Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@meleklerucar

"Merak etme sen o kızdan daha güzelsin " dediginde ona baktım, ilk defa insan gibi iltifat mı etmişti?

 

"Teşekkür ederim" diye karşılık verdim.

 

Filim sarmaya başladı ama filmdeki çift öpüşünce nedense ailemin yanında gibi utanıp gözlerimi kaçırdım, o da bana sırıtarak baktı. Ona döndüğümde sırıtması genişledi. Ona bakmaktansa filime bakmak daha iyidir diye kafamı çevirip filime baktım ama bakmaz olsaydım. Çift daha da yakınlaşmıştı, iyice utandım ve yanaklarımın kızardıgını hissettim, öfkeyle Han'a baktım.

 

"Cidden mi! Bilerek açtın değil mi!" Diye hesap sordum.

 

O ise gerçekten masum bir çocuk gibi gözüküyordu "karşıma çıkan ilk filimi açtım, nerden bileyim içinde ne var?" Diye kendini savunmaya çalıştı.

 

"Tamam" dedim ve kumandaya uzanacaktim ama hemen kumandayı alıp koluyla havada tuttu, ne yaptığını anlamayarak ona baktım.

 

"Ne oldu?" Diye sordum.

 

"Değişme" dediginde şaşırdım.

 

Sonuçta filmin olayı sarmıştı.

 

"Tamam sadece su sahneyi ilerletelim" dedim, kumandaya uzanmaya calisirken.

 

"Hayır, izliyelim" dediginde kaşlarım catıldı. Cabalamayı bırakıp oturdum.

 

"Tamam sen izle o zaman" dedim ve gözlerimi kapattım ama ellerini bacağımda hissettiğimde istemsizce şaşırıp iri gözlerle ona baktım.

 

"Izle" diye emretti.

 

"Neden izliyorum ki ya" dedim.

 

"Izle işte, sonuçta yapan sen değilsin ya" diye yanıtladı.

 

"Hayır" dememle ellerini benimde hissetmem ve kalmamıştı bacaklarında hissetmem bir oldu. Beni kucağına oturtmuştu. Omzumun üzerinden öfkeyle ona baktım ama o sırıtıyordu, bu sefer de sinirle önüme dönüm ve filimi izlemeye başladım.

 

Sahne çok kışkırtıcıydı ve istemsizce haraket edip duruyordum.

 

"Rahat dur" dedi sesi biraz boğuk geliyordu.

 

"Elime değil ki" diye yanıtaldım.

 

"Biraz daha rahat durmazsan bazı şeyler de benim elimde olmıyacak" diye kendi kendine mırıldandı, duydum ama cevap vermedim.

 

Tekrar kıpırdandıgımda elleri belimi daha sıkı tutup kalcamı kendisine bastırdı.

 

"Eger biraz daha kıpırdarsan sahneyi sen yaşayacaksın" diye fısıldadı, sesi hala boguktu.

 

Ne ima ettiğini anlamam az zamanımı aldı ama anladığım an yutkunmaya çalıştım.

 

Zar zor da olsa film bitti.

 

"Gitmelisin artık" diye mırıldandım.

 

Göz devirdi "Neden bu kadar gıcık olmalısın" dedi han.

 

"Kusura bakmayın han efendi babam sizi görürse silahına sarılır" dedim.

 

"Ben de sarılırım" dediginde gözlerim irilesti ve iri gözlerle omzumun üzerinden ona baktım.

 

"Ne, senin yanında silah mı var?" Diye sordum.

 

"Neden olmasin" dediginde sırıtıyordu.

 

"Tamam yeterli bu kadar, hadi evin barkın yok mu?" Dedim.

 

"Evim de barkım da sensin yavruumm" dedi keko bi şekilde.

 

İstemsizce ufak bi kahkaha attım.

 

"Cidden çok tuhaf birisisin" dedim.

 

"Tuhaf halimi daha görmeden böyle diyorsan" dedi sırıtarak.

 

Anlamayarak kaşlarımı çattım.

 

Ellerini belimin kıvrımlarına koyup beni nazikçe kaldırarak yanına oturttu.

 

Esneyip, gerildim ve kiprandım. "Şükür keyfiniz oldu han beyefendi" dedim isyanla karışık.

 

Kalkarken ki yüz ifadesini okuyamadım ama ben de onunla ayağa kalktım, beraber evin kapısına gittik ve han şükürler olsun evden çıktı.

 

"Görüşürüz" dedim, keşke görüşmesydik.

 

"Görüşecegiz" dedi, elbette görüşecektik.

 

O çıktığı an kapıyı kapattım ve derin bir nefes alıp duvara yaslandım.

 

Kendime geldiğimde odama gittim ve odamın yine dağınık olduğunu gördüm, ben bu odayı daha geçen toplamadım mi ya? Tekrar odayı toplamaya başladım çünkü yapacak en iyi şeyim oydu.

 

En sonunda nefes nefese kendimi yatağa attım ve Bildirim geldiğini gördüm.

 

[Kendini çok yorma güzelim, bana lazımsın] istemsizce birazcık fesat anladım ve yakalarım hafif kızardı.

 

[Böyle ne kadar güzel olduğun hakkında hiç bir fikrin yok]

 

Telefona biraz bakıp kaldım ve telefonu kapattım, kalkıp dolaptan üst buldum ve üstümü çıkartıp onları giydim, gidip lavaboya kirlileri sepete attıktan sonra odama gittim.

 

Odama gittiğim gibi bildirim sesi duydum ve telefona açıp baktım.

 

[Gerçekten dantelli mi? Artık en sevdiğim] Gözlerim şokla irileşti ve öylece ekrana bakakaldım.

 

Etrafıma baktım ama perdeler bile kapalıydı. Lanet olsun beni görmesi imkansız! Telefonu bir yere sabitlersem anca görebilirdi ama onu da yapmadım yatağın üstünde öylece duruyordu.

 

Telefonun kamerasına baktım.

 

[Hadi ama bana öyle bakma, kendimce yöntemlerim var benim de] Hala şaşkındım, telefonu kapattım ve yatağa uzandım biraz öylece durup sorguladım ve sonra da uyuyakalmışım.

 

Uyandım ve saate baktım, annemin gelmesine az kalmıştı, uykulu uykulu kalktım ve mutfağa gittim. Yine hiç bir şey bilmediğimden makarna yaptım, zil çaldığında annemin geldiğini anlayıp kapıyı açtım ve içeri girdi, yemek yedik sonra beraber mutfağı yoparladik ve odalarımıza çekildik.

 

Telefona baktığımda bildirim geldi, iki saniye rahat bırak be! Bildirime girip baktım.

 

[Fotoğraf çek ve at] Kendi kendime "yine mi" diyip ofaldım.

 

Kamerayı açıp fotoğraf çekeceksin gelen bildirime baktım,

 

[Hiç oflama sana 4000 fotogtaf atma görevi veririm] bi an bunu düşününce gözlerim genişledi ve sonra istemsizce güldüm o sırada fotoğraf çekip ona attım ve;

 

[4000 fotoğraf çekmek nasılsın bir ceza fantezisi?] Diye yazdım.

 

Bir süre yazmadı ama sonra ise tekrar mesarj geldi ve yazıyı okudum.

 

[Gülümseyince daha da güzelsin, ışık saçıyorsun] mesarja bakıp defalarca okudum ve en sonunda istemsizce gülümsedim, beni izlediğini bildiğim için biraz daha utanarak kameraya baktım.

 

[Gerçekten çok güzelsin bu yüzden seni tamamen kendime saklamak istiyorum] kameradan bakışlarımı ayrip ekrana baktığımda okuduğum yazı buydu, hoştu ama ne demem gerektiğini bilemedim.

 

Ekrandan çıktım ve videolarima baktım bir videom 400 izlenmiştir ve abonem 40 olmuştu sevindim.

 

Telefonla uğraşmaya devam ederken beni izlediğini bilmek tuhaf ve ürkütücüydü.

 

Telefonla uğraşmaktan sonunda sıkıldım ve tekrar onun yaptığı o uygulamaya girdim girdigim an yeni bildirim geldi.

 

[AA kimler kendi isteğiyle gelmeş, hoş geldin civcivim~] yazıyordu.

 

[Hoş buldum] Yazdım ve ona gönderdim.

 

[Hep bana gel] yazmıştı.

 

Umursamadım ve biraz düşündüm.

 

[Kaç kardeşsin?] Diye sordum.

 

[Tek ben, neden abim falan olsa onu mu alacaksın] onun bu şakacı tavrı bazen iyidi ama bazen delirtiyordu, mesela şu an ne alaka!?

 

[Aynen, sen fazla küçüksün] Yazdım.

 

[Bırak da küçük olan yaşım olsun güzelim~] bi an ekrana saf saf baktım ve imayı anladığımda tekrar öylece kalakaldım.

 

Konuyu değişmek için [Ben de tek çocuğum] dedim.

 

[Biliyorum] Yazısını okuduğumda ürperdigimi hissettim.

 

[Benim hakkımda bilmediğin ne var?] Diye sordum dayanamayıp.

 

[Senin kendin hakkında bilmediğin şeyleri bile biliyorum güneşim]

 

Ürperdigimi hissettim ve yutkundum.

 

Surekli onun varlığını hissetmek, beni izlediğini ve benim hakkımda her şeyi bildiğini düşünmek o kadar ürkütücüydü ki.

 

Biraz konuştuk ve sonra bi an donup yazdığına baktım, defalarca okudum.

 

[Yarı çıplak fotoğrafını at]

 

Okudum, okudum, okudum ve okudum, ama beynim algılamak istemedi.

 

Tereddüt ettim, zaten telefonumdaki fotoğraflara erisebiliyordu ama yine de yeni kozlar da vermek istemezdim.

 

[Hayir] Yazdım ama korkuyordum, ona karşı çıkmaya korkuyordum.

 

[Ben yanlış görüyorum değil mi? Evet yazdın] yazısını okudum, az önce benim kabullenmek istemediğim gibi şimdi de o kabullenmek istemiyordu.

 

[Hayır yazdım] Diye yazarak tekrar attım ve sonra tekrar yazarak ekledim;

 

[Atmayacağım] uygulamadan çıktığını görünce içime bir korku düştü, zar zor yutkundum.

 

Buraya gelebilirdi, annemi umursamazdi, ya da fotoğrafları yayar miydi ki?

 

Saniyeler dakikaları, dakikalar da saatleri kovaladı.

 

Saatler geçmesine rağmen ölüm sessizliği vardı, fırtına öncesi sessizliği.

 

Hic aktif olmadı, hiç yazmadı ama eve de gelmedi, hiç bir yerde de fotoğraflarımı yayınlamadı.

 

Daha büyük bir planı mı vardı? Ne istiyor benden? Tek hissettiğim korkuydu.

 

Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ve sadece gergin bi şekilde bekliyordum, uyuyamıyordum ve uyumaktan da korkuyordum. Ben uyurken gelirse ne yapar? Bana zarar verir mi? O aslında nasıl birisi? Düşünmekten uyuyakalmışım.

 

Uyandığımda tavana baktım bizim tavan beyazdı ve bu tavam ise süt kahvesiydi, evde değildim.

 

Yutkundum ve kendime gelince elimi kaldırıp gözlerimi oluşturmak istedim ama ellerim kelepceyle yatağa bağlıydı, ayaklarımı oynattım ve ayaklarım da kelepceyle yatağa bağlıydı.

 

Neler olduğunu anlamaya çalıştım, ihtimalleri düşündüm; kimin evinde olabilirim? Burası kesinlikle bizim ev değil, han'ın evi olabilir mi? O zaman beni kaçırdı mi? Gerçekten beni kaçıracak kadar ileri gider mi? Uyurken bana bir şey yaptı mı? O zaman şu an han nerde?

 

Kafamı sallayıp düşüncelerden kurtulmaya calisirken odaya baktım ama bu oda han'ın olsmazdı çünkü çok sadece, düzenli ve boştu. Misafir odası olmalıydı, hala han odada yoktu ta ki kapı sesine kadar, kafamı çevirip sese baktım ve han'ın sırıtarak bana doğru yürüdüğünü gördüm.

 

_________________________________________

 

Nerhabaaa size sorularım var¿?

 

Sizce han nasıl birisi?

 

Sizce han neden elisa'nın peşini bırakmıyor?

 

Sizce han elisa'ya neler yapacak?

 

Sizce bir sonraki bölümde neler olacak?

 

 

Loading...
0%