@melez__
|
Odasındaki ahşap kapının karşısında duran beyaz aynadan son kez içine kırmızı ve beyaz renklerden oluşan dar bir tişört giydiği mavi kot tulumuna ve ayağındaki, kenarlarına babasının siyah pilot kalemle çizdiği yıldızlar olan beyaz spor ayakkabılarına bir bakış attıktan sonra hazır olduğunu onaylarcasına başını salladı Asena. Seri adımlarla kitaplar yüzünden darmadağınık duran çalışma masasına yaklaştı ve masanın üzerinde duran siyah cüzdanını ve yaklaşık bir buçuk yıldır kullandığı telefonunu alıp tulumunun cebine attı. Daha sonra çalışma masasından uzaklaşıp odanın köşesinde duran yatağının yanına gitti. Yatağın üstünde duran ve içindeki eşyalar yüzünden şişmiş olan siyah çantayı ne kadar ağır olduğunu umursamadan sırtına taktı. Yatağından uzaklaşıp odanın çıkışına doğru ilerlerken bir anda durdu Asena. Hızlıca ahşap kapının arkasındaki lacivert hırkayı koluna atıp odasına son kez baktı. Her şeyin tam olduğuna emin olduktan sonra karşı komşularının evine bakan penceresinin yanına gitti. Asena’ yı gören babası acele etmesi için bu yıl içerisinde aldıkları siyah arabalarının kornasına bastı. Asena komutu almış gibi pencereyi kapatıp koşar adım odasından çıktı ve evin alt katına indi. Aşağıya indiğinde koyu yeşil koltuklarının üzerinde oturmuş televizyonla ilgilenen Ceylan Hanım kızını fark edip hemen yanına gitti. Ceylan Hanım kızına dikkatli olmasını, kendine dikkat etmesini ve eğlenmesini tembihlerken Asena annesine bir sorun olmayacağını ve annesinin endişelenmemesini söyleyip annesine sarıldı. Ceylan Hanım kızına sarılmış sessizce kızı için dua okurken Asena’ nın babası İlyas Bey tekrar arabanın kornasına basınca Asena annesinin yanağına sulu bir öpücük bırakıp adımlarını siyah ev kapısına yöneltti. Siyah kapıyı açıp son kez annesine el salladı Asena. Daha sonra evin bahçesine çıkıp siyah kapıyı yavaşça kapattı. Babası sonunda der gibi bakınca tatlı tatlı gülümseyip siyah arabanın ön koltuğuna yerleşti. Sırtındaki çantayı kucağına alıp kemerini takarken İlyas Bey yanındaki sürücü koltuğunda yerini almıştı. İkisi de kemerlerini taktığında İlyas Bey arabayı çalıştırdı. Asena yolun kısa olduğunu biliyordu ancak sıkılmak istememişti. Arabanın radyosunu açıp kanallarda gezerken sevdiği bir şarkının melodisini duyunca durdu. Oturduğu koltukta geri yaslandı ve yarım açık olan araba camından dışarıdaki karanlık Aralık havasına baktı. Yıl bitmek üzereydi ve Asena bir sonraki yıl üniversite sınavına girecekti. Okulları da öğrencilerin moralini yükseltmek için üç günlük bir gezi ayarlamışlardı. Asena gezi haberini duyunca çok sevinmişti ancak gezide öğrenciler dijital ortamdan uzak kalsınlar diye telefon getirmek kesinlikle yasaktı. Sadece iki öğretmenin telefonu olacaktı ve acil bir durumda bu telefonları kullanacaklardı. Yine de çok üstelemedi Asena. Arkadaşlarıyla bir dağ evinde üç gün geçirecekti ve bu onun telefon isteğini bastırıyordu. Gözlerini kapatıp aralık araba camından içeri giren rüzgâr eşliğinde gülümsedi ve şarkıya odaklandı. Bu şarkı onu mutlu ve bir o kadarda boşluktaymış gibi hissettiriyordu. Babası ona tıpkı Ceylan Hanım gibi dikkatli olmasını ve eğlenmesini tembihlerken dinliyormuş gibi mırıldanıyordu Asena. Ancak bütün dikkati radyodan yükselen müzik sesindeydi. ‘’İşte bu yüzden leş gibidir buralar İyi ve güzel kadınlar hep ağlar Zor be kadın, ama sen dur bakalım Yakında yeni bir gezegen bulunur nasıl olsa’’* Arabanın durması ve radyodan çalan müzik sesinin kesilmesiyle gözlerini araladı Asena. Aralık camdan dışarı baktığında neredeyse onunla yaşıt olan bütün arkadaşlarının okul bahçesinde olduğunu gördü. Emniyet kemerini çıkartıp çantasını sırtına taktı. Hemen babasına dönüp İlyas Bey’ e sarıldı. Arabanın siyah kapısını açtı. Tam adımını dışarı atıyordu ki babası durdurdu. Avcunu uzatıp kafasını yana yatırdı İlyas Bey. ‘’ Telefonunu vermedin çiçeğim? ‘’ dedi babası. Asena babasını duyunca gözlerini büyüttü ve tulumunun cebine attığı telefonunu çıkartıp babasına verdi. Tekrar ve hayatında son kez babasına tatlı tatlı gülümsedikten sonra hızlıca arabadan inip arkadaşlarının yanına ilerledi. Kızının ne kadar heyecanlı olduğunu bilen İlyas Bey son defa kızının bu tatlı hallerine gülümsedi. Kızının telefonunu kot pantolonunun cebine yerleştirip arabayı çalıştırdı. Aslında çok içine sinmemişti bu telefon olayı ama okul müdürü arkadaşıydı sonuçta. Bir şey olsa ilk o öğrenirdi. Babasının arabasıyla uzaklaştığını gören Asena gülümsedi ve gezi servisine doğru ilerleyen arkadaşlarının yanına gitti. Saat henüz sekiz olduğu için hava biraz soğuktu. Evinden çıktığından beri kolunda olan lacivert hırkasını giydi ve sırtındaki çantasının ağırlığı yüzünden oflayarak olduğu yerde kıpırdandı. Yaklaşık 15 dakika sonra öğrenciler araçlara bindirildi. Asena ailelerinin arkadaş olması sebebiyle tanıdığı ve yıllardır en yakın arkadaşı olan İdil’ le yan yana oturuyordu. Karşılarında ise onlara dönük oturan Sinan ve Kayra vardı. Sinan ve Kayra sınıflarındaki tek yumurta ikizleriydiler. Tek farkları Sinan daha enerjik ve daha hareketliyken Kayra daha sakin ve daha sessiz biriydi. Dış görünüşleri tamamen aynıydı. Kömür karası gözler, kumral saçlar ve beyaz bir ten. Otobüsün camından okul bahçesini izliyordu Asena. Anlık olarak izleniyormuş hissiyatına kapıldı ve solundaki otobüs camına bakan gözlerini çaprazında oturan Kayra’ nın gözleriyle buluşturdu. Göz göze geldiklerinde Kayra hafifçe gülümsedi ve önüne döndü. Rahat ve mutlu görünüyordu ancak Asena öyle değildi. Kayra ona gülümsediğinde içini bir ürperti kapladı. Huzursuzlandı ve olduğu yerde kıpırdandı. Bu çocukta onu korkutan bir şeyler vardı. Çok geçmeden otobüsün motoru çalıştı. Herkes yerlerine oturdu ve otobüs yola çıktı. Okul bahçesinden ayrılırken yağmur başlamıştı. Öğrencilerin fısıltıları ve kahkahaları bittiğinde otobüsten bir müzik sesi yükseldi. Bu müzik son zamanlarda çıkan hareketli bir şarkıydı. Asena, müzik sesinin verdiği mutlulukla gülümseyip başını otobüsün büyük camına çevirdi. Hala yaşadığı yere yakınlardaydılar bu yüzden onlar uzaklaşana dek biraz uyumaya karar verdi Asena. Başını yanında oturan İdil’ in dizine yaslayıp ne olur ne olmaz diye çantasından aldığı gri battaniyesini boğazına kadar çekti. Hareketli müziğin yerini daha sakin bir şarkı alırken Asena dün akşamki heyecanı yüzünden uyuyamamasının cezası olarak kapanan göz kapaklarına esir oldu. Aklında gezide olacak şeyler canlanırken gözlerinin son gördüğü şey ona bakan bir çift kömür karası gözdü…
*İyi Ve Güzel Kadınlar Hep Ağlar- İkiye On Kala
Herkese selamm bu benim ilk kurgum aslında daha önce birkaç kitap yazdım ancak yayınlamak için bunu seçtim. Bölümlerin gelmesi uzun sürerse özür dilerim. Çok fazla boş zamanım yok maalesef. UMARIM KİTABIMI BEĞENİRSİNİZZ!
|
0% |