Sabah gözlerimi, ağlayan oğlumun sesiyle açdım. Yine güzel bir rüyadan,

Uyandırıldım ve gerçek hayatıma kaldığım yerden devam etmem gerekiyordu, adı kalbimde yasaklı olanım

Artık hasretin kalbime sığmıyor.

Oğlumu kucağıma alıp emzirmeye başladım. Çok emesede yatağın üzerine bırakıp. Banyoya girdim elimi yüzümü yıkayıp. Banyodan çıktım. Oğlum babasıyla oynamaya başlamışdı bile.

İkisinin gülüşmelerine uzunca bakttım

Durma orda hatun gel hele bak sana ne söğleyeceğim

Memet beni yanına çağırıyordu.

Düşüncelerimi bi kenara bırakıp yatağa doğru, ilerleyip oturdum başımı önüme eğip söğleyeceklerini dinlemeye başladım,

Nazım güzel karım. Kaldır kafanı gözlerime bak bir aydan sonra evlilik yıl dönümümüz, ben senin hediyeni şimdiden aldım, ama vermiyiceğim o gün gelene kadar benim senden isdediğim,

Hediye yoldamı müjdem ne zaman,,

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım kocamın. Bu adam bana sadece eş değil arkadaşda olmuşdu, beni benden korumak isdiyecek kadar çok seviyordu,

Senin hediyen de başım gözüm üsdüne, inşallah o da zamanı geldiğinde sende olacak, şimdi beni lafa tutma kahfaltı hazırlamam lazım,

Yoksa annen söğlenmeye başlıyacak birazdan,

tamam git sen bende hazırlanıp, bu yakışıklıyıda alıp gelirim annem söğlenmeye başlarsa susmaz şimdi,

Memeti ve oğlum muratı odada bırakıp,

Mutvağa doğru ilerledim hemen bir çay demlemek için ocağı yakıp çay koydum,

Dolaptan kahfaltılıkalrı alıp masaya dizdim, çay olana kadar menemen yapıcaktım, mazemeleri çıkardım yine soğan eklemeyeceyim, adı yasaklı olanım soğandan nefret ederdi, bende nefret ettim ondan sonra ,

Bak yine aklıma düşdü. Kalbim sızladı

Zaten yılardır kanayan kalbim birgün olsun, kabuk bağlamadı ben adımın hakını hayatımla verdim elfidaydı adım elfida nazlı şaka gibi bir isim koymuşlar,

Elfida ismimi annem koymuş babam beyenmeyip nazlı eklemiş”

Neden bana feda elilen ismi koydun ki anne” hep ben feda eldidim hep ben,

Vazgeçildim adım yasaklıydı feda edilendim ben” Nazlı hiç yakışmamışdı ki ahh babam” ne çok isderdim yanımda olmanı,

Düşünceler içinden kaynanamın”

Nemrut sesi çıkardı beni

Hah kalkmışsın kalkmışsında”

Yine menemeni, soğansız yapmışsın

Ne işe yararsın sen anlamıyorum ki,

Nerden bulup başımıza bela etti oğlum seni hayla anlamış değilim, tek iyi bişey yaptın iki senede o da torunum murat”

Sanada günaydın hicran hanım.

Biliyosunuz ben soğandan nefret ederim,

Bu yüzden soğan kulanmıyorum buyrun oturun çay olmuşdur” bir çay koyayım siz başlayın ben içerdekileri çağırayım,

İki senedir bana bir anne diyemedin ya,

Burdan belidir gelinliğin soğan sevmiyormuş, kızım kas kafalımısın sen nerde görülmüş bir zaza gelininin soğan sevmediği, soğansız menemen yediği, oğlumuda soğandan soğutuyorsun”

Gerçi beni hayatan soğutun bu iki senede oğlum nasıl bıkmadı senden hayret ediyorum bunada”

Kaynanamın sabah sabah yine enerjisi,

Yerinde anlaşılan neyse cevap vermeden, koşarak odaya girdim

Memet hadi hazır değilmisin sen daha,

Annen soğlenmeğe başladı bile”

Hazırım nazlım sen al oğlanı, çıkalım ben bir babama bakayım aliyide uyandırayım, oğlen erken geleceğim biraz, gezeriz çok uzun zamandır çıkmadık dışarıya, olurmu bugün araba bende olacak”

Tamam ben muratıda hazırlar seni beklerim” ama annen ne der ki söğlenmesin yine biliyorsun huyunu”

Ben annemi halederim konuşurum birşey diyemez” sen saygını bozma yinede huysuz işde napalım”

Tamam hadi çık artık

Valla bak ben azar işitiyorum sonra”

Menemen yaptım sen seversin diye git ye” bende küçük beyin altını deyişip geliyorum”

Oğlumun altını değişip”

Mutfağa gittim miran bey ve ali de sofrada kahfaltı yapıyolardı”

Günaydın deyip sofraya geçdim’

Oğluma bir çay hazırlayıp kucağımda oturtum, önce ona birşeyler yedirip, en son ben yiyecektim, bir yaşına yeni basmışdı”

Sesiz geçen kahfaltının ardından.

Memeti uğurlamak için ayağa kalktım’

Kapının önüne geldiğimizde eğilip anlımdan öpüptü

Nazım güzel karım benim gitmem gerekiyor, bugun erken gelmeye çalışacağım konuşduğumuz gibi seni alıp,

Dışarı çıkacağız unutma sakın oğlumuda anneme bırak baş başa olalım, seni güzel bir yere götüreceğim,

Yapma muratsız dışarı çıkmak bana iyi gelmez, üsdelik oda bensiz durmaz ki

Başbaşa olmak isdiyorsun anlıyorum ama,

Sencede onsuz bir yanımız eksik olmazmı ?

Doğru söğlüyorsun ben nasıl sensiz,

Eksik ve yarım kalırsam oğlumuzda bizsiz eksik ve yarım kalır”

sana olan sevdamdan bazen akıl tutulması yaşıyorum aksi taktirde,

Can paremizi yanımızda götürmememezlik.

Yapmazdım sadece baş başa kalalım isdedim yinede sen haklısın tabi, bir anne olarak bebeğini eve bırakmamak isdemen çok normal birşey, seni öğlen ararım güzel karım,

Allah ısmarladık” dikat et kendine

Son sözlerini soğleyip gitti memet,

Bazen gerçektende söğlediği gibi,

Bana olan sevdasından gözleri hiçbirşey görmüyor, bu oğlu olsa bile,

Memet benim sakinliğimdi değer verdiğim,

Hayata döndürenimdi bazen o olmasa,

Ben napardım diye düşünüyorum,

22 yaşımın en güzel hediyesi memet olmuşdu o zamanlar bunu pek anlamasamda”

seneler geçmişdi'

çokmu kolay vaz geçmişdi benden, neden bukadar erken gittiki sanki' doysaydım onlu anılarıma, yoksa hiç benim nazım olmamışmıydı,,

gidişinin üzerinden tam tamına'

4 yıl (1460 gün 35,040 saat) 2,102,400 dakika geçdi bukadar hasret kalbime ağır geliyo,

banyodan çıkan belkıza baktım, siyah saçlı

ela gözlü esmer tenli karıma karnı burnunda" yanıma yaklaştı göz altı şişmiş,

uykusuzluk gözlerinden okunuyordu,

bazı hamileler hamileliğin başında mide bulantısı kusma yaşar bazılarıda,

belkız gibi son ayına girdiğinde,

yanıma gelip gözlerimin içine bakttı,

utanarak bakışlarını benden kaçırdı,

sanki birşey söğlemek isdiyormuşda söğlüyemiyormuş gibiydi'

söğle hadi ne oldu birşeymi var,

yok hayır şeyy diyicektim ben,

bugün kontürolerim var ya sende ben götürürüm demişdin,

güzel karım birşey söğlerken bile utanıyordu, hiç bişey isdiyemezdi ki o benden, utanırdı gözlerini şimdk olduğu gibi kaçırırdı'

tamam ben götürürüm seni hazırlan aşağıda bekliyorum, birdaha benden birşey isderken de çekinme,

kafasını salladı aşağı yukarı,

yanakları all all olmuşdu yönümü çevirip kapıya doğru ilerlemeye başladım,

tam kapı kulpunu tutmuş ken arkamdan seslenen kadınla yerimde durdum,

ateşş

birşey daha söğleyeceğim eğer

kız olursa ismini naz koyalımı, isdersen tabi'

birşey diyemedim duyduğum isimle'

nefesim daraldı oda bile bana dar geldi,

derince bir nefes alıp arkama bakmadan söğlendim sağ salim alalım da kucağımıza sen nasıl isdersen öğle koyarız ismini,

son sözlerimi söğleyip çıktım odadan'

kendimi konağın avlusuna atıp derin derin nefes almağa başladım,

naz naz naz bu isim zihnimden çıkmıyo

aklım unutsa bile kalbimde mühürlü,

o artık naz değil benim için bile elfida,

gitiği gün bitirdk bizi, tüm hayalerimizi'

peki ya belkız, o nerden öğrenmişdi elfidayı kim söğlemişdi de kalbini kırmışdı'

aklıma gelen tek isim tabiki kardeşim

ağir di o boş boğazdan herşey beklerim,

birkeç dakika sonra gelen belkızla arabaya binip hastaneye doğru sürmeğe başladım,

belkız bıcır bıcırdı konuşmayı severdi herşeyi anlatırdı, kendi kendine güler eğlenirdi, çarşıya yaklaşdığımızda bana bakıp,

burda biraz duralım bebeğin beşiğine bakıp öyle hasdaneye gidelim diye merakla sordu,

kıramazdım onu çarşıya girip,

arabayı müsayit bir yerde bıraktım, arabadan inip çarşıyı dolaşmağa başladık,

belkız beni sürükleyerek, bir mağazanın önüne getirdi içerdeki bebek beşikleri dikatini çekmişdi,

içeri girip etrafıma bakındım gördüğüm

simayla yüreğime taş oturdu,

bu oydu memet elfidamın memeti kos koca çarşıda belkızın getirdiği mağaza memete ayit bir yermiydi,

kalbim acıdı bedenim titredi, göğsüme öküz oturdu sanki,

yanımşza yaklaşıp ağam hoş gelmişsiniz,

buyrun birşeymi baktınız dedi'

tam hayır bizde gidiyorduk diyiceken'

memetin telefonu çalmağa başladı,

ekranda kimin adı yazıyorsa gözleri parladı,

alo nazlım tamam canım ben öğlen sizi alıcağım oğlumu çook öp benim yerime, iyi oldu muratı getirmediğin akşam baş başa oluruz hem sana güzel bir süprizim olacak,

akşam görürsün tamam Allah.a emanet ol

duyduğum konuşmadan sonra kaynar sular döküldü başımdan aşağı,

mutluymuş ya unutmuş ya çok kolay gitti ya gözlerim sızladı içimdeki boşluk sanki biraz daha büyüdü son kez unut kalbim sesizce fısıldadım son kez,

belkızın elinden tutup hadi gidelim artık geç kalıcaz hasdaneye, beğendiğin bir yatak olduysa yarın hozanı gönderir aldırırım ben gidelim artık,

çekişdire çekişdire çıkmak isderken,

mağazadan kurşun sesleriyle ve vücüdumdaki ağrılarla diz çöktüm yere

gözlerimi kapatmadan önce son gördüğüm şey ise belkızın göğsünden akan kanlar oldu,