@melisagvn1905
|
"Kızlar ben lavaboya gidiyorum" "Tamam ama çabuk gel. Şu esmer seni kesiyor." "Bana esmer falan deme. Mümkünse herkes benden uzak dursun."şu anda evim de oturup salak aşıkların olduğu bir film izlemek yerine kızların aklına uyup bara gelmiştim. Bir yanımda kameralar bir yanım da beni bakışlarıyla etkilemeye çalışan salak erkek topluluğu vardı. Hepsinin etrafımda pervane olmasının tek bir sebebi vardı. Derviş İskender'in kızı olmam. Herkes babamdan dolayı benle ilgileniyordu. Sonuçta babam koca malikanede kızıyla tek başına yaşayan ve birde sayamadığı kadar şirketi olan bir ihtiyardı. Ama gerçekler öyle değildi. Derviş İskender bir katil di. Annemi öldüren insanın ve ailesinin katiliydi.
Kızların ısrarı üzerine yıllardır yaşadığım İngiltere'den dönüşümü kutluyorduk. Neden kutluyorduk ki şahsen ben döndüğüm için hiçte mutlu değildim. Babamın isteği üzerine alel acele buraya gelmiştim. Yıllardır belli zamanlar dışında beni çağırmayan adam dün arayarak ilk uçağa atlayıp Türkiye'ye dönmemi istemişti. Nedenini sorduğumdaysa 'Kızımı özlediğim için çağıramam mı?"diyerek beni geçiştirmişti. Ama eminim bunun altında bir bit yeniği vardı. Yüzüme patlayan flaşlardan kaçarak hızla lavaboya girdim. Midem bulanıyordu. Oysa bir kadeh şarap içmiştim sadece. Geçmiş olan mide bulantısı tekrar gelince rastgele bir kabine girmek istedim ama kilitliydi. Diğerine geçmeye çalıştım burası da kilitliydi. Midem ağzıma gelmek üzereyken diğer kapıyı zorladım. Ah,hadi ama burası dolu olamazdı deği mi? Doluydu hızla son şansım olan son kapıya gittim. Hemen açılmıştı. Uznu bir süre boyunca kusarak kendime gelmeye çalıştım. Tuvalet kabini büyüktü. Buda daha rahat hareket etmemi sağlıyordu. Arkamı dönüp elimi kapı koluna attığım sırada boğazıma bir zincir sarıldı. Ayaklarımı ise başka bir ayak tutuyordu. Arkamı dönemeden ağzıma bir mendil dayandı. Ve bakılmadan önceki son sözüm"Baba kurtar beni baba!Allah belanızı versin!"olmuştu. Evet Öykü İskender bunca zaman kaçırılmaya çalışmış ama kimse başaramamıştı. Etrafında görünmez bir koruma çemberi vardı. Ama o çember bu gün kırılmıştı. Babası ona koruma vermemişti. Anlamdıramamıştı Öykü bunu. En az üç korumayla çıkan Öykü bu gün tekti savunmasızdı. Onu koruyacak tek şey küçüklüğünden beri aldığı ağır savunma dersleriydi. Her şeyi atlatmıştı Öykü ama ilk defa bayıltılıyordu. İşte bu an gerçekten savunmasızdı. Son sözü "Baba, kurtar beni baba!"olmuştu. Bunu ona yaptıranın babası olduğundan haberi yoktu oysa ki.
|
0% |