Öylece kalakalmis ve dediklerini sindirmeye çalışıyordum.

Üstümde sadece dizlerimin baya üstünde ve kalmamıştı kapatacak kadar kısa bir tsort vardı, şort bile giymememistim. Hızlıca tişörte uzanıp aşağı cekiştirdim ve bu hareket yüzünden gozleri bacaklarıma kaydı bir süre de orda kaldı ve ardından sırıttı.

Bir süre sonra gözleri bacaklarından ayrıldı ve sonunda yüzüme döndü.

"Soğuk su vereyim mi sindirmen için?" Diye sordu, dalga geçiyordu. Hala konuşmayınca pes etmiş gibi geriye çekildi

"Kıza inme indi sanırım ya, her neyse dediklerimi ciddiye al" dedi ve araksini dönüp uzaklaşmaya başladı. Arkasından öylece bakakaldım, dur diyemedim, bekle diyemedim.

Annem gelip de sormasın diye kapıyı kapattım ve salona doğru yürüdüm telefonu tekrar elime aldığımda yine bildirim geldi.

["Şimdi patronunu dinle ve o fotoğrafı at"] yazıyordu.

Kamera kısmına dokundum ve fotoğraf çekip attım.

[Aferim kızım] yazmıştı, aferim kızım mi?

Sinirle [Neyim ben evcil köpek mi?] Diye yazım.

[Ben sana köpeksin demedim, kendini ne görüyorsan osun. şahsen seni dünyanın en güzel kızı olarak görüyorum. Ha bu arada evet evcil olmak zorundasin, ilk görev başarılı aferin.] Bu yazdığı beni iyice sinirlendirmisti ve cevap vermedim, hemen uygulamadan çıkıp telefonu kapattım. Zaten telefonu kapattığımda kapı çaldı ve kalkıp kapıya gittim, kapıyı açtığımda bu sefer şükürler olsun ki annem gelmişti.

"Hoş geldin annem" dedim sevimli bi şekilde.

Annem; " hosbuldum tatlım" diyip içeri girdi. Ben de odama yonelip hemen dolaba gittim ve rahat bir şort bulup giyindim. Zaten bu sırada Zil çaldı ve annem Zili açtı, babam da eve geldi. Hepimiz mutfak masasına geçip oturduk ve sohbet ederek yemek yemeye başladık. Bir süre sonra bildirim sesi ile tekrar telefonu açıp baktım bu sefer ise

[Boydan fotoğraf at] Yazısını gördüğümde ağzımdaki içeceği püskürtüp öksürmeye başladım. Annem endise ve şaşkınlıkla bana baktıktan sonra bana yöneldi, sırtıma vurmak için yaklaştığında hızla telefonu kapattım. Sırtıma az vurunca biraz daha kendime geldim. Annem; "iyi misin?" Diye sorarken babam ise "ne oluyor?" Diye sordu şüphelenerek. Babam zaten polisti ve iyi bir bahane uydurmam gerekiyordu...

"A şey.. iyiyim ben, arkadaşım kızsal bir şey dedi de ona biraz şaşırdım.. özeli söylemek olmaz sonucta, değil mi..?" Dedim inanmasini bekleyerek.

Babam çok da inanmamisti ama pek de umursamadı kafasını öyle olsun der gibi salladı.

Tekrar yemeğe dönüp hızlıca yedim ve bitince lavaboya gidip kapıyı kilitledim. O anda zaten tekrar bildirim geldi;

[Kız arkadaş mı? Ayıp ediyorsun, bu a

kadar yakışıklı bi kız arkadaş? Vay be]

Hem beni kameralardan izleyebiliyor ve yetmezmiş gibi dinleyebiliyor muydu? Gerçekten şaşırinca gözlerim fal taşı gibi açık öylece ekrana baktım ve yine sohbet kısmında mesarj belirdi;

[Su tepkine bayılıyorum,her seferinde aynisi .p]

Tekrar sohbet kısmında bir mesarj daha belirdi;

[Şimdi bu kadar tantana yeter, gorevi tamamla] bu çocuk şaka miydi ya?

Hızla kamera kısmına tıkladım ve telefonu her hangi bir şeyin önüne koyup tuşa tıkladım. Sayaç geriye sayarken, geriye çekilip boydan fotoğraf çekildim ve tekrar ona gönderdim. Onunla çok muhatap olmak istemiyordum ama yine de sordum;

[Zaten az önce gördün neden tekrar fotoğraf istiyorsun?]

Anında sohbet kısmında cevap belirdi;

[Bacaklarına doyamadım ;) o an sadece bi kaç saniye bakabildim ama fotoğrafa istediğim kadar bakabilirim]

Yüzünü burusturup mesarja baktım ama tekrar yazım;

[İyi de o zaman şort giymiyordum şu an giyiyorum]

Yine anında mesarj belirdi, okuduguna emin miyiz?

[İyi o zaman, madem o akdar istiyorsun ve israr ediyorsun şortu çıkartıp fotoğraf at]

Kendi salaklığın yüzünden avucumla anlıma vurdum. Yine de atmayı düşündüm çünkü; sonuç olarak zaten görmüştü, değil mi? Pek sorun olacağını düşünmedim ve telefonu tekrar sabitledim, şortu çıkartıp tekrar fotoğraf çektim ve attım.

[Aferim güzelim, teşekkürler] mesarja bakarken göz devirdim ve yine cevap vermeyip telefonu kapattım. Şortu geri giyip telefonu şortun cebine koydum ve sonunda lavabodan çıktım. Babam çoktan evden çıkıp tekrar ise gitmişti bile annem ise sofrayı toplamıştı ve salonda oturmuş dizi izliyordu.

Ben de annemin yanına gidip biraz dizi izledim ama sarmayinca kalkıp odama gittim ve sonunda telefonu çıkarttım, telefonu çıkarttığım gibi bildirim geldi;

[Telefonu daha az alıyorsun seni göremiyorum, benden korkuyor musun?] Mesarja bakınca yutkundum ve cevap verdim;

[Ben mi, sendin mi? Neden korkcam ya] derken anında cevap geldi;

[Bence korkmalısın güzelim, artık kölemsin] İç çektim ve yazıp gönderdim;

[Kamerayı bantlarsam?] Diye sordum.

[Hele bi dene istersen] cevabına gözlerimi kırpıştırarak bakıyordum,

Kalktım ve cekmecemi açıp siyah bant aldım, bantı koparıp ekrana götürdügümde ise gözüm ekrandaki yazıya takıldı;

[Beni oraya getirtme, kötü olur] burdan bantı yapıştırmamam gerektiğini anlayıp bantı bıraktım ve tekrar telefonu alıp yatağa uzandım.

[Aferim güzelim] mesarja görünce göz devirdim ve mesarj yerinden çıktım.

Sabah gözüme giren güneş ile uyanıp gözlerimi ovusturdum ve güneşin geldiği pencereye baktım, baktığım an gözlerim faltaşı gibi açıldı; pencere ve perde aralıktı. Yine bildirim gelince hemen telefonu alıp baktım;

[Günaydın güzelim uyurken çok güzelsin]

Hala gozlerim iri bir şekilde öylece Bakakalmıştım. Odama girmişti, odama girmişti!?

[Neden yaptın?] Diye sordum hemen.

[Kölemi Özledim olamaz mı? ] nefesimin kesildiğini hissettim ve hemen pencereye yonelip derin nefes alıp verdim.

Olaylardan uzaklaşmak istediğim için hemen hazırladım, hazirlandigimda gözlerim tekrar cama kaydı ve gidip camı kapattım, cami kapattıktan sonra hemen evden çıkıp okula gittim.

İlk dersler oldukça boş geçti, ben ise o sırada telefondan çektiğim videoları düzenledim, videoyu düzenleyip edit yaptım ve kapağı da hallettim zaten 4 ders geçmişti bile.

Tekrar bildirim geldiginde mesarj kısmına girip ne yazdığına baktım;

[Sınıfının önünde fotoğraf çek ve at, hemen]

Mesarja bakınca kaşlarımın catıldığını hissettim ve hemen tuşlayıp yazdım;

[Neden ki?] Diye sordum ve anında cevap geldi;

[Bir daha hiç bir şeyi sorguluyamazsin, sadece dedigimi yapmalısın] Yazıyordu.

Bu istek gerçekten de tuhaf geldi ama kabul ettim. Zaten tenefus olduğu için hemen kalkıp kapının önüne geçtim, sohbet kısmındaki kamera simgesine basıp fotoğraf çektim ve attım. Yine anında cevap geldi;

[Aferim güzelim] yazmıştı yine.

Bu kelimeden ne kadar gıcık olduğumu anlatamam.

Umursamayarak telefonu kapattım ve kafamı kollarımın arasına alıp uyumaya başladım.

Kafamdaki eli hissedince urperip uyandım ve tam kafamı kaldiracakken, kafamdaki el kafamı kaldırdı ve ona öylece bakakaldım.

Bu çocuk benimle dalga mı geciyor?

Uyku sersemligi ile ona bakmaya devam ettim, o ise Yüzümün her santimi inceliyordu...

Biraz daha kendime geldiğimde tam geri cekilecekken çenemi daha sıkı tutarak geri cekilmeme izin vermedi.

Sonunda konusabildigimde; "ne istiyorsun benden?" Diye sordum sitemle karışık.

"Sen zaten benimsin, ne istersem yapabilirim,ne yapacağımı öğrenmene gerek yok" diye fısıldadı, ben ise ona öfkeyle baktım.

"Öfken hiç korkutucu degil" diye yanıtladıgında iyice sinirlendim.

"Ne istiyorsun be sapık!" Dediğimde sesim biraz yüksek çıktığı için bi kaç kişi bize bakti ve o hemen işaret parmagini dudağıma koyarak beni susturmaya çalıştı.

"Kes sesini" dedi öfkeyle ve insanlar bize bakmaya devam edince hemen kolumdan kavrayıp kaldırdı ve sürükleyerek götürmeye başladı.

"Nereye?" Diye sordum sürüklenirken.

"Tenha her hangi bir yere" diye yanıtladıgında yutkundugumu hissettim.

"Neden?" Diye sordum Bu sefer.

"Her şeyi sorup durmasana lan!" Dedi sitemle.

Beni biraz daha kolumdan cekistirerek sürükledi ve kızlar tuvaletine soktu, hemen beniduvara yaslayıp önümde beni tuttu.

"Ne oluyor?" Diye sorduğumda öfkesi biraz da olsa denmişti ve keyiflenmişti.

"Kölemi Özledim olamaz mı?" Dediginde gözlerimi devirdim ama hemen eli sıkıca çenemi kavrayınca, fal taşı gibi açılan gözlerimle ona baktım.

"Bana köle demeyi kes" diye çıkmıştım ona.

"Hm, yoksa ne olur bücür?" Diye yanıtladı sakince.

Sakinliği hem sinir bozucu hem de ürkütücüydü.

"Hoşuma gitmiyor" dedim sadece.

"Hoşuma gitmeyen şeyleri yapmama alışmalısın, daha çok hoşuna gitmeyecek şeyler yapacağım" dedi, bu tehdit miydi?

Sadece yutkundum o ise Yüzümün her zerresini inceledi.

"Artık fotoğrafların yetmiyor güzelim.. " dediginde nefesimin titredigini fark ettim.

Çenemdeki elleri çenemi serbest bıraktı ve yanağımı okşadı.

"Fotoğraflardan daha güzelsin.. " Bu sefer gözlerimi kaçırdım ama o tekrar yüzümü tutup ona bakmami sağladı.

Gerçekten çok yakışıklıydı.

Yüzü benimkine biraz daha yaklaştığında yutkundum ve onun nefes alıp verişini bile hissettim, su anki durum beni gerçekten de çok germişti.

Aramızda bir santim bile yokken kafamı yana çevirdim ama çenemi daha sıkı tuttu ve diğer eli ile kafamın arkasını tutarak ona bakmami zorladı.

Ona baktığımda sırıtıyordu.

"Ne yapıyorsun" dedim zorlukla, konuşurken bile dudaklarimiz degmek üzereydi.

"Ne yapacağımı düşünüyordum" dediginde ise yutkundum.

"Peki ne yapacaksin" diye sordum istemeyerek.

"Hala karar vermedim" dedi ama şansıma zil çaldı

"Zil çaldı" dedim hevesle.

Kurtulma hevesime sırıtmadan duramadı ve yüzünü benden biraz olsun uzaklaştırdı.

"Zil çaldıysa ne olmuş? Seni bırakacağımı kim söyledi?" Dediginde yüzümdeki hafif gülümseme tamamen solmuştu.

"Ama ben dersime gitmek istiyorum" dedim çaresizce, yüz ifadesinin sertleştigini görebiliyordum.

"Bundan sonra senin isteklerinin önemi yok, sadece benim isteklerim, anladın mı? Yoksa zorla da olsa öğrenmeni sağlayalım mi?" Şokla ve öfkeyle ona baktım.

"Bencil!" Diye cıkıştıgımda, gözlerinden öfke akıyordu.

Kafamın arkasındaki eli enseme indi ve sıklaştı "bir daha soylesene!"

Bu sefer "sapık!" Diye cıkıştım.

"Öyle mi hanımefendi!?" Diye sordu.

Kararlılıkla "Evet!" Dememe kalmadan iki elimi kendi elinin arasına aldı ve hızla duvara yasladı.

"Madem öyle düşünüyorsun sapık olayım, Ne dersin!?" Gözlerindeki alevi görebiliyordum.

~~~~~~~

Sizce heckar kim?

Sizce hecker nasıl birisi?

İleri bölümlerde neler olabilir?

Sizce elisa nasıl birisi?