@meleziniz04
|
Selam güzeller güzeli ve yakışıklı avcılarım ben geldim! Bu kitap için çok heyecanlıyım ve şimdi olayları biraz anlamanız için kitabın içeriğinden bahsedeceğim. İlk 14 bölüm kısım 1 olarak adlandırılıyor ve bu kısım 1 Döngü dediğimiz olayların sonrasını ilahi bakış açısıyla yazılmış bir şekilde barındırıyor. 14. Bölümden sonrası kısım 2 ve Döngü öncesini ana karakterimiz Anastasia'nın ağzından anlatımıyla devam ediyor. Kısım üç var o da Döngü hâli için ama henüz orayı yazmadığım için net bir şekilde bölüm veremeyeceğim. Sormak istediğiniz sorular olursa buradayım, iyi okumalarr! Birbirlerine düşman olarak başlayan bir Melez ve onu öldürmekle görevli Avcıyla bu serüvene Tanrı ve Tanrıçalar'ın katılmasıyla karışır. Döngü'nün Tanrısı, yüzyıllar sonra gözlerini açmıştır ve kendi çocukları olması gereken Melezleri toplamak için yeryüzüne indiği an işler karışır. Çünkü Döngü'nün Tanrısı, çocuğu olarak seçtiği Amari'nin tüm Melezleri katlettiğini yalnızca iki Melez'in yaşadığını öğrenmiştir. Tüm âlemlerden kovulan Melezlerin intikamını almak için uyanan Anastasia ve Alexis'in aslında yanlış Tanrıça tarafından yaratıldıklarını öğrendikleri an tüm güçleri ellerinden kayıp gider. Bu cezanın sonucuysa aynı zamanda bir lütuftur çünkü Döngü'nün Tanrısı tarafından kutsanmaları onları hiç olmadıkları kadar güçlü yapacaktır ancak Doğa Anne olarak bilinen Tanrıça'nın öfkesi hepsini gafil avlamıştır. "Kime karşı, ne için savaştığımızı bilmiyordum ama bunun doğru olduğunu hissediyordum..." "Ne yapacağız? Tanrılara savaş mı açacağız, bizim gücümüz ne ki?" "Tanrıları ve Tanrıçaları toplayın, savaş başlayacak." "Anastasia, bu savaş sizin için... Sizin gibiler için, artık kaçmadan korkmadan yaşamanız için." Sonuçta tüm evrenlerde ve kitaplarda gücü fazla veya farklı olan herkes ötekileştirilirdi... Karanlıkta kalan Melezler için... * "Ölme ve öldür Anastasia, melezlerin yaşamaya devam etmesi için öldür." * "Bu yaptığımız çok yanlış." adamın sözlerinin üzerine kadının az önce hissettiği korkudan titreyen vücudu adamın cümlesi biter bitmez beline sarılan koluyla vücudu bu sefer heyecandan titremeye başlamıştı. Yanlıştı, bunun kendisi de farkındaydı ancak kalbine söz geçiremiyordu. Adamı gün içinde göremiyordu ve en azından akşamları birkaç saatliğine de olsa görmek istiyordu. "Henüz avlanmadım." kadın gülerek adamın gözlerinin için baktığında adam etrafına kısa bir bakış atmış ardından burnundan sertçe solumuştu. "Ama avlanacaksın çünkü onları çok iyi eğittim." Anastasia dudaklarını aşağı doğru sarkıttığında kırılmış gibi omuzlarını düşürmüştü. "Ne yani beni öldürecek misin?" adam derin bir nefes aldığında fazla zamanlarının kalmadığının bilinciyle etrafı tekrar kolaçan etmiş ardından kadının kızıl gözlerinin içine bakarak konuşmaya başlamıştı. "Ben bunun için doğdum." Anastasia avuçlarını adamın göğsüne yasladığında gerçekleri konuşmak istemediği için parmaklarının üzerinde yükselerek adamın şah damarının üzerini öpmüştü. "Bende sizi öldürmek için buradayım ama sana dokunmuyorum." adamın damarlarındaki kanı dudaklarının altında hissetmişti. "Bu dokunmayacağın anlamına gelmiyor, ileride seni öldüreceğimi biliyorsun." "Sana aşık olduğumu biliyorsun, senin kollarının arasındayken en azından bu gerçeği yüzüme vurma!" kadının alıngan sesine karşılık adam belindeki bir elini omuzlarına çıkararak ona sarılmış ve yüzünü kadının boynuna gömmüştü. Onu her ne kadar sevse de kendisi bir avcıydı ve Melez'i öldürmek için buradaydı. "Bir gün... İkimizden biri ölecek sevgilim ve Anastasia ailemden tek birine zarar gelirse seni kendi ellerimle öldürmekten çekinmeyeceğim." * "Avcılar yok olmalı, avcılar öldürülmeli." "Onu öldürdün! Sevdiğin adamı kendi ellerinle öldürdün!" Anastasia titreyen ellerini kendine çektiğinde gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamış sevdiği adamın cesedinin başına gitmek için adım attığında kolundan sertçe tutularak engellenmişti. "O seni bu yüzden sevmek istemedi! Seni bir gün severse kendini öldürmene izin v ermekten korktu, avcılara ihanet etmekten korktu! Sen ona acımadın, sana git dediğinde dinlemedin! Sen onun sonu oldun!" Anastasia'yı öfkeyle ittiklerinde herkesin deli gibi korktuğu melez ağlamaktan başka hiçbir şey yapmamıştı. "Lanetlen kadın! Bu kadar soylu bir ruhu öldürdüğün için ruh eşini canice öldürdüğün için lanetlen..." adamın irisleri saydamlaşmaya başladığında gümüş renkli saçları parlamaya başlamıştı. Adamın gümüş renkli dumanı Anastasia'yı çepeçevre sarmış kadın konuşamadan sevdiği adamın kanıyla başlayan ritüele karşı çıkamamıştı. Anastasia'nın parmaklarının arasından sevdiği adamın kanı süzüldüğünde korkuyla çığlık atmış ve o sırada lanet başlamıştı. "Tüm zamanlarda doğacak olan melez..." Anastasia'nın saçları rüzgarda savrulmaya başlamış burnundan sızan dumanın sevdiği adamın kanının olduğunu fark etmesiyle nefessiz kalmıştı. "Seni bulacak," adam kadının çenesini öfkeyle sıktığında yemin verir gibi konuşmuştu. "Sen onu delicesine severken sana kalbini hiçbir zaman açmayacak! Kalbini açtığı an öleceksin Melez, birbirinize kavuşmanız sizi kıyamete sürükleyecek!" * "Ve ben, Kadim Melez olarak bu evrende Tanrı olmaya layık görülen bir Melez olarak yeni bir düzen yaratıyorum!" Alexis burnundan süzülen kanları hissettiğinde karşısında Doğa Anne'yi görmüş bir zamanlar onu nasıl sevdiğini hatırlamıştı, onu annesi olarak görmüştü ancak şimdi her şeyin sorumlusu bu kadındı. "Dur, Alexis! Öleceksin dur artık!" "Kardeşimin sevdiği adamı öldürmesine neden oldun! Döngü'nün Tanrısı'nı sakladın! Zaten biz öldük, senin yüzünden!" Alexis gözlerini tekrar kapattığında "Döngü'nün Tanrısı kurtulana kadar bu Döngü devam edecek, ne zaman ki Amari, Aria, Anastasia veya ben gerçeği hatırladığımızda Döngü tetiklenmeden gerçekler için savaşacağız. Döngü'nün Tanrısı, tekrar gözlerini açana kadar, güçlenene kadar bu Döngü devam edecek! Kanım üzerine yemin ederim ki Döngü'nün işleyişini değiştirmeyeceğiz..." diyerek yeminini etmişti... * "İsmimin anlamı uyanış, intikam demek. Ben ölmüş tüm melezlerin gücünü taşıyorum, ben tüm melezlerden güçlüyüm ve sen sevgili avcım..." Boşta olan elimi çenesine yerleştirdiğimde siyah gözlerini bana bakmasını sağlamış ve gülümseyerek yanağına eğilmiş yumuşak bir öpücük bırakmıştım. "Bizim yaratılış sebebimiz tüm bunları sonlandırmak, sen benim bir parçamsın ben de senin bir parçanım. Ya öleceğiz ya da her şeyi sonlandıracağız."
|
0% |