Yavaşça gözlerimi aralayıp etrafıma baktım. Yumuşak bir yatakta yatıyordum. Kafam gidip geliyordu. Anlaşılan beni kim kaçırmışsa uyuşturucu vermişti. Sarsak adımlarla yataktan kalktım. Güzel bir odadaydım ama anladığım kadarıyla bir otel odasıydı. Yoksa kocaman bir jakuziyi odanın çoğunluğunu kaplayacak şekilde koymazlardı. Gözüm önümde duran boy aynasına takıldı.

Çıplaktım. Çıplaklığımın farkına vararak odada tekrar gezindi gözlerim. Hayır olamazdı değil mi? Düşündüğüm olamazdı.

Ben şaşkınlıkla odaya bakarken banyo olduğunu düşündüğüm kapı açıldı ve içeriden sadece altında havlu olan bir adam çıktı. Arkasını dönmüş olduğu için yüzünü görmemiştim.

"Sevgilim,uyanmışsın."diyerek yanıma geldi.

"Sen kimsin?"diyerek yatağın üstünde ki yorgana sarındım.

"Ah, ama beni nasıl hatırlamazsın Demir ben çocukluk arkadaşın. O çok sevdiğin amcan Fikret Saygının oğlu."arkasını döndü. Bu oydu babamın katliamını yaptığı ailenin en küçük çocuğuydu. Ailedeki kişilerin dosyasına baktığımda oda vardı. Ama o ölmemişti.

"De-Demir. Bu sen misin?"

"Ya ta kendisi."diyerek altında ki havluyu çıkarttı.

Yorganı şiddetle kafama çektim.

"Ne yapıyorsun be sen. Uyuşturucu sarhoşuydum ama buna da eğitimim vardı. Uzun süredir uyuduğumu varsayarsak Yarım saate sarhoşluğum biterdi.

"Aa bebeğim öyle deme ama bir saat öncesine kadar çok güzel vakitler geçirdik seninle. Hem ayrıca" diyerek havluyu açtığı kısım daki et parçasını gösterdi."Görmediğin şey değil ki bebeğim. Hatta bir saat kadar öncesin de yalıyordun bile."diyerek midemi ağzıma getirdi. Böyle bir şey yapmış olamazdım. Kendimi bu kadar kaybademezdimm

"Yalan söylüyorsun!"diyerek karşı çıktım. Kafam hala üstüme çektiğim yorganın altındaydı. Birden üstümde ki yorgan çekilince irkilerek geriye kaçtım.

"Aa bebeğim neden kaçıyorsun yoksa şaşırdın mı? İçinden hepsi öldü bu nasıl ölmedi diye geçiyorsundur kesin."kesinlikle öyle bir şey geçirmiyordum. Onun yerine etrafa bakarak kıyafetlerimi arıyordum.

Yorganı üstüme geri çekmeye çalışarak

"Sen neyden bahsediyorsun!"diye bağırdım. Gerilemesini beklerken yatağın üstüne çıkarak bana daha çok yaklaştı. Gözlerimi kapatmaktan başka hiçbirşey yapamıyordum çünkü altı hâla açıktı.

"Bence sen ne dediğimi çok iyi anlıyorsun. Babanı o davadan nasıl haklı çıkarmıştın ama. Ben bile bir an şüphe etmiştim. Acaba ailemi ben mi öldürdüm diye."gülerek söylemişti bunları.

"Senin ailenden benim annemi öldürmüştü!"diye bağırdım.

"O zaman ben daha çocuktum ablam daha çocuktu. Annemse daha gençliğinin baharındaydı. Üçümüzde suçsuzduk babamın senin anneni öldürdüğünden haberimiz bile yoktu. Ama bunun cezasını kim çekti biz masumlar. Bir tek ben kaldım geriye, kurtulmayı bir tek başardım. Kaçmıştım çünkü onları orada bırakmak zorunda kaldım intikam yeminleri ederek onları orada bırakmak zorunda kaldım Öykü. Yıllar sonra yetiştirme yurdundan çıkıp geri döndüğüm ne ailem vardı ne mezarları. Mezarları bile yoktu onların. Baban canice yakmıştı ailemi yakmıştı anladın mı? O benden üç can aldı ben ise ondan tek bir can alacağım seni."söyledikleri yutkunmama sebep olmuştu. Bu gerçekti babam hepsini öldürmüştü. Sebebini sorduğumda hiç bir zaman cevap vermemişti.

"Ne diyorsun be sen? Ne senin den bahsediyorsun?

"Farkında değilsin değil mi? Hı Alev kızı?"diyerek üstüme örtmeyi başardığım yorganı üstümden tekrar aldı. İkimizde çıplaktık. Parmaklarının tersini köprücük kemiğime sürdü.

"Tam bir saat önce benim oldun."

"Hayır! Bu gerçek değil."

"Evet gerçek ama merak etme prezervatif kullandım. Henüz baba olmaya hazır değilim. Şu anda seni arzuluyorum tekrar benim altımda kıvranacaksın, benim olacaksın."diyerek hızlı bir kıvraklıkla beni altına alıp iki elimi başımın üzerinde tutarak başını göğüslerime gömdü. Hayır ilk cinsel ilişkim böyle olmamalıydı. Onu üstümden iterek yatağın yanına düşürdüm. Gülerek ayağa kalktı.

"Tamam Alev kızı bir saat önce yaptığımız gayet yorucuydu. Zaten yaklaşık üç saat sonra tekrar yapacağız."

"Ne zırvalıyorsun be sen ne tekrar üç saat sonra yapacağız? Hiç birşey yapmayacağım ben seninle! Hem babam çoktan beni aramaya çıkmıştır bile."

"Hıhım kesin seni aramaya çıkmıştır Alev kızı haa çıkmışsa bile seni kesin bulur."düşürdüğüm yerden kalkmış üstünü giyiniyordu. Altına bakmadan onunla konuşuyordum.

"Ne hıhı sı be ne ima ediyorsun sen. Babam beni aramaya tabikide çıkacak."cevap vermedi. Ceketi alıp çıkıyordu ki onu durdurdum.

"Dur!"bana dönmüştü." Beni oraya kaçırmaya gelen sen miydin?"O an kimin kucağına yıkılmıştım bilmiyordum ama o koku çok tanıdıktı.

Koku,koku Burak gibiydi. Hey beni eski sevgilime kaçırtmış olamazdı değil mi?

"Sence Alev kızı,senin gibi bir fahişe için kendimi tehlikeye atar mıyım?"yanımda ki yastığın birini ona fırlattım.

"Sen küçükken böyle değildin. O zaman gerizekalıydın şimdi sik kadar aklı olmayan bir embesil olmuşsun! Ayrıca ben fahişe değilim dağ ayısı."küfürüme şaşırmıştı ne yani kadınlar küfredemez diye bir kural vardı da benim mi haberim yoktu. Yani küfür benim için bir hobiydi. Hatta bu hayatta sevdiğim üç şeyden biri küfür sanat ve edebiyatı olabilir.

"Ağzını topla! Sen şu an kiminle konuşuyorsun farkındamısın Öykü? Karşında en güçlü mafya ve iş adamı Demir Saygın var. İstesem seni kurşun yağmuruna tutabilirim. Kimse duymadan bu işin içinden sıyrılabilirimde. Ama ben babamın kaç yıllık dostunun kızını hemen ölümle ödüllendirmek istemiyorum. Biraz acı çekmesi lazım."arkasını dönerek hızla kapıyı çarparak çıktı. Gücüm buraya kadar dı. Uyuşturucunun etkisiyle gözlerim kapandı evet beni yine bir uyku bekliyordu.

❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️❣️

Bu günden sonra hiç birşey Öykü için aynı olmayacaktı. Çünkü Öykü en güvendiği kişi babası tarafından ihanete uğramıştı. Kalbi artık bir kişi hariç kimseye güvenmeyecekti.