Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Mavinin kara bahtı

@meleksi44

Hayat hepmi kötüydü yoksa sadece mavi,yemi kötüydü

 

ne demişdi şayir mutluluğun gözü kördür yanlızlık sağır ondadır biri tökezler yürür öbürü uykusunda bile bağırır...

 

AZat aşiret ağalarına tek tek baktı ve ağalara benim kararım infazdır dedi

Hazar ağa aşiretin en büyük ağasıydı azata dönerek ben kan dökülmesini isdemem ağa bacın hamileymiş

Bilmez misin Emin'in iki kızı varmış biri mavi diğeri nazar ikisinden birinin Berdal için seç benim kararım berdelden yanadır

 

Azat etrafına baktı diğer ağlarla göz göze geldi her birine teker teker buber dili onaylamıyorum dedi

 

Azat'ın babası Berata ağa gözlerini kapatıp açtı ve azatın yüzüne baktı söyleyecekleri azatın hoşuna gitmeyecekti fakat söylemek zorundaydı her ne kadar kızını 100 karası olarak görse de bir o kadar da kızıydı ve tek kızdı oğluna Dönerek

Eğer Bareli kabul etmezsen seni aldıktan alırım ve kardeşin yasini Aşiret ağalığına getiririm ben kan dökülmesini istemiyorum ortada masum bir bebek var senin yaşın geldi geçiyor ne zamana kadar yaş tutacaksın artık evlenmen gerekiyor

 

Azat hayretle babasının yüzüne baktı babasının söyledikleri azat'ın hiç hoşuna gitmedi önce gözlerini kapattı yumruğunu sıktı burnundan derin derin nefes almaya başladı Sonra gözlerini yavaşça açtı gözlerinin karası mümkünmüş gibi daha da karardı ve sert sesiyle Konak'ta bağırmaya başladı ben o şerefsizin kız kardeşini asla almam bu berdele onayım yoktur

Hiç kimse azat'ı onaylamıyordu

 

Aşiret ağlarının içinde Ali ağa ayağa kalktı ve Berata'ya dönerek oğlun ya bu veri kabul eder ya da Mardin'den sürülür bütün aşiret ağları Ali ağayı onaylar bir şekilde yıllardır azatın evlenmesini bekliyoruz ya aşiretin soyunu devam ettirir ya da ağırlıktan çekilerek sürülür

 

Azat duyduklarıyla aşiret ağlarına döndü ben bu topraklardan gidemem bu topraklarda benim sevdam yatıyor ben bu topraklardan gidersem bütün Mardinini yakar giderim dedi

 

Şivan ağa Ayağa kalktı azat sana son sözüm erdal olacak Emin'in kızı mavi ile evleneceksin yok maviyi istemem dersen küçük kızı nazarla evleneceksin yok eğer hiçbirini kabul etmiyorsan yarın Ağalıktan çekilip Mardin'e terk edeceksin son sözümdür Şivan ağa son sözlerini söyledikten sonra konaktan hızla uzaklaştı avluya çıktığında dış kapının önünde küçük bir kız gördü yanına yaklaştı kız ağlıyordu ne oldu küçük kız diye sordu,

Küçük kız cevap verdi abim Yusuf'u öldüreceklermiş onun için ağlarım,

Şivan ağa kıza ismini sordu sen mavi misin dedi

Küçük kız hayır ben nazarım dedi sen ablamı nereden tanıyorsun

Şivana gülümsedi ben herkesi tanırım sen kaç yaşındasın hele de bakalım nazar gözlerini silerek 12 yaşındayım dedi Şivan peki ablan kaç yaşındadır dedi ablam da 15 yaşındadır dedi

Şivan'a peki ablan nerdedir diye sordu küçük kız abimin yanına gitti dedi Şivan ağa cebinden

Birkaç tane şeker çıkarıp küçük kızın avuçlarına bıraktı ağlama küçük kız abine bir şey olmayacak sil gözyaşlarını

 

Mavi abisinin yanındaydı abisinin yüzü gözü mosmordu avlunun önünde beklerken Nazarín koşarak geldiğini gördü ne yapıyorsun ablacığım burada diye sordu nazar arkadaşlarım abimin öleceğini söyledi dedi ben de buraya koştum abim ölmeyecek değil abla hayır abimize bir şey olmayacak sen burada bekle sakın içeri girme ben abimi görüp geleceğim uslu dur tamam mı, tamam abla seni burada bekleyeceğim

 

Sessizce konağa girdim mavi karşıdan yaşlı bir kadın geliyordu sen kimsin diye sordu mavi şey diye keklemeye başladı Be be Yusuf'un kız kardeşi abimi görmek istiyorum burdaymış,

 

Kadın kızın yüzüne baktı kız çok güzeldi sapsarı saçları bembeyaz teni masmavi gözleri sanki peri kızııydı kıza baktıkça bakmak istiyordu fatma hanım azatın annesiydi ve duymuştu bu kızla Berdel yapılmak istediğini kız ürkek bir Ceylan'a benziyordu ürkütmek istemedi gel ben seni götüreyim abine dedi

Mavi korkarak ve titreyerek yavaş adımlarla kadını takip etti konan üst katına çıktı mavi arkasına dönüp baktığında konan ikinci katındaydılar Soldaki kapı dedi kadın

mavi şaşırdı anlamadım dedi keke leyerek

Kadın soldaki kapı dedim abin orada git abini gör ben burada beklerim seni

Mavi kadının yüzüne baktı teşekkür ederim teyze dedi kadın tebessüm etti,,

 

Yusuf kapının açılıldığını görünce ayağa kalktı azat ağayı beklerken kardeşim mavi girdi içeri çok şaşırdı sen ne yapıyorsun burada diye kızdı mavi koşarak abisine sarıldı babamla geldik seni görmek istedim bir teyze buraya getirdi burdaymışsın bir şey yapmadılar değil mi sana yok abiciğim bir şey yapmadılar ama sana bir şey soracağım hacer nasıl gördün mü onu,

Görmedim abi senin yüzüne ne oldu her yerim morarmış annem çok üzülüyor abi buradan çıkamayacak mısın ne yapacaklar sana,

Bilmiyorum kardeşim bilmiyorum eve gidince annem onu çok sevdiğimi söyle benim yerime elinden öp olur mu,

Mavi ağlamaya başladı söyle abi böyle şeyler seni buradan kurtaracağız bak babam da geldi bir çaresini bulacaklar seni bırakmayacağız burada,

Yusuf kardeşinin yüzünü avuçlarının içine aldı ben kötü bir şey yapmadım sadece sevdim sen de git buradan al babamı da git,

Mavi ağlamaya başladı gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaya başladı o sırada kapı çaldı

Yusuf kapıya bakarken Şeref Ataım'a kadın girdi hadi kızım çık buradan seni burada görmesinler başım belaya girer mavi abisine son kez sarıldı Allaha emanet ol abi dedi abisi de sarıldı sarı saçlarından öptü sen de Allaha emanet ol kardeşim hadi git senin de başım belaya girmesin mavi yavaş adımlarla arkasını dönüp çıktı hızla nazarın yanına koştu,,

 

Fatima kadın Yusuf'un yüzüne baktı yarına kadar oğlum kız kardeşin de perdeli kabul etmezse kızım ve sen gerisini getiremedi Yusuf duyduklarıyla neye uğradığını şaşırdı ne berdeli diye sordu sordu

Kadın Yusuf'un yüzüne baktı yavaşça başını kaldırıp dikleştirdi siz kaçarken sadece ölümü mü düşündünüz berdel olacağını hiç mi düşünmediniz diye sordu

Yusuf'un aldığı surat ifadesini keyifle izledi sen benden kızımı aldın ben de sizden kızınızı alacağım oğlum azat'la kardeşin mavi evlenecek

Yusuf duyduklarıyla yere diz Çöktü benim kardeşim küçük daha 15 yaşında azat A'nın 28 yaşı var nasıl olur böyle bir şey

Kadın da biliyordu bu bir canilik fakat elinden bir şey gelmiyordutöreydi bu şakaya gelmezdi törenin kanunları kesindi arkasını dönüp giderken başka çareniz yok kendi çocuğunuz için kendi kardeşlerinizi yaktınız siz bunun vebal ile yaşayacaksınız diyip çıktı odadan

 

Yusuf ellerini başının arasına alıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı kendi kendine söyleniyordu affet beni kardeşim

 

Azat ağa düşünüyordu ya Mardin'den sürülecek ya da o kızla evlenecek kızın kaç yaşında olduğunu bile bilmiyor anasını gördü aşağı inerken o itin odasından çıkmıştı yanına giderek anasının kolundan tuttu ne işin vardı o itin yanında anası oğlunun yüzüne baktı ne diyeceğini bilemiyordu sonra düşündü haceri sormak istemiş nasıl nasılmış diye

Azat gözde açtı o odaya hiç kimse girmeyecek ona hiçbir şey verilmeyecek ne yiyecek ne içecek ne de haber,,

Anası oğlunun yüzüne baktı ellerini yüzünün arasına aldı bana evlat acısı yaşatma oğul ben yıllardır senin yaşını tutuyorum kızımın da yaşını yasını tutturma bana

Anasına kıyamazdı ama kızla da evlenemezdi

Azat derince bir nefes aldı anasına bakarak

O kız kaç yaşında

Ana sevindi ama belli etmek istemedi

Bilmiyorum dedi ama 15:16 vardır dedi

Azat sıvazladı küçücük çocuğu koynuma mı sokmak istiyorsunuz diye sitem etti annesine

Annesi de Mavi'nin küçük olduğunu biliyordu ama başka çaresi yoktu

Azatın saçlarını sıvazladı Sen düşün yarına kadar yarın kararını verirsin

Azat arkasını dönüp odasına gitti

Kapıyı açıp içeri girdi odayı bir göz gezdirdi sağ tarafta yatağı vardı yatagin hemen yanında iki küçük komidin vardı karşıda cam vardı balkonlu hemen camların yanında büyük bir giysi dolabı vardı sol tarafta banyo vardı önce ne yapacağını bilemedi yatağa doğru ilerledi sonra vazgeçip dolaba yöneldi dolaptan kıyafetlerini alıp banyoya doğru yürüdü soğuk bir duş alması lazımdı ancak böyle kafasını toplayabilirdi

 

Öte yandan Emine kızlarını alarak eve gitti başı önde mavinin yüzüne bakamıyordu sorularına cevap veremiyordu evlerine vardıklarında kapıyı çaldılar koşarak kapıyı açın Züleyha hanım ne oldu bey karar ne diye sordu Emin bey gözleriyle kızları işaret etti Züleyha hanım bir şey anlamamıştı kız da dönerek siz odanıza gidin dedi

Tam emin bey bir şey daha soracakken kapı yeniden çalındı koşarak kapıya gitti kapıyı açtı oğlum Murat gelmişti hoşgeldin oğlum dedi hiç hoş bulmadım anne dedi babam nerede baban odada ne oldu oğlum bir şey mi oldu

Yok bir şey anneciğim birazdan öğrenirsin

Emin bey oğlunun geldiğini görünce otourduğu yerden ayağa kalktı

Oğlu Elif babasının elinden öptü ve sonra yüzüne bakıp baba bana kabul etmediğini söyle dedi Züleyha hanım anlamamıştı biriniz bana bir şey söyleyecek mi diye sordu ne oldu oğluma ne yaptılar oğluma konuşsanıza diye oğlunun yakasına yapıştı Emin bey başını aşağı yiyerek berdan yapılacak dedi Züleyha hanımın eli bir anda oğlunun yakasından iki yanına düştü

Anlamadım emin bey kafasını kaldırdı Züleyha hanımın yüzüne baktı gözleri dolu dolu bir şekilde maviyi azata alacaklar Yusuf'un canını bu şartla bağışladılar azat kabul etmezse hacer'le Yusuf ölecek kabul ederse erdal olacak dedi

 

Mavi kardeşine odaya götürüp sen içeride bekle ben hemen geliyorum deyip kapıyı kapattı odaya doğru yürüdü kapının önünde durup annesiyle babasının konuşmalarına kulak misafiri oldu babasının söyledikleri şaka olmalıydı böyle bir şeye nasıl kabul ederler böyle bir şeyi nasıl söylerler elini kalbine koydu Allah'ım yardım et ben evlenmek istemiyorum diyerek sessizce odasına gitti nazar ablasının ağladığını görünce ne oldu abla abime bir şey mi oldu diye sordu

Mavi kız kardeşini duymuyordu kulaklarında mavi berdel olacak kelimeleri dolaşıyordu

 

Azat sabah erkenden ayağa kalktı ılık bir duş alıp üstünü değişip odadan çıktı aşağıyase indiğinde ailesinin kahvaltı masasında oturduğunu gördü babasına dönerek baba biraz odada konuşalım mı diye sordu

Berat'a şaşırmıştı karısına dönerek siz devam edin biz birazdan geliriz

Bize birer kahve söyleyin diyerek yukarı çıktı

Çalışma odasına girdiler çalışma odasında karşılıklı oturdular buyur oğul seni dinliyorum

Azat sıkkın bir sesle sabaha kadar düşündüm Mardin'den gidemem aşiret ağırlığı umrumda değil ama Mardin'den gidemem bu yüzden bedeli kabul ediyorum

Babası oğlunun bu söylediklerine çok şaşırdı o zaman hemen aşirete haber yolluyorum iki gün içerisinde nikahımız var

Azat babasını durdurdu Sağ elini havaya kaldırıp

Babasını susturdu şartların var o kız bu eve geldiğinde hiç kimse benim o kıza yaptıklarımı ve yapacaklarımı sorgulamayacak

Babası kafasını salladı sen nasıl istersen öyle olacak ben de küçük bir çocuğum gelinim olmasını kabul etmezdim fakat şartlar bunu gerektiriyor sağol oğul,,

 

Sabah erkenden mavi uyanıp kahvaltıyı hazırladı annesi uyanır uyan uyanmaz sen ne zaman uyandın bu kadar kahvaltıyı ne ara hazırladın diye sordu mavinin gözleri kızarmıştı gece uyku tutmadı ben de sabaha kadar oturdum abimi düşündüm sabah da erkenden kahvaltı hazırladım dedi annesi kızının bu haline çok üzülüyordu bir de berdeli duysa kızı hepten heba edecekti kendini

Babası abisi kardeşi hepsi masaya oturduklarıla çaktırmadan maviyi izliyorlardı

babası söylemek istiyordu fakat haber gelmeden söylemek'de istemiyordu kahvaltıdan sonra mavi masayı toplarken annesi izin vermedi gitsen biraz uyu dinlen ben yapacağım diyerek kızını odaya gönderdi mavi odaya girer girmez ağlamaya başladı sabaha kadar düşündü ya berde kararı çıkarsa ne yapacaktı o zaman üstelik adamı tanımıyordu bile hem ailesi vermezdi zorla evlenecek değildi ya düşünmekten kafayı yiyecekti bir sağa bir sola giderek 1 saati geride bıraktı

1 saat sonunda kapı çalındı annesi koşarak kapıyı açtı karşısında gördüğü yüz Azat ağanın çalışanı kadın elini kalbine götürdü ne oldu diye sordu adam başını öne eydi

Beni ağam gönderdi iki gün sonra nikah olacakmış söyleyin hazırlansınlar elindeki poşetleri kadına uzattı bunları gelin için gönderdiler

 

Züleyha hanım karşındaki adamın uzattığı poşetleri aldı yavaşça kapıyı kapattı arkasına döndüğünde kızıyla gözgöze geldiler anne kız sessiz sessiz ağlamaya başladılar

 

Mavi duyduklarından sonra kanatları kırılmış serçe gibi zor nefes almaya başladı gözleri doldu annesiyle gözgöze gelince ikisinin de aynı anda gözlerinden yaşlar akmaya başladı annesinin elindeki poşetlere bakıp ben evlenmem dedi annesi gözlerini kapattı sımsıkı elini ağzını kapattı abisi odadan çıktı diğer ikisine baktı kim gelmiş mavi abisine döndü ben evlenmem dedi abisi anlamıştı başını öneeydi hiçbiri bir şey yapamazdı mavi istemezse abileri ölecekti bilmedikleri bir şeyse Mavi dirileri olmuştu zaten gönderdikleri gelinlik mavinin kefeniydi bu da her şeyin ispatıydı

 

Mavi odaya girdi kapıyı kitledi abisinin kapıyı çalmalarına rağmen açmadı kafasını yastiga gömüp sessiz sessiz ağladı sonra düşündü kabul etmezse diye düşündü yavaşça ayağa kalktı aynaya baktı yüzü çökmüştü göz altları morarmıştı maviş gözleri solmuştu aynada yansımasına bakarken elini kalbine götürüp canım çok yanıyor canım çok yanıyor diye bağırmaya başladı Abisi kapının önünde diz cokup kız kardeşinin sesini dinliyordu bağırıyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu annesine dönüp benim kardeşim küçük siz küçük yaşta ona oğlunuza kurban ettiniz ben artık gidiyorum bu şehirde kalamam kız kardeşim size emanet diyerek odaya girdi eşyalarını toplayıp hızlıca evden dışarı çıktı annesi peşinden koştu gitme oğlum gitme dinlemedi Murat arkasına bakmadan çekip gitti dayanamıyordu kardeşin hiçbir suçu günahı yokken o cani adama vermişlerdi her şeyi isyan Edip çekip götürmek vardı kız kardeşine ama peşlerine düşerlerdi,,

 

İki gün sonra botonlar konağı'nda koşuşturma vardı bugün nikah olacaktı Fatma hanım sevinçliydi hem kızının nikahı hem oğlunun nikahı kıyıılacaktı her ne kadar kızartıp bu konu gelmeyecek olsa da seviniyordu

 

Hazar balkona çıktı balkondan havluyu izliyordu herkes koşuşturuyordu bugün nikahı vardı fakat kızı hiç görmemişti görmek de istemiyordu zaten sadece bir nikahta nikahtan sonra o kıza doğduğu güne pişman edecekti kendi kendine mırlandı gel bakalım mavi hanım kendi ayağınla kendi cehennemine geliyorsun haberin yok

 

Mavi botanlar konağına gelmişti daha doğrusu getirilmişti kolundan sürüklenerek zorla babası konağa getirmişti mavi gelmek istemiyordu babası da gitmezsen abin ölecek o öleceğine sen evlen daha iyi diye kızını kendinden soğutmamaya çalışıyordu her ne kadar dili başka yüreği başka söylese de kızını incitmek istemezdi fakat incitmek zorundaydı,

 

Fatma hanım konaktan içeri giren mavi gördü hemen koşarak yanına gitti hoşgeldin kızım burası artık senin evin gel seni yukarı çıkarıp hazırlayalım birazdan nikahız Kayılacak mavi başını öne eğerek yavaş adımlarla üst kata doğru yöneldi üst kata çıktığında hangi odaya gireceğini bilmiyordu Fatma hanım gel kızım senin odan üçüncü kat mavi arkasına döndü onu etrafına baktı bu konak çok büyüktü üç katlıydı en üst katta mavinin odasıymış kendi kendine iç geçirdi

Buradan gitmek istiyorum diye

Gidemez de kendisi de biliyordu törenin kanunlarına adımlarla üçüncü kata çıktı Sadık'ın ikinci odaya girdi güzel bir gelinlik vardı yatagin üzerinde Fatma hanım bu gelinlik senin kızın hadi giyin güzelce makyaj yap birazdan geleceğim seni almaya diye kapıdan dışarı çıktı

Mavi odaya göz gezdirdi her şeyi bembeyazdı tıpkı gelinliği gibi gözlerinden yaş akmaya başladı kendi kendine söylendi keşke her şey siyah olsaydı aynı benim Bahtım gibi

 

Azat annesinin üçüncü kattan aşağı indigini görünce hemen önünü kesti geldi mi diye sordu annesi kafasını salladı hazırlanıyor birazdan indiririm aşağıya azat kafasını salladı sen git dedi ben gelirim birazdan annesi aşağı doğru gitti azat da arkasından bakıyordu sonra kafasında üçüncü kata doğru yöneltti aradımlarla üçüncü kata doğru çıktı kapının önünde durdu yavaşça kapıyı araladı arkası dönük sarı saçlı bir kız vardı kendi kendine söyleniyordu keşke her şey siyah olsaydı benim Bahtım gibi azat duyduklarına kahkaha atmak istedi yavaşça kıza yaklaştı kulağına eğildi merak etme senin bahtın bundan da kara olacak olması için elimden geleni yapacağım dedi

 

Mavi ensesinde duyduğu nefesli bir an ilkildi

Duyduğu şeylerden yeniden dolmaya başladı arkasını dönmek istemedi cesareti yoktu dizleri titriyordu nefesi kesiliyordu o sırada kapı sesi duyuldu gitmişti o adam yavaşça arkasının önünde evet gitmişti yatağa doğru ilerledi diziyi titreyerek yatağa oturdu elini gelinliğin üzerinde gezdirdi ve gözlerinden yeniden yaşlar akmaya devam etti

 

Gelinliği kabarık sırt dekolteli üzerinde dantelleri olan çok fazla taş bulundurmayan sade ve şıktı duvağı ise upuzundu gelinliğini kayınvalidesi seçmişti kıza yakışacağını düşünmüştü mavi yavaşça gelinliğini giydi ağlaya ağlaya sonra makyaj masasının yanına gitti yavaşça oturdu gözlerine hafif makyaj yaptı dudağına kırmızı bir ruj sürdü yanaklarını hafif kızarttı kaslarını düzenledi makyaj masasının üzerinde gelinlik taci vardı yavaşça saçlarını toparlayıp tacını taktı aynaya baktığında çok güzel bir kız vardı fakat bahti karaydı ayağa kalktı kapının önünde beklemeye başladı

Çok beklemeden Fatma hanım içeri girdi maviyi görünce dili tutuldu kekeleyerek çok çok çok güzel olmuşsun kızım Allah kocanla mesut etsin hadi gel seni bekliyor imam

 

Mavi odadan çıkarak kayınvalidesi ile beraber aşağı indi avluda maviyi gören herkes hayranlıkla maviye bakıyordu kuzum bu kadar güzel olduğunu hiç kimse düşünmemişti azat'a şarkı odasından dışarı çıktı bu kızı çok beklemişti hala gelmemişti sıkıldım artık diyerek isteme diyordu herkesin bir yere baktığını gördü onların baktığı yere doğru döndü ikinci katta annesiyle mavi vardı gelinlik yiyen çocuk niye herkes öyle bakıyor diye merak etti biraz yakınlaştı mavi azata doğru döndü göz göze geldiler mavi de tanımıyordu adamı adam maviyi görünce etrafına tekrar dönüp baktı herkes mavinin gözlerinde ve göğüs dekoltesine bakıyordu sinirlenmeye başladığını hissetti bu kız ne yaptığını zannediyordu hem sırt dekoltesi vardı hem göğüs dekoltesi üstelik o mavi gözleri kendi kendine diyorum diye ben söylendi ve sinirli bir sesle sizi bekliyorum gelecek misiniz artık diye annesine sitem etti

 

Annesi mavi alarak şarkı odasına girdi hoca orada bekliyordu ikisi de yavaşça eğilip hocanın önünde oturdular hoca bir azata bir maviye baktı mavi duvağıyla gösünü örtü Fatma hanımla mavinin başına bir ŞAL örtü hoca duaya başladı maviye dönerek mehir olarak ne istersin diye sordu mavi hiçbir şey istemem diye cevap verdi

hoca gülümsedi dinimizde bu senin hakkın diyerek cevap verdi mavi yavaşça hocanın yüzüne bakıp o zaman iki yüzük dört gramlık bunu istiyorum diye cevap verdi azat hocaya bakıp iki bağ evi bir de talak hakkı veriyorum kıy artık şu nikahı hoca üç kere azata sordu sen azat boton Emin kızı mavi Demirhan'ı eş olarak kabul ediyor musun azat ettim ediyor musun ediyor musun ettim,

Kızım sen Berat oğlu azat Botonu eş olarak kabul ettin mi ettim ettin mi ettim ben de Allah katında sizlerin nikahını kıydım hayırlara vesile olsun diyerek hoca ayağa kalktı

Herkes yavaşça odadan çıkmaya başladı odada mavi ile azat kalmıştı mavinin dizleri titriyordu gözleri dolmuştu ne yapacaktı şimdi bu adamla derin bir nefes aldı ayağa kalkmak istemiyordu zira ayağa kalkarsa düşeceğini biliyordu azat kolundan tuttu kalk ya diye bağırdı mavi çok korkmuştu yavaşça ayağa kalktı azat yüzüme bak diye söylendi Mavi gözlerini kapatmıştı kafasını kaldıramıyordu azat iki eliyle kızın yüzünü kaldırdı gözlerini aç diye tekrarladım yavaş da gözlerini açtı karşısında kapkara gözlü bir adam vardı çok yakışıklıydı kalın kasları vardı gözleri siyahtı kirpikleri uzun ve biçim liydi kirli sakaldı saçları silip siyahta esmer tenliydi dudakları dolgulu uydu burnu okkalıydı yüzüne çok yakışıyordu ne istiyorsun diye sordum mavi titrek bir sesle kızın yüzünü inceliyordu duyduğu sesle kıza cevap verdi niye evlendin benimle neden kabul ettin mavinin gözleri dolmuştu ağladı ağlayacak tek bir sesle abim için diyebildi

Aldığı cevapla azatın kaşı seyirdi

Mavinin kolunu sıskmaya başladı o itin adını benim konağımda yaşadığın sürece anmayacaksın

Mavi abisine yapılan saygısızli kabul etmezdi gözlerini sıkıca kapatıp açtı ve siyah harelerle gözgöze geldi sakın bir daha benim abime it deme yoksa seni pişman ederim,

Azat gülümsedi ve daha da sinirlendi o halde niye benimle evlendin koynuma girmeye bu kadar mı meraklısın diye bağırdı maviye

Mavi duydu kelimelerle bir anda neye uğradığını şaşırdı ve eli istemsizce azat'ın suratını da patladı ben seninle evlenmek istememiştim zorla evlendirdiler azat elini yüzüne götürdü ve siyah hareler daha da koyulaşarak mavi hareler yaklaştırdı sana bu tokatın acısını çıkaracağım benim karım olmak neymiş yaşayarak öğreneceksin diyerek yumruğunu duvara geçirdi ve kapıyı çekip çıktı,

Hazar çıktıktan sonra yavaşça duvara yaslanıp diz çökmeye başladı artık gözyaşlarını durduramıyordu kolu çok acıyordu en çok da kalbi

 

Fatima hanım oğlunun odadan çıktığını görünce yavaş adımlarla odaya doğru yürüdü kapıyı çalıp odaya girdi gelinin diz çökmüş ağlarken gördü ne oldu diye yanına yaklaştı mavi hiçbir şey söyleyemiyordu Fatma hanım koluna girerek hadi kızım odana götüreyim seni diyerek odaya doğru yönlendirdi fakat bu sefer ikinci kata çıkmışlardı mavi bir an etrafına baktı ağlayarak kadına üst kata çıkmayacak mıyız diye sordu kadın başını öne eğerek artık senin odan ikinci katta kocanın odası azatın odasına doğru yürüdüler mavi daha da çökmüştü odaya girdiklerinde mavi etrafa baktı her yer simsiyahtı yine aynı şekilde sağda bir yatak yatagin yanında iki komodin komedinin yanında bi giysi dolabı giysi dolabının yanında sokağa bakan bir balkon ve hemen odanın solunda banyo fakat her şey simsiyahtı duvarlar koyu gridi perdeler siyahta yatak siyahtı dolaplar siyahtı Her şeyi siyahtaı kadın otur kızım diyerek maviyi yatağa doğru çekiştirdi mavi yatağa oturdu kadına doğru döndü kadın başını öne eğerek söylenmeye başladı bak kızım kocanın içeri gelecek birazdan o içeri girdiğinde ayağa kalk önce senin Duanı aşacak sonra sana Yüzgörümlüğü takacak sen de yavaşça kocanın düğmelerini açmaya başla gerisini koçan halledecek soyduktan sonra yatağa uzan işiniz bittikten sonra sabah ben geleceğim kapıyı caldigimda bana çarşaf vereceksin bu senin Bekaretin için gerekli tamam mı kızım maviş sessizce kafasını salladı ağlaya ağlaya

Loading...
0%