Günaydın Yabancı

Sokaktaki çocukların gülüşmeleriyle uyandım demek isterdim ancak beni uyandıran şey trafikte kavga eden iki adam olmuştu. Fazla uyumanın yarattığı baş ağrısıyla zar zor yatağımdan kalkmayı başardım. Ayaklarımı yerde sürüyerek odamın kapısına ilerledim. Kapıyı açtığım anda odama giren Bihter’ in yanından geçip çaprazımdaki lavabo kapısına ilerledim. İçeriye girdim ve yüzümü yıkadım. Ardından arkamda duran tarağı aldım ve saçımı taramak için aynaya baktım. Gözaltlarım morarmış, saçlarım karışmış ve gözlerim kanlanmıştı. Bu halime yüzümü buruşturup dolaşık saçlarımı taradım. Daha sonra tarağı aldığım yere koyup lavabodan çıktım.

Aslında yetişebilseydim sokaktaki kavgayı izleyecektim ancak çevredekilerin ayırması yüzünden kavgayı kaçırmıştım. Adımlarımı tekrar odama yönelttim. İçeri girdiğimde beni gören Bihter olduğu yerde zıplamaya ve miyavlamaya başlamıştı. Bihter’ in başını okşayıp masada duran telefonumu aldım.

Odadan çıkıp mutfağa gideceğim esnada Bihter ayaklarımın dibinde beni takip ediyordu. Kahvaltıdan önce ona mama vermenin daha iyi olacağını düşünüp tezgâhın yanındaki mama kabına ilerledim. Tezgâhtaki kedi mamasından mama kabına yeteri kadar koyduktan sonra Bihter ve mamayı yalnız bıraktım.

Kahvaltı yapmayı sevmeyen biriyim ancak ölmemek için arada bir şeyler yiyorum. Dolaptan biraz tereyağı ve bal çıkarttım. Sonra dilimlenmiş ekmeklerden birine tereyağı bal ikilisini sürüp çay koymaya yöneldim. Çok çay içmediğim için sallama çay yapıyordum. Paket çayı bardağa koyduktan sonra suyumu döküp masaya koydum. Ekmeği de aldığımda artık bir süre oturabilirdim.

Bir yandan önümdekileri yerken bir yandan da dün Alp’ le konuştuğum uygulamaya giriş yaptım. Dün akşamdan sonra hiç kimse yazmamıştı. Önce başka birilerine yazmayı düşünsem de daha sonra vazgeçtim ve ‘’alp:’’ hesabına yazmaya koyuldum. Nasıl başlamam gerektiğini bilmediğim için sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi bir giriş yaptım.

‘’Günaydın.’’

‘’Nasılsın?’’

Bir süre beklememe rağmen mesaj gelmeyince moralim bozuldu. Uygulamadan çıkıp bir şarkı açtım. Daha sonra uygulamaya tekrar girdim ve şansımı başkalarında deneme kararı aldım. Gözüme ilk çarpan hesap renkli teması olan ‘’Artemis’’ hesabıydı. Fotoğraftaki kız kıvırcık saçlı, yeşil gözlü bir kızdı. Kameraya bakıp gülümsüyor, elinde bir balon tutuyordu. Fazla düşünmeden bu kıza yazdım.

‘’Selam yunan tanrısı...’’

‘’Ben Efsun. Nasılsın?’’

Kıvırcık beni çok bekletmeden cevap verdi.

‘’Selam. Adım Zühre bu arada.’’

‘’İyi ne olsun. Sen?’’

‘’İyi bende.’’

‘’Hesabında olduğun gibi renkli misin yoksa o göstermelik mi?’’

‘’Bilmem, beni tanı ve cevabı kendin öğren. :)'’

Zühre denen kıza tam cevap verecektim ki ‘’alp:’’ hesabından bildirim gelmesiyle yunan tanrısını biraz bekletmem gerektiği tanısına vardım. Gelen mesaja tıkladım ve klavyemin tuşlarına basmaya başladım.

‘’Günaydın.’’

‘’Özür dilerim biraz geç yazdım köpeğimi yürüyüşe çıkartmıştım ve telefonum evdeydi.’’

‘’Sorun değil.’’

‘’Nasılsın demiştim?’’

‘’İyiyim. Sen?’’

‘’İyi bende.’’

‘’Köpeğinin adı ne?’’

‘’Zeus.’’

‘’Aslında abimin köpeğiydi ama ben ayrı eve çıkınca bana verdi.’’

‘’Benim de kedim var.’’

‘’Adı Bihter.’’

‘’Garip bir isim seçimi ama güzel.’’

‘’Herhangi bir müzik aletin var mı?’’

‘’Müzik aletini çalmayı öğretebilecek biri lazım onun için.’’

‘’Ve benim becerisizliğime dayanabilecek birini tanımıyorum. Sen çalıyor musun?’’

‘’Piyano ve elektrogitar çalıyorum.’’

‘’Aslında bateri çalmak istiyordum ama elektrogitar daha ucuzdu.’’

‘’İyiymiş. Bende bir dönem piyano çalmayı çok istemiştim.’’
‘’Ama öğretecek biri olmayınca kaldı öyle.’’
‘’Elektrogitarları seviyorum ama onu da öğretecek biri yok.’’

‘’Bir gün tanışırsak ben öğretirim sana.’’

‘’Şimdi dışarı çıkıyorum yazamayacağım. Kendine dikkat et.’’

‘’En müsait anımda yazacağım Efsun.’’

‘’Tamam. İyi eğlenceler.’’

‘’Çok bekletme sıkılıyorum sonra.’’

‘’Emrin olur.’’