zenginmiydiler?

 

Bora kapıyı tıkladı ve hemen bir hizmetli kapıyı açtı, bizi içeri salona aldı, salonda oturduk ve Bora'nın ailesini bekledik.

 

Biraz sonra ise sarışın kısa saçlı, iyi giyimli, uzun boylu bir kadın ve yanında ise uzun boylu, iyi giyimli, sarışın, sakallı bir erkek odaya girdi, ayağa kalktığımda Bora da kalktı ve kolunu belime dolayıp beni yanında tuttu.

 

Annesi beni baştan aşağı süzdü ve küçümseyerek baktı, babası ise sert ve aşırı ciddi bakıyordu.

 

İlk konuşan Bora'nın babası oldu.

 

"Bu kız da kim?" Diye sordu.

 

"Sevgilim, hatta eşim" dedi Bora.

 

Anne ve babası inanmayarak baktılar.

 

Annesi bana iğrenerek bakarken babası öfkeyle bora'ya baktı.

 

Bu sefer konusan Annesi oldu "Cidden bu kız mı oğlum?" Diye sordu.

 

"Evet bu kız anne" dedi Bora, sesi net ve tartışmaya yer bırakmıyordu.

 

"Ve bu kız hamile, benim çocuğuma" dedi.

 

Annesi bayılacak gibi gözüküyordu, yüzü bembeyazdı, babası da şaşkındı.

 

"Ne dedin sen?" Diye sordu babası.

 

"O hamile" dedi Bora.

 

"Bu orospuyu mu hamile bıraktın!?" Dedi Annesi, tekrar kalbimin acıdığını hissettim ama Bora'nın belimdeki eli sıklaştı, öfkeliyi.

 

"Karımla böyle konuşamazsın!" Diye kükredi resmen.

 

Bu benim ve annesinin ürkmeisne sebep olurken babası ise Bora'nın üstüne yürüdü.

 

Bora da beni biraz arkasına alıp babasına karşı çıktı.

 

"Defolun gidin bu evden, ve bize ait plan hic bir şeye dokunmayın!" Deid babası.

 

"Öyle mi?" Dedi Bora öfkeyle, sonra ise ekledi; "sizin tüm tehlikeli işlerinizi yapan ve kurban olan benim" dedi Bora, bunu anlamadım ama ailesinin yüzü öfke ile doldu.

 

"Yine de iş bizim para bizim" dedi Annesi.

 

"Benim yüklü miktarda param var zaten ve kaldığım en de bana ait unutmazsaniz" dedi Bora.

 

Ailesi öfke ve şokla baktı. "Defol git siktiğimin veledi!" Deid babası.

 

Bora da "hay hay" diyip benimle birlikte evden çıktı.

 

Biraz evden uzaklaşınca onu durdurdum "Ne oluyor? Sokakta mı kaldık?" Diye sordum.

 

"Hayır, hackerlik sayesinde zaten büyük miktarda param var ve seninle kaldığımız ev de bana ait, korkmana gerek yok her şeyi halledeceğim." Diye güvence verdi.

 

O gün otelde kaldık ve diğer güne bilet aldık, eve döndük.

_________________________________________

 

Sonraki ay boyunca üzülmeye ve ya yorulmaya bile imkanımız olmadı çünkü düğün ile telaşliydık.

 

Sonunda düğün günü gelmişti, beyaz uzun dar ve uzun kollu, göğüs tekolteli bir gelinlik giyinmistim, saclarim ise bol güzel bir topuzdu. Bora siyah gri asıl bir takım giymişti, zaten düğüne cagirdigimiz pek kimse yoktu, zümrüt saçlarını açık bırakmıştı ve koyu yeşil kısa bir elbise giymişti.

 

O gün Bora'nın sır gibi sakladığı soy adını öğrendim.

 

Bora han Karataş.

 

Artık ben de elisa Karataş.

 

Düğünde o kadar oynadık ve oturmadık ki, dogun sonunda Bora beni kucağında taşıyarak arabaya götürdü.

 

Eve gittiğimde bile sancıdan dolayı doğru düzgün uyuyamadım.

 

_________________________________________

Sonraki gün ilk işim Bora'nın ismini ve soy ismini aratmak oldu, öğrendiklerim hakkında şok olmuştum.

 

Genelde kanallarda mafya olduğuna ve ya olabileceğine dair yazılar, konuşmalar, fotoğraflar,şüpheler vardı.

 

Bunu hiç beklememiştim, evlendiğimde adam mafya mıydı? Ve ben bunu yeni öğreniyorum.

 

Mutfakta yemek hazırlayan bora'ya koştum ve hemen sorguya çektim.

 

Uzun uğraşlar sonunda öğrendim, Bora han Karataş mafya ogluydu, yani mafyaydı.

 

Anne ve babası olası yakalanmalar için yurt dışında yaşıyorlardı ve Bora ise terbiyeden işleri işleten kişiydi.

 

Donup kaldım, hem korktum hem de havalı buldum.

 

Ne dusunmem gerektiğini bilemedim.

_________________________________________

 

İlk aylar zaten alışmaya çalışarak, kusarak, uyuyarak, bolca ağlayarak ve öfke nöbeti geçirerek geçti.

 

Nasıl geçtigini ben bile anlamadım.

 

Bora evden bilgisayarı ile hackerlik işleri yaparak para kazanıyordu.

 

Telefondaki videoya baktım ve dudaklarımı yaladım.

 

Kalktım ve Bora'nın çalışma odasına gittim, bilgisayar klavyensine hızla tıklayordu, baya odaklanmıştı.

 

"Bora" diye mırıldandım, ama kulağında kulaklık olduğunu fark ettim.

 

Yanına yürüdüm ve omzunu dürttüm.

 

Kulaklığını çıkarttı ve kafasını kaldırıp bana baktı.

 

"Efendim civcivim" dedi bana, bunun hoşuma gittiğini biliyordu.

 

"Canım çekti" dedim çekinerek,o ise anında hazır ol komutunu geçmiş bana baktı.

 

"Ne aşerdin civciv? Ne istiyor bebeğimiz?" Diye sorduğunda istemsizce yumuşadım ve gülümsedim.

 

"Ejder meyvesi istiyorum, bir videoda gördüm..." dedim , ama Bora bana saf saf baktı.

 

"Sen ciddi misin?" Diye sordu.

 

"Evet, neden ki..? Çok mu zor bir şey istedim" diye yanıtladım.

 

"Hayır hayır ondan degil" dedi.

 

Anında ayağa kalktı ve bana doğru yürüdü.

 

"Bebeğimiz istiyorsa hemen alırım" dedi, ben ise surat astım.

 

"Ben istesem almaz mısın yani?" Diye sordum somurtarak.

 

Uzanıp ve yanağımı okşadı.

 

"Tabiki de alırım güneşim" dedi ve ekledi.

 

"O zaman ben almaya gideyim" dedi ve kapıya yöneldi ki onu durdurdum.

 

"Ne, saat 04.00 bu saatte mi?" Diye sordum.

 

"Evet" dedi sorar gibi.

 

"Nasıl bulmayı düşünüyorsun ki?" Diye sordum.

 

"Bulurum ben" diye yanıtladı.

 

"Sabah gitsene işte, sabah da yiyebilirim" dedim.

 

"Evet ama şu an canın istedi ve size asla kıyamam, bu yüzden şu an almam lazım" dedi ve itiraz etmeme kalmadan odadan çıkıp koridordaki askıdan ceketini aldı ve giyindi.

 

"Bora-" dedim ama dinlemeden evden çıktı ve kapının örtülme sesi ile baş başa kaldım.

 

Yaklaşık 1 saat boyunca Bora'yı bekledim ve sonunda Zil çaldı.

 

Kapıya gittim ve kapıyı açtığımda şok oldum.

 

Bora elinde bir kasa ejderha meyvesi ile orda duruyordu ve bana gülümsüyordu.

 

"Neden bir kasa aldın ki?" Diye sordum.

 

"Ne kadar istersen ye diye, hatta bence az oldu" dedi Bora.

 

Gülümsedim ve elindeki kasayı almak için uzandım ama bana vermedi.

 

"Abartma daha 3. Aydayım bora" dedim.

 

"Olsun, ben size bir şey taşıtmam" dedi ve mutfağa doğru yürüdü.

 

O mutfağa giderken ben de kapıyı kapattım ve onu takip ettim.

 

Mutfağa geldiğimizde kasayı bangoya koydu.

 

Bora bir tanesini aldı ve yıkayıp soydu, sonra ise doğradı.

 

İçini gördüğümde bir hayal kırıklığı hissettim, içi pembeyi ama ben beyaz olandan istemiştim.

 

Bora bana bakınca ifademi fark etti.

 

"Sorun ne?" Diye sordu.

 

"Şey aslında..." dedim çekinerek, devamını getiremedim.

 

"Söyle canımın içi söyle ne oldu?" Diye sordu.

 

"Aslında ben beyaz olandan istemiştim" dedim, bi an sessizlik oldu ve Bora'nın yüzünde bir farkına varma belirdi.

 

"Eyvah o kadar beklettim bir de yanlış olanı aldım!" Dedi kendine kızarak.

 

"Tamam sorun değil bunu yerim" dedim.

 

"Hayır onu yiyeceksin" dedi.

 

Cevap bile veremeden yine elindekini bırakıp kapıya gitti.

 

Yaklaşık yine 1 saat sonra kapı zili çaldı ve tekrar gidip kapıyı açtım ve yine bir kasa aldığını görünce ağzım açık kaldı.

 

"Lan neden 1 kasa alıyorsun!" Dedim ona.

 

"Neden ki, az mı?" Diye sordu.

 

"Sen beni ejderha falan mı sandın acaba?" Diyince ikimiz de güldük.

 

Mutfağa gittik ve yine doğrayıp tabağa koydu, bana uzattı ve alıp yemeye başladım.

 

Gerçekten çok mu güzeldi yoksa ben aşerdim Diye mi bilmiyorum ama kasanın yarısını bitirmiş olabilirim.

 

_________________________________________

 

4. Ay

 

Aynanın karşısına geçtim ve hafif belli olamaya başlayan karnıma baktım, yine dar bir elbise giyinmiştim.

 

Bora ile kontrole gideceğiz, bebek hakkında bir şeyler öğreneceğiz ve eğer şansliysak cinsiyetini öğrenebiliriz.

 

Tabii ki zümrüt öğrenecek ve baby shower yapacağız, hem youtube videosu için de çok iyi olur.

 

Youtube tarafından yeni hayatım ve yeni kişiliğim çok ilgi gördü, 1 senede 2M dan 3M çıktım.

 

"Bora sence kız mı erkek mi?" Diye sordum.

 

"Bence kız" dedi Bora.

 

"Neden ki?" Diye sordum.

 

"Çünkü öyle istiyorum" dedi omuz silkerek.

 

"Tamam ama neden" diye sordum.

 

"Hissediyorum"diye yanıtaldı.

 

"Aslında ben de kız hissediyor gibiyim" dedim.

 

"Ben yaptım tabii kız" dedi, Bora dalga geçerek.

 

Ona göz devirdim ve kızarak

"kes sesini bora" dedim.

 

Kıkırdadi ve uzanıp karnımı okşadı.

 

_________________________________________

 

Doktor bebegimizin çok sağlıklı olduğunu söyledi, ve hatta cinsiyetine de baktı ama biz öğrenmedik, zümrüt ögrendi.

 

_________________________________________

 

Sonunda o gün geldi, zümrüt bir balonun içinde cinsiyetin renginde bir toz koydu, bu alonu da motora bağladık, gaza yüklenince balon şişe şişe patlayıp en sonunda renkle, cinsiyet ortaya çıkacaktı.

 

Arkası süslü ve gösterişliydi, Bora ve ben de oyleydik, ama konu çok basit ve sadeydi.

 

Bora motorun gazına yüklendi ve egzozda bağlı olan balon şişmeye başladı, balon şiştikçe şişmeye devam etti.

 

En sonunda kocaman olan balon büyük gürültü ile pataldi ve içindeki toz etrafa yayıldı.

 

Toz yapılırken etrafı boyadı.

 

_________________________________________

 

Normalde evet final bölümü olacaktı ama uzadıkça uzadı ve bu yüzden sanırım 1 Sonraki bölüm final olur artık.

 

¿?¿?Sorularımmmm¿?¿?

 

Sizce bebek kız mı erkek mi?

 

Sizce aileleri ile iyi mi oldu kötü mü?

 

Bölümün yarısı kaydolmamıştı ve bu yüzden sildim ve yanlışlıkla kaydetmeden sildim bi an ödüm patladı ama bölümlerin hepsini arkadaşıma kopyalayıp atıyorum iyiki o silmemiş ondan alıp tekrar buraya yapıştırdım 🥹

 

 

Loading...
0%